HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
7 Eylül 2020 Pazartesi - 15:07

CHP’li Sındır’dan ‘Burkina Faso’ çıkışı: Bakanı yanlış yönlendiriyorlar

Türk tarımını değerlendiren Sındır, "Burkina Faso'dan bile pamuk ithal edeceğiz. Bergama, dünyanın en iyi pamuğunu üretiyor. Neden biz kendimiz üretmiyoruz? Bakanın, paramız var ki, ithal ediyor, sözleri de kabul edilebilir değil" açıklamasında bulundu

CHP’li Sındır’dan ‘Burkina Faso’ çıkışı: Bakanı yanlış yönlendiriyorlar

EGEDESONSÖZ - CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, SonSöz TV'de önemli açıklamalarda bulundu. Sındır, gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı.

"Koronavirüs salgınında sağlıklı bir veriye sahip değiliz. Şu an ülkede bakanlığının açıkladığı veriler haricinde, Türk Tabipler Birliği'ne bağlı Tabip Odaları ve sağlık emekçilerine bağlı odaların kendi kaynakları üzerinden aldıkları bir takım verilerle yetiniyoruz.  Bu veriler, ne kadar doğru bilmesek de artık önlenemeyen bir artışın olduğu Sağlık Bakanı tarafından da dile getiriliyor. Vakalar az az artıyor ama artıyor. Bu da endişe verici… İyileşen hasta ile yeni hasta sayısı arasında fark uçuruma dönüşmüş şekilde. Vefat sayısı da buna bağlı olarak artmaya devam diyor. Verilerin doğru olmadığı inancındayım. Bu kadar yüksek rakamlar, Mart ayında bile yoktu. Sonuçta devletin kurumlarına güvenmek zorundayız. Onlara güvenemeyecekseniz kimlere güveneceksiniz? Sağlık bakanlığı, Türkiye'de 1000 küsur vaka sayısı açıkladığında İzmir'de 200'ü aşkın vaka sayısı olduğunu biliyoruz. O dönemde sayın bakan İzmir'in iyi olduğunu ve ilk 10'da dahi bulunmadığını söylemişti. Peki bu nasıl oluyor, diye biz de sormuştuk. Derken ekonomiyi, turizmi ayakta tutma düşüncesiyle 1 Haziran'da normalleşmeye geçildi. Virüsten kurtulduk rehaveti yaratıldı ve maskeyi bile takmama alışkanlığını getirdi. İzmir biraz daha farklıdır ancak kırsallara gittiğinizde kimsede maske yok. Ben çok iyi biliyorum maske takıyoruz diye kendileri de maske takıyorlar. Anadolu'da maalesef bu rehavet sonrası Mart ayına göre daha kötü bir duruma geldiğimizi düşünüyorum. Çok sıkı bir yeni dönem gerekiyor. Bu yeni dönemin artık karantina mı yoksa sokağa çıkma yasağı mı olacak, bilmiyoruz. Kamuoyunda bu rehavet yaratma çalışmasından vazgeçilmesi lazım."

