İSTANBUL -
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci ''Ergenekon'' davasının 124. duruşması Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülüyor.
Duruşmaya Hayrettin Ertekin ve Selim Akkurt dışındaki emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık katıldı.
Sanık Ümit Sayın, kapalı oturumda her şeyi açıklayacağını ifade etti.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkları salondan dışarı çıkarttı.
Ümit Sayın, daha önce kendi yazılı talebi üzerine savcı Zekeriya Öz'e ifade verdiğini, bu oturumda da ona ilaveler yapacağını söyledi.
Sayın, askeri okuldaki öğrencileri vasıtasıyla ve gittiği konferanslar nedeniyle tanıştığı komutanlar tarafından kendisine TSK içerisinde gizli bir yapılanma olduğunun söylendiğini anlattı.
Adının ''Ergenekon'' olduğunu bilmediği bu örgütlenmenin, sivil toplum örgütleriyle koordineli olarak çalıştığını ve düzenli olarak gizli toplantılar yapıldığını ileri süren Sayın, ''Konuştuğum komutanlar Türkiye'deki durumun iyiye gitmediğini, bu örgütlenmenin bu gidişe bir dur diyeceğini söylediler. Komutanlar muhtıra verilmesini savunuyorlardı. Tolon da dahil...'' diye konuştu.
Sayın, önceden Genelkurmay Psikolojik Harp Dairesi Başkanı olan Tümgeneral Can Teler ile yaptığı konuşmayı anlatarak, ''Bana 'komutanların bir takım görüşmeler yaptığını, askeriye içinde birtakım toplantılar yapıldığını, özel telefonlar kullanıldığını' söyledi. 'Askeriye içinde bir hareket olduğunu, bu gidişe 'dur' denileceğini' belirtti'' dedi.

TOLON VE ERUYGUR İLE GÖRÜŞMELER
Sayın, yine 2006 yılında Merkez Orduevi'nde emekli orgeneral Hurşit Tolon ile de görüştüğünü ifade ederek, şunları anlattı: ''Bana ordu içinde, TSK içinde bir yapılanma olduğunu, bu yapılanmanın gidişata dur diyeceğinden bahsetti. Beni Şener Eruygur ile tanıştırdı. Eruygur ile 2006 yılında Fenerbahçe Orduevi'nde yaptığımız görüşmede, bana TSK içinde böyle bir örgütün varlığından, sivil toplum örgütleriyle koordinasyon kurulduğundan söz etti. Konuştuğum diğer komutanlar bana görev üstlenmem konusunda bir şey söylemedi. Sadece Eruygur, 'sivil kanadında yer alır mısın?' dedi. Ben de alamayacağımı söyledim.''
Genelkurmay istihbaratından emekli Tümgeneral Alaattin Parmaksız'ın da Genelkurmay istihbaratının bu konudan haberi olduğunu söylediğini öne süren Sayın, 2006 yılında Kadıköy'de aynı internet sitesinde yazı yazdığı tutuklu sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk ve emekli Tümgeneral Reha Taşkesen'in de bu örgütlenmeden söz ettiğini savundu.
'EN AYRINTILISINI KIVRIKOĞLU ANLATTI'
Tutuksuz sanıklardan Kemal Alemdaroğlu ile 2004 yılında rektörlük binasında yaptıkları konuşmayı açıklayan Sayın, ''Bana bu yapılanmadan söz etti. Sivil toplum örgütleriyle bağlantısı olduğunu söyledi. 'Görev alır mısın' dedi. Katılamayacağımı söyledim. Emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile de 2005 yılında Fenerbahçe Orduevi'nde görüştük. Bana en ayrıntılısını da Hüseyin Kıvrıkoğlu anlattı. Örgütlenmenin 'Encümen-i Danış' olduğunu, toplandıklarını söyledi. Encümen-i Danış içerisinde büyükelçiler, komutanlar ve devletin üst kademesindeki insanların bulunduğunu, görevi sırasında da böyle toplantılar yapıldığını söyledi'' diye konuştu.
