Acılar iz bırakıyor ama…

Çoğu kez unutuluyor…

9 bin 500 gün önce…

4 Kasım’ı, 5 Kasım’a bağlayan geceydi…

Demek ki, tam 26 yıl olmuş…

O gün…

İzmir’in “kara” günlerinden biri olarak tarihe geçti…

Gece aralıksız yağan yağmur…

Gün ağardığında “korku filmi”ne dönüştü…

Felaketin merkezi Karşıyaka’ydı…

Yamanlar Dağı’ndan gelen Ahırkuyu Deresi taşınca…

Yamanlar, Örnekköy ve Çiğli’de…

Dere yataklarına yapılan ne kadar derme-çatma ev varsa…

Azgın yağmur hepsini yutmuş…

62 kişi hayatını kaybetmişti…

Sel suları…

Evlerin bir buçuk metre üstüne çıktı…

Resmi rakamlara göre…

Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde…

350 bina tamamen yıkıldı…

10 bin ev ve işyeri ile binlerce araç kullanılamaz hale geldi…

***

Sağanak “sadece dört saat” sürdü…

Metrekareye 100 kilogram yağmur düştü…

Yıllar yıllar önce…

İzmir’in dağlarından inen yedi dere vardı…

Bunlardan biri Girne Caddesi’ydi…

Konut edinme azgınlığı yüzünden…

Bu dere yatakları…

Kenti yönetenlerin gözü önünde kapatıldı…

Üstüne evler yapıldı…

Ancaaak…

Suyun ve doğa’nın hafızası insandan güçlü olduğu için…

Böylesi bir felakette…

Su hemen yolunu hatırladı ve…

Denize ulaşmak için saldırmaya başladı…

Güneş doğup da İzmir’deki korkunç manzara ortaya çıktığında…

Geriye sadece…

Cesetlerin toplanması kalmıştı…

İzmir’in çamurdan temizlenmesi günlerce sürdü…

***

Türkiye’nin incisi bu kent…

4 Kasım’ı, 5 Kasım’a bağlayan o geceyi hiç unutmadı…

***

Aradan çeyrek asır geçti…

Bugünlere geldik…

Pazartesi’yi, Salı’ya bağlayan gece…

İzmir’de sağanak hiç durmadı…

Fırtına eşliğinde gelen yağmur…

Tıpkı çeyrek asır önce yaşadığımız kabusu hatırlatır gibiydi…

Gün ağardı; korkunç tablo ortaya çıktı…

Belki de bu kentin tarihinde ilk kez…

Bir İzmir Valisi hemşehrilerine “Sokağa çıkmayın!” diye seslendi…

Çünkü, bu kadim kentte…

Tarihinde görülmemiş bir olay yaşanıyordu…

Gece yarısı ile sabaha karşı arasında…

Toplam sekiz saat içinde…

Metrekareye 124 kilogram yağmur düştü…

Bu rakam…

İzmir’e bir yılda yağan yağmurun yüzde 20’si kadardı…

Son 50 yıl içinde böyle bi’şi görülmemişti…

***

Evet; bu bir “afet”...

Ancak…

Bunca hasarı hala yaşıyor olmamız…

Bir “kader” olarak yorumlanmamalı!

26 yıl önceki faciadan sonra yapılan dere ıslahlarının…

Olumlu sonuçlarını nasıl gördüysek…

Bugün de…

Doğru “planlama” ve “yapılaşma” ile…

Başımıza gelebilecek felaketlerin önüne geçebiliriz…

Suyun akış yönünü biliyoruz…

O zaman, İzmir’de…

Çok önemli iki şey yapacağız…

Sokaktaki mazgalları çer-çöp atarak tıkamayacağız…

Ve mümkünse…

Kentin park gibi yeşil alanlarının altına…

Yağmur suyu için “toplama havuzları” inşa edeceğiz…

Böylece…

Hem su baskınları önlenir hem de o sulardan…

Park ve bahçelerde yararlanmak mümkün olur!

***

Dün’ün acısı…

Bu kentin tarihinde hala göz yaşartıyor…

Bugün’ün acısı…

Ne yazık ki, topyekün “unutkanlığımız”ın karşılığıdır…

Yarın’lara ise…

Hiç olmazsa bugünden hazır olalım…

Mesela…

Su hasadı yapalım…

Nokta…

Sonsöz: “Sel gelip, geçer… Önemli olan neleri götürdüğüdür… / Anonim…”