TARIMSAL ÜRETİM, KORONAVİRÜSTEN ETKİLENMEMELİ
"Tarım sektörünün yaşadığı sorunları direkt olarak COVİD-19'a bağlamak yanlış bir şey. Gıda insanın en temel ihtiyacıdır. Tarımda bunun tek üretim kaynağıdır. Tarım sektörü koronavirüse bağlı üretim anlamında etkilenmemesi gereken bir sektör. Tarım sektörü maalesef üretimden ziyade fiyat üzerinden, finansman ve mali politikalar üzerinde ülkenin çok büyük bir baskı altında. Bunun nedeni COVİD-19 değil, yanlış tarım politikaları ve tarımda politikasızlık üzerine gelişen bir süreçtir. Girdi maliyetleri çok yüksektir. Ancak ürününü piyasaya sürmek istediğinde üretici devleti yanında görmek ister. Kendisini koruyup kollamasını ister. Böyle olmayınca tabii ürününü eder fiyatından değil, üretim maliyetinin altında vermek zorunda kalıyor. Domates üreticisi salçalık domatesleri 30 kuruşa satmak zorunda kalıyor. Bir dönüm arazisi olanın eline ise 2 bin lira ortalama para geçer. Sorduğunuzda ise gübresi, çapası, hasadı, suyu, işçiliğini üst üste koyduğunuzda 4 bin 500 lira  gibi bir maliyeti olduğunu söylüyor. Yani zararına üretim yapmış oluyor. Yani ürün fiyatını normalde piyasa koşulları belirler. Sağlıklı bir piyasa koşullarında piyasaya arz edilen ürün ve piyasada o ürüne gelen talep doğrultusunda fiyat oluşur. Doğrusu budur. Eğer ki üretici çok üretmişse bunun sorumlusu da devlettir. Bir ürünün hangi bölgede ne kadar üretilmesini istiyorsa devlet, bakanlık politikasıyla doğru üretim planlamasını yapar ise domatese bu yıl bu kadar destek vermiyorum der ve üretimi düşük seviyede tutar. Ancak pamuk üretimine destek verelim der, çiftçi pamuğa yönelsin ister. Devlet veya yöneticiler bu görevini yerine getirmiyor. Anca arz fazlası olmayan ve bir tarafta bir avuç alıcının olduğu yerde alıcılar bir araya geliyorlar ve aralarında bir fiyat belirliyorlar. Hiçbir alıcı da bu fiyattın üstünde bir fiyat vermiyor. Bu suçtur. Ben bunu araştırdığımda Rekabet Kurulu diye bir kurul var, bunun temel görevi bu tür yapıları belirlemek ve bunlara ceza kesip piyasada ağır maddi cezalarla cezalandırmaktır. Bu konuda çok sayıda şikayet olsa da sadece 4-5 alıcıya ceza kesilmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde Halilbeyli Köyü'ne gittik ve burada şaraplık bir üzüm üretiliyor. Geçen yıl burada alıcı tarafından 2.6 TL fiyat veriliyormuş bu sene ise 1.6 TL fiyat verilmiş. Geçen seneden bu yıla 1 TL'lik kayıp ile satması gerekiyor. Çaresizler çünkü… 3 gün içerisinde ürününü kesmek zorunda yoksa verim ve kalite düşüyor… Üretici ne yapacak bu durumda ?"

BAKANI YANLIŞ YÖNLENDİRENLERİN OLDUĞU BİR GERÇEK
"Yüz yüze olamasa da soru önergeleri veriyoruz. Her fırsatta söylüyoruz. Şimdi Burkina Faso'dan bile pamuk ithal edeceğiz. Ben Sayın Tarım Bakanının şahsi ile ilgili bir şey söylemek istemiyorum ancak bakanlığın başında kendisi olduğu için, bakanın etrafında da kendisini yanlış yönlendiren insanların olduğu bir gerçek. Ya da o da durumun kötü olduğunu gördüğü için iyimser bir tablo çiziyor olabilir. Biz net bir şekilde Türkiye'nin ithalatçı bir ülke olduğunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanlığının raporların da planlarında bu bahsediliyor. Gıda ürünlerinin güvenliğini de dahil edip net ihracatçıyız diyoruz. Biz bitkisel ve hayvansal ürünler bazında  açık ara ithalatçıyız.  Biz tarım ülkesiyiz ancak çok geniş bir arazimizde ekim yapılmıyor. Biz Türkiye'de pamuk ithal ediyorsak, Bergama'da üretilen pamuğumuza bakmak lazım. Dünyanın en kaliteli pamuğu bizde. Neden biz onu üretemiyoruz ? Niye ABD ve Yunanistan'dan ithal ediyoruz? Çünkü tarım bakanının kendisi paramız var ki ithal ediyoruz, bunda ne var,diyor. Yani bu cümle üretici benim umurumda değil demektir. Sayın bakan çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır, diye bir cümle kuruyor. Normalde çok çalışan birini çok kazanmasını beklemez misiniz? İşin doğası budur. Ancak sayın bakan adaletsizliği kabullenmiş. Bu yüzden tarımdaki sorunlar pandemiye bağlanamaz."

