Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - Kalp hastalarına takılan metal stentler, yerini vücut içinde eriyen plastik stentlere bırakıyor. Sağlık teknolojilerinde yaşanan gelişmelere paralel olarak geliştirilen yeni stentler, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırıyor. Düzenlene basın toplantısında plastik (eriyen) stentlerle ilgili bilgi veren Şifa Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı, Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr.Ahmet Taştan kalp damarına takılan eriyen stentlerin 6 ay içinde ortadan kaktığını, iki yıl içinde de tamamen yok olduğunu söyledi.

Ege Bölgesi'nde ilk defa Şifa Hastanesi'nde eriyen stent teknolojisini kullandıklarını belirten Taştan, eski yöntemle yenisi arasındaki farkları açıklayarak, yeni teknolojinin yağ asidinden yapıldığı için vücuda hiçbir yan etkisi olmadığını dile getirdi.



Damar sertliği hastalığının belirli aşamalara göre tedavi formlarının bulunduğunu aktaran Taştan, 'Hastalığın devresine göre hastaları tedavi ediyoruz. Daha hafif düzeyde hastalığı olanlarda yani damardaki daralma oranının yüzde 50-70'in altında olduğu hastalarda, ilaç tedavisi yeterli oluyor. Ancak, damardaki daralma oranın yüzde 70'i geçtiği durumlarda kullandığımız ilaçlar yeterli olmadığı için tedavinin bir sonraki aşamasında sorunlu olan damar bölgesinin tedavisi gündeme geliyor' dedi. Taştan, sorunlu olan damar bölgesinin tedavisinde de ya stent adı verilen cihazları kullandıklarını ya da ciddi damar hastalarında ameliyat yaptıklarını söyledi.
YAĞ ASİDİNDEN ÜRETİLEN 'STENTLER'
Vücut içinde eriyen stentlerle ilgili bilgi veren Taştan, 'Yeni yöntemin uygulanmaya başladığında plastik stentlerin metal stentlere göre çok daha üstün özelliği olduğu görüldü. Bunu adına stent demek yerine vasküler destekleyici cihaz tanımlaması yapılıyor. Biz stendi damara yerleştirdiğimizde bir destek cihazı olarak orada kalıyor. Eriyen stent ise poliaktik asit dediğimiz yağ asidinden üretilmiş. Bu da vücut için alerjik reaksiyon yaratmayacak bir malzeme' ifadesinde bulundu. Eriyen ve üzeri ilaçla kaplı stendi hastalıklı bölgeye koyduklarını anlatan Taştan, 'Oraya koyduğumuz andan itibaren belirli bir sürede bu ilaç iyileşme işlemini tamamlatıyor ve hastalıklı bölgede tekrar daralma olmasını önlüyor. Sonrasında stent yağ asidi olduğu için erime başlıyor ve iki yılın sonunda tamamen kayboluyor. Bu süre sonunda ise hastaya anjiyo yaptığınız o bölgede stent diye bir şey görmüyorsunuz' diye konuştu.
DEVRİM NİTELİĞİNDE
Bu sistemin yeni bir devrim niteliğinde olduğunun altını çizen Taştan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bugün için damardaki sorunu tedavi etmede en iyi cihaz. Çünkü probleminizi giderene kadar yardımcı oluyor ve size sorun oluşturmadan kaybolup gidiyor. Cihaz yeni uygulanmaya başlandığı için bazı hasta gruplarında seçici davranılıyor. İleriki zamanda çok daha geniş hasta grubuna uygulanabilir hale gelecek. Şu anda en ciddi kısıtlayıcı hastalıklı bölgede damar yapısının çok sert olması çok kireçlenmenin olması yani stent cihazını oraya yerleştirmemem ilgili sorunlar olabiliyor. Cihaz, şeker, by-pass, böbrek yetmezliği olan ya da bir takım kan hastalığı olan hastalara rahatlıkla uygulanabiliyor.'