Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – 2025-2026 eğitim yılı öncesi özel okul ücretleri cep yakıyor. Kayıt dönemi için resmi artış oranı ise yüzde 54,8 olarak açıklanmıştı.
Eğitim, servis ve yemek ücretlerine yapılan artışlarla birlikte bazı okullarda toplam maliyet 2 milyon TL sınırına dayandı. Zam oranları yüzde 50'yi aşarak kayıt ücretleri 1 milyon TL’yi geçti.
Okul ücretlerine gelen zammı Egedesonsöz’e değerlendiren Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, devlet eliyle özelleştirmenin önünün açıldığını dile getirdi.
“EĞİTİM YUVALARI TİCARETHANEYE DÖNÜŞTÜ”
Kalafat, yaptığı açıklamada devlet okullarındaki eğitimin niteliğinin bilerek azaltıldığını söyleyerek “Biz kamusal eğitimi savunuyoruz. Türkiye’deki 20 milyon öğrencinin nitelikli bir şekilde devlet okullarında eğitim görmesi gerektiğini, devletin ücretleri karşılıksız karşılaması gerektiğini düşünüyoruz. Devletin eğitim ve sağlık hizmetlerini ücretsiz karşılaması lazım. Çocuklarının geleceğini düşünen veliler, devlet okullarındaki eğitimin içi boşaldıkça eğitimin niteliği düştükçe çocuklarını özel okula göndermeye karar veriyor. Eğitim yuvaları ticarethaneye dönüşmüş oluyor. Bu kadar çok talep olduğu zaman da ister istemez, özel okul işleten tüccarlar bu fiyatları belirtiyor. Devletin nitelikli bir eğitim vermek yerine öğretmenleri birbirine düşüren, okullara gerekli mali desteği vermeyen, ders içeriklerini laiklikten uzak tutup, din kültürü öğretmenlerini idareci yaparsanız insanlar özel okulu tercih ediyor. Ticarethanelerde karlılık esastır. Kimse yüzde 200 kar etmediği bir işe girmez. Buradaki temel arıza, Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki sistemin bilerek, el birliğiyle çökertilmesinden kaynaklanıyor” diye konuştu.
“GİZLİ ÖZELLEŞTİRME YAPIYORLAR, MECBUR BIRAKIYORLAR”
Müfredat içeriklerinin sürekli değiştirilerek, laiklik ilkesine ve liyakata aykırı atamaların yapılmasıyla devlet okullarının bilerek içinin boşaltıldığını belirten Kalafat, “Devlet eliyle gizli bir özelleştirme yapılıyor. Anayasamızda eğitim ve sağlık ücretsiz hak olarak tanımlanmıştır. Okulları direkt, açıktan satamıyorlar. Özel okullara giden öğrencilere bir dönem teşvik veriyorlardı. Siyasi olarak kendilerine yakın öğretmenleri atayarak, liyakata bakmayan müdürleri atayarak, bütçeyi çok dar tutarak, bir öğün yemek vermeyerek, müfredatı sürekli değiştirerek insanları özel okullara mecbur bırakıyorlar. Özel okullara yönelen insanlara bu kadar para vermeyin diyemiyoruz. Siz gitmeseniz, arkada binlerce çocuk var, onları alacaklar. Kredi çekip özel okullara gönderen veliler var. İki memur, çocuklarını eğitim görsün diye kredi çekiyorlar. Eğitimi devlet versin, aileler o parayla çocuğunu yurt dışına göndersin” dedi.
“EĞİTİMDE TİCARET OLMAZ”
Kalafat sözlerine şöyle devam etti:
“Devletin özel okul fiyatlarına göre belirli bir değerlendirilmesi var. Özel okul sahipleri ağlayarak masrafların çok arttığını personel masraflarının arttığını söylüyorlar. Online kaynak setleri almazsanız sınavlar buradan olacak diyorlar. Kaynak ne kadar? 100 bin TL. Servis ücretinin fiyatı 70 bin TL olması gerekirken (rakamları örnek veriyorum) servis güvenilir diyorlar, başka servisi okula almıyoruz diyorlar, 150 bin TL istiyorlar. O zam oranını da aşmayı başarıyorlar. Çünkü tüccarlar, ticaret yapıyorlar. Bu soygunun sebebi okulu işletenler değil. Bir kebaba fiyat biçersin. Yan tarafta pideci var gider onu yerler. Ama eğitimde ticaret olmaz.
“ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ İLK 5 YIL 25 BİN TL ALIYOR”
Soygun diyebileceğim tek bir şey var. Özel okulda çalışan personele, öğretmenlere verilen ücretler asgari ücretin çok az bir üstünde. İlk 5 yılda öğretmenler dahi 25 bin TL anca alıyor. Veliye yansıyan 4-5 birim oluyor. Doğru söylemiyorlar, denetlenmiyor. Vergi yükümüz çok ağır diyorlar, ticarethane işlettikleri için öyle geliyor.”