Tire Süt'ten 8,5 lira yorumu: Üretici memnun değil!

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Hayvancılık sektöründe yaşanan kriz, her geçen gün biraz daha büyürken, Küçük Menderes Havzası’ndaki küçük üreticilerin elindeki büyükbaş hayvan sayısı da giderek azalıyor. Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk, bölgedeki ineklerin de kesime gönderildiği iddialarını doğrularken, “İneklerin kesime gitmesinin besleme sıkıntısıyla ciddi bağlantısı var. İki sene öncekiyle bugünkü hayvan sayısı birbirine çok yakın olsa da süt üretiminin düştüğünü görüyoruz. Bu da bize üreticilerin, hayvanlarını yüksek maliyetler nedeniyle yeterince besleyemediğini ortaya koyuyor” dedi.

GÜNDE İŞLEDİĞİMİZ SÜT 250 TONDAN 210 TONA DÜŞTÜ
Süt üretiminin düşmesinin ileride büyük sorunlara yol açabileceğine vurgu yapan Başkan Öztürk, Tire ve çevresinde de süt hayvanlarının kesime gönderildiğini, bunu kimsenin inkar edemeyeceğini belirtirken, kesimlerin sadece et amaçlı olmadığının altını çizdi. İnsanların artık hayvanlarını besleyemez duruma geldiğini anlatan Başkan Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Süt veren hayvanlarımız maalesef iyi beslenemiyor. Bunu hem kesime gönderilen inek sayısındaki artıştan hem de süt üretiminin düşmesinden anlıyoruz. Mesela Tire Süt Kooperatifi olarak biz günde 250 ton civarında süt topluyor ve işliyorduk. Şu anda bu rakam 210 tona düştü. Yüzde 15 civarında düşüş var. Tire’de günde 800 ton dolayında süt toplanırdı, bugün itibariyle bu rakam 650 tona geriledi. Bu düşüşlerin ana sebebi, bir türlü durdurulamayan yem, akaryakıt ve enerji zamlarıdır.”

ÜRETİCİNİN ULUSAL SÜT KONSEYİ’NE GÜVENİ KALMADI
Sütün litre fiyatının 8,5 liraya, devletin verdiği desteğin de 20 kuruştan 50 kuruşa çıkarmasının üreticiyi tatmin etmediğini, üreticinin Ulusal Süt Konseyi’ne güveninin kalmadığını öne süren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk, “Devlet; primi 50 kuruş yerine 1 lira yapmalıydı. İşte o zaman 8,5 liralık fiyat üreticiyi biraz olsun mutlu ederdi. Ulusal Süt Konseyi, sütün taban fiyatını 7,5 lira olarak açıkladığında herkes birbirinin yüzüne baktı, zaten 7,5 liraydı, bu ne demek oluyor, dedi. Tepkiler artında biz yem desteği yapacağız, mısır, arpa getirtip dağıtarak maliyeti düşüreceğiz, dediler; taban fiyatı yine 7,5 lira olarak açıkladılar. Böyle olunca üreticilerin Ulusal Süt Konseyi’ne güveni kalmadı ve firmalarla bu rakamın üstünde fiyatlarla anlaştılar. Bundan sonra sütün litresinin 8,5 lira, primin 50 kuruş olarak açıklanmasının bir önemi kalmadı, çünkü piyasa oluştu” dedi.

BÖYLE KRİZLERDE KOOPERATİFÇİLİĞİN ÖNEMİ DAHA İYİ ANLAŞILIYOR
Bu tür krizlerde kooperatifçiliğin öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirten Başkan Öztürk, “Bu ortamda ben kooperatif olarak küçük üreticinin sütünü alıp değerlendirmezsem, köylerde hayvancılık yapan kimse kalmaz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küçük üretici, kaderine terk edildi. Bu durumda kooperatiflerin önemi ortaya çıkıyor. 1400 ortağım var, bunun 1200’ü küçük çapta üretici. Bu zamanda ben onların sütünü alıp değerlendiremezsem, sütü verecek yer bulamazlar, ya da çok düşük fiyata satmak zorunda kalırlar. Köylerde oluşturduğumuz tanklar sayesinde, herkes 5 litre, 10 litre, 50 litre sütünü getiriyor. Benim problemim büyük sütçülerle. Kooperatifçiliğe önem veren üreticiler, o firmalara kanmıyorlar. Biz küçük üreticilerin hem köyde kalması açısından desteklenmesi taraftarıyız. Destek olmazsa herkes hayvancılığı bırakır. Şu anda Tire Süt Kooperatifi, küçük üreticinin güvencesidir.”

BİR ÇUVAL YEM YILBAŞINDA 170 LİRAYDI, BUGÜN 350 LİRA
Sürekli süt fiyatını artırarak sorunun çözülemeyeceğini her fırsatta dile getiren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk, süte zam yapmak yerine, yem başta olmak üzere akaryakıt ve enerji fiyatlarına yapılan zamların önüne geçilmesi tavsiyesinde bulundu. Öztürk, şunları söyledi:

“Yılbaşından beri Türkiye’deki gıdadan temizlik maddesine, akaryakıttan doğalgaza, elektriğe kadar yapılan zamları hepimiz biliyoruz. Böyle bir ortamda süte de zam yapıldı, hem de defalarca. Yılbaşında 2,80 liraydı sütün litre fiyatı. Sonra 3,20 oldu; ardından 4,70 ve 5,70’i gördü, 7,5 lira oldu ve şu anda 8,5 lira. 10 ayda beş kez zam geldi ama sorun çözülmedi. Buradan süte zam yapmanın çözüm olmadığını herkes görüyor. Zam yapıyorlar, zamlı tarifeden üreticinin cebine henüz para girmemişken, yem iki kere, üç kere zamlanıyor. Elektrik ve diğer girdiler zamlanıyor. Elektriğe yüzde 40 zam geldi. Akaryakıta haftada iki üç kez zam geliyor. Biz diyoruz ki, süt fiyatı belli bir rakamda sabit kalsın. Siz yem fiyatlarındaki yükselişin önüne geçin, diğer girdileri tutun. Eğer bunu yapamazsanız, iki ay sonra süte yeniden zam yapmak zorunda kalırsınız. Yemin bir çuvalı, yılbaşında 170 liraydı. Bugün 350 lirayı, 370 lirayı konuşuyoruz. Bunun bir de tüketici ayağı var. Sütün birim fiyatı yükselince, ister istemez süt ürünlerine de zam yapmak zorundasınız. Bu da tüketiciyi üzüyor.”