Başka komutanlarla yaptığı görüşmelerde de 'gidişata dur' demek için toplantılar yağıldığını söylediklerini ifade eden Sayın, ''Konuşmalar sırasında Ergenekon adı hiç geçmedi. Bu örgütlenmenin Ergenekon olup olmadığını bilmiyordum. Bir örgütlenme olduğunu, sivil toplum kuruluşlarıyla, Encümen-i Danış ile koordineli olarak toplantılar yapıldığını biliyorum. Ama ben bu örgütün üyesi değilim. Ergenekon adını basından duydum'' dedi.
Ana dava iddianamesini ile ikinci dava iddianamesini okuduktan sonra ordu içerisinde bir yapılanma olduğu kanaatine vardığını belirten Sayın, ''Gerek Özden Örnek'in günlükleri, gerekse diğer deliller, TSK içerisinde bir örgütlenme olduğunu gösteriyor. Zaten ikinci dava darbe üzerine açılmış'' diye konuştu.
Koğuş arkadaşı olan, tutuklu sanık Emin Gürses'in kilisede Sevgi Erenorel ile yaptıkları bir toplantıya ilişkin bilgiler de veren Sayın, ''Erenerol, Emin Gürses'e, Şener Eruygur'un da başında olduğu bir yapılanma ve örgütlenmeden bahsetmiş. Şener paşanın TSK'nın, sivil toplum örgütleriyle koordinasyonunu sağlamak için ADD'nin başına geçeceğini söylemiş'' diye konuştu.
Sayın, Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine, ek ifadesini ''etkin pişmanlık yasasından faydalanmak için verdiğini'' söyledi.
'İTİRAFÇI OLMA' BASKISI
İfadesini kendi iradesi ile verdiğini belirten Sayın, en büyük baskıyı 'İtirafçı olma' diye ablasından gördüğünü anlattı.
Tutuklu sanıklar Mehmet Demirtaş ile Oktay Yıldırım arasında yapılan bir konuşmaya da kapı arkasından şahit olduğunu belirten Sayın, ''Hangisi söylüyordu tam olarak hatırlamıyorum ama bombalardan bahsediyorlardı. Kendilerinin olduğu ortaya çıkarsa fena olacağını söylüyorlardı. Oktay Yıldırım ise seri numaralarının farklı olduğu belirterek, 'korkma, bir şey olmaz' diyordu. Ben içeri girince sustular'' iddiasında bulundu.
GİZLİ TANIK İTİRAFI
Sayın, bu davanın gizli tanıkları arasında yer aldığını, basın organlarında çıkınca da kendi isteği üzerine duruşmalardan muaf tutulduğunu belirtti.
Savcı Pekgüzel'in kendisinden ele geçirilen dijital verilerin şifrelerini istemesi üzerine Sayın, dijital verilerin 2000 yılında ABD'deyken oluşturulduğunu, şifrelerini hatırlamadığını kaydetti.
Savcı Zekeriya Öz'e verdiği ifadesinde kendisi ve ailesinin can güvenliği ile ilgili endişesi olduğunu söylediği hatırlatılan Sayın, ''Eğer böyle bir örgüt varsa TSK hakkında böyle konuşarak can güvenliğimi tehlikeye soktuğumu düşünüyorum'' diye konuştu.
Savcının ''Bu konuları neden size anlatıyorlardı?'' sorusu üzerine, Ümit Sayın, ''Görüşmelerimizde konu hep Türkiye'nin geldiği duruma varıyordu. İnsanlara güven sağlayan bir yapım var. Bu nedenle bana anlatıyorlardı'' dedi.
Duruşma sırasında Sayın'a heyet tarafından dosyadaki gizli tanık ''Anadolu'' olarak alınan ifadesi, okuması için verildi. Sayın'a öğleden sonraki oturumda bu ifadesine ilişkin sorular yöneltilecek.