Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir’de kuraklık ve azalan su kaynakları nedeniyle su kesintileri uzatıldı. Su kesintilerinin 31 Ekim'e kadar devam edeceği İzmir Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü (İZSU) açıklamıştı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, Egedesonsöz’e yaptığı açıklamada su krizinin çözümü noktasında yerel yönetimler ve iktidar tarafından ortaklaşa bir planlamaya ihtiyaç olduğunu belirtti.
İZSU’NUN SONDAJI GEÇİCİ ÇÖZÜMDÜR
İzmir ve Manisa illerinde yaşanan su kıtlığının hem kent yaşamını hem de tarımsal üretimi tehdit eden bir boyuta ulaştığını dile getiren İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, “Bu mesele, Ege’nin geleceğini, tarımsal üretim kapasitemizi ve gıda güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren bir krizdir. İzmir halkı haftalarca süren su kesintileriyle mücadele ederken, Tahtalı Barajı’nda su seviyesi kritik seviyelere inmiştir. İZSU bazı bölgelerde yeni tatlı su sondajları açarak çözüm aramaya çalışıyor. Ancak bunlar geçici önlemlerdir; sorunun kökeninde suyun adil, planlı ve bilimsel temelde yönetilmemesi yaratıyor. Bölgedeki yoğun nüfus da mevcut su kaynakları üzerindeki baskıyı artırmaktadır. İzmir ve çevresindeki yerleşim alanları, son yıllarda hem göç hem de yapılaşma nedeniyle ciddi bir nüfus yoğunluğuna ulaşmıştır. Artan şebeke suyu talebi, mevcut altyapının kapasitesini zorlamakta, barajlardaki su rezervlerinin hızla tükenmesine yol açmaktadır. Şebeke suyu hatlarının yaşlı ve verimsiz olması da kayıpları büyütmekte, suyun önemli bir kısmı henüz musluğa ulaşmadan boşa gitmektedir. Bu tablo, hem altyapı hem de kaynak yönetimi bakımından acil bir revizyonun zorunlu olduğunu göstermektedir” dedi.
DİBİ DELİK GÖRDES İZMİR’İN KRİZİNİ BÜYÜTTÜ
Dibi delik olduğu ortaya çıkan ve su tutmayan Gördes Barajı’nın yapısal sorunlarının da İzmir’in su krizini büyüttüğünü dile getiren Bilici, “Barajın dibinde sızdırma olduğu ve su tutma kapasitesinin hedeflenen seviyeye ulaşmadığı bilinen bir gerçektir. Yani baraj, tam anlamıyla dolmamakta; dolduğu miktarı ise muhafaza edememektedir. Bu durum hem İzmir’in içme suyu temininde hem de Manisa’daki tarımsal sulamada ciddi kayıplara yol açmaktadır. Devasa bir yatırımın amacına tam olarak hizmet edememesi ve bunun üstesinden gelinememesi, su yönetiminde yapılan hataların boyutunu açıkça ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
SU YÖNETİM PLANI HAYATA GEÇİRİLMELİ
Su krizinin artık bir yönetim krizi haline geldiğini belirten İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, “Bugün Ege’de yaşanan mesele sadece su kıtlığı değil, planlama eksikliğidir. Bu kadar stratejik bir konuda hala bütüncül bir planlama yapılmamış olması kabul edilemez. Tarım ve Orman Bakanlığı bu sürece seyirci kalmamalıdır; yönlendirici, koordine edici ve denetleyici bir rol üstlenmelidir. Biz İzmir’in susuz kalmasını da, Manisa’nın üretimden kopmasını da istemiyoruz. Suyun bir tarafın hakkı, diğerinin kaybı olarak görülmesi yanlış bir yaklaşımdır. Bu coğrafya hem üretimin hem yaşamın kalbidir. Suyun adil, şeffaf ve sürdürülebilir biçimde paylaşılmasını sağlayacak bir yol haritası artık ertelenemez. Bakanlık, yerel yönetimlerle birlikte kalıcı bir su yönetimi planını derhal hayata geçirmelidir. Ege Bölgesi yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da en verimli ovalarından birine sahiptir. Su kaynakları tükenirse, bu üretim gücü de yok olacaktır. Yeraltı su seviyeleri alarm verici düzeylere düşmüş, birçok bölgede kuyular kurumuştur. Yeni baraj projeleri, yeraltı sularının korunması ve yağmur suyu hasadı gibi yöntemler artık birer seçenek değil, zorunluluk haline gelmiştir” ifadelerine yer verdi.
EGE SU KITLIĞIYLA YÜZLEŞİYOR
Bilici açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;”
“Sonuç olarak Ege, su kıtlığıyla yüzleşiyor. Yağışsız geçen mevsimler, hızlı nüfus artışı, kontrolsüz yeraltı su kullanımı ve plansız tarımsal üretim, bölgeyi her geçen gün daha kırılgan hale getiriyor. Su artık stratejik bir kaynak, ulusal güvenlik meselesidir. Eğer bugün suyu adil ve akılcı biçimde yönetemezsek, yarın hiçbir kaynağı paylaşacak gücümüz kalmaz.”




