Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Türk Silahlı Kuvvetlerinde yaşanan intihar olayları sürekli gündeme gelirken Ramazan Bayramı'nın ikinci gününde 'intihar etti' denilerek ailesine haber verilen Narlıdere'de yaşayan Er Muharrem Al'ın ölümünün ardındaki şüphe bir türlü giderilemedi. Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde vatani görevini yaparken G3 piyade tüfeği ile göğsünden vurulduğu belirtilen Al'ın durumunu CHP İzmir Milletvekili Milli Savunma Komisyonu Üyesi Mustafa Moroğlu yeniden gündeme getirdi. Al'ın babası İsmet ve annesi Ejder Al ile birlikte CHP İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Moroğlu, ölüm için 'şüpheli' ifadesini kullandı.

Basın toplantısı sırasında zaman zaman fenalaşan Al'ın annesini Moroğlu teselli etti...
TSK içerisinde birçok askerin intihar ettiğini belirten Moroğlu, şehit sayısından fazla olan intihar vakalarının bir türlü önlenemediğini söyledi. Moroğlu, ' Narlıdereli askerimizin ya çatışmada öldürüldüğü, ya da baskıcı askerlerin katlettiği düşüncesi mevcuttur. Şırnak 23. Jandarma Komutanlığı'nda görev yaparken hayatını kaybeden asker bir gün önce ailesini aramış. Bu kişinin intihar etmesi mümkün değildir. Bayramın birinci günü ailesiyle konuşan asker intihar ettiği gerekçesiyle önce komutanlığın doktoruna, ardından savcılık incelemesine tabi tutuluyor. Sonra da savcı ve doktor 'kurşunun atış yönü belli değil' diyerek Adli Tıp Kurumu'na sevkini istiyor. Şimdi konu Adli tıpta. İncelemeler sürüyor. Konunun takipçisi olacağız. O anda savcılığa ve 'ihtihar etti' diyen kim? Hemen yargıya varılmış. Üstü örtülemeyecek bir durum olduğu anlaşılınca askeri tören düzenleniyor. Komutan 'katiller bulunacak' diyor. Kim bu katiller. Sınırda taciz ateşi mi var?. Barış süreci ile ilgili gizemli işlerden ötürü mü gizleniyor? Türkiye Cumhuriyeti gençlerimizin niye katledildiğini, intihar ettiğini araştırılmasını engelleyecek kadar kirli işlere mi bulaştı? Bu hükümet maalesef bunu yapıyor. Ben 2002'den 2012'ye kadar intihar edenleri sordum. Soru önergesinde 'son 10 yılda şehit sayısı kaçtır, intihar eden kaç kişidir' dedik. Bana '967' kişi intihar etti' dediler. Aynı yıllarda şehit sayısı 565'i buluyor. İntihar eden asker sayısı daha fazla. Bize, 'bu yaşlar intihar etme' yaşıdır diyorlar. Bakan kendi başına intihar rakamı tespit etmiştir. Niye intihar ettikleri ortaya çıkmasın diye araştırma önergelerini ret ediyorlar. Adli Tıp Raporu'nun sonucunu aldıktan sonra suç duyurusunda bulunacağız. Narlıdere'de hayatını kaybeden askerlerle ilgili sorular sorduk ama bunlara da cevap bulamadık. Bize göre intiharlar üstünde kirli, gizemli işler var. İktidarın halktan gizlediği ajandası ile ilgili konular var. Kamuoyunda herkesin bir araya gelmesi gerekiyor' dedi.

