Takvimler...
2018’in “5 Mayıs”ını işaret ediyordu...
Ana Muhalefet Partisi CHP’nin...
O günlerdeki kaptanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu...
...Ve o da heyecanlıydı...
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin...
24 Haziran seçimlerinde...
Partinin “Cumhurbaşkanı” adayı olduğunu açıkladı ve...
Kutlamak için...
Kıdemli politikacı Muherrem İnce’ye şöyle seslendi:
“Gel bakalım Muharrem...”
Salon inliyordu ama...
Muharrem İnce’nin mutluluğu...
Sanki uçup gitmişti...
***
Yıllar sonra bile...
O anı...
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun...
Kendisine...
“Gel bakalım Muharrem...”
Diye seslendiği anı hiç unutmadı; unutamadı...
Nedenini yıllar sonra şöyle özetledi:
“Biz seçimi, (Gel bakalım Muharrem) dediği an kaybettik! Millet bu çift başlılığı sevmedi...”
Nitekim; o sırada...
İzmir Marşı ile kürsüye gelen Kılıçdaroğlu...
Aynen şöyle demişti:
“25 Haziran'da sadece İzmir'in dağlarında değil, Türkiye'nin bütün dağlarında çiçekler açacak...”
Yanılmıştı; CHP’nin o günlerdeki lideri...
Çünkü...
Kimse “yeterince” Muharrem İnce’nin elinden tutmadı!
Yalnız kaldı yılların politikacısı...
Her şeye rağmen...
Yalnızlığa sığındı ama Türkiye’yi de ayağa kaldırdı...
50 günde Türkiye’yi harmanladı; 107 miting yaptı...
Final, İzmir’de gerçekleşti...
Cumhuriyet Meydanı’nda...
“İğne atsan yere düşmez görüntüler” oluşmuştu...
Ne var ki...
CHP için acıklı son kaçınılmaz olmuştu...
Recep Tayyip Erdoğan, 26 milyondan fazla oy toplamıştı...
Muharrem İnce ise, 15 buçuk milyonda kalmış ama...
Partisinin çıtasını %30’un üstüne çıkarmıştı...
***
Sonra...
Köprünün altından çok sular geçti...
Sular yolunu bulup akarken ise...
Asla boş durmadı; Türkiye’ye yine bir siyasi parti kazandırdı...
CHP üyesi iken...
4 Eylül 2020’de...
“Memleket Hareketi”ni masanın üstüne koydu...”
İstifasından beş ay sonra da...
Resmen...
17 Mayıs 2021'de Memleket Partisi'ni kurdu...
***
...Ve Türk siyasi hayatında...
Az siyasetçiye nasip olmuş bir “davetiye” ile...
CHP’de politika yapmaya karar verdi...
Yaklaşık dört yıl önce ayrıldığı CHP’ye geri dönen Muharrem İnce...
Dönüşünü...
Cezaevindeki Ekrem İmamoğlu’nun mektubuyla duyurdu...
Slogan hazırdı:
“Birleşe birleşe kazanacağız...”
***
Ve, dün...
Belki de “ilk kez” asırlık CHP’de farklı bir “Hoş geldin” töreni yaşandı...
Yılların “Muharrem İnce”si...
CHP’ye “resmi olarak” geri döndü...
Grup toplantısına Özgür Özel’le birlikte gelen Muharrem İnce...
Siyasette gözlerini açtığı partisi için...
Yine... Yeni... Yeniden...
Keyifle “hazır” olduğunu söyledi; çok sevinçliydi...
Ve şık bir sürpriz yaşandı kürsüde...
Özgür Özel’in şu sözleri anlamlıydı:
“Şimdi normalde Muharrem İnce’ye rozet takmam lazım...
Ama dedim ki, (Ben Muharrem İnce'ye rozet takamam...) Çünkü... O’nun rozeti alnına takılı zaten doğduğundan beri...”
Alkışlar arasında, İnce’nin şu sözlerini unutmayalım:
“Bugün buraya bir kibirle ya da pişmanlıkla değil, bir kucaklaşma için geldim...”
***

Bitiriyoruz...
Merak edilen önemli bir ayrıntı ile...
Muharrem İnce’nin...
İlk kez...
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olarak...
Meydanlara çıktığının üstünden dolu dolu yedi yıl geçmiş...
Ne var ki...
Hep merak edilen “anlamlı” bir sorunun cevabını...
Nedense hiç seslendirmemişti:
“Muharrem İnce, o tarihte seçim gecesi neden ortaya çıkmadı?”
Aradan yıllar, yıllar geçti...
Son olarak bu soruyu...
Bi’kez daha “meraklı” İzmirli bir genç sordu...
İşte o gizemli gecenin gün ışığına çıkan cevabı:
“Zaten CHP sevgimi bildikleri için bana bu planları, kumpasları kurdular... Ben o gece, CHP genel merkezine gitseydim, (Arkadaşlar bunların sistemleri çöktü, bana veri veremiyorlar) diye ağlasaydım orada, bir milyon kişi parti binasını yakmaya kalkar; camlarını kırarlardı...”
Nokta...
Hamiş 1: Muharrem İnce'nin Genel Başkanı olduğu Memleket Partisi kapanacak; en yaşlı üye Partiyi kurultaya götürecek; bu bir ay içinde olur... Parti kendini kapatacak; Kurultay yapıldıktan sonra diğer isimler de CHP’ye katılacak...”
Hamiş 2: “Kılıçdaroğlu ve ben kaybetmiş cumhurbaşkanı adayıyız... Yapmamız gereken CHP’nin yeni cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu'nun koluna girip, kaldırmaktır... Ben buna söz veriyorum... / Muharrem İnce..."
Sonsöz: “Politika gerçekleri yadsıyıp, yalan söylemek değil; gerçeklerin istediğiniz yanını göstermesidir... / W. Churchill / 1940 - 1945 ve 1951 -1995 dönemi Birleşik Krallık Başbakanı...”