HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
1 Haziran 2016 Çarşamba - 12:36

Çarpıcı yazı: Ankara-İzmir farkı... Neresi kent, neresi köy?

Konak Belediye Başkan Yardımcısı Şehir Plancısı Eser Atak İzmir’e yönelik “köy kaldı” eleştirileri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çarpıcı yazı: Ankara-İzmir farkı... Neresi kent, neresi köy?

Ankara ile İzmir’deki ulaşım, altyapı, sosyal projeler ve belediyecilik hizmetleri konusunda karşılaştırmalar yapan Atak, “İzmirliler daha uzun yıllar güzel ‘köyünde’, gerçek kentliler olarak barış içinde yaşamaya devam edecektir” dedi.

İŞTE O YAZI

Ankara’da yaşamayanlar ya da sıkça gidip gelmeyenler Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını pek bilmez… “İzmir köy haline getirildi” safsatasına bile bazen inanıp kendini kaptırırlar.

Yaşamının 27 yılını Ankara’da geçirdikten sonra son iki yıldır İzmir’de yaşıyorum. Ankara’da son beş dönemdir iktidarda olan kent yönetimi anlayışını hem yerel yönetimlerde görev yapmış, hem de Şehir Plancıları Odası’nda sorumluluk yüklenmiş, kent mücadelelerinin içinde yer almış biri olarak uzun yıllar tecrübe ettim. Şimdi İzmir’deki bir yerel yönetimde çalışan biri olarak iki kentin yönetim farklarını ve kente bakış açılarını gözlemleme olanağı buldum. Burada kısaca bu gözlemleri aktarmaya çalışacağım. “Neresi kent, neresi köy?” sorusunu sonra hep beraber değerlendirelim.

•  Öncelikle iki kent arasındaki temel farklardan biri yaya konusudur. Ankara’da yaya hakları, yaya mekânları ve yaya meydanlarının kent yaşamında yeri yoktur. 80’li yıllardan bu yana yeni yaya bölgesi oluşturulmamıştır. Ankaralı, meydan olarak trafik kavşaklarına mahkûmdur. İzmir’de ise yaya bölgesi oranı Avrupa kentleriyle yarışır durumdadır. İzmir, bu anlamda Ankara’nın belki de 50 kat fazla yaya mekânına sahiptir. Ankara’da kent merkezi olan Sıhhiye- Meclis arasında tam 20 yaya üst-alt geçidi ile yayalar, kullanmakta büyük güçlük yaşadıkları bu geçitlere zorlanır. İzmir’de ise kentin merkezinde yayanın üstünlüğü esas alınır, yayalar için düzayak yaya geçitleri bulunur, yapılan üst geçitlerde de mutlaka yaşlı ve engelli bireylerin erişimleri de göz önünde bulundurulur.

• Ulaşım politikasına geldiğimizde Ankara’daki tüm düzenlemelerin; “otomobil trafiğini daha fazla nasıl hızlandırırız?” anlayışıyla yapıldığını görürüz. Yüz milyonlar harcanarak yapılan katlı kavşaklar, battı çıktılar ulaşımın temel çözüm aracı olarak dayatılır. Yapılan her battı çıktı, diğer kavşakta yenisini zorunlu kılar. Toplu ulaşımın yaygın, konforlu ve hızlı hale getirilmesine yönelik önlemler görmezden gelinir. Bisiklet, trafiği engelleyen bir unsur olarak görülür. İzmir’de ise Belediye, bütçesinin önemli bölümünü toplu taşımanın geliştirilmesi için harcamaktadır. Akıllı trafik yönetim sistemleri ile taşıt trafiğinin en verimli biçimde yönetilmesi esas alınmakta, bisikletin kentsel bir ulaşım aracı olarak kullanılması için önemli düzenlemeler yapılmaktadır.