KINALI GÖNDERDİM YAĞLI KURŞUN İLE GELDİ

Basın toplantısı sırasında zaman zaman fenalaşan Al'ın annesini Moroğlu teselli etti...
TSK içerisinde birçok askerin intihar ettiğini belirten Moroğlu, şehit sayısından fazla olan intihar vakalarının bir türlü önlenemediğini söyledi. Moroğlu, ' Narlıdereli askerimizin ya çatışmada öldürüldüğü, ya da baskıcı askerlerin katlettiği düşüncesi mevcuttur. Şırnak 23. Jandarma Komutanlığı'nda görev yaparken hayatını kaybeden asker bir gün önce ailesini aramış. Bu kişinin intihar etmesi mümkün değildir. Bayramın birinci günü ailesiyle konuşan asker intihar ettiği gerekçesiyle önce komutanlığın doktoruna, ardından savcılık incelemesine tabi tutuluyor. Sonra da savcı ve doktor 'kurşunun atış yönü belli değil' diyerek Adli Tıp Kurumu'na sevkini istiyor. Şimdi konu Adli tıpta. İncelemeler sürüyor. Konunun takipçisi olacağız. O anda savcılığa ve 'ihtihar etti' diyen kim? Hemen yargıya varılmış. Üstü örtülemeyecek bir durum olduğu anlaşılınca askeri tören düzenleniyor. Komutan 'katiller bulunacak' diyor. Kim bu katiller. Sınırda taciz ateşi mi var?. Barış süreci ile ilgili gizemli işlerden ötürü mü gizleniyor? Türkiye Cumhuriyeti gençlerimizin niye katledildiğini, intihar ettiğini araştırılmasını engelleyecek kadar kirli işlere mi bulaştı? Bu hükümet maalesef bunu yapıyor. Ben 2002'den 2012'ye kadar intihar edenleri sordum. Soru önergesinde 'son 10 yılda şehit sayısı kaçtır, intihar eden kaç kişidir' dedik. Bana '967' kişi intihar etti' dediler. Aynı yıllarda şehit sayısı 565'i buluyor. İntihar eden asker sayısı daha fazla. Bize, 'bu yaşlar intihar etme' yaşıdır diyorlar. Bakan kendi başına intihar rakamı tespit etmiştir. Niye intihar ettikleri ortaya çıkmasın diye araştırma önergelerini ret ediyorlar. Adli Tıp Raporu'nun sonucunu aldıktan sonra suç duyurusunda bulunacağız. Narlıdere'de hayatını kaybeden askerlerle ilgili sorular sorduk ama bunlara da cevap bulamadık. Bize göre intiharlar üstünde kirli, gizemli işler var. İktidarın halktan gizlediği ajandası ile ilgili konular var. Kamuoyunda herkesin bir araya gelmesi gerekiyor' dedi.
HERŞEY AÇIĞA ÇIKSIN
Milletvekili Moroğlu, G3 piyade tüfeği ile intihar etmenin mümkün olmadığını söyledi. Bir insanın uzun olan tüfek ile kendisini vuramayacağını anlatan Moroğlu, 'Uzmanların ve askerlerin anlattıklarına göre G3 mermisinin çıktığı yerdeki delik, girdiği yerden daha büyüktür. Rapora göre askerin vücuduna giren merminin çapı üç santimken çıktığı yer bir santim. Bu, durum silahın askerde olmadığını, başka bir yerden geldiğini gösteriyor. Bütün bunları yan yana koyduğunuzda olmuyor. O bölükte görev yapan subayların, teğmenlerin telefon görüşmelerinin dinlenmesini talep ediyoruz. Bunun üstünü örtmeye çalışan komutanlar, doktorlar, savcılar evlatlarını düşünerek her şeyi açığa çıkarsınlar' diye konuştu.

KINALI GÖNDERDİM YAĞLI KURŞUN İLE GELDİ
Toplantıda konuşan anne Ejder Al da sorumluların bulunmasını istedi. Al, 'Oğlumla konuştuğumda sesi kısıktı. Ona 'ne oldu, vuruldun mu, yaralı mısın?' dedim. Bana 'hiçbir şey yok' dedi. Havaları, arkadaşlarını sordu. Sonra 'anne bana bir şey olursa başçavuşun bu numarasından ara' dedi. Sonrasında evime polis geldi. Ne olduğunu sorduğumda oğlumun asker olduğunu, araştırmaya geldiklerini söylediler. Ardından bir gün sonra evime görevliler geldi. Bana 'kendini vurdu, şehit oldu' dediler. Her askere giden anne oğlumu böyle mi görmek zorunda? Oğlumu askere kınalı gönderdim yağlı kurşun ile geri geldi. Kanı yerde kalmasın. Sorumluları bulsunlar. Bana 'oğlun kendini vurdu' diyorlar. Kimsenin ciğerini yakmasınlar. İki oğlumu sorunsuz askere gönderdim. Bize 'kilerde vuruldu, mutfakta vuruldu' dediler. Benim çocuğumu yediler. Çocuğumun kazakları, giysileri ile yatıyorum' dedi.
Baba İsmet Al da, oğlunun intihar ettiği saatler, hastaneye götürülmesi, otopsi raporu ve savcılık incelemesi ile ilgili karışıklık olduğunu söyledi. Al, ' Komutanlar bana dört gün sonra döndüler. Kendileri konuşmuyorlar bile. Bir askeri bana telefonü veriyor. Bize 'üstten konuş' derlerse biz konuşuruz dediler. Hepsi telefonlarda kayıtlı. İstenildiğinde cumhuriyet savcısına vereceğiz' ifadelerini kullandı.




