Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) olağanüstü kurultay tartışmaları yeni bir evreye girdi.
CHP İstanbul il yönetimine kayyum atanmasının ardından gözler, CHP'nin 15 Eylül'de görülecek mutlak butlan davasına çevrildi.
900'ün üzerinde delegenin imza vermesi üzerine olağanüstü kurultay yapılması için Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na başvurdu.
Genel Başkan Özgür Özel imzasıyla Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na 900'ün üzerinde delegenin imzasıyla yapılan başvuruya göre Kurultay 21 Eylül Pazar günü mevcut yönetim hakkında güven oylaması ve Genel Başkan ile PM seçimleri gündemiyle toplanacak.
KARPUZ GİBİ BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR
Yaşanan son gelişmeleri Egedesonsöz’e değerlendiren önceki dönem CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “İçinde bulunduğumuz durumun senaryosunu yazanlar belli. İlk kez CHP bu kadar güçlendi ve birinci parti oldu. Yakın veya uzak tarihte sol-sosyal demokratlar ne zaman iktidar olacak gibi olsa bir biçimde bölünüp, parçalanırlar. Kapitalizm, emperyalizm onları bir biçimde böler. Şu anda da hem partililerimizi hem toplumu karpuz gibi ikiye bölmeye çalışıyorlar” dedi.
KLAVYE ATATÜRKÇÜLÜĞÜ!
Sosyal medya üzerinden yapılan parti içi tartışmalara tepki gösteren Tacettin Bayır, “Kılıçdaroğlu’nun ekibi ve Özel’in ekibi gibi bir parçalama hedefi var. Ne yazık ki bizim partililerimiz de buna dikkat etmiyorlar. Futbol takımı tutar gibi bir tarafa yaslanarak diğer tarafa ağza alınmayacak hakaretler yağdırıyorlar. Bunu da sosyal medyada yapıyorlar. Ben bu partiye yıllarımı verdim, çok üzülüyorum. Partili olmak bu kadar kolay olmamalı. Klavye solculuğu, klavye Atatürkçülüğü yapmamak lazım. Telefonunu eline alan takır takır döşüyor. Birilerinin AKP’ye karşı açıkları olabilir, bu açıklarına karşı AKP’nin tetikçiliğine soyunabilirler. Ama bunları başkasına endeksleyerek onlara hakaret etmek, CHP’yi tartışır hale getirmek bir CHP’liye yakışmaz” ifadelerine yer verdi.
ÇİFTE STANDART
Olağanüstü kurultay kararının tedbiren alındığına dikkat çeken Bayır, “Her açılan yeni davaya yeni yorum getiriyorlar. Bizim yasalarımıza göre Asliye Hukuk Mahkemeleri, Yüksek Seçim Kurulunun aldığı kararlarına müdahale edemez. Seçim kurulu kendi içinde çelişiyor. Çifte standart var. İşine geldiği zaman Asliye Hukuk Mahkemesini var sayıyor, işine gelmediği yerde ise reddediyor. Artık bu ülkede taraflı yargı var” ifadelerine yer verdi.
