İzmir iş dünyasından ABD’nin yaptırım kararına tepki!

İzmir iş dünyası temsilcileri yaptıkları ortak açıklamayla ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararını kınadı.

17 oda, borsa, birlik ve derneğin imzasının bulunduğu, gazete ilanlarıyla da yayınlanan açıklamada, ABD'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül nezdinde Türkiye'ye karşı skandal bir yaptırım kararı aldığı, bunun diplomasinin iflası olduğu belirtildi.

Bu kararla, her fırsatta hukuk ve adaletten bahseden ABD'nin söylem ve uygulamaları arasındaki derin tezatlıkların gözler önüne serildiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Ülkemize karşı alınan yaptırım kararının görünen yüzünde rahip Andrew Branson'un ABD'ye iade talebi yer alırken, buzdağının görünmeyen kısmında ise ülkemiz aleyhine yeni senaryoların oluşturulmaya çalışıldığı açıktır. Ülkemize yönelik olumsuz bir atmosfer yaratarak yabancı yatırımcıları ülkemizden çıkmaya zorlamak isteyen ABD'nin bu planı tutmayacaktır.

ABD'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin iki bakanı ile ilgili almış olduğu karar gerek diplomatik teamüllere gerekse iki ülke arasındaki uzun yıllara dayanan müttefiklik ilişkisinin ruhuna aykırıdır ve kabul edilemez.

İzmir iş dünyası temsilcileri olarak, ABD yönetiminin bu hasmane kararını şiddetle kınıyor ve en kısa zamanda bu karardan dönülmesini bekliyoruz." (AA)

ESİAD'DAN AÇIKLAMA: KABUL EDİLEMEZ
Beyaz Saray tarafından yapılan açıklama ile Amerika Birleşik Devletleri’nin İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ve Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül nezdinde Rahip Brunson’ın tutukluluğunda rol oynadıkları gerekçesiyle ülkemize yaptırım uygulamasını kabul edilemez bir yaklaşım olarak görüyoruz. Bu karar, transatlantik ortaklığı bulunan ve tarihleri boyunca dost ve müttefik konumda bulunmuş iki ülkenin diplomatik teamüllerine de aykırıdır.

ESİAD olarak hukukun üstünlüğü ilkesinin her daim savunucusu olduk. Her fırsatta adalet ve demokrasiden bahseden Amerika Birleşik Devletleri’nin şahıslara yönelik aldığı yaptırım kararı yanlış olmasının ötesinde ülkemizin bağımsız yargısına da müdahale anlamına gelmektedir. Bu anlayışla, hukuk süreci sürerken böylesi bir müdahale, iki ülke arasındaki ilişkilerin özüne de büyük zarar vermektedir. Alınan kararı hukuk devleti anlayışı ile çelişmesi, devletlerarası ilişkilerin dayandığı gelenek ve etik ilkelere aykırı olması sebebiyle kınıyor ve en kısa zamanda bu karardan dönülmesini bekliyoruz.

Bu doğrultuda, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında ilişkilerin onarılamaz bir seviyeye ulaşmadan diplomatik teamüller içerisinde düzeltilmesinin tarihi bir sorumluluk olduğu inancındayız. İki ülke arasındaki krizin en kısa zamanda yapıcı bir diyalogla aşılmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte devletimizin yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla açıklarız.