İZMİR - Alkollü içki tüketimi ve alkole ilişkin düzenlemeleri de kapsayan 463 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne ilişkin tartışmalar sürerken CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli Anayasamızın 58. Maddesinde yer alan 'Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır'hükmünün AKP tarafından yanlış yorumlandığını ve bu çerçevede gençliği alkol düşkünlüğünden korumaya değil toplumun alkollü içki tüketmesini engellemeye, yasaklamaya yönelik bir teklif olduğunu savundu.
Anayasamızın 12. Maddesinde sözü edilen kişi hak ve özgürlüklerine de değinen Türeli : Kişinin kendisiyle ilgili kararları verebilme ve seçme özgürlüğü vardır. Kişi sadece yemek yiyen, çalışan, uyuyan bir varlık değil, aynı zamanda sosyal bir varlıktır; doğal olarak eğlenecek, iyi vakit geçirecek ve bunu yaparken de ne yapacağına ve nasıl yapacağına kendisi karar verecektir. Hiç kimsenin ona akıl öğretmeye, ne yapacağına ilişkin ahkam kesmeye ve buna ilişkin kanuni yasaklamaları dayatmaya hakkı yoktur dedi.
Alkollü içki tüketiminin ekonomik boyutuna da dikkat çeken CHP'li Vekil, Türkiye'deki en büyük problemin tarımda, sanayide katma değeri yükseltmek olduğunu ancak yeni gelişmelerin bu sıkıntıyı daha da artıracağını ifade etti. Üzümün alkollü içki tüketiminde kullanılmasının üzüm üreticilerine ve ülke ekonomisine büyük katkısı olduğunu ve katma değer yarattığını söyleyen Türeli, alkollü içki sektörünün ÖTV, KDV ve gelir vergisi olmak üzere ülke bütçesine yıllık 9 milyar lira civarında katkı sağladığının da altını çizdi.
HIÇ KIMSENIN DAYATMAYA HAKKI YOK
CHP'li Vekil şöyle konuştu: 'Anayasa'mızın Gençliğin Korunması başlıklı 58'inci maddesinde 'Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır' denmektedir. Burada söz konusu olan gençliğin alkolden değil, alkol düşkünlüğünden korunmasıdır. Bununla birlikte, bu kanun teklifiyle önümüze getirilenler bütün toplumun adeta alkollü içki tüketmesinin engellenmesine, yasaklanmasına yöneliktir.
Anayasamızın 12'nci maddesi 'Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.' hükmünü taşımaktadır. Diğer bir ifadeyle kişinin kendisiyle ilgili kararları verebilme ve seçme özgürlüğü vardır. Hiç kimsenin, diğer insanlara akıl öğretmeye, ne yapmaları gerektiğine ilişkin ahkam kesmeye ve bu kapsamda kanuni yasaklamaları dayatmaya hakkı yoktur. Kişi, kendisinin ve başkalarının vücut bütünlüğüne, sağlığına aykırı olmamak koşuluyla ve suç oluşturmamak kaydıyla istediği gibi güzel vakit geçirebilir, eğlenebilir; içki içmek onun kişisel bir tercihidir, isterse içkisini içer. Yani, nasıl ki hiç kimse içki içmeye zorlanamaz ise aynı şekilde hiç kimse de içki içmemeye zorlanamaz; aksi halde, ortadan kaldırılan şey içki değil, bireyin özgür iradesi olacaktır. Topluma nasıl yaşayacağını, ne düşüneceğini, ne yiyip içeceğini dayatmak faşizan bir yaklaşımdır, bu zihniyete kesinkes karşı çıkıyoruz ve karşı çıkmaya devam edeceğiz.'
BILIMSEL ARAŞTIRMALAR AŞIRI KULLANIMIN ZARARLI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR
CHP'li Vekil 'Diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına bakalım. Dünya Sağlık Örgütü, bütün raporlarında, alkollü içki kullanımıyla ilgili olarak İngilizcede 'harmful use' ifadesini kullanıyor. Yani 'harmful use'u Türkçeye çevirirsek 'aşırı kullanım' ya da 'kişiye zarar veren kullanım' diyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü, sigaraya ilişkin olarak 'Sigara tüketilmemeli, sigara zararlıdır.' diyor ama alkole ilişkin olarak 'Alkolün aşırı kullanımı zararlıdır.' diyor.' diyerek konuşmasını sürdürdü.
TAPDK GÖREVINI YAPMAKTADIR
Türeli 'Günümüz Türkiyesi'nde gençliği alkol düşkünlüğünden koruma görevi zaten TAPDK tarafından yerine getirilmektedir. Nitekim, alkol ve alkollü içkilerin üretimi, iç ve dış ticareti, alkollü içki tesisi kurulması ve işletilmesiyle bu faaliyetlerin izlenmesi ve denetimi için Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur. Diğer taraftan, alkollü içki yerlerini belirleme ile alkollü iş yeri açma izni ve çalışma ruhsatı verme izni, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, dışında da il özel idarelerinin yetkisindedir.
Bunun yanı sıra, bir kişi içki satmak için gene aynı şekilde Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan verilen izinlerle, ülkemizde esnaf odaları ve ticaret odalarından da içki ruhsatı alabilmektedir ve ayrıca da bu konuya ilişkin olarak çıkmış birçok yönetmelik bulunmaktadır.' dedi.
TARIM, TICARET VE TURIZM SEKTÖRLERI CIDDI BIÇIMDE OLUMSUZ ETKILENECEK
Konunun ekonomik boyutlarını da değerlendiren Rahmi Aşkın Türeli içki sektörünün bir çok alanı yakından ilgilendirdiğini, yeni düzenlemelerle birlikte turizm sektörünün de olumsuz biçimde etkileneceğini savundu. İstihdam kaybının yanı sıra tarım sektörünün de bu düzenlemelerden nasibini alacağını belirten Türeli, Türkiye'deki en büyük problemin tarımda, sanayide katma değeri yükseltmek olduğunu ancak yeni gelişmelerin bu sıkıntıyı daha da artıracağını ifade etti. CHP'li Vekil sözlerini şöyle sürdürdü: 'Turizm sektörü bu uygulamalardan ciddi biçimde etkilenecektir. Türkiye'ye gelen yabancı turistler, yerli turistler açısından da düşündüğümüzde ciddi bir olumsuzluk oluşturacaktır. Aynı şekilde esnafımız üzerinde de ciddi kısıtlamalar getirecektir. Alkollü içki sektörünün ÖTV, KDV ve gelir vergisi olmak üzere ülke bütçesine yıllık 9 milyar lira civarında katkı sağladığı da bilinmelidir.
REKLAM YASAKLARI
Bu getirilen kanunla, her ne kadar alkollü içki üretimine ve tüketimine değil, reklamına ve satışına sınırlamalar getirildiği iddia edilmekteyse de içkinin tanıtımına, reklamına getirilen bu ciddi yasaklamalar, üretim ve tüketimi de ciddi anlamda etkileyecektir. Bu, Anayasa'nın 48'inci maddesindeki 'Herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olma.' hükmüne de aykırı bulunmaktadır.'