KITA SAHANLIĞI SORUNU, YENİ BİR SORUN DEĞİL
"Doğu Akdeniz'de sular sıcak. Her an bir çatışma riski ortada. Bu çatışma riskini ortadan kaldıracak diplomatik çözüm yollarını zorlamamız lazım.  Bu konuda yapılan açıklamalarda, biz ön şartsız masaya otururuz, söylemlerini anlamlı buluyorum. Ancak tabii ki Türkiye ve Yunanistan arasında bulunan kıta sahanlığı sorunu yeni bir sorun değil. Uzun yıllardır kıta sahanlığı ve adaların kara suları üzerinde bir sorun mevcut. Ancak şunu görmek lazım Türkiye uzun yıllar bir yandan savunma sanayinde üretim sarf ediyor ancak kendi bulunduğu coğrafi konumda yalnızlaşan bir ülke haline geldi. Ülkeler arasında ilişkiler milli çıkarlara dayalı gerçekleşir. Bizim bir ülke olan ilişkimiz iki ülkeyi yöneten kişiler arasında olan duygusal çakışmaya dayanmaması gerekir. Sayın Erdoğan'ın Esat ile ya da Mısır devlet başkanı ile ikili ilişkileri iyi değil diye, ülkeler arası ilişkiler buna göre dizayn edilmemesi gerekir. Irak'la, Suriye ile kopuk durumdayız. Sadece Doğu Akdeniz konusu üzerinden Türkiye biraz köşe sıkıştırılmış durumda ancak diğer yandan Suriye'nin Kuzeyinde PKK, PYD ABD'nin desteği ile bir devlet oluşturulmaya çalışılıyor. Türkiye buna ses bile çıkartamıyor… Çünkü tüm odağında Doğu Akdeniz var. Bütün bu meselelerden güç alıp Ermenistan, Azerbaycan üzerinden gerçekleştirdiği durumlar mevcut. Bizde doğal olarak kardeş ülkemizin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Yani Türkiye, AB ile ABD ile kopma eşiğine gelmiş bir devlet konumunda. Türkiye bölgede yalnızlaşan bir ülke konumuna evirildi. Bundan tabii tek fırsatçılık yapan Yunanistan. Bir yandan da Kıbrıs var…  Doğu Akdeniz sorunu Türkiye'yi diğer sorunlardan biraz daha uzak tutuyor ve diğer alanlarda arzu etmediğimiz süreçler oluşuyor. Türkiye'yi bu duruma gelmesi tesadüf değil. Yani İsrail ile zamanında bir sorun yaşandı ve diplomasi kesildi. Mısırda bir iç sorun yaşandı ve ihtilal yaşandı, ülkeler arasında büyükelçinizi çekerek iletişim kurmaya çalışmak doğru değil. Türkiye, bölgede ve dünyada düşman arttırmak değil, düşman eksiltmek çabasında olması gerekirken, hep aksi şekilde davranmış durumda. Dış politika, bir devlet politikasıdır. Türkiye'de devlet politikasından ziyade ideolojik hatta mezhebi politikalar üzerinden maalesef ülkeler arası ilişkiler kuruluyor. Bütün bu yalnızlaşma durumu bu hatalar sonrası meydana geldi. Bu sorunlar yumağında ne vatan toprağından ne yavru vatan toprağından nede haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz."

VATANDAŞIN UMUDU, CHP VE MİLLET İTTİFAKIDIR
"CHP'nin geçmişten gelen ve değişmeyen bir oyu vardır. Şu anda görülen o ki Türkiye'nin umudu Cumhuriyet Halk Partisi. Tek adam rejimi ile demokrasiden söz etmek zaten mümkün değildir. Eğer demokrasi dediğimiz şeyin en temel özelliği çoğulculuktur. Yani iktidar da olmayan görüşe de değer verildiği, dikkate alındığı bir rejimdir. Bütün bu sorunlara karşı vatandaşın tek umudu CHP ve onunla birlikte Millet İttifakı'nın güçlenmesidir. Ben CHP Milletvekili olmakla onur duyarım ancak bazı temel değerler üzerinde birlikteliklerin çok kıymetli olduğunu düşünmekteyim. İYİ Parti ile olan milletini, bayrağını, demokrasisini bizler gibi koruyan siyasi partilerin Millet İttifakı çatısı altında bulunmasını değerli buluyorum. Tabii ki bu bugünkü siyasi partiler yasasına göre bu cümlelerimi kuruyorum. Yoksa her siyasi parti kendini vatandaşa ne kadar anlatabiliyorsa varlığını sürdürür. Milli bayramlara karşı rahatsızlığı olanlar mevcut. Anıtkabir'e bindirilmiş kıta gibi götürülüp, bazı TV kanallarında Anıtkabir için yazan ifadeleri söylemeye dilim varmıyor.  İşte bu anlayış milli bayramlardan ve milli mücadele ruhundan rahatsız olanlar maalesef ülkede varlıklarını sürdürüyorlar. "

ABDULLAH GÜL, CHP GÜNDEMİNDE YOKTUR
"CHP'nin gündeminde ülkenin gündeminde Abdullah Gül yok. Suni bir gündem yaratılıp Türkiye'deki halk bu konuyu tartışıyor. Sayın Genel Başkanımız bu konuyu çıktı ve söyledi. Biz kişiler üzerinden değil düşünceler üzerinden birliktelikler yapacağız ve buna uygun adaylar zamanı geldiğinde çıkarılacaktır dedi. Yani bizim gündemimizde bu yok. Suni bir gündemle Abdullah Gül, hakkında bir şey söylemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bunu konuşmak için harcadığımız süre bile ziyan olarak görüyorum. Cumhuriyetimiz çok güzel insanlar yetiştirdi, adaylık zamanında da bu isimlerden biri aday olarak çıkacaktır."