• Ankara’da kent topraklarına üzerinden rant elde edilecek spekülasyon araçları olarak bakılır. Kamuya ait araziler kolaylıkla elden çıkarılır ve getireceği ticari değer belirli kişiler arasında paylaştırılır. Ankara’nın en temel ekonomik faaliyeti uzun yıllardır arsa spekülasyonu ve emlak pazarına dönüşmüş durumdadır. Belediye de buna, hem yaptığı parçacı planlarla, hem de diğer uygulama ve yönlendirmeleriyle destek vererek arsa spekülasyonunu Ankara’da hâkim unsur haline getirmiştir. İzmir’de ise sınırlı orandaki kamu arazisine kentin ortak gereksinimleri oluşturmak için projeler üretilir. Planlamadaki “kamu yararı” ilkesi, önemli baskılara rağmen büyük ölçüde korunmaya çalışılmaktadır. Tarihi Havagazı Fabrikası örneğinde olduğu gibi; Ankara’daki Cumhuriyet Dönemi ilk sanayi yapılarından olan Havagazı Fabrikası “özel oluşturulan” Koruma Kurulu kararıyla tescilden düşürüldükten çok kısa süre sonra Büyükşehir Belediyesince bir gecede yıkılmış ve yerine işporta pazarı yapılmıştır. İzmir’deki benzeri ise Belediyenin koruma yaklaşımı ile güzel bir kültürel tesise dönüştürülmüştür.

•             Ankara’da toplu taşımacılıkta özel halk otobüsleri ve dolmuşçuların istekleri doğrultusunda fiyat politikası belirlenir. Bu yüzden Belediye otobüslerinde ve metroda aktarma hakkı da ücretlidir. Üstelik aktarma süresi de (75 dk) İzmir’e göre 15 dakika daha kısadır. İzmir’de ise 90 dakika içinde tüm ulaşım sistemleri arasında ücretsiz aktarma olanağı vardır. Bu da İzmir ulaşımının Ankara’ya göre yüzde 30-50 arasında daha ucuz olduğu anlamına gelir. Unutmadan ilave edelim;  Ankara’da kızlı erkekli seyahat edenler sürekli belediyenin “edep denetimi” altındadır.  

• Ankara’da Belediyenin (halkın) olan EGO’nun doğalgaz bölümü Belediye’nin halktan peşin alıp BOTAŞ’A ödemediği 2008 yılı itibariyle 700 milyon YTL borcu yüzünden satılmak durumunda kalınmıştır. Böyle bir durum İzmir’de olsa herhalde Belediye Başkanı çoktan görevden alınmıştı.

• Ankara’da yine su uzmanlarının önceden uyarılarına rağmen, Gerede Ulusu Çayı içme suyu isale hattı yapılmamış, 2007 yılında yaşanan yağış azlığı nedeniyle Ankara’yı besleyen barajlardaki suyun yetersiz kalacağı anlaşılınca acele bir ihaleyle 2007 yılı itibariyle 727 Milyon TL harcanarak Kızılırmak Kesikköprü barajından boru hattı döşenmiş, bu da “başarı hikâyesi” olarak sunulmuştur. ASKİ 2013 yılı performans programına göre de bu boru hattı “2009 yılından bu yana kullanılmamaktadır”. Daha sonra DSİ tarafından Gerede Projesi üstlenilerek 2010 yılında 229 milyon TL’ye ihale edilmiştir. Yine aynı biçimde böyle bir vahim ihmal İzmir’de olsa “görev zararı” nedeniyle Belediye yönetimi çoktan uzaklaştırılmış ve yargılanıyor olurdu.

•             Ankara’da arkadaşlarınızla parklara yayılmak, el ele tutuşmak ya da öpüşmek gibi anarşist eylemler, her parkta bulunan özel güvenlikler tarafından taciz boyutuna varan uyarılarla engellenir.

•             Uzun yıllardır Ankara’da alkollü işletme/ lokanta izni iki CHP’li belediye dışında verilmez. Var olanlar da çeşitli baskılarla kapatılmaya zorlanır.

