İZMİR - Candaş için önce güreşe başladığı Karşıyaka Spor Kulübü'nde tören düzenlendi. Oğulları Tayfun, Taner, kızı Tülay, yakınları ve arkadaşları Candaş'ın Türk bayrağına sarılı tabutu önünde dua etti.
Gençlik ve Spor İzmir İl Müdürü Sabri Sadıklar bir dünya şampiyonunun son yolculuğuna uğurlandığını belirterek, Candaş'ın kendi başarılarının yanında, başka başarılı sporcular yetişmesi için de çabaladığını söyledi.
Dünya şampiyonlarının tek tek uğurlandığını ifade eden Sadıklar, ''Onların açtığı yoldan yeni şampiyonların çıkmasını diliyoruz'' dedi.

Sadıklar, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ve Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın programı kapsamında Erzurum'a gittiğini, bu nedenle rahmet dileklerini kendisine ilettiklerini sözlerine ekledi.
Karşıyaka Kulübü Başkanı Akif Ersezgin, Candaş'ın başarılarının dünya tarihine geçtiğini anlattı.
Kulübün Divan Kurulu Üyesi Gürbüz Özler ise Celal Atik ve Yaşar Doğu gibi Candaş'ın da adının bir spor salonunda yaşatılması gerektiğini belirterek, Mavişehir'deki spor salonuna adının verilmesini istedi.
Aile adına konuşan gelini Dilek Candaş da herkesin Muharrem Candaş'tan gururla bahsetmesinin babasını huzurlandırdığına inandığını söyledi.
Kulüpteki törenin ardından Candaş için Beşikçioğlu Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Camideki törende Candaş'ın damadı Ertan Uğur fenalaştı. Uğur'un durumunun iyi olduğu belirtildi.
Cenaze namazı ardından konuşan Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ayık, Candaş'ın aktif sporculuğunda ve sonrasında Türk sporuna büyük hizmetler verdiğini söyledi.

Törene çeşitli uluslararası müsabakalarda şampiyonlukları bulunan Mustafa Dağıstanlı, Seyit Ahmet Ağralı ile Muharrem Candaş'ın adının verildiği Naldöken Muharrem Candaş İlköğretim Okulu'ndan bir grup öğrenci ile İzmir Büyükşehir Belediyesi güreşçileri de katıldı.
Candaş'ın cenazesi Soğukkuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
MUHARREM CANDAŞ
İzmir'de, 1921 yılında doğan Candaş, 1946'da Avrupa Şampiyonası'nda 87 kiloda serbest stilde Avrupa üçüncüsü, 1949'da İstanbul'da yapılan Avrupa Güreş Şampiyonası'nda yine serbest stilde Avrupa ikincisi olmuştu. Candaş, 1948'de serbest stilde Londra'da Olimpiyat dördüncülüğünü elde etmişti.
1950'de Stockholm'de düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda grekoromen stilde şampiyon olarak, bir ilki gerçekleştiren Muharrem Candaş'ın eşi Süheyla Candaş daha önce yaşamını yitirmişti.
TEKSTİLCİLİK DE YAPMIŞTI
Muharrem Candaş, sporcuların giyim malzemesi sıkıntısı çekmesi nedeniyle İzmir'de küçük bir mağazayla girdiği tekstil sektöründe, büyük üreticiler arasına girdini ifade etmişti.
Spor ile eğitimi bir arada yürüttüğünü, İzmir'de o dönemin tek ekonomi üniversitesi olan Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu'nu bitirdiğini kaydeden Candaş, tekstil sektörüne geçişinin öyküsünü şöyle anlatmıştı: ''1952 yılında Güreş Milli Takımı'ndan ayrıldım. Üniversite bitirmeme rağmen iş bulamadım. Eski senatör Beliğ Beler benim çocuk arkadaşımdır. Konak'tan Karşıyaka'ya vapurla geçerken, Türkiye'de sporcuların giyim malzemesi sıkıntısı olduğundan konuşuyorduk. Ben güreşe başladığımda, deniz mayosuyla antrenman yaptığımı anlattım. Beler de bunun üretiminin iyi bir iş olacağını söyledi. Kemeraltı 3. Beyler'de küçük bir dükkan tuttum. İtalya'ya, Fransa'ya gidip konfeksiyon malzemeleri üreten yerleri gezdim. Oralarda işin nasıl yapıldığını öğrendim. Buraya dönüş yaptım, öğrendiğimi ustalara anlattım, dikiş makineleriyle çeşitli kumaşlardan sporculara giysi üretmeye başladık.''
Muharrem Candaş, sonraki yıllarda oğlu Tayfun ile işlerini geliştirdiklerini, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde 60 işçinin çalıştığı, yılda 15 bin takım eşofman, 15-20 bin parça şort-tişört üreten bir fabrika kurduklarını ifade etmişti.
Güreşin Türk toplumunda ayrı bir yeri olduğuna dikkat çeken Candaş, Türk güreşinin dünyayla rekabet edecek güce yeniden ulaştırılması gerektiğini belirtmişti.