Yine bir yeni yıl hikâyesi… Eskisi gidiyor, yenisi geliyor falan… Ama bu defa, Dünya’da ve ülkede, 2019’un “keşke hiç gelmeseydi” dedirtecek bir yıl olacağına dair çok fazla öncül var.

Ne yazık ki kısa vadede iyimser olmak için hiçbir neden yok. İnsanlığı iyi bir yıl beklemiyor.

Mucizeye inanan naiflere ve saray çevrelerindeki mutlu azınlığa hayat güzel olabilir ama memlekette kahir çoğunluğun, güzel günlerin geleceğine dair umudu kalmadı.

Öyle ki yeni yıl için nezaketen iyi şeyler dilerken, ikiyüzlü bir budala gibi davrandığımı düşünüyorum ve rahatsız oluyorum.

Samimi bir dilekte bulunmaksa mesele, sağlığımız yerinde olsun, yeter de artar bile...

2019’a karamsar giriyoruz. Gerek ekonomide gerek dış politikada majör hatalar yapıldı. Erdoğan yönetimi para bulmakta zorlanıyor. Türkiye, yönetemediği dış borç ile iyi yönetemediği doğu politikaları -özellikle Suriye politikası- arasında oluşan gerilim hattında çok bunalacak gibi…

Laikler-İslamcılar-Kürtler olarak ayrıştırılan toplum da günbegün geriliyor. Yerli ve milli politikalar inandırıcı olmaktan çok uzak.

Dünya’da ise, Marks’ın sendrom olarak tanımladığı, artı-değerde önlenemez kronik genişleme, sürekli yoksulluk üretiyor. Buna karşılık, bir avuç zengin, sınırsız servetinin altında kaldı. Büyük kapitalistlerin kasalarına giren paranın topluma dönüş yolları hızla tükeniyor. Parayı yeniden piyasaya döndürecek enstrümanlar çalışmıyor.

Dünya nüfusunun dörtte üçünü yoksullaştıran sistemde, kısa vadede iyileşme olmayacak. Dahası ekonomik krizde dengeye dönüş belirtisi yok.

Hal böyle diye karalar mı bağlayalım! Elbet de bağlamayalım. Ama gereksiz iyimserliğe kapılmanın da âlemi yok.

Yeni yıla girdik diye havalara zıplayası gelmiyor insanın. Daha üç ay kadar, seçim ekonomisi sayesinde biraz nefes alacağız gibi… Sonrası selamet değil, kıyamet… Kaşıkla verdiklerini kepçeyle almaları kuvvetle muhtemeldir.

Bence, 2019 yılına, gözden çıkarılmış bir yıl muamelesi yapmak en doğrusu… Beklentileri en aza indirmek ve sinirleri sağlam tutmak, hepimize iyi gelecektir.

Farklı düşünen sosyal grupları ayrıştırmak için hergün medyadan, ekranlardan zihinlerimize uzanarak farklılıkları kışkırtan kem sözlere ve sahiplerine ergen muamelesi yapmak, yokmuş gibi davranmak, ülkeye iyi gelecektir.

Kışkırtmalara kapılmamayı ve öfkeyi kontrol etmeyi öğrenmek, kendimize verebileceğimiz en iyi yeni yıl hediyesi olabilir.

Yoksa kaçın, 2019 geliyor…