•             Ankara’da kentle ilgili önemli projelere sadece Belediye Başkanı karar verir. Demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları belediyenin kapısından bile giremez. İzmir’de -yöntemi zaman zaman tartışılıyor olsa bile- Belediyenin iyi niyetli katılım çabaları ve projeler hakkında bilgi paylaşımları önemli bir farktır.

•             Ankara’da yolların kenarlarında Belediyeden bu bölgeleri kiralayan “eli sopalı” otoparkçılar vardır. Fahiş fiyatlarla bu kamusal alanları işletirler. İzmir’de ise Belediye kendi şirketi İzelman aracılığıyla fiş keserek ve makul fiyatlarla bu sistemi düzenlemiştir.

•             Emin olunuz ki İzmir’deki kıyılar Ankara Belediyesi’nin olsaydı, kıyı kesimindeki yeşil alanlar çoktan yandaş kişilere dağıtılarak onların ticari bahçesi haline getirilmiş olacaktı.

•             İzmir’de, Ankara’daki muadilinden kat kat güzel olan Doğal Yaşam Parkı ücreti sadece 3,5 TL’dir. Ankara’daki hayvanat bahçesi giriş ücreti 2013 yılında ziyarete kapatılmadan önce tam 20 TL idi. Doğal Yaşam Parkı Ankara’da olsa sanırım giriş ücreti 25 TL’den az olmazdı. 

•             Ankara’da büyükşehir belediye yönetiminin farklı partiden seçilmiş bir belediyeye yardım yaptığı, destek olduğu görülmemiştir. Aksine muhalif belediyelerin iş yapması her türlü yasal yetki ve gayri yasal yollarla engellenmiştir. Oysa İzmir’de parti ayrımı yapılmaksızın tüm ilçelere destek olan bir Büyükşehir yönetimi vardır.

•             Yapılan sosyal yardımlar Ankara’da Belediye bültenlerinde sayfa sayfa ilanlarla reklam edilir. İzmir’de ise yardımlar, sessiz sedasız ve insanlar rencide edilmeden yapılır.

Aslında karşılaştırma listesi daha da uzatılabilir. Bitirilemeyip Ulaştırma Bakanlığına devredilen metro inşaatları, bilimsel yönetimi dışlama, belediye borçlarının durumu, atık su arıtma sistemleri, israf yatırımlar, kentin vizyonu, tarıma verilen/ verilmeyen destekler, uluslararası kredibilite, kültür- sanat politikası, vb. konuları ele alınabilir. Ancak, yönetim anlayışı farkının anlaşılması için bu kadarının yeterli geleceğini düşünüyorum.

İzmir’de hiç mi yanlış yoktur? Elbette yapılamayan, yavaş ilerleyen, eksik, hatalı yapılan işler mutlaka çıkacaktır. Özellikle eski kent dokularındaki yoğun yapılaşma, dar yollar, otopark, yeşil alan ve sosyal donatı yetersizliği önemli sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir. Tabi bu sorunların kökeninde, kenti yönetenlerce 1950 ve 1990 arasında verilmiş hatalı kent planlama kararları ve imar rejimlerinin olduğunu da unutmamak gerekir.

Esasen yukarıdaki karşılaştırmada bakılması gereken temel konu; yönetim anlayışı ve bunun kamusal yaşama etkileridir. Salt yerel kamusal hizmetlerin ücret politikası ve kamu kaynaklarının harcanma biçimine bile bakılsa, hangi belediyenin halka daha yakın olduğu görülecektir. Ankara’ya gidenler görsel açıdan daha süslü, daha aydınlık, geniş yolları olan bir kent görebilirler. Işıltılı binalar ve inşaat sayısı da fazladır. Ancak kent kültürü, sosyal olanaklar, kentsel kamusal yaşama katılım oranı, farklılıklara saygı, özgürlükler, yaya ve kentli hakları, bilime ve uzmanlıklara değer verme gibi konularda İzmir kat be kat daha kenttir, daha kentlidir. İzmir’e gelenlerin ilk fark ettiği şey de daha fazla gülen yüzdür.

