Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde CHP ve MHP'nin sert muhalefetine rağmen kabul edilen ve halen tartışmaları süren Bütünşehir Yasası ile ilgi belediyeler direnmeye devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi sınırlarında kalan belediyelerin nüfus oranı aranmaksızın kapanıp bağlı bulunduğu ilçenin mahallesi olmasını öngören ve muhtarlıkların tüzel kişiliğini ortadan kaldıran yasa kavgalara neden olmuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sınırının il sınırı olarak genişlemesi ile birlikte Karaburun'a bağlı Mordoğan Beldesi de kapatılacak. Doğal güzellikleri, denizi ve sahili ile cazibe merkezi konumunda olan şirin turistik belde Mordoğan'ın Belediye Başkanı Ahmet Çakır, dava sürecini resmen başlattı.
BAŞKAN DEĞİL VATANDAŞ BAŞVURUSU
Belediye Başkanı Çakır başvurusunu, Anayasa Mahkemesi'ne yapılabilen bireysel başvuru hakkının kazanılması çerçevesinde gerçekleştirdi. Başkan gerekçesinin en önemli dayanağını ise seçme ve seçilme hakkının ellerinden alınmasını gösterdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. Maddesi'nde yer alan hakkın belediyeler kapatıldıktan sonra ellerinden alınacağını belirten Çakır, yasanın Avrupa Yerel Yönetimler Şartı Sözleşmesi'ni de ihlal ettiğini vurguladı. Uygulamanın yerinden yönetim ilkesine ters olduğunu anlatan Çakır, başvurusunda vatandaşın sağlıklı hizmet alamayacağını, doğrudan iletişim kuracağı başkan ve seçilmiş kişileri bulamayacağını anlattı. Çakır, başvuruyu belediye başkanı kimliği ile değil beldede yaşayan vatandaş Ahmet olarak yaptı.
Yasa ile birlikte Türkiye genelinde seçme ve seçilme hakları elinden alınan belediye başkanları ile meclis üyesi sayısının 20 bini bulacağını anlatan Çakır, 'Nasıl bu belediyelerin tüzel kişiliğini kazanması için referandum yaptıysak kapanması için de referandum yapılması gerekiyor. Ben Mordoğan'da iki dönemdir belediye başkanlığı yapıyorum. Buranın mülki amiri olarak halk bizi görüyor. Sadece işe gidip gelmiyoruz. Vatandaşlarımızın iyi gününde kötü gününde hep birlikteyiz' dedi.
MUHTARIN ÖNEMİ BÜYÜK
Bütünşehir Yasası'nın hizmet gelmesi ve yatırımlar yapılması açısından olumlu olduğunu anlatan Çakır, belediyelerin borçlanarak yaptıkları birçok uzun yıllara dayanan projelerin de hızlı yapılacağını söyledi. Çakır, 'Yatırım açısından bakıldığında olumlu ama halk seçtiği, oy verdiği kişileri yanında görmek istiyor. Bu yasa muhtarlıkların da tüzel kişiliğini kaldırdı. Valinin bile yetkisi olmayan silahlı güvenlik gücü kurma yetkisi muhtarlıklarda var. Köylerde muhtarın büyük önemi oluyor. Tüm bunlar gidecek' diye konuştu.
YATIRIM GEÇ GELİR
Küçük yerlerde ilçe belediye başkanı ya da büyükşehir belediye başkanına halkın ulaşmakta zorlanacağını anlatan Çakır, 'Büyükşehir Belediyesi'nde başkanı tam 3,5 saat beklediğimi biliyorum. Bir vatandaş bu kadar tahammül eder mi? Beldeye geldiğinde yapılmasını istediği şey hemen yapılıyor. Çünkü biz talepler küçük olduğu için en fazla yarın günde noktalıyoruz. Ayrıca yaz mevsiminde nüfusumuz artıyor. Bu da hizmetlerin yerinde verilmesi konusunda sıkıntı yaratacaktır' ifadelerini kullandı.
