Bodrum’daki mültecilerin kaderi belli oldu

Bodrum'daki çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye 80 kişi, son olarak umut yolculuğuna çıkan 6 kişinin öldüğü kentte göçmen sorununa dikkat çekmek için eylem yaptı. Ellerinde 'Sen Hiç Vatansız Kaldın mı' ve 'Mültecilikte Soykırımdır' yazılı dövizler bulunan grup, 'Savaşa hayır barış hemen şimdi' sloganı attı. Grup üyeleri daha sonra, Bodrum Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan ile görüştü. Basına kapalı gerçekleşen görüşme sonrası açıklama yapan gruptan Mustafa Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Hesapsız- kitapsız Suriyeli göçmen sorunundan ne yazık ki Bodrum da nasibini aldı. İş ve umuda yolculuk için kandırılarak Bodrum'a getirilen göçmenler, ne yazık ki sokakta kaldı. Yarısından fazlasının nerede olduğu bilinmiyor. Tabutlar içinde umuda yolculuğa çıkacakları günü bekliyorlar. Sayın kaymakamla durumun aciliyetini konuşarak devlet olarak tedbir alınmasını istedik. Kaymakam yarın (perşembe) sabahtan itibaren Bodrum'da toplanan göçmenlerin Mardin'deki kamplara gönderileceğini söyledi. Ayrıca yarından itibaren şehrin girişindeki kontrollerde göçmenlerin kente girişine izin verilmeyeceğini söyledi. Ancak turist gibi gelerek pansiyonlarda kalan, ev kiralayan göçmenlere bir şey yapılamayacağını söyledi."
 
Kaymakan Gödekmerdan konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Aralarında Myanmar, Irak, Filistin ve Afganistan uyruklu kaçakların da bulunduğu çoğunluğu Suriyeli 400 kişi, çarşı merkezindeki Cumhuriyet İlkokulu bahçesinde bekleyişini sürdürüyor.
 
İKİ AYLIK BEBEĞİYLE BEKLİYOR
Bodrum'da 30 derece sıcak altında ve ağaçların gölgesinde barınmaya çalışan göçmenlerin arasındaki çocuk ve kadınların halleri yürek burktu. Suriye'nin Halep kentinden eşiyle kaçan İpek Mahmud, "Her şeyimizi, hayvanlarımızı, mallarımızı bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Üç ay önce Türkiye'ye geldik. Kızım Firuze, Hatay'da doğdu. Şu anda tam iki aylık. Bizleri buraya, 'iş bulursunuz oradan da Avrupa ülkelerine gidersiniz' diyerek getirdiler. Ama bir haftadır buradayız. Ne iş ne aş ne de Avrupa ülkelerine gidebilecek yolu bulamadık" dedi.
 
İkisi ölen ağabeyi ve yengesinin olmak üzere 5 çocukla birlikte Şam'dan kaçan 32 yaşındaki Havva Aysemi, "Ben de eşimi savaşta kaybettim. Akrabalarımla yola çıktım, buralara kadar geldik. Aylardır aç susuz yollardayız. İnsanların yardımıyla yaşayabiliyoruz. Bizleri bıraksınlar gidelim" diye konuştu.
 
İŞ İSTEĞİ
Toplam 6 kişinin öldüğü dünkü faciadan kurtulanlardan Myanmar uyruklu 36 yaşındaki Wayen Habuda, yurt dışına çıkmak için dört kez deneme yaptığını belirtip iyi derecedeki Türkçesiyle şunları söyledi:
 
"Şu an okulun bahçesinde, yerlerde yatıyoruz. Ne olacağımız belli değil, ülkemizde ölüm var. Dönersek kafamıza kurşun sıkacaklar. Kaçarsak dünkü gibi ölümü göze alacağız. Bizleri Bodrum'da iş var diyerek getirdiler. Ne iş ne aş var. Biz bu durumda aylarca dağlarda sokaklarda olmaktan mutlu muyuz? Bize iş versinler çalışalım, kimseye yük olmak istemiyoruz."
 
Zor durumdaki göçmenlere Bodrum'daki vatandaşlardan yardım ve destek geldi. Destek verenlerden İzmirli Avukat Nazlı Aydoğan, "Önce kadın ve çocukları düşünüyoruz. Onlara sürekli yiyecek ve giyecek getiriyoruz. Ama merkezi hükümetin bir an önce yardım elini uzatması şart aksi halde burada daha büyük dramlar, hastalıklar, ölümler yaşanabilir. Bireysel yardımlarla bu sorunu hafifletebiliriz ama çözmemiz mümkün değil" dedi.
 
CAN YELEĞİ SATIŞINDA PATLAMA
Bodrum çarşı merkezinde plaj malzemeleri satışının yapıldığı marketlerde, son 1 ayda can yelekleri satışında her geçen gün artışın gözlendiği belirtildi. İşletmecilerden Birdal Kayhanoğlu, "Can yelekleri satın alan müşterilerin büyük bölümü Suriyeli, son bir haftada 150'ye yakın can yeleği sattık. Tanesini 45-50 TL'den veriyoruz. Sadece biz değil, son bir ayda talep artınca çarşı merkezindeki diğer marketler de can yelekleri getirip satmaya başladı" dedi. Bir diğer işletmecisi İrfan Bozkurt, "Daha önce can yeleklerine böyle bir talep yoktu. Talep oldukça satmaya başladık. Müşterilerimizin çoğu Suriyeli. Can yeleklerini alacak kişinin kilo ve yaşına göre veriyoruz" diye konuştu. (dha)