Dolayısıyla “neresi kent, neresi köy?” sorusuna dönersek, sanırım İzmirliler daha uzun yıllar güzel ‘köyünde’, gerçek kentliler olarak barış içinde yaşamaya devam edecektir.

 
Ve Göztepe Okan Buruk'a emanet!
 
AK Partili Kaya'dan CHP'ye toplu salvo!
YORUMLAR
Toplam 21 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
muhalif 3 Haziran 2016 Cuma 22:51

kardeşim önce ne demiştin, "izmir tarihi şehir değil"dememişmiydin, ne oldu sözünden döndün işte, izmirin tarihi şehir olduğunu sende kabul ettin mi? ettin.senin içn bunun önemi olmayabilir ama batı medeniyeti bu topraklardan çıkmığı için, batıyı senden daha çok ilgilendiriyor. sen yinede "gecekondu" üstünden konuşmaya devam et.sankiankarada gecekondu yok, çarpık yapı yok.ankaranın doğru dürüst metrosu bile yok.hükümet destekli olduğu halde.izmiri beğenmiyorsun ama izmirde oturuyorsun, sanırım çocukların izmirden fazgeçmezler......

Yorumu oyla      11      5  
2 Haziran 2016 Perşembe 12:11

Güzel kardeşim bırak M.Ö olan olayları da günümüze gel. Ankara mı daha tarihi şehir İzmir mi daha tarihi karşılaştırılması yapmıyoruz. Tarihi Google'dan da öğrenmiyoruz, direkt tarihi yerleri gezip görüyoruz. Bergama Kalesi , Asklepion , Efes gibi yerler tarihi yerlerdir ama ne yapalım? Şehir merkezinin yüzde 70' i çürük, çarpık, gecekondular oluşuyor. Zamanında Balçova 'da bilmem kimin askerleri gelmiş de ... ne yapalım ? Şehircilik açısından bizi Ankara'dan öne mi geçiyor ? Turist mi geliyor ? İzmir 8500 yıllık şehirmiş. İyi güzel de ne yapalım? İsterse 50000 yıllık yaşam izleri olsun da İzmir'in gecekondu başkenti olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İzmir Ankara' ya göre lokasyon olarak mükemmel bir yerde ama şehircilik açısından yerlerde. Ankara şehircilik açısından mükemmel bir noktada değil ama hiç olmazsa şehirde gezdiğin zaman görüntü İzmir gibi berbat değil. Bizim şehir merkezi bile 3.dünya ülkesi gibi.

Yorumu oyla      11      5  
2 Haziran 2016 Perşembe 11:03

Ben buca da oturuyorum, çok yer gezdim gördüm bu kadar yolları bozuk, bu kadar alt yapısı yamalı bir ilçe görmedim. Arabayla buca Üçkuyular dan kozağaç'a" gitmek ölüm geliyor. Belediye Başkanı hiç umurunda bile değil. Hemşehri iletişim merkezi var not alıyor 3 ay sonra ekip gelirse belki gelir 2 metre kare yapma yapar gider. Çalışmıyor belediye. Hasanağa parkı pislikten geçilmiyor.