İZMİR KEŞKE DAHA ÇOK ARKADAŞLA TEMSİL EDİYSEYDİ
"Bir kurultayı daha geride bıraktık. Tamamen demokratik tercihler ile kurultaya kadar geldik. Kurultayımız maalesef pandemi koşulları nedeniyle sosyal mesafeli geçti. Sonuç itibari ile Genel Başkanımız yeniden güvenoyu almış oldu. Kurultayda PM ve YDK üyeleri de belirlenmiş oldu. Ben İzmir'in daha çok temsil edilmesi, PM'de daha çok arkadaşımızın olmasını arzu ederdim. İzmir gibi bir kentten önerilen ve PM'ye giren isim sayısının çok düşük olduğunu düşünüyorum. Ancak sayı değil etkin ve verimli olabilmek önemli. Sayın Böke, Genel Sekreterli görevini aldı ve bunu en iyi şekilde sürdürecektir. Diğer arkadaşlarımız bizim kulağımız sesimiz yüreğimiz olacaktır. YDK içinde parti içi adalet için en doğru kararı verecek olan yerde de Mahir Polat olacaktır. Keşke daha çok sayıda sesimiz çıkabilseydi."

BAŞKAN TUNÇ SOYER, DOĞRU İŞLER YAPIYOR
"Sayın Tunç Soyer, bence göreve gelmeden önceki çalışmaları hem yurt içi hem de yurt dışı ilişkilerini, bu dönemdeki çalışmalarına yansıttı. İyi bir başkan, iyi bir lider, toplumun sıradanlaşmış, yenilik ve değişim anlamında göremediği konuları görüp toplumu o yenilik adına yönlendirebilen bir kişidir. Tunç bey de bu anlamda hem sosyal belediyecilik anlamında, arka sıradaki mahallelere daha çok hizmet, daha çok yatırım adına topluma bir mesaj ve doğru bir iş yapıyor. Bundan rahatsız olan kesimler de olabilir. Bize bu ülkede tek adam rejimini dayatan AK Partililerin kalkıp bize ve Tunç başkanımıza demokrasi dersi vermeye kalkmasınlar. Dolayısıyla Tunç beyin yaptıkları ve yapacakları bence hepsi doğru. Doğru bir ekiple, iyi bir yönetim yapısıyla İzmir'e iyilik ve yarar getirecek, İzmir'i eski konumuna ve itibarına kavuşturacak bir süreç olduğunu düşünüyorum. İzmir, geçmişteki o kimliğini kazanma yolunda çok önemli adımlar atıyor. Tarım konusunda da sektöre yönelik çalışmaları da takdire değer. Sırf muhalefet yapmak için haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

 
Kursta dokunan ilk Yağcıbedir Kız Bergama Halısı tezgâhtan indi
 
Metro tüneli Narlıdere İstasyonu ile buluştu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kursta dokunan ilk Yağcıbedir Kız Bergama Halısı tezgâhtan indi
Bergama Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Merkezi iş birliği ile açılan İŞKUR ...
Başkan Karakayalı'dan 8 Eylül mesajı
Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı 8 Eylül Kemalpaşa’nın Kurtuluş ...
Yeniden boyandı... Ya çember ya korona!
Alsancak-Kordon'da koronavirüsle mücadele kapsamında sosyal mesafeyi korumak ...
 
Filoya taze kan... İzmir'e tek kalemde 304 yeni otobüs!
İzmir Büyükşehir Belediyesi, ESHOT Genel Müdürlüğü filosuna 304 yeni otobüs ...
ÇİBEM’li öğrenciler üniversiteli oldu
Çiğli Belediyesi Eğitim Merkezi’nde (ÇİBEM) öğrenim gören öğrenciler, ...
Karabağlar’da kadrolu işçilerin toplu sözleşme sevinci
Karabağlar Belediyesi’nde kadrolu işçi olarak çalışan 87 kişiyi kapsayan ...
 
Başkan Soyer'den 'körfez' mesajı: Temizleyip Konak'tan Karşıyaka'ya yüzeceğim!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Körfez’in temizliği için ...
Torbalı'nın kurtuluşu törenle kutlandı
Torbalı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 98.yıl dönümü bugün törenle ...
Karşıyaka’da aşure bereketi
Karşıyaka Belediyesi’nin geleneksel Aşure Günü buluşması, dün kentin üç ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva