Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan 2013 yılında aldığı izinle İzmir'in Karaburun ilçesinde faaliyetlerine başlayan Karaburun Rüzgar Enerji Santrali'nin kapasitesinin artırılması için harekete geçti.
Alto Holding bünyesinde yer alan Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi Bakanlığa başvurarak ilçenin Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip bölgesinde yer alan rüzgar enerji santralinin kapasitesini 268 MWm/268 MWe'den 455.16 MWm/455.16 MWe'e türbin sayısının ise 87'den 128'e çıkarılması için bakanlıktan izin istedi.
Tartışmalı proje için Bakanlık 'ÇED Olumlu' kararı verdiğini duyurdu. Kapasite artışı ile birlikte şirketin elektrik üretimi 940 milyon kWh/yıl'dan 1 milyar 596 milyon kWh/yıl'a çıkacak. Şirket bu proje için 4,3 milyar TL bütçe ayırdı.
YARGIYA TAŞINDI
ÇED kararı, Karaburun Sivil İnisiyatif temsilcileri, Yaylaköy’lü yurttaşlar, Küçükbahçe, Parlak Mahalle Muhtarlıkları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karaburun Belediyesi tarafından yargıya taşındı. Davaya, Tepeboz, Haseki, Merkez ve Anbarseki muhtarlıkları da müdahil oldu. Mahkeme heyeti tarafından atanan bilirkişi heyeti raporunu açıkladı.

OLUMSUZ GÖRÜŞ
Raporda “Karaburun RES Kapasite Artışı Projesi’nin fauna, flora, orman, ziraat, elektrik mühendisliği ve ornitoloji dallarında ÇED raporunun önemli eksiklikler ve projenin olumsuzlukları içermesi nedenleri ile "ÇED Olumlu" kararı işleminin iptal edilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır” denildi.
Bilirkişi raporundan kesitler:
• Karaburun Yarımadası bütün olarak değerlendirildiğinde birçok farklı habitat tipini ve biyolojik çeşitliliği bünyesinde barındırması bakımından oldukça önemlidir. Son zamanlarda kurulan çok sayıda RES ile yarımadanın bütününü etkileyecek şekilde vejetasyon kaybı, su drenajının değişmesi ve toprağın ısınmasına bağlı toprak mikrobiyolojisi ile ilgili faaliyetlerin etkilenmesi gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
• Dava konusu proje alanına ekosistem açısından bakıldığında; dağ ekosistemini oluşturan ve içinde bulunan derin vadiler ile kayalık habitatlar ve makilik alanlar bulunmaktadır. Ayrıca, proje alanı dağ ve sucul ekosistem içermektedir. Bu ekosistem genetik, tür çeşitliliği ve habitatları barındırdığı için biyolojik çeşitlilik açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, proje alanı kuş göç yolu üzerinde bulunmaktadır.
• Karaburun Yarımadası; IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) tarafından 1996 yılında CR (kritik) kategorisine alınan Akdeniz fokları, 2004 yılında NT (tehdide yakın) kategorisine alınan Ada Martısının yanısıra 204 adet kara, deniz kuş türleri ve diğer kara, deniz canlıları bakımından oldukça zengin olmasından dolayı biyolojik rezerv alanı konumundadır.
• 41 türbin, her ne kadar mevcut 87 türbin çevresinde olduğu gibi görülse de bunlar ayrı tepe/dağlık sırt çizgi noktalarındadır. Bu nedenle aslında yeni alan kullanımının ve habitat parçalanmasının tüm alana yayıldığı ve RES projesinin büyük bir alan içerdiği ve kümülatif etkinin büyük olduğu görülmüştür. Yeni kurulacak türbinlerle birlikte proje alanının (Karaburun Yarımadasının) büyük bir bölümü Türbin parkına (çiftliğine) dönüşecektir. Bu durum hem kuşlar, hem yarasalar hem de memeli hayvanların geçişlerini, yaşam ve dolaşma alanlarını kısıtlayacaktır.
