Başkan Soyer'den 'körfez' mesajı: Temizleyip Konak'tan Karşıyaka'ya yüzeceğim!

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer  uzun süredir tüm belediye birimlerinin mücadele ettiği kentteki “koku” sorunu ve Körfez’in temizliği konusunda açıklamalarda bulundu. Başkan Soyer, yüzülebilir Körfez hayalini görev süresi içinde gerçekleştireceğinin sözünü verdi.

Egedesonsöz’e açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, “Benim Körfez’de yüzmek gibi bir hayalim var. Bunu da görev süresi içinde gerçekleştireceğim.  İyi bir koşucu olmanın yanında iyi bir yüzücüyüm. Sportif faaliyetlere ilgim var. Deniz’de günde 12 bin kulaç atıyorum. Eğer bu kadar yüksek tempoda yüzmezsem kendimi yüzmüş ve spor yapmış saymıyorum. İzmir’de Körfez’de temizlik konusunda çalışmalarımız sürüyor. Körfez temizlendiğinde ki ona biraz daha zaman var Konak’tan Karşıyaka’ya bizzat yüzerek gideceğim. En büyük hayallerimden birisi de karşıdan karşıya geçmek” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yaptığı körfezde tarama protokolü ve TCDD’nin limana yönelik çalışmaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Başkan Soyer yeni bir teklif ve öneri sundu. Başkan Soyer, “Körfez’de iki adet kanal bulunuyor. Birisi limana yaklaşma için büyük gemilerin gelmesine olanak tanıyan bir kanal, ikincisi ise sirkülasyon kanalıdır. Biz, sirkülasyon kanalının gerekli olduğunu inanmıyoruz. Bu kanalı açmaya gerek yok. Çünkü Körfez’in doğal akıntısı ve dip dalgaları temizliği yapıyor. Biz kirletmediğimiz zaman Körfez kendiliğinden temizleniyor. Bunu kendim uydurmuyorum. Bilimsel verilerden ve raporlardan aldığım bilgileri paylaşıyorum. Yapılacak diğer kanal ile ilgili TCDD’nin bir çalışması olmadı. Bakanlık bunu yapabilir fakat çalışmaları durdurdu. Biz buradan öneride bulunuyoruz. Eğer bir bütçe ve mali ihtiyaç varsa Büyükşehir olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız. Bu maliyete ortak oluruz. Önemli olan rakamı ya da miktarı değildir. Önemli olan işbirliği teklifidir” diye konuştu.

Başkan Soyer, İzmir Körfez’ine akan derelerin temizliğine önem verdiklerini söylerken atıkların denizle birleşme noktalarında yoğun çalışma yaptıklarını ifade etti. Soyer, “Bizim İzmir olarak en büyük handikapımız yağmur suyu kanalları ile katı atık yani kanalizasyon kanallarının birleşik olmasıdır. Aşırı yağışlarda taşmalar oluyor. Biz ayrıştırma konusunda önemli çalışmalar yaptık. İhalesi yaptığımız bölgelerde ekipler ilerliyor. Bu dönem içinde 174 kilometrelik bir ayrıştırma yapacağız. Elbette işimiz ve yapmamız gerekenler çok ama tüm sorun bu birleşmeden kaynaklanıyor” dedi. Soyer, koku sorununun çözümü için İZSU ve belediye ekiplerinin yoğun çalışma içinde olduğunu söylerken altyapıda önemli düzenlemeler yapacaklarını da vurguladı.

ORTADA BİR ŞEY YOK Kİ
Soyer, Körfez Tüp Geçiş Projesi’nin bir ayağının geleceği İnciraltı Bölgesi’nin planlanması ve son günlerde kendisine yapılan “plana dava açma” çağrısına da yanıt verdi. Soyer, “İstemezükçü yaftasını yemek çok kötü bir durum. Biz sırf bize ‘engelliyorlar, karşılar’ denilmemesi için Çeşme Projesi’ne destek olduk. O konuyla ilgili tüm paydaşlarla bir araya geldik. Davet edilen yerlere gittik. Çeşme’de bile ortada plan yok. Ne yapılacağı, nasıl olacağı belli değil. Hazine arazileri üzerinden geliştirilen bir proje var. Biz belediye olarak bu projeye karşı olmadığımızı vurguladık. İnciraltı konusunda da ‘bize dava açmayın’ diyorlar. Ortada bir şey yok ki! Planı da görmedik, ne yapıldığını da ayrıca bilmiyoruz. Kimse bizden bir öneri istemedi. Resmi olarak ‘şunu yapıyoruz, gelin görün’ denilmedi. Ortaya çıkınca tümüyle değerlendireceğiz. Daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal yapısının çekinceleri, istekleri zaten karşılıklı iletilmiş. Yeni durumu görmediğimiz ve bilmediğimiz için bir şey diyemiyorum” dedi. Başkan Soyer, bölgenin tarım vasfı üzerinden geçmiş yıllarda Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı davalar olduğunu, tüm kurum ve kuruluşların yeni planlamada çekincelerinin giderilmesi gerektiğini de söyledi.

BÖLÜNMENİN TARAFI OLMAM!
Başkan Soyer, son dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis toplantılarına da yansıyan gerilim ve iktidar-muhalefet çatışmasına da değindi. Soyer, “Bölünmenin bir tarafı kesinlikle olmayacağım” derken, “Buradan gidilebilecek bir yer yok. Çatışma ve gerilim kimseye fayda sağlamaz. O yüzden kürsülerden ateşli konuşmalar yapmayacağım. Sert sözler kullanmayacağım. Buradan uzlaşı çıkmaz. Aksi halde birbirimizi keseriz.  Bunu büyüten, körükleyen ne varsa bu bir tuzaktır. Makam olarak en çok engelleyebilecek kişiyim. Bütün enerjimi, gücümü bu konuda kullanacağım.  Bu tuzağa düşmemek için yoğun gayret gösteriyorum. Ve böyle yürüteceğim.  Kendi çocuklarımdan niye siyasete uzak durduklarını çok iyi biliyorum. Siyaset dünyanın en güzel işidir. Çünkü Dünya’yı değiştirme sanatıdır.  Hayatı değiştirme, iyileştirme işidir. Bugün geldiği noktaya bakın! Seviyesiz, kirli, alçak ve sığ… Nasıl değişecek? Dili, düşüncesi, genç insanların siyasete girmesiyle değişecek.  Şimdi herkes siyasetten nefret ediyor” diye konuştu.

BU DEMOKRASİ DEĞİL
Büyükşehir meclis toplantısında AK Partililere yönelik söylediği ve kamuoyuna yansıyan, “Sizi dışarı atarım” sözlerine de değinen Başkan Soyer, “Çok iyi biliyorlar ki meclisin çalışma içtüzüğüne göre hiçbirisine söz vermeyebilirim.  Bu hakkım var. İstediğimi istediğim zaman sustururum. İstediğime de söz veririm ya da vermem.  Onlar bunu biliyor. Biz buna rağmen üç dakika olan konuşma süresini arttırdık. Onu da beş dakikaya ben çıkarttım. Orada, ‘üç dakika yetmez’ dedim. Ondan sonra sen de çıkıp ‘beş dakika benim sözümü kesemezsin, ona itiraz ediyorum, bunu kabul etmiyorum’ diyorsun.  Yok böyle bir şey. Bu demokrasi değil ki” dedi.

İZMİRLİLER YANIMDA
Başkan Soyer, zaman zaman muhalefet tarafından ağır eleştirilere maruz kalması ve sonrasında ortaya çıkan “siyasi yalnızlık” konusuna da değindi. Soyer, “ Ben, İzmirli hemşehrilerimin oylarıyla seçilmiş bir kişiyim. Gittiğim her yerde bana inanılmaz sevgi ve saygı gösteriyorlar. İzmirlilerin gücü benim arkamda. Ben bunu hissediyor ve görüyorum. Her yerde muhteşem bir destek var. Gerçekten hizmet etmekten büyük keyif alıyorum. Evet zaman zaman saldırılar ağırlaşıyor. Şahsıma yönelik kötü ithamlarda bulunuyorlar ama ben bunlarla mücadele ediyorum. Milletvekillerinden, il başkanından ya da parti yöneticilerinden özel olarak ‘bana destek verin, beni savunun’ talebinde bulunamam. Ben belediye başkanı olarak zaten yerel yöneticilik yapıyorum. Özel bir beklentim, isteğim yok. İzmirlerin desteği, sevgisi bana fazlasıyla yetiyor” ifadelerini kullandı.