Irmakları, kanalları, ördekleri, kuğuları ile bol ağaçlı, ağaçları sincaplı, adeta bir çiçek bahçesini andıran tarihi bir kent Oxford. 1000 yıllık tarihi olan binalarında yaşıyorlar, eğitim veriyorlar, alışveriş yapıyorlar. Herkes kibar, güler yüzlü. Çok yazar, akademisyen, siyasetçi çıkarmış bu kent, ünlü Yüzüklerin Efendisi kitabının yazarı Tolkien gibi…
Tolkien’in müdavimi olduğu pub ayakta, bir ara kapanmış olsa da, ismiyle, cismiyle orada ve tekrar açılmak üzere. Kitapta gücü, ona sahip olmak istemenin insan duygularında yarattığı hırs ve diğer nahoş duyguları/davranışları temsil eden yüzük adeta kentin tarihinden esinlenmiş. Kenti şekillendiren ve “Town and gown” (Kent ve cübbe) diye adlandırılan olaylar dizisi kente ortaçağlarda eğitim kurumlarının açılması ile başlıyor.
Kibrin Getirdiği Kan
Bu eğitim kurumları kolej olarak adlandırılıyor ve hepsi kiliselere bağlı ufak ufak okullar. Bu nedenle günümüzde bile bu kolejlerin çoğunun isimleri Christ Church, (İsa Kilisesi) All Souls (Tüm Ruhlar) St Anthony (Aziz Anthony) gibi dini isimler. Açıldıkları ilk yıllarda öğrenciler kibirli davranışları, içki içmeleri, sarhoş olmaları, taşkın ve saygısız davranışları ile yerel halkın tepkisini çekiyorlar.
Yerel halk sakin düzenlerini bozan, kentte gerilim yaratan bu kibirli ve kendilerini seçkin addedenöğrencilerekızıyor ve bazen bu tutumlar şiddete kadar uzanıyor.10 Şubat 1355teki St Scolastica Günü ayaklanması bunlardan en ünlü olanı ama yüzyıllarca benzer şiddet olayları ortaya çıkıyor. Ayrıca, üniversitelerin bağımsız olması, kentin sosyal ve ekonomisini etkilemesi nedenler arasında…
Haksızlığa Uğrayan Halk
St Scolastica Gününde bir öğrencinin bir tavernada şarabın tadını beğenmemesi ile başlayan kavga üç günlük bir savaş, şiddet ve yağmaya dönüşüyor. Halktan 20, öğrencilerden 63 kişi ölüyor, bazı öğrencilerin kafa derisinin yüzüldüğü söylentisi de dolaşıyor. Sonunda kent üniversite binalarına verdiği zararı ödemek zorunda kalıyor ve bundan sonra ufak da olsa üniversiteye 1825e kadar yıllık ödeme yapmayı kabul ediyor ama 19. Yüzyıla kadar ayaklanmalar devam ediyor.
Hala daha arada bir Town and Gown kavgaları olsa da genelde gecenin geç vakitleri ve alkol veya futbol ile ilişkili oluyor. Aslında olaylar 58 yıl önce, 1297 de başlıyor, 1322 ye kadar 12 öğrenci öldürülüyor. Bazı hocalar 2 öğrencinin linç edilmesinden, bu gerginlikten korkup Cambridge’e taşınıp, orada ülkenin ikinci üniversitesini kuruyorlar. Kral Edward üniversitenin tarafını tutup üniversiteye daha çok güç ve sorumluluk verip 1355 olaylarında da görüldüğü gibi kentin otoritesini daha da dezavantajlı bir duruma getiriyor.
Tolkien Kenti Doğru Analiz mi Etmiş?
Gelelim Tolkien’e ve Yüzüklerin Efendisine. Tolkien kitabında adeta kenti, yerel halkı ve öğrenci/hoca davranışını sembolleştirmiş. Kitapta çiçek bahçesi gibi, tatlı ırmakların aktığı Shire acaba beni bugün gördüğüm, yukarıda tarif ettiğim, her gün içinde yürüdüğüm o tatlı Oxfordshire mı?
Evime gelen kibar, mütevazi, sıcacık, güler yüzlü ve çok yardımcı postacı, doğal gaz tamircisi, bahçıvan gibi daha az eğitimli ama çok tatlı insanlar kitapta tarif edilen Hobbitler mi? Hırs ve kibirleri yok, girilmesi çok zor olan ama bir çok siyasetçinin, istihbaratçının mezun olup ülkenin ((ve dünyanın) gücünü kullanan, kontrol eden bu üniversiteye girmek için çabaları olmayan adeta yüzüğü adresine götürmeye çalışan iyi niyetli Hobbitler gibiler mi?
Hilelerle Üniversiteye Giren de Çok
Tanıdığım bazı öğrenciler bileğinin, zekâsının, çalışmasının gücüyle bu üniversiteye girmiş, mühendis, doktor vb olmuş, bazıları ise çeşitli hilelerle arka kapıdan girmiş, saçma sapan bölümlerde okumuş, sırf burada öğrenci olabilmek için. Bu hilelerle girenlerde gördüğüm özellik ise sürekli kendilerini övmeleri, arka kapı hileleri ortada olsa, görülse bile bunu görmezden gelmeleri, kibirli ve acayip hırslı tipler olmaları, hırslarıyla her şeye sahip olmak istemeleri…
Kitapta yüzüğe sahip olmak için her çeşit yöntemi deneyenler bu anlattığım tiplerle mi sembolize edilmiş? Bir zamanlar bu üniversitede hoca olan Tolkien ise bu hilelerden, şımarıklıklardan, kibirden, hırsları görmekten, Kral dâhil her güçlünün üniversiteye verdiği destek ve ayrıcalıklarla yerel halkın ezilmesinden bıkıp usanmış,gözlem, duygu, düşüncelerini böyle sembolize ederek içini kitaba mı dökmüş acaba?