İş Kadınlarının Başkanı’ndan yerel yönetime Eskişehir göndermesi!

Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - Türk Sanayici İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu ve Türkiye Konfederasyonlar Topluluğu Genel Başkanı Nezaket Emine Atasoy Egedesonsöz’e özel açıklamalarda bulundu.

Ülke gündemini değerlendiren Başkan Nezaket Emine Atasoy, siyasete kırmızı ışık yakarken Eskişehir örneği üzerinden İzmir’in yerel yönetimine de yatırım göndermesi yaptı!


 
YURTTSA HULH CİHANDA SULH ANLAYIŞINA HAKİMİZ
Sözlerine konfederasyonun çalışmaları ve yapısı hakkında bilgi vererek başlayan Atayor, “Şimdiye kadar kurulan topluluklarda ya iş kadınları tek olmuş ya da iş adamları kendileri kurmuşlar bu kuruluşları. Ama ben istedim ki ikisi aynı konfederasyon çatısı altında birleşsin” dedi.

Atasoy, “Bundan dolayı bu ismi alarak bünyemizdeki derneklerle beraber yolumuza devam ediyoruz. Yurtdışında yeni pazarlar yaratıyoruz. Bunları nasıl yapıyoruz? Gitmeden önce inşaat, gıda, tarım, hayvancılık, bilişim sektöründen, uluslararası iş dünyasında network oluşturduk. Hangi konuyla alakalı yurtdışı gezisine çıkacaksak orada bir pazar araştırması yapıyoruz. O ülkenin devlet başkan, ticaret odaları, çeşitli kurum başkanlarıyla randevu alıyoruz. Yaptığımız görüşmeler neticesinde oralarda Türk iş adamları ya da iş kadınlarına yeni pazarlar yaratılıyor. O bölgedeki iş adamlarına da Türkiye’de pazarlar yaratılıyor. İki taraflı fayda sağlıyor. O yüzden ben inanıyorum artık Türkiye’nin bu tür sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacı var. Bu, ülke ve insanımızın gelişmesini sağlar. Birçok faydayı bu konfederasyon çatısı altında sağlayabiliriz. Yurtta Sulh Cihanda Sulh Anlayışı’na sahibiz. Ben tüm toplumsal sorunların temelinde ekonominin yattığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
TÜRKİYE ROL MODEL OLUYOR
Yurtdışındaki faaliyetleri Filistin üzerinden verdiği örneklerle açıklayan Atasoy, “Mesela Filistin yeni bir savaştan çıktı. Çok büyük yaralar aldı. Okulları yıkıldı, oturacak evleri kalmadı. Burada iş dünyasına büyük iş düşüyor. Yeni iş olanakları yaratıp Türk iş adamlarına oralarda iş yapmalarını sağlamak ve o bölgedeki insanlara yardım sağlamak istiyoruz. Söylediğim gibi burada da iki taraflı bir fayda düşünüyoruz. Afrika ülkelerinden çoğunu ülkemizde ağırlıyoruz. İzmir’de de ağırladık. Protokoller yapıyoruz. Kamu kuruluşlarını davet ettik. Özellikle Afrika’da yeni kurulan hükümetler Türkiye’deki kurumların işleyişini örnek alıyorlar. Biz de kurum müdürlerini davet ediyoruz. Onlar da bizde ki mesela sağlık kurumu nasıl işliyor soruyorlar. Biz de anlatıyoruz onlar da örnek alıyorlar. Türkiye rol model oluyor ve biz de konfederasyon olarak bunu sağlıyoruz. Türkiye’yi örnek göstererek öncülük yapıyoruz. Çünkü dünyayla entegrasyon çok önemli hale geldi. Ekonomik anlamda da daha iyi bir Türkiye istiyorsak uluslararası entegrasyonu sağlamak lazım. Bunlarda bizim gibi ekonomik ve sivil toplum kuruluşlarıyla olur. Bu, ekonomik iyileşme sağlarken de oraya giden iş adamları ya da iş kadınlarının o bölgede yardım amaçlı faaliyet yapmalarını istiyoruz. Mesela bir iş adamımız ekmek fabrikası açtı. Ona diyoruz ki; ‘belirli günlerde ücretsiz ekmek dağıtacaksın’. Böylece sadece kar amacı olmayacak. Kar etsin ama bir taraftan bölge insanına yardım etsin, yara sarsın. Bir sivil toplum kuruluşu böyle olmalıdır. Gittiğimiz her yerde bunları da yapıyoruz. Yardım protokolleri de yapıyoruz. Yurtiçinde de cezaevlerinde çalışmalarımız var. Çocuklar da dahil olmak üzere kadınlara da istihdam sağlamak için yeni projeler üretiyoruz” şeklinde konuştu.
 
STK OLARAK İLK BİZ YAPTIK
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da gerçekleşen Ortadoğu Barış Zirvesi hakkında da konuşan Atasoy, “Bu zirve ‘Yüzyılın Barış Zirvesi’ adıyla nitelendirildi. 22 Arap ülkesinin çok yoğun katılım gösterdiği ve Filistin halkının da yardıma ihtiyacı olmasından dolayı destek amaçlı bir zirve oldu. Yaklaşık 4 ay hazırlandık. Yurtdışında katılımcılarla görüşüp eksiksiz katılım göstermelerini sağladık. 150 büyükelçi katıldı. Türkiye’den de muazzam katılım oldu. Ülkenin her yerinden sivil toplum başkanları, valiler, genel müdürler yani her yerden gelen bir katılım vardı. Herhalde bizim konfederasyonumuzun etkin bir lobi faaliyeti içinde olması sebep oldu. Bu tür barış görüşmelerini hep hükümet yapıyordu. Fakat biz bir ilki yaptık ve ben inanıyorum ki bizim gibi sivil toplum kuruluşlarına çok büyük görev düşüyor. Zaten bu anlamda da bakanlıklardan beni arayıp tebrik ve teşekkür ettiler. ‘Biz bugüne kadar sivil toplum kuruluşlarından bu anlamda bir şeyler yapmalarını bekledik’ dediler. Avrupa’da artık STK’lar daha etkin bir lobi yapıyorlar. Bizde uluslararası anlamda böyle bir açık var. Zannediyorum bunu da biz kapatıyoruz. Bu ilk oldu ama son olmayacak. Filistin’e gideceğiz oradan Kudüs ondan sonra bütün Ortadoğu’yu gezeceğiz. Amacımız Ortadoğu’daki savaşların bitmesidir. Kardeş savaşlarının müslümanlar arası huzur ve güvenin sağlanması gerekiyor. STK’lara çok büyük görevler düşüyor. Biz de bu bilinçteyiz. Yolumuza devam edeceğiz” dedi.



İŞSİZLİĞİN SEBEBİ BEYİN GÖÇÜ
Ülkenin büyük sorunu işsizlik hakkında da bir değerlendirme yapan Atasoy, “Ülke genelinde işsizlik var bunu kabul ediyorum. Tabi genç nüfusta da bir istihdam sorunu var. Bunu kapatmanın en büyük yolu beyin göçünü ortadan kaldırmaktır. Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri beyin göçüdür. İnsanlar iş bulmak için başka şehirlere gidiyorlar. İzmir’de de çok beyin göçü var. Buradaki insanlar da daha iyi bir iş bulmak için İstanbul, Ankara ve Avrupa’ya gidiyorlar. Bunu önlememiz lazım. İş adamları kendi bölgesinde birbirlerini destekleyerek o bölgenin gelişmesi için çaba sarf etmesi lazım. İzmir’e baktığımızda da yerel sanayi gelişmiyorsa burada bir üretim çok yoksa bunun sebebi bu bölgede istihdam yaratılmamasıdır. Burada bölge insanına çok büyük iş düşüyor. İzmirli’nin buraya yatırım yapması lazım, başka yere değil. Bunlar gerekiyor. Türkiye geneline baktığımızda da bilinçlenme lazım. Bu bilinçlenmede bize görev düşüyor. Daha çok proje üretmemiz lazım. Bu anlamda bizim önümüzü açan bir devlet var. Özellikle İŞKUR’la projeler hazırlanıyor. Birçok kez bu projeleri yönettik. Türkiye aslında fırsatlar ülkesi ama değerlendirmek lazım. İş dünyasında dayanışma çok önemli bölgesel dayanışma çok önemli.  Yerel yönetimlere de eğitim ve istihdam konusunda büyük iş düşüyor.  Yerel yönetimlerin çaba sarf etmesi lazım” ifadelerini kullandı.
 
