Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ - Ege Kuru Meyve ve Mamülleri İhracatçıları Birliği, kuru incirde aflatoksin oluşumunun önüne geçmek amacıyla hazırladığı proje olan “Aflatoksinli Kuru İncir Bertaraf Projesi” ile aflatoksinli incirleri üyelerinden toplayarak biyogaz tesislerinde enerjiye dönüştürüyor.

EKMİB, bu projesiyle İspanya’da düzenlenen INC’nin 42. Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresinde sürdürülebilirlik ödülüne layık görüldü.

Düzenlenen basın toplantısına EİB Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye Kuru Meyve İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, İNC Türkiye Büyükelçisi Ahmet Bilge Göksan ve EKMİB Yönetim Kurulu katıldı.

Toplantıda aflatoksinli incirin imha videosu izletildi.

IŞIK: AFLATOKSİN, DOĞANIN OLUŞTURDUĞU BİR YAPI
EKMİB Başkanı Mehmet Ali Işık, yaptığı konuşmada “Bu projemiz, birinci planda insan sağlığına önem verdiğimizi gösteriyor. Çevresel anlamda sağladığımız bir çalışmadır. İncirimiz maalesef iklimsel şartlardan etkilenen ürünlerin başında geliyor. Üretim, depolama alanında toksin üretme özelliğine sahip. Bildiğiniz gibi buğdayda pirinçte, baharatlarda da kuru meyvelerde de yaşanıyor. Dünya Kodeks standartlarına göre insan sağlığına uygun bir şekilde üretilmesi gerekiyor. Aflatoksin, tamamen doğanın her yıl oluşturduğu bir yapıdır. 2024 kurak bir yıldı. Aflatoksin oranı da doğal olarak yüksekti. Sezon başında bir limit belirliyoruz. Bütün ürünlerden numune alınıyor. Çıkan değer ihracatçılara duyuruluyor. İşledikleri ürünlerden belirtilen miktarları yüzde 1.5 idi. Aflatoksin ile yüzde 2.5 oranında aflatoksin ve okratoksinli incirleri ihracatçılarımızdan topluyoruz. Biyogaz firmasına göndererek imhasını sağlıyoruz. 60 bin ton ihracatta bin 500 ton incirin imhası sağlanıyor. Tüketiciye bu ürünün geri gitmemesini, piyasaya sürülmemesini sağlamış oluyoruz. Bunun dünyada eşi benzeri yok. Elektriğe dönüştürerek sürdürülebilirliği sağlıyoruz. Bu proje bize ödül getirdi. 8 ülke müracaat etti. Bu çalışmamız aynı şekilde devam edecektir. Mor ışık altında, lazer makinalarıyla insan eliyle kontrol ediliyor. Bazı durumlarda ışıma göstermiyor. Görünmeyen ürünümüzü laboratuvarda değerlendiriliyor. Bakanlık, inceliyor standarda uyanlar geliyor, uymayanlar imha ediliyor” dedi.

ÖZ: ÜLKEMİZİN VE ÜRÜNLERİMİZİN TANITIMINI YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ
Türkiye Kuru Meyve İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

4 yeni JES girişimi... Üzümü başkenti diken üstünde!
4 yeni JES girişimi... Üzümü başkenti diken üstünde!
İçeriği Görüntüle

“INC, dünya çapında bir kuruluş. Katılımcısı bu sene 1500 kişiydi. Bu kongreye katılmamızın amacı Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek. Açık oturumlar oluyor. Sektörümüzden kişiler bu oturumlarda ürünlerimizle ilgili bilgiler veriyor. Böyle önemli kuruluşta böyle önemli bir ödül almak da mutlu etti. Ürünlerimizin ve ülkemizin tanıtımını elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz”

GÖKSAN: BİZİM ELİMİZDE DEĞİL, ÇÖZEMİYORUZ
INC Türkiye Büyükelçisi Ahmet Bilge Göksan konuşmasında “Başkalarının ifade ettiği gibi sektörü yönlendirme açısından önemli. Birçok komitesi var. Büyükelçiler komitesinde ülkemizde kuru meyvelerle ilgili çalışmalarımızı anlatıyoruz. Gelecek rekolteye ait çalışmalarımızı ifade ediyoruz. Bu çalışmamızla ödüllendirilmek mutlu etti. İhracatçılar olarak mücadele içindeyiz. Platformlarda sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz.

