Rotaryenler sordu, Kocaoğlu yanıtladı: Yapamadığım bir tek o kaldı…

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Konak Rotary Kulübü’nün akşam yemeğine katıldı. 

Ege Palas Otel’de düzenlenen buluşmada Rotaryenlerin sorularını yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu önemli açıklamalarda bulundu. Yatırımlar hakkında detaylı bilgi veren Başkan Kocaoğlu, kent gündemine ilişkin soruları da yanıtladı.



ÇARŞAMBADAN PERŞEMBEYE KALAN BORCUMUZ YOK
Kocaoğlu konuşmasına göreve başladığı dönemden itibaren hem borç ödediğini hem de yatırım yaptığının altını çizerek başladı.

Kocaoğlu, “Belediye başkanı borç ödemez. Borç ödememek meziyettir. Benim için öyle değil. Göreve geldiğimden beri borç ödeyerek gerektiğinde yatırım yapamayan bir yerel yönetimin sürdürülebilir kenti yönetemeyeceği açıktır. Biz önce borç ödeyerek ekonomimizi güçlendirdik. Hem yatırım gücümüzü arttırdık hem de itibarımızı arttırdık. Hiçbir yerden kredi alamıyorduk. Benim devraldığım borçlar Ahmet Piriştina’nın borçları değildir. Daha önceden alınmış büyüyerek gelmiştir. Borcumuzu ödedik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şu anda 2007’den beri ne müteahhide ne hiç kimseye borcu yoktur.  Çarşambadan perşembeye kalan borcu yoktur. Kimse gelip ‘çekin var senedin var’ diyemez. Her şirketin otomatik hesabına yatırılır. Önceden hiç kredi alamıyorduk. Hazine devamlı arıyordu ‘şu şirkette borcun var’ diyordu. Tam fes giydiriyorduk. Şimdi uluslararası piyasada proje kredisi alacak duruma geldik. Hem de çok iyi koşullarda. Tüm bu saydığımız projelerde öz kaynaklarımızdan hariç ihtiyaç duyduğumuzda hızlı bir şekilde kredi alırız” diye konuştu. 
 
11 KİLOMETREDE DEVRALDIK 2019’DA 184 YAPACAĞIZ
Ulaşım projeleri hakkında da bilgi veren Kocaoğlu, raylı sistemi 11 km olarak devraldıklarını 2019’da bu seviyenin minimum 184 km olacağını söyledi. Kocaoğlu, “Otobüsün yerine metro, tramvay yapıyorsak ulaşımda kat be kat ilerleme sağlıyoruz. Yapılan proje hayata geçtiğinde kredi olarak kullandığımızı ödüyorsa normal akışımıza kredi batağında kaybedersek o zaman belediyeyi sürdürebilir hale getiremeyiz. Borçlanmayı ona göre yapıyoruz bir sıkıntımız yok. Yatırım yapmamıza rağmen ekonomik gücümüz artıyor. Çünkü cari harcamalarınızı dışarıda utuyoruz.  Karşıyaka’dan 24 kilometrelik tramvaya başladık. 11 kilometre aldığımız raylı sistemi 2019’da minimum 184 km olarak tamamlanmış olacak. Daha da devam edecek. Şu an temelini attıklarımız itibariyle budur. 90 dakika tek bilet uygulaması Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir uygulamadır. Biz sosyal belediyeyiz. İZSU’dan para kazanıyoruz. İZSU’da kademeli tarife uyguluyoruz. İlk 20 ton daha düşük sonrası fazla. Fazla suyu ekonomik durumu daha iyi olanlar kullanıyor. Otobüslerde senede 400 milyon zarar yapıyoruz.  Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlar civar ilçelerde oturuyor. İşe gidip gelirken iki defa basması gerekiyor. Dar gelirli hemşerilerimize ucuz bir ulaşım sağlamak istiyoruz. Vazgeçemeyeceğimiz bir ulaşım politikasıdır.  Kişi başına metroda 80 kuruş vapurda 320 otobüste 125 kuruş. Toplu ulaşımı ne kadar arttırırsak o aranda 400 milyonluk zarardan kurtulacağız” ifadelerini kullandı.
 
5 YILDIZLI OTELİ HER YERDE BULURSUNUZ
Kocaoğlu kentin tarihine yatırım yapmanın önemini de vurguladı ve “Agora’nın İkiçeşmelik’le buluşmasının kamulaştırma maliyeti 35 milyon lira. Roma Antik Tiyatrosu’nun yerini kamulaştırdık. Restorasyon çalışmalarını yapıyoruz. Tarihi İzmir’den bahsediyoruz. Orayı kurtarabilirsek insanların buluşma noktası haline getirirsek kent içi turizm sıçrama yapacaktır. 5 yıldızlı oteli her yerde bulabilirsiniz ama eski yerleri insanlığa sunmak ayrı bir değerdir. Parayla ölçülecek bir şey değildir” dedi. 
 
6306 SAYILI YASAYI BİZ UYGULAMAYACAĞIZ
Başkan’ın ajandasında kentsel dönüşüm de vardı. Kocaoğlu,  “Çok kolay uzlaşabilirsen. Çok zor uzlaşamazsan… Vatandaşlarımız gelmiş gecekonduda ev yapmış çocukları büyümüş üstüne ev yapmış. ‘Evin ne kadar?’ diyorsun ‘150 Bin’ diyor ama 3 daire istiyor. Bu mümkün değil. Yol yok hiçbir şey yok. Orada bir dönüşüm için gerçekten yaşanabilir bir kent için iyi planlanması gerekiyor. Uzlaşma gerekiyor. Yerinde dönüşüm gerekiyor. Ne rant elde edilecekse onu orada yaşayan insanlara tapu sahiplerine bırakmak gerekiyor.  Müteahhidin hedeflediği kar var.  Kamuya ne kalacak? Kentin yeniden gelişmesi buna bağlı.  İki yol var. Uzlaşmaya dayalı bir de ceberut var. Her türlü yetkiyi bakanlığa ya da belediyeye veriyor. Riskli alan diyorsun giriyorsun yıkıyorsun insanlar sokakta kalacak. Olacak iş değil. Tapu gaspı olarak uygulanıyor. Biz hiç istemedik. 6306 sayılı yasa yapılsa bile biz de yapılmayacak. 6 bölgede çalışıyoruz. Ofisler kuruyoruz. Peşini bırakmayacağız” ifadelerini kullandı. 
 


GİZLİ KAPAKLI İŞİMİZ YOK!
Kocaoğlu tarım ve çevre politikalarına da önem verdiklerini belirtti. Kocaoğlu, “Tarıma ve çevreye çok destek veriyoruz. Sağlıklı gıda üretilmesini istiyoruz. Gelen konuklarında sağlıklı gıdayla beslenmesini istiyoruz. Böyle kalkınabileceğini savunuyoruz. Tarımı ciddi anlamda destekliyoruz. Zaman zaman kentler ülkeler finans merkezi olan yerler hepsi lazım. Hepsi gerekli. Ama bunların zemine oturması için süreklilik arz etmesi için mutlaka ve mutlaka çevre yatırımı konusunda çok hassas olunmalıdır. Suyunuz kullanılır, havanız, deniziniz, toprağınız, gıdanızın temiz olması lazım. Bugün kentler bu özellikleriyle öne çıkıyor. Biz de göreve geldiğimizden beri bunlara önem veriyoruz. Körfez dediğimiz projenin iki senedir ÇED’ini almaya çalışıyoruz. Bunları yaparken biz aklı, bilimi evrensel ahlak kurallarından ve hukuk kurallarından şaşmıyoruz. Katılımcı bir yönetimle çalışıyoruz. Yarım ada çalışmasında tüm dernekler var, arkeologlar var, köylüler var. Hep birlikte katkı koyarak sorunların tartışıldığı hem öğrettiği hem öğrendiği sonunda mutabık kalınarak uygulanan bir süreci yaşıyoruz. Gizli kapaklı bir işimiz yok. Katılımcı demokrasiye inanıyoruz. Özgürlüğümüzü seviyoruz. Yaşam biçimimiz bu. Sizlerden aldığımız bilgi ve sinyallerle kenti sizlerle birlikte yönetmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
 
DEVLET KURUMLARIYLA HÜKÜMETİN ALTINA GİRDİ
Kocaoğlu toplantıda soruları da yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Melih Gökçek ile yaşadığı ve ‘Parsel parsel sattı’ sözleriyle gündeme damga vuran tartışma sonrası Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne müfettiş gönderilmemesi hakkında fikri sorulan Büyükşehir Belediye Başkanı, “Müfettişler gelsin bizim onunla bir sıkıntımız yok. Bir şey varsa gelip bulsunlar. İzmir Belediyesi’ne 100 tane müfettiş gelir bir şey bulamaz. Devlet kurumları görevini yapsın. Devlet erozyona uğrarsa çok farklı şeyler olur. Bizde uzun zamandan beri hükümetle devlet özdeşleşti. Karıştırılmaması gerekir. Devlet, kurumlarıyla hükümetin altına girmiştir. Türkiye’de en büyük tehlike bana göre budur” dedi.
 
AYKIRI BİR ŞEY YAPILMADAN KORUNACAK
Başkan’a Fuar İzmir’in hizmete girmesinin ardından akıbeti merak edilen Kültürpark da soruldu. Kocaoğlu, “Kültürpark’ın ne olacağı konusunu Fuar İzmir’in temelini attıktan sonra tartıştık. Her taraf perişan dökülüyor.  Fuar gitti Kültürpark’ın ne hale geldiğini gördük. Holleri kalkıp yerine kültür ve sergi sarayı olacak.  Oralarda şovlar, kongreler sergiler yapılacak. Altı otoparklı sanat alanı oluşturacağız. İzmir sanat, açık hava kalacak. İsmet İnönü’nün binası korunacak gibi değil. Omurgası gitmiş durumda. Yani Kültürpark aykırı bir şey yapılmadan korunacak” dedi.
 
YAPAMADIĞIM BİR TEK O KALDI
Kocaoğlu Yamanlar’a yapılmak istenen çöp tesisine ilişkin de konuştu. Kocaoğlu, “Kapalı sistem istiyoruz. Kamyonda içeri girecek oradan da çöp çıkmayacak. Enerjisini üretecek vs. dünyanın ürettiğinin en gelişmişini kuracağız. Bilimin ulaştığı tesis kurmak istiyoruz. Çevre konusunda yapamadığım bir tek o kaldı. 2 bin ton merkez kuzey merkez güney yapacağım. Bunun yapılması lazım. Yamanlar’a olmuş başka yere olmuş fark etmez.  ‘Ben istemem’ diyenler var.  Bu çöp benim değil. Bu çöp herkesin... Kentin bölgenin insanın zararına olacak hiçbir konuda bana kimse imza attıramaz. Tek gücüm bu. Adil olmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum. 6 aylık başkan olsam istediğinizi söyleyin. 11 senedir bu çöp tesisi için çalışıyorum” diye konuştu.