İzmir derbileri zordur.

Kazanan sevinir, İzmir de sevinir; hiç olmazsa bir takımımız kazandı diye...

Kaybeden üzülür, üzülen yine İzmir olur; bu yenilgi ya düşmesine sebep olursa, diye....

Daha geçtiğimiz yıl...

Altay ve Göztepe birlikte, el ele 1. Lig'e düşünce...

Duble acı yaşamadık mı?

Umarım ve dilerim, bu sezon takımlarımız bize böyle acı yaşatmazlar.

Öyle ki Göztepe ve Altınordu takımlarının İzmir derbisinde gördüğümüz manzara...

Hiç de iç açıcı değil.

***

Göztepeli taraftarlar, en kötü maçta bile tribünleri doldururdu.

Bu maçta tribünlerin büyük bölümü boştu.

Sakaryaspor galibiyetiyle sezona başlayan Göztepe'nin sonraki dört maçta sadece iki puanı hanesine yazdırmış olması...

Belli ki seyircinin küsmesine sebep olmuş.

Şu bir gerçek ki, tribünde buluşan Göztepeli taraftarların inancı, sahadaki futbolcularda pek görülmese, hissedilmese de...

Maçın kazanılmasında etkili oldu.

***

İki takımın oyuncu kadrolarını futbol kantarına çıkaracak olursak...

Göztepe takımının aslında bu ligi silip süpürmesi lazım.

Yasin Öztekin, Emre Çolak, İsmail Köybaşı gibi rüştünü ispat etmiş marka oyuncuların, her maçta başrolde olmalarını bekliyor taraftarlar...

Ne var ki Altınordu karşısında bu oyuncular, zaman zaman, çok kısa sürelerle sahne aldılar.

Çoğu zaman, al gülüm ver gülüm havasındaydılar ve özellikle ilk yarıda yaptıkları sonuçsuz hücumlarla havanda su dövdüler.

Eğer takımın lokomotifi olması gereken bu üçlü, vasatın altında oynamaya devam ederlerse...

Vay Göztepe'nin haline...

Bu takımın teknik direktörü yok.

Ama yöneticileri var.

Geçen sezon iki oyuncu transfer etmeyip takımın düşmesinde günahları olan yöneticiler...

Daha kaç hafta bu takımı teknik direktörsüz sahaya sürecekler, merak konusu...

Yabancı bir patronun gelişiyle umutlanan camia, şu anda kelimenin tam anlamıyla hayal kırıklığı yaşıyor.

Onca transfere rağmen, gelecekten umutlu değil taraftar!

Sonuçlar, tatmin edici değil.

Üstelik, Turgay Altay'ı göndereli 10 gün olmuş, takımın hocası yok hala!

Duyuyor musun tribünün sesini Bay Rasmus Ankersen?

Haaa?

Anliysen?

***

Altınordu, gençlerle tecrübeli oyuncuları harmanlamış, ligde kalmaya çalışıyor.

Bakın Göztepe karşısına çıkan ilk 11'e...

30 ve yukarı yaşta üç oyuncu var; Volkan, Ahmet Dereli, Ali Dere...

19'luk Emircan Gürlük ile 21 yaşındaki Muzaffer Kocaer, takımın yaş ortalamasını düşürüyor.

34'lük Ahmet İlhan, kasığındaki problem yüzünden adı maç listesine yazıldığı halde son anda kulübede oturdu mecburen...

Bu kötü haber de Altınordu için kötü sonucun habercisi gibiydi.

Çünkü Ahmet İlhan yoksa, Altınordu'nun maç kazanma ihtimali de yok.

Asistler ondan, goller ondan...

Beş maçta atılan beş golden üçünde, bir golün asistinde de onun imzası var.

Nitekim Ahmet İlhan'sız Altınordu, maçın kaybedeni oldu.

Beş maçta üç puan...

Bozdur bozdur harca...

***

Altınordu'nun patronunun yabancılara karşı olduğunu cümle alem biliyor.

Tamam, kabul.

Takım iyi gitmiyor arkadaş!

İki yerli ve milli futbolcu transfer ederek takımı güçlendiremez miydin?

Biz yetiştirici kulübüz, gençleri kazanmaya çalışıyoruz, diye kendinizi sakın savunmaya kalkmayın.

Madem hedefiniz buysa...

Yaşı 22 yaş ve altında altı futbolcu neden kulübede?

Şeytan diyor ki, bağıra bağıra!

Ben hastayım!

Böyle giderse, ben bu ligde kalamam!

Patron, bu sesi duyuyor mu acaba?

Hastayı iyileştirecek reçetesi var mı elinde?

***

Geçen sezon Hüseyin Eroğlu'nun sihirbazlığıyla küme düşmekten kurtulan Altınordu...

Yine cimrilik ve inat uğruna potada ateşlere düşerse...

Altınordu'nun büyüsü bozulur, patronunun idealleri de elinde patlar!

Bu kadar net!