Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zeki Polat, hazırladığı iddianamede, olayın neden meydana geldiğini ayrıntılı olarak anlattı. Polat, atış poligonunun 73 metreküplük bir alana sahip olduğunu, olaydan altı ay önce geriye dönük olarak poligonda yaklaşık 60 bin mermi atışı yapıldığını, bu miktarlardaki atışlardan arta kalan barut atığı ve gazının atış poligonunda yangın ve patlamaya yol açabilecek miktar olduğunu, atışlar sırasında havalandırma sisteminin çalıştırılmadığını belirtti. Kapalı atış poligonunda bulunan tüm barut artıkları ve barut gazlarının usulüne uygun olarak temizlenmesi gerektiğini, usulüne uygun temizlik yapılmaması nedeniyle öğleden sonra yapılan atış sırasında, tabanca namlusundan çıkan kıvılcım sonucu yangının çıktığını, tüm sanıkların bu olayın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını vurguladı. Savcı Polat, şüpheli emniyet müdürleri Mürsel Sevindik, Cihat Mailoğlu, Suat İkan ve Yaşar Berberoğlu ile polis memurları Ömer Dilek, Ayhan Düzen, Aysun Sertoğlu, Abdullah Ciyancı ve müşteki sanık Tüner Alan hakkında 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 2-15'er yıl, dönemin Aydın Emniyet Müdürü Tacettin Kurt hakkında da 'Görevi kötüye kullanmak'tan 1-3 yıl hapis cezası istemiyle ayrı ayrı dava açtı. Kurt'un davası da daha sonra, Aydın 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ana dava dosyasıyla birleştirildi. Daha önceki duruşmalarda ifade veren sanıklar, suçsuz olduklarını öne sürerek beraatlerini talep etti.
Aydın 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın 6'ncı duruşmasına, tutuksuz yargılanan sanıklardan Yaşar Berberoğlu ile Tüner Alan ve tarafların avukatları katıldı. Tanık olarak dinlenen polis memuru Çetin Şahin, olayın olduğu tarihte yıllık izinde olduğunu, poligonda atış yapmadığını, atıştan sonra da temizliği kendisinin yapmadığını, önceki atışlarda fişek ve mermi dağıtıcısı olarak görev yaptığını, atışlardan sonra barut atıklarının 2-3 metreye kadar dağıldığını, Polisevi'nde görevli temizlikçilerin artıkları temizlediğini, muşamba kısmın 3 metre kadar olduğunu, çakıl taşlarının temizlenip temizlendiğini bilmediğini söyledi.
Tanık olarak dinlenen, emniyetin silah bakım ve onarım biriminden emekli polis memuru Halil Tunca ise, 'Atış poligonu 1996 yılında açıldı. Görevim gereği poligona sık sık gidip geliyordum. Tabanca atışlarında orada görevli olarak çalışıyordum. Poligonu atıştan önce havalandırma, temizleme işlerini organize ediyordum. Çalıştığım dönemde yine ufak çaplı yangın çıkmıştı. Bu olaydan sonra, barutun gideceği mesafe beş metre olarak hesaplandığı için 5 metre kadar alan muşamba ile kaplandı. Ötesinde çakıl taşları vardı. Onlar temizlenmedi, bu yönde herhangi bir imkan da mevcut değildi. Barut artıkları o şekilde kaldı. Gördüğüm kadarıyla havalandırma yeterliydi. Benim olduğum dönemde MİT mensupları da poligonu kullanıyorlardı, hatta seri atışlar dahi yapıyorlardı. Bu konuda MİT'te görevli müdürü uyardım. Daha sonra atışları normale döndü' dedi. Mahkeme başkanı hakim Kerem Küçük, çağırılmalarına rağmen gelmeyen tanıklar Songül Haran ve Hüseyin Yıldız'ın zorla getirilmesine karar verip, duruşmayı erteledi. (dha)




