Ender ALDANMAZ/EGEDESONSÖZ- Kurumları mali açıdan denetleyen en büyük kurum olan Sayıştay, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2024 yılı mali hesaplarını ve harcamalarını inceledi.
Bütçe dengesinin sağlandığının belirtildiği raporda büyükşehir belediyesinin sıkı bir denetimden geçtiği ve 102 ayrı bulguya yer verildiği görüldü.
Raporda şirket yönetimlerinde zafiyetler olduğu ve yönetici vasfına haiz olmayan kişilerin yönetim kurulu üyeliği görevlerine getirilmesinin mevzuata aykırı olduğu bildirildi.
7 YILDA 10 MİLYAR TL’YE YAKIN ZARAR!
Büyükşehir Belediyesi'ne mali konuda uyarı yapan Sayıştay raporunda şunlara yer verildi:
“Büyükşehir Belediyesi iktisadi teşebbüslerinin sürekli zarar etmesi sebebiyle her yıl sermaye artırımına gidildiği ve 2017-2024 yılları arasında Belediyenin zarar eden şirketleri için yapmış olduğu sermaye artırım tutarının 9.755.995.372,66 TL olduğu görülmüştür.
Büyükşehir Belediyesi iktisadi teşebbüslerinin zarar etmesi sebebiyle sürekli olarak sermaye artırımına gidilmesi ve 2017-2024 yılları arasında Belediyenin zarar eden şirketleri için yapmış olduğu sermaye artırım tutarının artan bir şekilde 9.755.995.372,66 TL’ye ulaşması nedeniyle Belediyenin hizmetlerini sürdürebilmesi için sahip olduğu mali kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmasının zorunlu olduğu ve mali disipline uyulmadığı takdirde Belediyenin sürdürülebilirlik durumu olmayacağı dikkate alınarak bu duruma meydan vermemek amacıyla gerekli önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir”
UYARI YİNELENDİ: BUCA METROSU İHALESİ İÇİN YARGIYA GİDİN!
İzmir Büyükşehir Belediyesi eli ile yürütülen ve kentteki en büyük yatırım olarak kabul edilen Buca Metrosu ile ilgili ihale sürecine ilişkin olarak belediyenin maddi kaybı olduğu ve bununla ilgili 'adli süreç' başlatılması gerektiği bulgularda yer aldı. İhaleye giren ve en düşük teklifi veren firma yerine ihalenin sondan ikinci firmaya verilmesi ve devamında ihaleyi alamayan firmanın büyükşehir ile davalık olmasına neden olan adli sürecin sonunda firmanın davasından vazgeçtiğinin altı çizildi.
Değerlendirmede “Bu konu ilk olarak 2022 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer almıştır. Raporda yer alan tespitlerden haberdar olunduğu andan itibaren gereğinin yapılması gerekirdi. Raporun gereğini yapmayan o dönemin ve şu andaki üst yöneticinin sorumluluğu bulunmaktadır. 2022 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer alan konu hakkında gerekli işlemi yapmayan o dönemin üst yöneticisi hakkında da gerekli işlem yapılmalıdır. İdarenin 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin Sayıştay Denetim Raporunun gereğini yerine getirmediği sonucuna varılmıştır. Sonuç itibarıyla, İzmir Hafif Raylı Sistemi 5. Aşama Üçyol – Buca Hattı Yapım İşi ihalesinde tekliflerin değerlendirilmesi sürecinde Banka’nın geçerli satınalma politika ve kurallarına riayet edilmediği, ihale sürecinde yapılan değerlendirmelerin uluslararası kabul gören saydamlık, eşit muamele, öngörülebilirlik, belirlilik ve güvenilirlik ilkelerine uygun yürütülmediği, dolayısıyla bu süreçte görev alan kamu görevlilerinin görevlerini gereği gibi yürütmedikleri kanaatine varıldığından dolayı ilgililer hakkında gerekli süreç işletilmelidir.”
ŞUBE MÜDÜRLERİNE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YAPTIRILMADI
“Genel Sekreterlik ve Daire Başkanlıkları Altında Maaş Alan Şube Müdürlerinin Görevinin Olmaması” başlıklı bulguda kadrosu Genel Sekreterlikte olan 18 şube müdüründen 13’ünün harcama birimlerinde görevlendirildiği, bunlardan 5’inin ise fiili görev yerinin Genel Sekreterlik olarak göründüğü belirtildi. Açıklamada “Kadrosu Genel Sekreterlikte olup çeşitli birimlere görevlendirilen 13 kişiye şube müdürlüğü yaptırılmadığı gibi o birimde bir görevlerinin de olmadığı anlaşılmıştır. Aynı şekilde fiili görev yeri Genel Sekreterlik olarak görünen kişilerde her hangi bir görev yapmamaktadır. Şube müdürü kadrosunda olup görev verilmemesi anlaşılabilir bir durum değildir. Bu kişilere ya kadronun gerektirdiği görevler verilmeli ya da uygun görülen başka bir kadroya ataması yapılmalıdır” denildi.
KADROLU DALGIÇ OLMAZ
“Unvan Değişikliği Sınavına Girmeden Dalgıç Kadrosuna Atama Yapılması” başlıklı bulguda üç personelin unvan değişikliği sınavına girmeden dalgıç kadrosuna atanması ele alındı.2016 yılında yapılan atamanın usule uygun olmadığı belirtildiği açıklamada “Unvan değişikliği sınavına girmeden dalgıç kadrosuna yapılan atamaların iptali sağlanmalıdır” denildi.
İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ’NDEN 24 YILLIK KİRA BEDELİ İSTENECEK
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin uzun yıllardır kullanımına tahsis edilen Karataş'taki Basın Lokali’nin tahliye edilmesi ve yıkılması sürecine ilişkin olarak bir bulgu da raporda yer aldı. Raporda 2001 yılından bu yana cemiyetten kira bedeli ya da ecrimisil gibi gelir getirecek kalemlerin alınmadığı ve taşınmazın tahliyesine kadarki süre zarfında geçmiş yıllara ilişkin alınması gereken ücretlerin cemiyetten tahsili Sayıştay tarafından istendi. Cemiyet, bu yılın mart ayında binayı tahliye etmişti.
GAZİEMİR’DEKİ ÜÇ BİNAYI BİR AN ÖNCE BOŞALTIN VE YIKIN!
Sayıştay, 2007 yılında riskli yapı ilan edilen ve yıkılması kararlaştırılan Gaziemir’deki Makine, İkmal, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı bölgesindeki ana bina, yemekhane ve ek binalarında can güvenliği sorunu olduğu ve bir an önce boşaltılarak yıkılması gerektiğini raporunda yer verdi.
İKİ İLÇEDE NAZIM İMAR PLANI YOK
Sayıştay raporunda İzmir'in Kiraz ve Beydağ ilçeleri ile 6 ilçedeki bazı mahallelerinin nazım imar planı bulunmadığı ve planların yapılması gerektiği belirtildi. Açıklamada “İdarenin yapmak zorunda olduğu nazım imar planının Kiraz, Beydağ ilçe merkezleri ile Dikili-Çandarlı, Bornova-Pınarbaşı, Kemalpaşa’nın Armutlu, Yukarıkızılca ve Bağyurdu, Tire-Gökçen, Bergama-Bölcek Mahallelerinde ve Çeşme’nin Reisdere Germiyanyalısı mevkiinde olmadığı görülmüştür. Düzenli kentleşme için Belediyenin görevi olan bu planların yapılması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.
AÇIK OTOPARKLARDA YA SAATİ KADAR ÜCRET AL YADA KİRALA
Raporda, açık hava otoparklarında park edilen araçlardan alınan ücretlerden sorunlar olduğu vurgulandı. Raporda park ücreti alınan bazı araçların günlerce park yerinde kaldığı ancak kaldığı süre boyunca ücret alınmadığı belirtildi. Ayrıca personel eksikliği gibi sebeplerin giderilmemesi durumunda park yerlerinin üçüncü şahıslara kiralanabileceği de belirtildi.
Açıklamada “Yol kenarı otoparklarında aracın kaldığı saate göre ücret alınması için gerekli altyapının oluşturulması ve görevlilerin aracın park ettiği tarih ve saat ile parktan ayrıldığı tarih ve saat bilgilerine yer vermesi, personel eksikliği nedeniyle işletilmeyen/işletilemeyen yol kenarı otoparklarının söz konusu eksikliğinin giderilerek işletmesinin yapılması, personel yetersizliğinin giderilmemesi/giderilememesi durumunda şirket ile olan protokollerin yenilenerek 5216 sayılı 26’ncı madde hükmü gereği söz konusu yerlerin 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre şirket tarafından üçüncü kişilere devri yapılarak işlettirilmesi veya Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edilerek işlettirilmesi, bu bağlamda şirketin dolaylı olarak da Belediyenin gelir kaybının önlenmesi için gerekli sürecin işletilmesi gerekir” denildi.
PORTAKAL VADİSİ’NDE USULSÜZLÜK
Raporda yer alan “Götürü Bedel İhale edilen Portakal Vadisi Yapım İşinde Önceden Öngörülebilecek İş Değişiklikleri Yapılması ile İdarenin Bazı İmalatları Üstlenmesi” bulgusunda Buca’da bulunan Portakal Vadisi projesinde yüklenici firmanın işleri tamamlamaması sebebiyle Fen İşleri Daire Başkanlığı’nın yapım işine devam ettiği ve kamu zararının oluştuğu yer aldı. İmalatlarında Fen İşleri tarafından yapılmasının yükleniciye maddi yarar sağladığı belirtilen açıklamada sorumlular hakkında idari ve hukukin sürecin başlatılması istendi.
AYNI İŞİN ÜÇ AYRI BELEDİYE ŞİRKETİNCE YAPILMASI VERİMSİZ
Raporda büyükşehir şirketlerinin bazılarının benzer alanlarda faaliyet yürütmesinin mali bütçeye yük oluşturacağı ve verimsiz olduğu belirtildi.
Raporda şunlara yer verildi:
Büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşları ile şirketlerinin aynı/benzer faaliyet alanlarında hizmet verdikleri görülmüştür. şirketlerinin kamu kaynağı kullandığı ve zararlarının Belediye bütçesinden sermaye artışı yoluyla karşılandığı dikkate alındığında, Büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşları ile şirketlerinin aynı/benzer faaliyet alanlarında hizmet vermemesi kaynakların kullanımı açısından önemlidir.
Büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşları ile şirketlerinin aynı/benzer faaliyet alanlarında hizmet vermesinin kamu kaynağının kullanımının belli bir plan çerçevesinde gerçek ihtiyaca göre etkili, ekonomik ve verimli gerçekleştirilmesi ilkeleri açısından rasyonel olmadığı ve bu nedenle gerekli tedbirlerin alınmasının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğu değerlendirilmiştir.
EHLİYETİNİ KAPTIRAN ŞOFÖR BELEDİYEDE ÇALIŞTIRILAMAZ
“İşçinin Ehliyetine El Konulması Sonucu Toplu İş Sözleşmesinde Yer Alan Hükümle Bu Süre Zarfında Başka Pozisyonda Çalıştırılması” başlıklı bulguda alkollü olduğu gerekçesiyle ehliyetini kaptıran şoförlerin belediyenin başka birimlerinde iş devam ettirildiği ve bunun mevzuata uygun olmadığı belirtildi. Açıklamada “Madde hükmünde şoför olarak görev yapan personelin trafik suçlarını işlemesi durumunda başka bir işte çalıştırılması hüküm altına alınmıştır. Bu durum ihtiyaçları sebebiyle şoför olarak istihdam edilen personelin ehliyet yeterliliğini kaybetmesine rağmen dağıtım personeli, temizlik personeli, hizmetli gibi vasıfsız işçi olarak çalıştırılması sağlanmaktadır. Bu maddeye göre ehliyeti 2 yıla kadar alınan kişi işini kaybetmemekte, başka pozisyonda çalışmaya devam etmektedir. Bu kişilerin işe alınma nedeni şoförlük ihtiyacı nedeniyledir. Ehliyeti olmayan kişi şoförlük yapamayacağı için ihtiyaç olunan şoförlük için başka kişiler işe alınmakta, ehliyeti geri alınan kişinin çalıştığı pozisyonda ihtiyaç olmadığı halde bu pozisyonda çalıştırılarak kişi gelir elde etmeye devam etmektedir. Ehliyeti geri alınan kişinin eylemi cezayı ve duruma göre haklı feshi gerektirdiği halde bunun yerine kişi bu eylemi nedeniyle herhangi bir mağduriyet yaşamadan işine devam etmektedir. Bu durum yukarıda belirtilen Kanun maddelerine ve açıklamalara uygun düşmemektedir. İmzalanan toplu iş sözleşmelerinde eylemi itibariyle ceza gerektirdiği halde ceza yerine kişileri koruyan bu ve benzeri düzenlemelere yer verilmemesi gerekmektedir” denildi.
