8 Mart Dünya Kadınlar Günü...

Her yıl olduğu gibi yine cilalı kelimelerle kurulmuş cümlelerle kutlama mesajları verildi.

Yürüyüşler yapıldı, söylemler gerçekleştirildi.

"Kadın cinayetlerini durduracağız" diye haykırıldı.

Centilmen beyler, hanımefendilere karanfil takdim etti.

***

Kadın aşktır, annedir, fedakarlığın diğer adıdır.

Kadın, doğumdan ölüme kadar varlığını hissettiğimiz candır.

Bizi biz yapan o yüce varlığı sırtımızda taşımamız gerekirken...

Korktuk kadından...

Her tarafa barikatlar kuruldu.

Aman bir çılgınlık yapıp ortalığı karıştırmasınlar diye...

Polisler, ellerinde kalkanlar görev başındaydı.

Ya bir olay çıkarırlarsa, diye...

***

Oysa onları anlayabilseydik, eminim dünyamız, hayatımız daha güzel olurdu.

Bir kurumun başına kadın yönetici geldiğinde...

"Kadın eli değecek" diye manşetler attık.

Neden?

Çünkü biliyoruz ki, kadının elinin değdiği her yer bir başka güzel olur.

Erkeklerin yaptığı ne iş varsa, pekala kadınlar da yapıyor.

Şoförlükten garsonluğa, mühendislikten makinistliğe kadar...

Ama iş hayatındaki oranlara bakıyoruz.

Kadın istihdamı yüzde 28, erkekler çalışma hayatında yüzde 62'lik orana sahip.

Tüm partiler kadın kotası

"kadınlar bizim başımızın tacıdır" diye...

İş eyleme geldiğinde erkekler, zarif bir vücut çalımıyla öne geçiverirler.

Türkiye, parlamentolardaki koyarlar, tüzüklerine...

Boşuna hava atarlar, "Kadınlar başımızın tacıdır" diye...

Oysa parlamentolarda kadın temsilinde, 188 ülke arasında 129. sırada Türkiye, iyi mi!

TBMM'nin yüzde 17'si kadın, diğer bir deyişle.

Yani, 600 milletvekilinin sadece 103'ü kadın...

Size bir şey söyleyeyim mi?

Hala okuma yazma bilmeyen kadınlar var, ülkemizde.

Okula gönderilmeyen kız çocukları var.

Kız çocukları, 6 yaşında sözüm ona evlendiriliyor!

Kadınlar, polisin koruması altındayken bile boşandığı eşi tarafından öldürülüyor.

Koruyamıyoruz kadınları, polisle bile...

***

Çağdaş İzmir'de "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu"nun raporu çıktı.

Tüm ayrıntılarıyla okuyucularımıza duyurdu Egedesonsöz'ün genç meslektaşım Diren Çelik...

Kentin utanç verici raporunu gözler önüne serdi.

Rapora göre...

2022'nin başından bu yana katledilen, canına kıyılan kadın sayısı 35...

İzmir'in plakasına uysun diye katiller fazla mesai yapmış anlaşılan...

Öldürülen kadınların suçları, boşanmak istemeleri...

Barışmak istememeleri...

Evlenme teklifini kabul etmemeleri...

Katillerin kim olduklarına baktığımızda...

İlk sırada, severek evlendikleri eşler var maalesef...

İkinci sırada, eski eşler...

***

Hani hep övünüyoruz ya...

İzmir, Türkiye'nin en aydınlık kenti, diye...

İzmir'de kadının hali böylesine perişansa...

Hak ettiği değeri burada bile bulamıyorsa...

28 günde 11 kadını kurban veriyorsa...

Hiç övünmeyelim, Türkiye'nin en aydınlık kentinde yaşıyoruz, diye...

İzmir'de durum böyleyse...

Varın, karanlık zihniyetlerin hakim olduğu kentlerde yaşayan kadının halinin nasıl olduğunu siz tahmin edin!