Vize sorunlarına rağmen 110 katılımcı ile katılım sağlandı. Yüzde 8’i Türkiye’dendi. Bilimsel kongrede konuşulan konular ilgili birimlerde değerlendiriliyor. Bu süreçte gösterdiğimiz başarı INC tarafından takdir edildi. 2024 senesi çok zor bir seneydi. Bundan sonraki seneler de kolay olacak değil. Önümüzdeki 10 yıl içinde Dünya Ekonomik Forumun tespit ettiği konuların başında doğal afetler, iklim değişikliği geliyor. Bu kadar ekonomik problemler var, enflasyon var. Böyle bir ortamda tarım ürünü üretiyoruz ve ihraç etmeye çalışıyoruz. Aynı ürünü Uzak Doğu’ya ihraç ediyorsunuz sorun yok. Tespit edilen oranlar uygulanabilir ancak AB’nin oranı ile bu sorunu yaşıyoruz. Tarım Bakanlığımız gerekli denetimi de yapıyor. İhraç ederken sıkıntılarımız oluyor, bakanlığın bize yardımcı olması lazım, bu bizim elimizde olan bir şey değil. Çözemiyoruz. Çıkan oranlar milyonda bir. Oturacaksınız yüz kilo incir yiyeceksiniz hastalanma riskiniz var . Böyle bir şey yok. Amerika da mağdur biz de. Bakanlığın önümüzdeki dönem bize destek olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

IŞIK: ÇİFTÇİMİZİN ÜRÜN KAYBINI GERİ KAZANDIK
EKMİB Başkanı Mehmet Ali Işık, tekrar söz alarak “Amerika’nın 20 ppm ile sattığını biz 2 ppm’e satıyoruz. Dolayısıyla bizim ticaretimiz doğru ve Avrupa Birliği 23 ppm olarak oran belirlemiş. Her ülke kendisine göre belirlemiş. Biz de bunu yapabiliriz. Türk ihracatçısının inanın çok büyük bir başarısı var burada biz bu kadar zor ürünü bu hava şartlarında yine aynı ihracatımızı yatmaya başladık başardı. Hatta yüzde 4 civarında geçen sene üzere bütün ülkeye dünyaya ihracatımızın miktar bazında artırdık bu ürün aslında yüzde 25 civarında noksandır küresel ısınmadan dolayı noksan büyük ürünün ihracatını gerçekleştirdik. Yüzde 28 civarında da değer bazında değer kattı. Çiftçimizin ürün kaybını geri kazanmış olduk. Onların ürünlerini en iyi şekilde değerlendirdik. Çiftçiler, bizim için çok önemli” dedi.

GABAY: EKSİK VE YANLIŞ BİLGİLER SEKTÖRE ZARAR VERİYOR
EKMİB Başkan Yardımcısı Yusuf Gabay, konuşmasında rakamlar vererek “Bu sene 400 milyon doları aşan ihracatımız olacak. Sektör olarak yaklaşık 30 bin kişiye istihdam sağlanıyor. 50 bin üreticinin ve bölgenin geçim kaynağı. Bundan dolayı da incir ile ilgili eksik ve yanlış bilgiler zarar verebiliyor bu sektöre. Basından da destek istiyoruz yanlış eksik bilgilerle sektörlere lütfen zarar vermeyin. İhracatçılar, üreticiler herkes elinden geleni yapıyor” ifadelerini kullandı.

CELEP: DEVLETİMİZİ YANIMIZDA GÖREMEDİK
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, söz alarak bakanlığın incir ihracatçısının yanında olmadığını söyleyerek serzenişte bulundu. Celep, “Üreticiler çoğu zaman hangi pestisistin ne dozda ne zaman uygulanacağını bilmiyor. Tarım danışmanlığı yaygın değil. Üreticilerin birçoğu zirai ilaç firmalarının yönlendirmesiyle hareket ediyor. Denetimler, tedarik zincirinin her aşamasında yapılmalı. Türkiye’de ise ürün pazarda iken denetim yapılıyor. Kayıp ve izlenebilirlik eksikliği var. Ya hiç yok ya denetlenmiyor . Türkiye’de fiyat önceliklidir. Kalıntı kavramı sadece ihracat sorunu gibi algılanıyor. Oysa insan sağlığı açısından da önemli. Tarım Bakanlığımızın her daim yanımızda olma zorunluluğu var. İncir konusunda yaşadıklarımızda biz devletimizi yanımızda göremedik. Çiftçiyi yönlendiremediğimiz gibi, diğer kurumlarda bilinçli olamıyor. Risk, ihracatçının kucağında kalıyor. Bu milli servettir. Böyle heder edilmemelidir. Pandemiden sonra ekolojik ve ekonomik dengeler bozuldu. Bunların çıktısı sosyal patlamaya sebep olabilir” diye konuştu.