TİS’TE “EŞ YADA ÇOCUĞUN İŞE ALINMASI” MADDESİ OLMAMALI
“Toplu İş Sözleşmesinde Liyakat İlkesi ile Bağdaşmayacak Hükümlere Yer Verilmesi” başlıklı bulguda iş kazası sebebiyle vefat eden veya malulen işten ayrılmak zorunda kalan kişilerin eşinden yada çocuklarından birinin sınavsız biçimde belediyeye alınması konusu ele alındı. Raporda “Kamu idaresi cevabında birimlerin ihtiyacı doğrultusunda ve aranan şartları taşıması durumunda değerlendirme yapıldığı belirtilmiş ise de uygulamada ihtiyaç ölçüsü gözetilmeksizin bu maddelere istinaden işlem yapılmaktadır. Bu madde olmadan da aranan vasıf ve diğer tüm koşulları taşıyan diğer kişiler gibi personel çocuklarının da ihtiyaca binaen işe alım süreçlerinde değerlendirmeye tabi tutulabilir. Bu nedenle toplu iş sözleşmesinde ayrıcalık sağlanmasına neden olan maddenin olmasını haklı kılan bir durum söz konusu değildir. İmzalanan toplu iş sözleşmelerine çalışan kişilerin eş ve çocuklarının işe alınmasını zorunlu kılan veya öncelik tanıyan maddelerin konulması liyakat ve eşitlik ilkesine uygun olmadığından dolayı bu ve benzeri hükümlerin toplu iş sözleşmelerinde yer almaması sağlanmalıdır” denildi.
ZEYTİN AĞAÇLARINDAN EKONOMİK GELİR ELDE EDİN
Geçtiğimiz yıllarda rapora yansıyan 37 bin 574 zeytin ağacından ekonomik fayda sağlanamamasına ilişkin konu yine raporda kendine yer buldu. Açıklamada, “İdarenin 2021, 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin Sayıştay Denetim Raporlarının gereğini yerine getirmediği görülmüştür. Belediyenin stratejik planlarında tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi yer almakta olup, 2021, 2022 ve 2023 yılı Sayıştay Denetim Raporlarında belirtildiği üzere zeytin ağaçlarının tarımsal faaliyete kazandırılarak elde edilecek tarımsal ürünlerin Belediye bütçesine katkı oluşturması ve ağaçların etkin kullanımı sağlanmalıdır” denildi.
BASMANE ÇUKURU, KENTE KAZANDIRILMALI
Raporda yer alan bir diğer detayda Basmane Çukuru'na ilişkindi. Çukurun kente kazandırılması noktasında belediyenin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirlimesinin istendiği bulguda şunlara yer verildi:
“Kamu idaresi tarafından konu ile ilgili tapu iptal ve tescil davası açıldığı, hukuki süreç sonucunda taşınmazın mülkiyetinin tamamının Belediye tarafından edinilmesinin hedeflendiği ve idari ve yargısal sürecin takip edildiği belirtilmiştir. İdare cevabında üzerine düşeni yaptığını belirtse de ekonomik değeri yüksek olan 20.866,10 m2 taşınmazın bir an önce değerlendirilerek atıl durumdan kurtarılması önemlidir.
Sonuç olarak, şehir merkezinde bulunan 20.866,10 m2 taşınmazın 1997 yılından itibaren şantiye alanı olarak kalmasının güvenlik açısından tehdit oluşturmasının yanı sıra kamu kaynağı olan taşınmazın etkili, ekonomik ve verimli kullanılmadığını gösterdiği, bu sebeple yürürlükte bulunan imar planları doğrultusunda söz konusu taşınmazın değerlendirilmesine yönelik işlemlerin yapılarak gerekli idari ve yargısal süreçlerin işletilerek sonuçlandırılması gerekmektedir”