İZMİR’E ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ...
İzmir’e yapılan ya da yapılmayan yatırımlarda yerel yönetimle genel iktidar arasındaki sürtüşmenin çok da etkili olmadığının altını çizen Atasoy, “ Şimdi baktığımız zaman bu konuda hep İzmir’i örnek gösteriyorlar ama Eskişehir örneği de var. Hükümetle aynı düşünmüyor ama Eskişehir nasıl gelişti? Bunu örnek göstermemek lazım. Bu biraz yöneticilikle alakalı bir şey. Şehri iyi yönetmekle alakalı bir şey.  İzmir’de bu sürtüşmelerin etkili olduğunu düşünmüyorum. Siz bir şeyler yapmak istiyorsanız ne yapar yapar yaparsınız. Bir iş kadını olarak İzmir’in daha fazla gelişmesi için öncelikli olarak beyin göçünün önlenmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Bunu engellemek için önemli projeler hayata geçirmek lazım. Gençleri hayata kazandırmak için bunlar lazım.  Burada yeni yatırımların önünü açmak lazım. Hükümet de zaten yapılan çalışmalarda İzmir’e destek veriyor.  Yerel yönetimlerin bu anlamda daha fazla proje üretmesi lazım. İzmir’de proje eksiği var ve  yetersiz. İzmirli, yöneticilerinin yeni projelerini görmek istiyor. Benim İzmir’de yapacağım en önemli zirvelerden biri de Kentsel Dönüşüm Zirvesi olacak. Kentsel Dönüşüm Zirvesi çok önemli. Neden diyorsanız; İzmir’in çehresinin değişmesi, yapılanması lazım. Kentsel dönüşüm konusunda Türkiye’deki öncelikli yerlerden biri İzmir’dir. Ama herkesin bu konuda bilinçlenmesi lazım. Bu işe girecek iş adamlarının, müteahhitlerin, yerel yöneticilerin, sadece belediyeler değil muhtarların dahi iyi olması ve bilgilenmesi lazım. Ayrıca biz İzmir’de Yerel Yönetimler Zirvesi de yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
 
SİYASETİ ŞU AN DÜŞÜNMÜYORUM
Daha önceki dönemlerde bir siyaset denemesi olduğunu fakat şu an herhangi bir şekilde siyaseti düşünmediğini belirten Atasoy şunları söyledi: Biz zaten siyaset üstü işler yapıyoruz. Hem Türkiye hem dünya meseleleriyle ilgileniyoruz. Dünya barışına katkı koymak adına beni mutlu eden çalışmalar yapıyoruz. Ben ülkeme nerede faydalıysam orada olmalıyım. Sivil toplum kuruluşu lideri  olarak faydalıysam burada olmalıyım siyasette faydalı olacaksam siyasette olurum ama şu an düşünmüyorum. Benim en büyük amacım ülkeme hizmetti, şimdiye kadar elimden geldiğince yaptım. Bu bir sivil toplum kuruluşu lideri olarak da olabilir siyasette de olabilir ama geleceği kestirmek zordur. Hakkımızda hayırlı olsun. Daha önce siyasette bir denemem olmuştu fakat şimdi o konuya girmek istemiyorum.  Daha çok iş kadını ve Ortadoğu Barış Zirvesindeki sosyal tarafımla ilgili konuşmak istiyorum. Netice itibariyle önemli olan şu süreçte yapmış olduklarımızdır. Bu barış zirvesini ilk defa bir STK’nın yapmış olmasıdır. Dünya barışı adına bunu kadın kişiliğimle yapıyor olmamdır. Ayrıca kadınlar kendilerini göstersinler artık. Cesur olsunlar. İş hayatında, ekonomide, siyasette, ticarette nerede olursa olsun ben arkalarındayım. Sadece kadınlar değil öğrencilerimiz de var.  Üniversite okuyamayan çocuklarımıza burslar veriyoruz. Tüm eğitim ve istihdam projelerine destek veriyor ve önemsiyorum. Kıbrıs’ta da bir vakıf üniversitesi kurarak sosyal projelerimize devam edeceğiz…