Yorumu oyla      11      5  
muhalif 2 Haziran 2016 Perşembe 10:51

tarhi bilmeyenler, izmiri elbet "gecekondu" şehri olarak görür, izmir üzerinde bir çok mitolojik hikayesi olan bir yerdir.truva savaşı taraftarları ege şehirlerinden miken kralı agamemnon savaş sonrası askerleri agamemnon kaplıcaları dediğimiz Balçova kaplıcalarında şifa bulmuştur. melez kıyılarında yaşayan dünyanın en ünlü ozanı Homeros, Homer yani ömer, ilyadayı burada yazan hemşehrimiz. büyük İskender doğu seferinde izmirden geçmiş ve rüyasında gördüğü nemesisler kenti kadife kale eteklerine kurmasını ve insanların burada 2 kat daha mutlu yaşayacaklarını söylemişler.roma dönemi izmirinde se henüz hıristiyanlığı kabul etmeyen romalılar st.polikarpı izmir stadyumunda infaz etmişler, adına olan kilise bugün izmirdedir. Osmanlıda 17.yy. musavı haham sabetay sevi izmirde Mesihliği ilan etmiş.nson terörist ilan edilen fetullah gülen harekatıda izmir kestane pazarından çıkmıştır. kısa bir kronoloji......

Yorumu oyla      11      5  
muhalif 2 Haziran 2016 Perşembe 10:32

izmirde gecekondu olması izmirin tarihi şehir olmasını değiştirmez, o gecekondularda 1950 sonrası siyasi popülarizm sonucu ortaya çıkmıştır. "gariban" politikası sonucudur.RİO da dünya markası bir şehir ama yarısı gecekondu.1925 lerde izmir planlanırken oluşturulan bulvarları sormuştunuz onları söyledim. bugünkü nüfüsa göre trafik olması normal.çünkü buraları şehrin merkezi olmuştur.karabağlar derken hatay İnönü caddesinin kuzeyide Karabağlar oluyor, Uzundere dönüşümü başlıyor. nihayet bakanlar kurulu gürçeşmeyide "afet" bölgesi ilan etti, oralarıda yıkılacak.siyasilerin 60 yılık hataları bir gecede düzelmez.

Yorumu oyla      11      5  
2 Haziran 2016 Perşembe 09:32

İzmir' de 300 bin konutun yıkılıp kentsel dönüşüm yapılması gerektiğini uzmanlar söylüyor. Daha bunun üstüne konuşulacak bir konu var mı ? Efendim İzmir tarihi şehirdir. İzmir bildiğin gecekondu başkenti, çürümüş, kalitesiz yapıların dolu olduğu, yollarının ve altyapının yetersiz olduğu bir şehirdir. Şaka gibi Şair Eşref, Talatpaşa deniyor. Güzel kardeşim o yollar bildiğin dar ve yetersiz. Birbirini kesse ne olur kesmese! Hayal dünyasında yaşamayalım. Bugün İzmir 'in en büyük ilçesi Karabağlar' da imarlı , düzgün yapılaşma yok, yol yok, metro yok, altyapı yok, doğalgaz yok, meydan yok, yeşil alan yok ... 500 bin kişi yaşıyor. En büyük ikinci ilçe Buca'da metro yok, yol yok, altyapı yok, Hasanağa Bahçesi'ni çıkar yeşil alan yok, meydan yok ... Konak' da da durum benzer. Yollar yetersiz, gecekondu ve çarpık yapılaşma çok, doğalgaz yaygın değil, altyapı yetersiz ... Bu 3 yerde 1,5 milyon insan yaşıyor. Daha Bornova'nın Yeşilova, Mersinli, Çamdibi ve Bayraklı gibi yerlere geçmedim. Geçersem kaos daha da büyüyor ama olsun şehirde 90 dakika aktarma var.

Yorumu oyla      11      5  
CEVDET 2 Haziran 2016 Perşembe 05:30

Ya bırakın Ankara ile İzmir'i karşılaştırmayı Ankara'ya bir gidin giriş çıkışları bir inceleyin birde İzmir'e giriş çıkışları görün ondan sonra yorum yapın

Yorumu oyla      11      5  
TC misafir 1 Haziran 2016 Çarşamba 23:53

İzmir tabi ki tarihi şehirdir dünyanın ilk sağlık merkezi Asklepion Bergamadadır, Agora, Bayraklı Smyrna, Urla Klazomenai, Efes, asırlık evleriyle Şirince ve Alaçatı, Yeşilova Höyüğü gibi birçok tarihi değere sahiptir. İzmir Ankara gibi geniş yerleşime sahip olamaz çünkü kentleşme denizi çevreleyen engebeli alanlarla kıyı arasında şehirleşme olmuştur Ankara'yı kısıtlayan böyle bir özellik yoktur dahası geniş bir ovaya sahiptir. Yağmur ,sel, trafik gibi şikayetlerden yakınanlar var ama Ankarada alt geçide balık adamların kurtarma çalışmasını unutmuşlar anlaşılan geçtiğimiz Kasım ayında 2 kez gittim ve trafik sorunu en az burası kadar kötü kimse daha iyi diyemez diyen de yalan söyler çünkü birebir şahit oldum. Kızılay gibi yerde akşam 9 gibi mekanların büyük çoğunluğu kapatır bunu da ilave etmeden geçmeyeyim.

Yorumu oyla      11      5  
muhalif 1 Haziran 2016 Çarşamba 22:15

izmir 1925 lerde planlanırken oluşturulan bulvarları;gaziosmanpaşa bulvarı, fevzipaşa bulvarı ve gazi bulvarı ile kesişir,şair eşref bulvarı, talatpaşa bulvarı ile kesişir,cumhuriyet bulvarıda, Plevne bulvarı ile kesişir.hürriyet bulvarı kesişmez.daha sonra bayraklı doldurulaak altın yol ve karşıyakada Anadolu caddesi,liman yönünde,şaraphaneden sonra Yeşildere yoluna bağlanmıştır., daha sonrada, Güzelyalı sahili doldurulup, m.kemal sahil yolu yapılmıştır..izmiri bilmeyen ve tanımayanlar ahkam kesmesinler, lakin gülünç oluyorlar.

Yorumu oyla      11      5  
muhalif 1 Haziran 2016 Çarşamba 22:04

izmirin tarihi şehir olduğunu üzerindeki eserler ve bulgular gösteriyor, ve dünya böyle kabul ediyor. izmir rpma ve atina gibi antik şehri ile günümüz şehri içiçe aynı yerde olan ender kentlerden.helenistik başlangıcı eserler bayraklıdadır. m.ö. 3.yy.da kent bayraklıdan kasifekale etekleine taşınmıştır. roma agorası,hamamı, şehir meclisi ve yeni ortaya çıkarılan roma antik tiyatrosu ve izmirin akrepolü olan kadifekale.izmirin tarihi bir şehir olmadığını iddia edenlere göre dünya da yuvarlak değil??

Yorumu oyla      11      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Ve Uzundere’de tarih belli oldu: Dönüşüm yola çıkıyor!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üzerinde çalıştığı Uzundere kentsel dönüşüm ...
Abdullah Avcı'dan Bornova'nın yeni stadına tam not!
A Milli Futbol Takımı Eski Teknik Direktörü Abdullah Avcı’dan Doğanlar’da ...
Bostanlı’da ‘Ahilik’ kahvaltısı
Ahilik Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutlayan Karşıyaka Belediyesi, ...
 
Bornova'daki 'romatizma' seminerine yoğun ilgi
2003 yılından bu yana yapılan Sağlık Halk Kongresi’ni son iki yıldır Ege ...
43 yıllık tutkusu sayesinde kanseri yendi!
Yaşama olan bağlılığıyla 70 yaşında kanseri yenen Türk’ün, amansız hastalıkla ...
Kitaplar ülkesine yolculuk yaptılar
Urla Anadolu Lisesi, Cumhuriyet Meydanında kitap okuma etkinliği düzenledi. ...
 
İzmir'in mezarlıklarında VIP hizmet!
Mezarlık ziyaretine araçsız gelen vatandaşlar için akülü araba servisine ...
Büyükşehir'den İZBAN raporu: 'Selçuk' ne zaman bitecek?
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 32 milyon liralık yatırımla İZBAN hattını ...
Flaş! Kararname bombası: Vali Toprak gitti, yerine…
İçişleri Bakanlığı’nın Valiler Kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı. ...
 
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva