Çiğli’de 'önerge' gerginliği!

EGEDESONSÖZ- Çiğli Belediyesi Kasım ayı olağan meclisi ikinci birleşimi Belediye Başkanı Utku Gümrükçü Başkanlığında gerçekleşti.

AK Parti ve MHP meclis üyeleri tarafından verilen “İzmir metropol kenti genelinde sağlıklı kentleşme ve yüksek yaşam standardı sağlayacak altyapı alanlarının, çocuk oyun alanlarının, spor alanlarının, sosyo kültürel merkezlerin, kamusal hizmet alanları oluşturularak, kamusal ölçekli, kent estetiğini ön plana çıkaran; yeşil alanı bol ve kolay erişilebilir yaşam alanları yapılması amacını, yeni dönüşüm modelinin belirlenmesi konusuyla ilgili imar, kentsel dönüşüm, deprem ve afet, çevre komisyonlarına havale edilen konunun komisyonlarda görüşülüp meclisçe karar alınması hakkında oybirliği” kararının meclis üyeleri tarafından oylanmasından önce konuşarak önerge hakkında bilgi veren AK Partili Meclis Üyesi Sezgin Özgen, şu ifadeleri kullandı:

“Kentsel dönüşümle ilgili bizim bir modelleme çalışmamız oldu, Çiğli’de mevcutta 8 bin 500 metrekare büyüklüğündeki bir parseli modelleme çalışmasıyla, örnek alarak ele aldık. Mevcut imar durumu 1.6 emsal. 13 bin 6 metrekare inşaat alanı var, 100 metrekare ortalama daire büyüklüğü belirlendiğinde ortama 136 tane dairelik bir yer. Bizim modelleme çalışmamızda yüzde 30 ada bazında emsal artışı, buna binaen de yüzde 25 sosyal donatı alanlarına terk karşısında bu emsal artışını veriyoruz. 8 bin 500 metrekareye 1.6 emsal, yüzde 30 inşaat artışı geldiğinde 17 bin 680 gibi bir metrekareye tekabül ediyor. Bu da 176 daire gibi bir rakama tekabül ediyor. Bu hesapta yaklaşık 40 daire gibi ilave inşaat alanı. Bu 40 dairede ortalama nüfus büyüklüğü 3 olarak ele alındığında, ilave 120 kişi demek. Şimdi bu yüzde 25, bunu ayırıyoruz. Bu 120 kişinin de kişi başına yaklaşık 18 metrekareye tekabül eden sosyal donatı alanı oluyor. Yani özetle; ada bazında kalan bölgeleri çalışmıştık, başvuru geldiğinde yüzde 30 emsal artışı yüzde 25 sosyal donatı alanına terk edilmek şartıyla böyle bir modelleme çalışması geliştirdik. Meclisin de takdiridir”

Özgen’in modelleme çalışmasını anlatması üzerine konuşan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Arkadaşlarımız ilk önce komisyon raporunun sonuç kısmını da okursa, yapılan görüşme sonucunda kayıtlara geçmesi anlamında” dedi ve çalışmanın sonuç bölümü okunuldu.

Çalışmanın sonuç bölümünde şu ifadeler yer almaktaydı:

“Yapılan görüşmeler sonucunda İzmir ilinde meydana gelen 30 Ekim 2020 tarihindeki deprem sonrası yaşanan mağduriyeti gidermek amacıyla taban alanı yaklaşma mesafeleri içerisinde kalma koşulu ve parsel ada bazında yüzde 60’ını geçmemek kaydıyla; ruhsatlı yapılaşma orta ve ağır hasarlı yapılarda, toplam yapı inşaat alanına ilave edilen yüzde 20 artış, mimari projesinde belirtilen kat adedinden en fazla 2 kat olarak kullanılır. İki;7360 sayılı kanun kapsamında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar ile 1 Ocak 1998 tarihinde yürürlüğe giren afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında, yönetmelik öncesinde ruhsat almış veya 6306 sayılı kanun kapsamında da riskli yapı olarak tespit edilmiş yapılar, ada bütününde müracaat edilmesi halinde ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce kabul edilen mevcut planlarda korunacak alanlar kalması koşuluyla, yeni yapılacak yapıların toplam yapı inşaat alanına ilave edilen, yüzde 30 artış imar projesinde belirtilen kat adedinden en fazla 3 kat olarak kullanılır şeklinde düzenlenmesiyle, değişikliğe komisyonumuzca oybirliği ile karar verildi.

‘BÖYLE BİR KARARDAN DOLAYI ÜZÜNTÜ DUYUYORUM’
Ardından söz alan Boztepe, “Değerli arkadaşlar bu önerge bizim AK Parti ve MHP ile birlikte ortak verdiğimiz bir önergeydi. Fakat bizim verdiğimiz önergeyle komisyon raporu tamamen birbirlerine çelişkiler içerisinde. Şimdi, bu kararın aynısını Karşıyaka Belediyesi aldı. Karşıyaka Belediye Başkanımızın kendisi bir doktor, hekim… Fakat bizim Çiğli Belediye Başkanımız ise bir mühendis, inşaat mühendisi. Ben dilerdim ki burada daha farklı bir karar çıksın… Bir adayı alalım göz önüne ve bu adaya diyelim ki -10 bin metrekarelik bir ada düşünelim- 10 bin metrekarenin üzerinde 10 tane parsel var diyelim… Biz verdiğimiz önergede diyoruz ki burada 10 bin metrekare üzerinde 10 bin metrekare de inşaatımız var diyelim… Yani kullanım alanı. Planlı alanlardan bahsediyoruz, plansız alanlardan değil… Biz diyoruz ki ‘Gelin arkadaşlar burayı dönüştürelim, sadece depremde zarar görenler değil, bütün riskli yapıların tümüne uygulayalım’ tümüne derken de geneline… Planlı alanlardaki riskli yapılardan bahsediyoruz, gecekondu çarpık yapılardan bahsetmiyoruz. Burada ben sana diyorum ki ‘1.3’le seni buradaki emsalini arttırıyorum.’ Müteahhitin gelmesi ve vatandaşım mağdur olmaması için ‘Sen de biraz fedakarlık yap’ diyoruz. 150 metreyse 130’a düşür diyoruz farazi olarak… Bu düzenlemeyi yapabiliriz diyoruz. Yüzde 25 değil de yüzde 30 olduğunda burada nüfus artışı oluyor, burada da diyoruz ki ‘Sen de 10 bin metrede kal, yüzde 25 terk ver.’ Niçin? Sosyal donatılar için. Ve bu kent ancak bu şekilde düzenlenir diyoruz… Peki bizim kararımızda ne diyor? Diyor ki; ‘Ada bazında yapılacak yerlerde yüzde 30’u ben sana veriyorum, al üç katı geçme. Ne yapıyoruz? Mevcut binanın üstüne bina yapıyoruz. Eğer orası 10 katsa kurtarıyor üç kat yukarı çıkıyor. E ne oldu sosyal donatı? Bu mahkemede ilk duruşmada ret olacak bir karar… Sevgili başkanım yine parsel bazına gelirsek o da aynı şekilde… Bugün yerinde dönüşüm yapıyoruz ya, ‘Ya sen burayı dönüştür çirkin yapılaşmaya devam et, ben sana üstüne iki kat daha veriyorum… Bu yıllar önce Çiğli Belediyesi’nin yaptığı bir şey. Yıllar önce bilen arkadaşlara da sordum, Rahmetli Galip Abi, belediye başkanımız, ‘bir gün ben hepinize, Çiğli’ye birer kat verdim’ gibi bir şey bu… Bu olmaz. O günkü şartlarda olabilirdi belki ama bugünkü yönetmelikler çok çok farklı ben gerçekten de üzüldüm. Bizim belediye başkanı mühendis olan, bir belediye başkanından, bizim ilçemizde böyle bir karar çıkmasından dolayı gerçekten üzüntü duymaktayım. Olmaz çünkü. Yapılaşması mümkün değil, yok yani böyle bir şey. Beş katlı yerde sen yüzde 20 artış yaptığın zaman ne olacak? 1.25 kat demek oluyor, 1 kat yapabilecek. E ne var? Yapamayacak orada. Bu yüzden sayın başkanım biz, verdiğimiz önergeyle, önümüze gelen karar birbirinden çok çok farklı. Yine ‘mevcut planla, korunacak alanda kalma koşuluyla yeni yapılacak olan yapıların toplam yapı inşaat alanına ilave edilen yüzde 30 artış imar projesinde belirtilen, en fazla 3 kat olarak kullanılır şeklinde…’ maddesi, e yüzde 30 kurtarmadı, 3 kat kurtarmadı ne yapacağız? O zaman belki de yüzde 15 olacak. O zaman ada bazında biz burada hiçbir şey gerçekleştirememiş oluyoruz. Yeşil alanlar, sosyal donatı alanları yaratmamış oluyoruz. Yine çocuklarımızın oynayacakları herhangi bir park, düzenleme yapmamış oluyoruz. Yine ambulansın girmediği sokaklar, itfaiyenin girmediği sokaklar yaratacağız. Hatta daha da çirkinleştireceğiz. Ve çıkılmaz bir hale getireceğiz. Zaten bu büyük bir ihtimalle Büyükşehir’de de ret olacak. Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanımız her gün farklı farklı bir şeyler söylüyor, daha önce bütün İzmir’e yayacağız demişti. Fakat yeni açıklamaları var, öyle yapamayacağız sadece orta ve ağır hasarlı yapılarda uygulanacak diyor. Pazartesi günü nasıl bir karar verecek biz de merak ediyoruz. Bundan dolayı biz AK Parti grubu olarak ve MHP’deki arkadaşımızla beraber biz bu önergeye oy birliği demiyoruz. Oyçokluğu diyoruz. Bizim verdiğimiz önergeyle tamamen çelişki içerisinde olan bir komisyon kararı, üzüntülerimi de belirtmek istiyorum. Karşıyaka Belediyesi’nin aldığı kararların tıpa tıp aynısı bu. Karşıyaka Belediye başkanı bir hekim ama Çiğli Belediye Başkanı da bir inşaat mühendisi. Yıllardır mühendislik yapıyor. Bu konuda da üzüntülerimi belirtmek istiyorum.”

‘ÖNCELİĞİMİZ DEPREMZEDELER’
Başkan Utku Gümrükçü de AK Parti Grubunun verdiği önergeleri incelediğini belirterek şunları söyledi:

“Sizin önerilerinizi de inceledim, bizim de benzer düşüncelerimiz var. Yeni bir öneri ile konuyu gündeme getirebiliriz. Önceliğimiz deprem ve depremden zarar gören binaların dönüşümün hızlandırmak olduğunu düşünüyorum ve bu önergeyi Çiğli’nin pilot bölgelerinde uygulayıp İzmir’in gündemine de taşıyabiliriz. Biz imar komisyonu ile de toplantı yaptık.  Bu Çiğli Belediyesi’nin alacağı bir karar değil, İzmir genelinde alınması gereken bir karar.  Büyükşehir meclisinde karara bağlanması gereken bir konu. Büyükşehir belediyesi başkanı ile geçen hafta yaptığımız görüşmede belirli bir ilkeler çerçevesinde hareket etmeye karar verdiğini gördük. Dolayısıyla bir anlamda diğer belediyelerin aldığı kararları aynen uyguluyoruz ama çiğli olarak İzmir'in gündemine bundan sonra bölge bazda, ada bazlı olmayan, Ataşehir’de veya başka yerlerde çalışma yapılabilir diye düşünüyorum. Bugünkü kararı İzmir’in gündemi ile deprem sonrasında olan tartışma ile ilgili olduğunu değerlendirin diye söylüyorum. Bugün bu kararı almamız ileride çeşitli yenilikçi uygulamalar yapamayacağımız anlamına gelmiyor.  Bir de konuşurken terk diye konuşuyorsunuz onu bağış olarak çevirsek daha doğru olur. Yalnız bununla da ilgili bugün yaptığımız toplantıda Kemalpaşa’da belediyeye yapılmış bağışların hukuki olarak sonradan geri alınabileceği ile ilgili bir konu başlığı olduğunu iletti bana arkadaşlar.  Belki biz de o gün Çiğli’de sizlerle aynı doğrultuda ya da daha farklı bir gündemle karar alabilirdik.  Depremden zarar gören vatandaşları yaşadığı sorunları çözüp ileride bölgesel bazlı, ada bazlı dönüşüm modelini daha sonra ele alacağımızı düşünüyorum.  Onu haftaya büyükşehir belediyesinde tartışırız. Ben şahsen bu tartışmanın da uzadığını düşünüyorum keşke 30 Ekim depreminden sonra büyükşehir meclisinde oy birliği ile aldığımız kararların içerisinde bu emsal konusunu da çözmüş olsaydık, tartışma konu bu kadar uzamasaydı. Ne kadar hızlı deprem tartışmasından çıkarsak ve depremzedeleri sorunlarını ne kadar hızlı çözersek o kadar hızlı yeni kentsel dönüşüm çalışmalarına hız veririz diye düşünüyorum. Bu tartışmaları İzmir Büyükşehir Meclisine bırakalım biz Çiğli özelinde yurttaşların sorunlarını gidermek kendi çalışmalarımızı yaptıktan sonra bunun İzmir’in gündemine Çiğli’nin gündemine taşıyalım”

‘MAHKEMEDEN GERİ DÖNER’
Tekrar söz alan Hüsnü Boztepe de “Sayın Başkan 30 Ekim depreminden sonra biz bunu 4 ay boyunca büyükşehir belediyesindeki komisyonlarda tartıştık. 5 komisyon ortak toplantılar yaptık. Birinci ya da ikinci toplantıda bunu ben önerdim. Emsal artışı olmadan bu işi çözemeyiz dedim ama büyükşehir bürokratları buna karşı çıktı. Sonra büyükşehir belediyesi Bayraklı’nın aldığı kararı getirdi, meclis 5 dakika ara vererek bu kararı oy çokluğu ile getirdik. Sonrasında iş büyüdükçe büyüdü, acılar unutuldu. Bağışlarla ilgili de hukuki çözümler bulunur. Bağışları yapmadan emsal artışını göremez. Mahkemeden geri döner. Bile bile lades bu. Büyükşehir de bu geri dönecek. Burada nasıl evet diyeceğimi de bilemiyorum.  Bizim verdiğimiz önerge ile komisyondan gelen rapor birbirleri ile çelişkili. Bundan bile emsal artışı olarak görmüyoruz. Laf ola beri gele bir şey. Gerçekleşmesi mümkün değil. Bizim kat artışından kastımız 3 kat değil 8 kat ise 14-15 kat olması gerekir çünkü çekme yapacaksın, sosyal donatı alanları yapacaksın, yeşil alan yapacaksın. Sen bunu yaparken 3 kat ile sınırlandırıyorsun. 3 kat şartını kaldıralım, karar alalım. Büyükşehirde de buna göre tartışılır. Belki bizimkisi orada tutulur, sıcak bakalım. Kat sınırlamasını çıkaralım. Çiğli’de farklı bir karar alalım” ifadelerini kullandı.

‘AMACIMIZ DEPREMZEDELER Mİ BETONLAŞMA MI?’
CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Çetin de “Bizim belediye başkanının inşaat mühendisi olmasındaki beklentisini anlayamadım.  Bayraklı’daki gibi yüksekliklerin mi Çiğli’de olmasını istiyor? Başkanımızın inşaat mühendisi olmasından hassasiyetle Çiğli’de betonlaşmayı talep ediyor. Biz depremzedelerin mağduriyetlerini mi gidermeye çalışıyoruz yoksa betonlaşmanın önünü mü açmaya çalışıyoruz? Bizim amacımız deprem sonrasında binası hasarlı olup binasını yenilemeyen mağduriyetlerinin giderilmesini sağlamak. Onun için bu komisyon kararının olumlu olduğunu düşünüyorum. Komisyon kararının arkasındayız. Betonlaşma noktasında bu anlayışı çok da doğru bulmuyorum. Betonlaşmanın modernleşmenin temel anlayışı olarak görülmesini doğru bulmuyorum” dedi.

‘3 KAT SINIRLAMASINA KARŞI ÇIKIYORUZ’
Yeniden söz alan Hüsnü Boztepe şu ifadeleri kullandı “Bence komisyon kararını okumamış, okusaydı bunları söylemezdi. Komisyondan gelen raporda 8 katlı bir yapı için sen en fazlı 11 kat yapabilirsin deniyor. Burada yüzde 30 artış oluşmaz. Peki sosyal donatı nerede? Esas o zaman çirkin bir kent olacak, esas betonlaşma o zaman olacak. Biz aşağıda nefes alınabilecek sosyal donatı alanları oluşturacağız. Bu anlamda buradaki en fazla 3 kat olayına karşı çıkıyoruz. Ya da başka bir önerimiz var.  Uygun görürseniz. Biz bunu gündemde tutalım. Büyükşehirden nasıl bir karar çıkacak. Onu görelim. Bizim bir kaybımız yok. Biz yüksekliklerle ilgili de karar almıştık, kat sınırı getirmiştik sayın başkanım. Eğer beklemeyecekse biz verdiğimiz önergeyi geri çekelim".

‘KAT ARTIŞI DEĞİL EMSAL ARTIŞI’
Son olarak konuşan CHP’li Meclis Üyesi Barbaros Kiriş de “Şöyle bir yanlış algı var. Biz daha önce kat yükseklikleri belirledik doğru. Aynı adada 10 kat olan bir yerde biz 13 kata çıkartıyoruz. Sizin zaten biz daha önce belirledik bu belirlediğimiz geçemez dersek biz zaten kitleniriz burada.  Burada bir karar var zaten. Bir adada 10 kat binaların hepsi riskli ve biz 10 katı geçemez dedik mi biz zaten yüzde 30 emsal artışı veremeyiz. Biz de zaten yüzde 30 emsal artışı diyoruz yüzde 30 kat artışı demiyoruz. Burada da karışıklık var.   Biz daha önce Harmandalı’da bazı parseller için benzer bir karar almaya çalıştık AK Parti grubu orada red verdi. Sayın Cumhurbaşkanı yatay mimariyi vurgularken AK Parti grubu özellikle dikey mimariye yöneliyor o da ayrı bir tartışma konu? Tekrar vurguluyorum bizimki kat artışı değil emsal artışı. Biz ada bazında gelirse eğer emsal artışı diyoruz. Depremzedelerin mağduriyetini gidermek için parsel bazına dönüyoruz.   

KARAR SONRAKİ MECLİSE KALDI
Konuşmaların ardından oylamaya geçildi. Konunun bir sonraki meclis toplantısında daha ayrıntılı ele alınması için Altyapı-Üstyapı Komisyonu’na havale edilmesine oy birliği ile kabul edildi.