Buse AÇIKALIN/EGEDESONSÖZ- İzmir'de doktor kontrolü olmadan 2 ay boyunca düzenli olarak zayıflama kahvesi içtikten sonra kalbi duran 32 yaşındaki genç kadın, hastanede 15 günü entübe olmak üzere 1 buçuk ay süren tedavi sonucu yaşam mücadelesini kazandı.
Yaşanan bu olay, zayıflama kahvesi ve çaylarının vücuda olan zararlarını tekrardan gündeme getirdi.
Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulunan Diyetisyen Pınar Kocaağa, bu ürünlerin kontrolsüz kullanımının merkezi sinir sistemi ve kalp-damar sistemi üzerinde güçlü uyarıcı etkiler yarattığını ve uzun süreli kullanımlarda da ölümcül ritim bozuklukları ile sonuçlandığını belirtti. Kocaağa, zayıflama çayı ve kahvesi olarak etiketlenen hiçbir ürünün sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin yerini tutamayacağını ifade etti.
“İÇERİKLERİNDE YASAKLI OLAN MADDELER SAPTANABİLİR”
Bu tarz ürünlerin içeriğindeki maddelerin insan sağlığı açısından ciddi bir risk oluşturduğunu söyleyen Kocaağa, insanların zayıflama çay ve kahvelerini tercih etme sebepleri temelde iki genel iddiadan kaynaklanmaktadır. Ürünlerin etiketlerinde bulunan ‘yağ yakıcı/detoks/termojenik’ ve ‘doğal/bitkisel’ gibi iddialar bireyler üzerinde yanlış bir algı oluşturmaktadır.
Zayıflama çay ve kahvelerinin içeriği değişse de bu karışımlar bağırsak hareketliliğini artırabilmekte ve idrar söktürmeye yardımcı bileşenleri ile de vücut ağırlığı üzerinde geçici etkiler yaratabilmektedir. Bazı çay ve kahveler tamamen doğal olarak etiketlenmelerine rağmen içeriklerinde farmasötik etkili hatta bazen yasaklı olan maddeler saptanmıştır. Özellikle internet satışlarında içeriğinin şeffaf olarak paylaşılmaması, ürünlerde beyan edilmeyen toksik maddelerin olma ihtimalini arttırmaktadır” dedi.
“YAŞANAN SU KAYBI İLE ZAYIFLAMA ALGISI OLUŞUR”
Ürünlerin içerisinde yer alan bazı maddelerin illegal olarak ekletildiğini ifade eden Kocaağa, bu kahvelerin yaşanan su kaybı sebebi ile zayıflama algısı oluşturduğunu belirtti.
Kocaağa açıklamasında, “En sık kullanılan bu bileşenlere değinmek gerekirse; sibutramin vb. ürünler, ağırlık yönetiminde kullanılmakta iken kardiyovasküler yan etkiler açısından bir tehdit oluşturduğu için 2010 yılında tüm dünya ve Türkiye piyasasından toplatılan bir maddedir. Fakat hala illegal olarak ekletilerek zayıflama çay/kahvelerinde en sık tespit edilen tağşiş maddelerinden biridir. Diüretik ve/veya laksatif (senna, sinameki vb.) etkili bitkilerin çay/kahve karışımlarına dahil edilmesi bağırsak hareketliliğini arttırarak sıvı-elektrolit dengesizliğine yol açmaktadır. Ayrıca çay/kahvelere diüretik maddelerin eklenmesi sonucunda yaşanan su kaybı ile zayıflama algısı oluşturulmaktadır.
Güçlü uyarıcı etkiye sahip olan bitkiler ve/veya bileşenler (efedrin, sinefrin, yohimbe, yüksek doz kafein içeriği, guarana, yeşil çay ekstratları gibi) metabolizmayı hızlandırdığı iddiasıyla kullanımları sonucunda bireylerde kardiyovasküler ve karaciğer hastalık riskini arttırdıkları bildirilmiştir” şeklinde konuştu.
“UZUN SÜRELİ KULLANIMLAR ÖLÜMCÜL RİTİM BOZUKLUKLARI İLE SONUÇLANABİLİR”
Ürünlerin kalp durması veya ritim bozukluğu gibi ciddi sonuçlara yol açmasının nedenlerini sıralayan Kocaağa, “Çay ve kahvelere eklenen bu ürünlerin kontrolsüz kullanımı merkezi sinir sistemi ve kalp-damar sistemi üzerinde güçlü uyarıcı etkiler yaratmaktadır. Ayrıca vücutta yarattıkları sıvı/elektrolit dengesizlikleri sonucunda bireylerin kan basıncında ve kalp atış hızında yaşanan ani yükselmeler kalp sağlığını olumsuz etkilemektedir. Vaka çalışmalarında uzun süreli kullanımlarının ölümcül ritim bozuklukları ile sonuçlandığı bildirilmiştir.
Hipertansiyon ve kalp-damar hastalık öyküsüne sahip bireyler bu ürünleri kesinlikle kullanmamalıdır” açıklamasında bulundu.
“BİTKİSEL OLMASI TAMAMEN GÜVENİLİR OLDUĞUNU ALGISI YARATMAMALIDIR”
Ürünlerin “bitkisel” etiketiyle satışa çıkarılmasının tamamen güvenilir algısı yaratmaması gerektiğini belirten Kocaağa, şöyle konuştu:
“Bir ürünün bitkisel veya doğal olması tamamen güvenilir olduğu algısını yaratmamalıdır. Ürünlerde bulunan bileşenlerin içeriğinin ve miktarının net belirtilmemesi güvenlik zafiyeti yaratmaktadır. Çünkü çoğu çay/kahve içeriğinde belirli bir standardizasyon bulunmamaktadır. Ayrıca yüksek miktarlarda tüketimi veya uzun süreli kullanımı doz aşımına neden olarak yan etkilere sebep olmaktadır. Ürünlerle eş zamanlı ilaç kullanımı ile besin-ilaç etkileşim riskini artmaktadır. Bu sebeple bireylere etiket okuma alışkanlığı kazandırmak oldukça önemlidir. Çünkü çay/kahvelere eklenen bileşenlerin olumsuz etkilere neden olabileceği ve “bitkisel” olarak adlandırılmaları her durumda güvenli olduğu anlamına gelmemektedir”
“SOSYAL MEDYA TANITIMLARI, İNSANIN HIZLI ÇÖZÜM ARAYIŞINI TETİKLER”
Bu tarz ürünlerin sosyal medyada olan popülerliği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kocaağa, “Sosyal medyada konuyla ilgili eğitimi ve hatta ürünlerin içeriği hakkında bilgi sahibi olmayan bireylerin yaptığı tanıtımlar, insanların hızlı çözüm arayışını tetiklemektedir. Bu ürünlerin kullanımı sonucunda görülen hızlı ağırlık kaybı (öz. su kaybı) kısa süre içinde geri alınmakta ve kişinin sağlığında olumsuz etkiler yaratmaktadır. Zayıflama çayı/kahvesi olarak etiketlenen hiçbir ürün sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin yerini tutamaz” dedi.