BAŞKAN DEĞİL VATANDAŞ BAŞVURUSU
Belediye Başkanı Çakır başvurusunu, Anayasa Mahkemesi'ne yapılabilen bireysel başvuru hakkının kazanılması çerçevesinde gerçekleştirdi. Başkan gerekçesinin en önemli dayanağını ise seçme ve seçilme hakkının ellerinden alınmasını gösterdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. Maddesi'nde yer alan hakkın belediyeler kapatıldıktan sonra ellerinden alınacağını belirten Çakır, yasanın Avrupa Yerel Yönetimler Şartı Sözleşmesi'ni de ihlal ettiğini vurguladı. Uygulamanın yerinden yönetim ilkesine ters olduğunu anlatan Çakır, başvurusunda vatandaşın sağlıklı hizmet alamayacağını, doğrudan iletişim kuracağı başkan ve seçilmiş kişileri bulamayacağını anlattı. Çakır, başvuruyu belediye başkanı kimliği ile değil beldede yaşayan vatandaş Ahmet olarak yaptı.
Yasa ile birlikte Türkiye genelinde seçme ve seçilme hakları elinden alınan belediye başkanları ile meclis üyesi sayısının 20 bini bulacağını anlatan Çakır, 'Nasıl bu belediyelerin tüzel kişiliğini kazanması için referandum yaptıysak kapanması için de referandum yapılması gerekiyor. Ben Mordoğan'da iki dönemdir belediye başkanlığı yapıyorum. Buranın mülki amiri olarak halk bizi görüyor. Sadece işe gidip gelmiyoruz. Vatandaşlarımızın iyi gününde kötü gününde hep birlikteyiz' dedi.
MUHTARIN ÖNEMİ BÜYÜK
Bütünşehir Yasası'nın hizmet gelmesi ve yatırımlar yapılması açısından olumlu olduğunu anlatan Çakır, belediyelerin borçlanarak yaptıkları birçok uzun yıllara dayanan projelerin de hızlı yapılacağını söyledi. Çakır, 'Yatırım açısından bakıldığında olumlu ama halk seçtiği, oy verdiği kişileri yanında görmek istiyor. Bu yasa muhtarlıkların da tüzel kişiliğini kaldırdı. Valinin bile yetkisi olmayan silahlı güvenlik gücü kurma yetkisi muhtarlıklarda var. Köylerde muhtarın büyük önemi oluyor. Tüm bunlar gidecek' diye konuştu.
YATIRIM GEÇ GELİR
Küçük yerlerde ilçe belediye başkanı ya da büyükşehir belediye başkanına halkın ulaşmakta zorlanacağını anlatan Çakır, 'Büyükşehir Belediyesi'nde başkanı tam 3,5 saat beklediğimi biliyorum. Bir vatandaş bu kadar tahammül eder mi? Beldeye geldiğinde yapılmasını istediği şey hemen yapılıyor. Çünkü biz talepler küçük olduğu için en fazla yarın günde noktalıyoruz. Ayrıca yaz mevsiminde nüfusumuz artıyor. Bu da hizmetlerin yerinde verilmesi konusunda sıkıntı yaratacaktır' ifadelerini kullandı.
Öte yandan Büyükşehir sınırlarında yeni yasa ile birlikte Mordoğan dışında Yeni Şakran, Zeytinlik (Aliağa), Zeytinova (Bayındır), Ayaskent, Bölcek, Göçbeyli, Yenikent, Zeytindağ (Bergama), Poyracık, Yayakent (Kınık), Bademli (Seferihisar), Birgi, Bozdağ, Çaylı, Karaköy, Kaymakçı, Konaklı, Ovakent (Ödemiş), Belevi (Selçuk), Gökçen (Tire), Çandarlı (Dikili) beldeleri de kapatılacak.