• Davaya konu yapılmak istenilen türbin noktalarının çok büyük bir bölümüne yolun bulunmadığı, yeni türbin alanı olan bu noktalara ilave yolların yapılmasının gerekli olduğu, her türbin noktasına ulaşımda ÇED dosyasında belirtildiği üzere “ mevcut orman yolları” kullanılacaktır ifadesinin mümkün olmadığı yeni ilave yolların açılacağı görülmektedir. Yolların devlet ormanı, devlet ormanı ağaçlandırma sahası, özel ağaçlandırma sahası, mera ve ham toprak vasıflı yerlerin içinden geçmesi, ormanı daha küçük parçalara ayıracak, orman bütünlüğünü bozacaktır. Yeni kurulacak 41 türbin için yeni yolların açılması, mevcut yolların genişletilmesi ve türbin sahasının düzleştirilmesi habitat kayıplarına, habitat parçalanmasına yol açacaktır. Yarımadanın Biyolojik kaynaklarının ve çeşitliliğin sürdürülebilir olması için mevcut hali ile, müdahalede bulunulmadan, korunmasının büyük önemi bulunmaktadır.
• Bölgede, Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Avrupa ve Dünya Tehlike Statüleri’ne göre 13 tür avrupa ölçeğinde ve 5 tür dünya ölçeğinde tehlike altındadır. Mahkemeye konu olan doğal habitatların korunması bölgedeki göçmen kuşlar açısından çok önemlidir. Mahkemeye konu olan alan böyle bir konumda bulunmaktadır. 41 RES türbininin kurulması planlan bölgeler yarımadanın kuzey ve kuzeybatı kıyı sahil şeridine yakın bölgelerde olup kuşların hareketliğini kısıtlayacak düzeydedir. Ayrıca önerilen Res türbinleri sulak alanlara çok yakın mesafelerde bulunmakta olup bu da ciddi bir baskı yaratacaktır. Bölgede birden fazla RES sahası bulunması da değerlendirilmesi gereken başka önemli bir sorundur. Karaburun yarımadasında çok yüksek sayıda RES türbini bulunmasının Kümülatüf Etkileri mutlaka dikkate alınmalıdır.
• Dava konusu türbin alanları, “Çayır-Mera”, “Tarım Arazisi”, “Orman Alanı”, “Özel Çevre Koruma Bölgesi”, “İçme ve Kullanma Suyu Orta/Uzun Mesafeli Koruma Alanı” sınırları içinde kalmaktadır.
• Yöre köylüsününün arazilerin dağlık taşlık ve toprak işlemeli tarıma uygun olmayan yapısı nedeniyle yapabilecekleri yegane tarımın zeytin yetiştiriciliği ve küçükbaş hayvancılık olduğu düşünüldüğünde mera alanlarının ve zeytinlik alanların yapılacak olan projelerden etkilenmemesi mümkün görünmemektedir. Zeytinlik alanlar dışında türbin noktalarının yapılmak istenildiği mera alanları da hayvansal üretim şeklindeki sürü hayvancılığının alanın dağlık yapısına bağlı olarak yegane otlama alanlarıdır. Bölgede oldukça kıt olan mera ve tarım alanlarının korunması tarımın ve hayvancılığın yöre köylüsünün yegane geçim kaynağı olması açısından büyük kamu yararı içermektedir.
• Karaburun Yarımadası çok sayıda ve farklı dönemlerde çiçeklenen ve bal arılarının beslenmesi için çok uzun bir periyod içeren bir alan konumundadır. Arılar sadece bal üretmezler en önemli görevlerinden biri ise özellikle doğal ve tarımsal alanlardaki bitki türleri için tozlaşmayı sağlamalarıdır. Bu yönü ile de alandaki tarımsal alanlar ile doğal flora yapısı açısından da büyük önem taşımaktadır. Yeni türbin alanlarındaki arıcılık potansiyeli ve mevcut arıcılık faaliyet alanlarının yeni kurulması planlanan türbin alanlarına olan etkilerinin bilimsel arazi çalışmalarına dayanan güncel ve alana ilişkin verileri içeren bir çalışma Nihai ÇED dosyasında bulunmamaktadır.
