Yaldız’dan ‘kurultay’ çıkışı: CHP’nin zeminine dinamit döşüyorlar!

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Genel Koordinatörü Ümit Yaldız, SonSöz TV’de yayınlanan “Günaydın Ege” programında Aslı Eren’in konuğu oldu. Yaldız’ın gündeminde 24 Haziran seçimleri, CHP’deki kurultay tartışmaları ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in istifası vardı.

24 Haziran seçimlerinde iki partinin kaybeden olduğunu söyleyen Yaldız, “Burada iki kaybeden var net olarak. Biri iktidar partisidir. Evet, Tayyip Erdoğan seçilmiştir ancak AKP seçimi kaybetmiştir. Yüzde 7,5’lik bir oyla. Biz bunu geçen seçimlerde ki oylar üzerinden konuşuyoruz. Yok oylar şuraya, yok buraya, ya da MHP’ye gitti değil. Ben seçim sonucunda parti hanesindeki sayıya bakıyorum. AKP bu seçimin kaybedenidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “seçim sonrası balkon konuşmasında verilen mesajı aldık” dedi. Sonrasında il başkanı toplantılarında da köklü değişliklere gidileceği konuşuldu. Zaten AKP taraflarında da beklenen karar buydu. Daha fazla bir öz eleştiri sürecini o felsefi görüşe sahip partiden beklemek olmaz. Erdoğan partide bir mental yorgunluk olduğunu dile getirmiştir. 15-16 yıldır tek başına iktidarda olan bir parti tabii ki bu süreci net bir şekilde görüyor. CHP’de de bu olsa da asla gündemi belirleyen bir parti olmadı. Kısa aralarla gündem belirlediği olmuştur ancak iktidar partisinin genel olarak oyların hep yarısını alan bir partinin muhalefette gündemi belirlemesi çok zor. Bu açıdan bakıldığında ne bekliyorsunuz? Zaten yüzde 26’lardan 23’lere gelen bir oy düşüşü var. Bu konuda ne düşünülüyor ki İYİ Parti kurulalı henüz bir yıl bile olmamışken yüzde 10’luk bir oy aldılar. Çok ciddi bir siyasi medya ambargosuna rağmen bu kadar gelebildiler. İYİ Parti çok bariz hatalarda yaptı ancak yüzde 10 gibi bir orana da ulaştı. Bu beklenileni vermiş midir? Hayır. Ancak bu bir başarı mıdır? Evet, bu bir başarıdır. HDP’ye bakıyoruz, belediye başkanlarının neredeyse üçte ikisi tutuklu. Genel başkanı içeride. Cumhurbaşkanı adayı tutukludur. Milletvekillerinin yarısı kaçaktır. Buna rağmen yüzde 11,7 oy almışlardır. İşte buna başarısız demek mümkün değil. Bir taraftan terörist gibi ağır ifadeler kullanılıyor. Yaftanmış bir parti haline getiriliyor. Bunlara rağmen 11,7 başarılı bir oy. MHP’ye bakacak olursak, milletvekili bile çıkartamaz dediğimiz durumda yüzde 11 oy aldı. MHP sürecin sürpriz partisidir. Gerekçeleri bellidir. Sonuç ne olursa olsun tek bir miting yapmadan bu oya ulaşmıştır. CHP ise ona yardım etti buna oy verdi diyerek bakmamalıyız. Önemli olan sonuçtur” dedi.

