Bölgeyi ve insanları çok yakından tanıyan biriyim.
Defalarca gidip bizzat durum değerlendirmesi yapmasam;
Tamam diyeceğim, gidin…
***
Bilhassa Türkmen Dava Arkadaşlarımızın “yerelmanada ve Suriye bütünlüğü içinde” nerede durduklarını bilmek çok önemli!
Verdikleri soylu mücadele yeniçağın destanıdır…
Fakat durum son derece hassas.
Durumu çok yakından bilmesem ben de gerçeklerin dışında ben de hayallere kapılır, bir an evvel Şam ve Halep’e atardım kendimi…
Hiç olmazsa orada tanınan, SMO’nun en önemli güçlerince bilinen birisi olarak yapardım bunu…
Lakin “Suriye Hakikati” öyle değil!
***
Zira siyasi, idari, ekonomik ve sosyal şartlar tam manasında yerli yerine oturmuş değil!
Dün bir, bugün iki…
Evet, “Türk müteşebbisini ve dahi İzmirli Girişimcilerimizi” anlıyorum…
Üretmek, istihdam sağlamak ve faydalı olmak istiyorlar…
Bunun içinde hemen “büyük bir iştaha” ile bölgeye gitmek istiyorlar…
Gidebilirler elbette, seyahat özgürlüğü var… Halep’e ve Şam’a uçak da var. Var da…
***
Biraz genel kültür ve az çok siyasi değerlendirme yapabilen İşadamlarımızaKarabağ ve Kosova örneklerini verebilirim(!)
Siyasi İrade, Güvenlik, Ekonomik Sistem İşleyişi hep önemli, çok önemli konular…
Ekonomik sistemin Türkiye ile entegrasyonu veya senkronizasyonu daha sağlanmadı. Bağlantılar daha kurulmadı!
***
Hem biraz da Devletimizi ve Türkmen Kardeşlerimizi düşünmeliyiz!
Ayn’el Arap Meselesi ve Fırat’ın Doğusunun terörden arındırılması konusu bizler için her şeyden önce gelir!
ABD’nin daha bölge ile ilgili tavrı tam kesinleşmemişken hele hele…
Dikkat etmek gerekiyor…
Sonra kişilere… Güvenilir insanlarla yol yürümek gerekiyor.
Yani sakin ve güvenli adımlar için bekleyin, bekleyin, bekleyin…