Çok saçma bir başlık olduğunun farkındayım.

Ben de gıcığım bu ifadeye…

Oldu olacak, kurdele kesseydik!

Davullar çalsaydı, zurnalar ötseydi!

“Madem o ifadeye gıcıksın, neden böyle bir başlık attın?” diyenler olacaktır.

“Orman yangını sezonu açıldı?” demek, ne demek!

Orman yangını, bir turizm sezonu gibi sabırsızlıkla beklenen, özlenen bir şey midir ki açılsın?

Orman yangını çıktığı zaman, tatile giderkenki sevinç mi dolar gönüllere?

O yüzden, “Orman yangını sezonu açıldı” ifadesine hep karşı oldum.

Orman yangınlarının, hiçbirimizin istemediği, hepimizin yüreğini acıttığı bir şeydir.

Alevler yükseldikçe, yangının süresi uzadıkça, üzüntümüz katlanır.

İzmir özelinde bu yıl, 4 ayrı yerde ormanlık ve makilik alanlarda çıkan yangınlar çok şükür çabuk söndürüldü.

Yangın söndürmenin en uzun olduğu yer, Urla oldu; 8 saat sürdü.

***

Orman yangını sezonun (!) bir kenara bırakalım da…

Esas konumuza dönelim.

Bu yıl orman yangınlarıyla mücadeleye hazır mıyız, ona bakalım!

Türk Hava Kurumu’nun 8 adet Kanada yapımı yangın söndürme uçağı, satışa çıkarıldı.

Bunlardan 3’ü geçen yıl aktif olarak kullanılmış.

5 tanesinin ise tamir ve bakıma ihtiyacı varmış.

Türk Hava Kurumu’na karşı katı bir tutum ve düşmanca tavır çok net görülüyor.

***

Bilindik bir hikayesi vardır, karıncanın…

Nemrut, Hazreti İbrahim’i ateşe atarak cezalandırmak ister, meydanda dev bir ateş yaktırır.

Ateşi gören canlılar etrafa kaçışır.

Ancak bir karınca, ağzında bir damla suyla devasa ateşe doğru yürür.

Onu gören bir başka karınca, “Nereye böyle?” diye sorar.

Karınca, “Duymadın mı Hazreti İbrahim’i ateşe atacakmış Nemrut!” deyince, diğer karınca alaycı bir ifadeyle, “Ateşi görmedin herhalde! Kocaman bir ateş! Kaçmaktan başka çare yok! Ağzındaki bu bir damla suyla mı o ateşi söndüreceksin” der.

Bu üzerine su taşıyan karınca, “Hiç olmazsa safımız belli olsun” karşılığını verir.

Karınca misali, keşke THK’nın da safı belli olsaydı!

Karınca misali, o satış vitrinine konulan uçaklar, orman yangınlarında küçücük de olsa bir katkı koymaya devam etseydi.

Olası yangınlarda uçsa, denizden suyu alıp alevlerin üzerine döküp, karınca gibi faydası olsaydı.

***

İlk ihalede yangın söndürme uçaklarına alıcı çıkmamış!

Neden acaba?

8 uçak için istenen 1 milyar 457 milyon 715 bin liralık fiyat fazla gelmiş olacak ki…

Alıcılar, ikinci ihaleyi bekleyecek.

İkinci ihalede bu fiyat 1 milyar 92 milyon liraya düşecek.

364 milyon lira daha ucuza gelecek.

Belki ikinci ihalede bir alıcı çıkar!

***

Kafamda deli sorular?

Bu uçakları kim alır, neden alır?

Semalarda uçup keyifleneyim, diye alınacak bir uçak değil ki bunlar; sonuçta yangın söndürme uçağı!

Kamu kurumlarına satılması öngörülüyor.

Peki kamu kurumu deyince akla en yakın kimler geliyor?

Mesela İzmir Büyükşehir Belediyesi yangın uçağı almak istedi, “Olmaz, alamazsın; uçuramazsın” denmedi mi?

Orman Bakanlığı mı alacak?

Devlet, bir cebinden öteki cebine mi koyacak uçakları?

Yoksa, 5’li çete dediğimiz gruplar gibi yeni bir grup yaratıp, bu uçakları ehven fiyata almaları sağlanıp da…

Sonra kiralama yöntemiyle onları zengin etmek mi var işin ucunda?

Neden yenisini almıyoruz?

Alamıyorsak, eldekileri neden satıyoruz?

Tamir ve bakıma ihtiyacı olanları neden tamir edip filoda aktif hale getirmiyoruz?

***

Umarım ve dilerim, bu sene orman yangını olmaz.

Biliyorum, benim bu temennim, temenni olmanın ötesine geçmeyecek.

Her zaman böyle temennilerde bulunuruz ama yine dünyanın ormanını alevlere kurban ederiz.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bir yıl önce, 26 uçağımızın, 105 helikopterimizin, 14 İHA’mızın görevde olduğunu söylemişti.

Bu kadar uçak, helikopter, İHA’nın yangınlara yetmediğini çok net gördük geçen yıl.

Aynı anda birkaç yerde başlayan yangınlara yetişemediler.

O yüzden yangınlar günlerce, haftalarca sürdü.

***

Mevcuttaki filo yetmezse, çaresi var!

Nasıl ki paramız olduğu için yetiştirmek yerine buğday, canlı hayvan alabiliyorsak!

Paramız var, yangın söndürme uçağı da kiralarız, Ukrayna’dan, Rusya’dan!

Pilotlarıyla birlikte!

Ne acıdır ki, mal kıymeti bilmiyoruz, vesselam!