CHP, KARPUZ GİBİ İKİYE BÖLÜNDÜ
CHP’nin örgüt olarak ikiye bölündüğünü belirten Yaldız, “İntegral Araştırma olarak bir çalışma yaptık. Daha doğrusu seçim öncesinde de sürecinde de İzmir’in seçmen profilini öncesi ve sonrası olarak araştırdık. Daha olaylar bu kadar alevlenmemişti biz bu seçimi yaptığımızda. Kurultay henüz bu kadar gündeme gelmemişti. Temel bazı çerçevelerde çalışmalarımız sorularımız oldu.  Bizim açık uçlu bir sorumuz vardı. Dedik ki bundan sonra Muharrem İnce hangi görevi üstlenmeli? Herhangi bir şık koymadık seçmeni yönlendirmemek için. Toplam seçmenin yüzde 61’i bu arada cevap verenler içerisinde her partiden insanlar var, bu insanlar “CHP’nin genel başkanı olsun” dedi.  CHP’li seçmenlerinde yüzde 71’i bunu söyledi.  Bu arada kalan yüzde 29’u da başkan olmasın demiyor. Eğer biz seçmeni yönlendirerek sorsaydık “Kılıçdaroğlu mu İnce mi” diye inanıyorum ki İzmir seçmeninin yüzde 90'ı aynı cevabı verecekti. İnce 50 günde 50 yıllık psikolojik duvarları yıktı. Biz bunu İzmir’de ölçtük. Tüm Türkiye’de de ölçülse çok bir fark olacağını düşünmüyorum. CHP’de de taban değişim istiyor. Vekiller bizim bir başkan sorunumuz yok dediler. Aralarında tanıdığımız bildiğimiz arkadaşlarımızda var alınmasınlar ama onların başkan sorunu olamaz zaten. Onlar evlerinde otururken Genel başkanın iki dudağının arasından çıkan sözle oradalar. Şuan bu kadar güzel maaşları, imkanları onlara sağlayan Kemal Bey’dir. CHP bu şekilde hatalar yapmaya devam ederse yakında bunları konuşamayacağız bile. Bugün karpuz gibi ikiye ayrılmış bir CHP var. Zaten rejim değişti, tek adamlığa geçildi ama CHP yöneticileri bu gerçekliği görmezden gelip kafalarını kuma gömüp CHP’nin zeminine dinamit döşüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan kutuplaşma ağının çok fena pençesine düştü CHP. Alt kimliksel, mezhepsel bir konuya dönüşüyor. CHP’nin her iki cephesinde ki taraflarda bu durumu çok iyi biliyor. Önümüzde ki seçimlerden sonra konuşalım bu konuyu deniliyor. 8 seçimdir kaybediliyor dokuzuncuyu mu bekliyoruz.  Ben zaten görevi yapar yazar-çizer kenara çekilirim sonra gelip yorumumu yaparım sonra ben demiştim derim ama memleket kaybeder. Biz CHP’yi umut olarak görmesek bu kadar konuşmayız zaten. Siz İnce’yi zaten aday olarak gösterdiğinizde seçimlerde bu ne demekti al Türkiye’yi yönet. Hem de bugün ki başkanlık sisteminin yetkileriyle. Adam 30 yıl sonra CHP’ye yüzde 30’u geçirtiyor. 3 milyon fazla oy alıyor. Sonra dönüyorsunuz partiyi yönetme diyorsunuz. Ülkeyi yönet diyip partiyi yönetemezsin derseniz seçmen bunu bir yere not eder” dedi.

KURULTAYI İNCE KAZANSAYDI FARKLI OLURDU
İnce’nin parti başkanı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılamamasının dezavantaja bir durum oluşturduğunu söyleyen Yaldız, “Seçim öncesi İzmir' de yaptığımız araştırmalarda Muharrem İnce'nin en büyük dezavantajı lider olmamasıydı. Türkiye bir doğu toplumudur. Doğu toplumlarında liderlik çok önemlidir. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir' de aldığı oyların yüzde yirmisini liderlik özelliğinden aldığını tespit ettik. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi'nin son kurultayında Muharrem İnce genel başkan olmuş olsaydı belki de şuan farklı bir Türkiye'yi konuşuyor olacaktık” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun etrafında oligarşik bir yapı şekillendiğini ve bu yüzden sağlıklı karar almada söyleyen Yaldız, “Burada genel başkanın yapacağı süreci bu kadar uzatmadan partiyi ikiye bölmeden; Adalet Yürüyüşü, Millet İttifakı ile nasıl alkış aldıysa son alkışı da değişimin önünü açarak alacaktı. Heykeli dikilecek lider, genel başkan profili bırakacaktı arkasında. Meral Akşener başarısız olduğu bir seçimden sonra istifa kararı aldı. Onca çabaya rağmen son ana kadar direndi zor ikna edildi. Kemal Bey de bir iki yıllık süreçte başarılı olmuş fakat son süreci iyi yönetememiştir. Kemal Bey belki de bu sürecin en masumlarındandır. Çünkü bu güne kadar Kemal Bey'in bu konuda bir veya iki kere konuştuğunu gördüm. Ama bu hususta onun adına parti adına her gün görüş beyan edenler var. Kemal Bey'in etrafındaki oligarşik yapının Kemal Bey'i frenlediğini, değişim konusunda engellediğini düşünüyorum. Bunun sebebi de ufuktaki yerel seçim. Yerel seçim öncesinde delegenin gerçekçi ve Türkiye gerçekliğine uygun hareket etmesini beklemiyorum. İmzalar sayıya ulaştığında bitmiştir. Aksi halde Devlet Bahçeli'nin görmezden geldiği imzalar olayına benzer” dedi.

İZMİR’DE HANDİKAP ORTAYA ÇIKAR
İnce’nin lider olması ya da Kılıçdaroğlu’nün liderliğini devam ettirmesi durumunda öncelik olanın örgütte barışın tesis edilmesi olduğunu belirten Yaldız, “Bunu başaramazlarsa da yerel seçimlerde maalesef İzmir de dahil olmak üzere çok ciddi handikaplarla karşılaşmak durumunda olacaklardır. İYİ Parti burada çok önemli bir noktadadır. Öz eleştiri sürecini atlattı. Kurultayı ile birlikte küllerinden doğabilir. İzmir'deki toplumsal değişimi, yeni parti taleplerini göz önünde bulundurarak bir araştırmacı olarak söylüyorum; eğer Muharrem İnce cumhurbaşkanı adayı olmasaydı şu an Cumhuriyet Halk Partisi'ni değil İYİ Parti'yi konuşuyor olacaktık. Muharrem İnce'nin gelişi İYİ Parti'nin yükselişini frenlemiştir ve İYİ Parti oylarını kendi parti hanesine yazdırmıştır. CHP bugün yüzde 22’de ise bu da Muharrem İnce sayesindedir” dedi.

KOCAOĞLU’NUN ‘DEĞİŞİM’ ÇAĞRISI
Kocaoğlu’nun değişim çağrısını değerlendiren Yaldız, “Aziz Kocaoğlu'nu çok yakından ve iyi tanıdığımı düşünüyorum. Açıklamaları da çok sade ve netti. Sen çekil Muharrem İnce gelsin gibi bir ifadesi yoktu. Bir parti büyüğü sorumluluğu ile toplumsal talebe tercüman olma durumu var. Partinin içinde bulunduğu durumdan sebeple çok sığ eleştiriler çıkabiliyor. Aziz Kocaoğlu, İzmir'i 15 yıldır şerefiyle namusuyla yönetmiş. CHP'nin elinde bulunan en büyük metropolün belediye başkanıdır. Bir zahmet sürece dair iki kelam laf etmeye hakkı olsun. Tavrı sebebiyle yapılan eleştirileri çok gereksiz, temelsiz, adaletsiz ve haksız buluyorum. Aziz Bey'in adaylık hesabı yaparak açıklama yaptığına inanmıyorum. Biz değişim talebini nasıl araştırma yaparak buluyorsak o da kırsalda ve kentte gittiği yerlerden topluyor. Yerel seçimler gerçekleştiğinde CHP bulunduğu duruma ek, kayda değer bir başarı sağlayamadığında AKP, Türkiye çoğunluğunu aldığında herkes Aziz Kocaoğlu'nu daha iyi  anlayacaktır diye düşünüyorum” dedi.

CHP’nin sen-ben kavgasını bir kenara bırakmasının zorunlu olduğunu söyleyen Yaldız, “Seçmenin kaygıları var. Korkuları ile oy veriyor. AKP gelmesin, HDP gelmesin diye CHP'ye oy veriyor. Türkiye'de bir normalleşme ortamı söz konusu olduğunda işte burada İYİ Parti devreye giriyor. İYİ Parti bir alternatif olabilir. Belki başka siyasi parti kurulur. Kurulur ve iktidara gelir, bu kadar basit. Her gün ateşli açıklama yapan milletvekillerine, genel başkan yardımcılarına, grup başkan vekillerine sesleniyorum: Bana gelmesinler güvendikleri, inandıkları bir anket şirketine sorsunlar halk ne istiyor, bu durumu nasıl görüyor değerlendirsinler. Nasıl olsa bize oy veriyorlar rahatlığına bürünmesinler. Çünkü bu seçmen  alternatifini bulduğu an terk eder. Cumhuriyet Halk Partisi süreci bu ciddiyetle ele almalıdır. Cumhuriyet Halk Partililer ben ile başlayan cümleleri terk etmediği sürece bu partiden hiçbir şey olmaz” dedi.

AKŞENER İKNA EDİLDİ
İYİ Parti’de Akşener’in durumu ile ilgili olarak ise, “Gördüğüm kadarı ile Meral Akşener ikna edildi. Meral Akşener'in kurduğu cümlelerin satır aralarındaki samimiyeti görüyorum. Diyor ki ''Bunca engellemeye rağmen yüzde on bir başarıdır fakat benim cephemden de başarısızlıktır. Başarısızlığı üzerime alıyorum'' Bu demokrasiyi içselleştirmiş toplumlarda çok sık karşılaşılan bir durum. Dilerim, Meral Akşener nerede hata yaptığını doğru analiz eder. Reçete doğru yazılırsa beraberinde de doğruları getirecektir. Benim seçim sürecinde gördüğüm en büyük hata Meral Hanım'ın çok fazla ben ile başlayan cümle kurmasıdır. Bir diğeri de yeni bir parti kurulmasına, yeni parti talebine cevap verilmesine rağmen içindekilerin eski olmasıydı. Parti yeni, tabela yeni ama içindekiler kırk yıllık. Bu süreci Meral Akşener’in ve partinin iyi yönettiğini düşünüyorum. İyi bir özeleştiri süreci geçirdiler, darısı Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına diyelim”