• Enerji nakil hattı güzergahı ÇED raporuna dahil edilmediğinden, 41 türbinin inşası sırasında ne kadar ağaç kaybedileceği, sahada endemik bitki türlerinin olması sebebiyle bu türlerin nasıl korunacağı detaylı olarak açıklanmamıştır. Konunun genel ifadelerle “yapılacaktır, edilecektir” şeklinde açıklanması nedeni ile olası olumsuz etkiler tam anlamı ile anlaşılamamamıştır.
• 41 adet türbinin yapımı sırasında toplam 20243.75 m2 bir alanın üzerindeki bitki örtüsünün sıyrılacağı ayrıca, yapılacak olan 28.00 km uzunluğunda ve 5 mt genişliğinde yolun yapımı sırasında ise 140000.00 m2 alanın üzerindeki bitki örtüsünün kaldırılacağından saha üzerinde bulunan ağaç ve ağaççıklar hayatını kaybedecektir. Hayatını kaybedecek olan ağaçların adet ve cins tespitleri dahi ÇED Raporunda belirtilmemiştir.
• Projede RES türbinlerinin yerleştirilmesinde aşırı sıklığa gidilmiştir. RES türbinlerinin 35 tanesi kızılçam ormanı içindedir. Planlanan saha 1 derece yangına hassas bölgedir. Projede, olası orman yangının nasıl söndürüleceği ile ilgili yeterli inceleme ve planlama bulunmamaktadır. Proje sahasında yapımı planlanan türbinlerle birlikte türbin yoğunluğunun artması nedeniyle, kulenin görüşü olumsuz etkilenecek ve orman yangınlarına hava araçları ile müdahalenin yapılması engellenecektir. Ayrıca, projeye ait şebeke bağlantı onayı, transformatör yüklenme oranları, gerilim düşümü hesapları, gürültü ve EMF ölçümleri gibi belgeler ÇED dosyasında ayrıntılı olarak verilmemiştir.
PROJE HAKKINDA
Türbinlerin dikileceği noktalar yüz bin ölçekli çevre düzeni planında tarım, orman ve mera alanında yer alıyor. RES sahası aynı zamanda, 15 adet endemik, 4 adet nadir ve CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme) kapsamında 5 adet bitki türü de yer alıyor. Yarımada florasında, 76 tür tıbbi, 38 tür arıcılık, 30 tür gıda, 39 tür ticari, 34 tür peyzaj ve 19 tür yem değerine sahip ve ekonomik değeri olan bitki türü yer alıyor. Şirket daha önce de iki kez kapasite artışına giderek türbin sayılarını artırmıştı.

LODOS ENERJİ KİME AİT?
1970'li yıllarda kurulan Alto Holding, 1990'lı yılların başında Köhler Elektrik Sayaçları'nı kurdu ve üretimine başladı. 1996'da yılında faaliyet alanını genişleten şirket, Alman ortaklarıyla Tekirdağ Çorlu'da 30 bin metrekarelik alana kurulu Altoteks Tekstil Giyim Boya Apre Sanayi adlı firmayı hayata geçirdi. Ardından Altoteks Kumaş Pazarlama, Altoel Elektrik Elektronik Sanayi gibi şirketleri devreye alan firma, 2004'te ise elektrik üretiminde önemli bir adım attı ve Lodos Elektrik Üretim firmasını satın aldı. Şirketin sahipleri arasında Mehmet Uçar, Tahsin Uçar ve Şükrü Uçar yer alıyor. Alman şirketler ve Alman finans kuruluşlarıyla da bağı bulunan Lodos Şirketi'nin birçok alanda yatırımı bulunuyor.
Karaburun Sivil İnisiyatif’ten konu ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“..İzmir 4. İdare Mahkemesine 2025/29 Esasta açılan Lodos Enerji’nin RES Kapasite Artışı projesi “ÇED Olumlu” kararının iptali talepli açılan davayı yerelin sesinin duyulması ve savunulması açısından önemli buluyoruz.
Kurulacak Türbinler Yangın Riskini Arttırıyor !..
Bilirkişi İnceleme Raporunda, Projenin;".. “Çayır-Mera”, “Tarım Arazisi”, “Orman Alanı”, “Özel Çevre Koruma Bölgesi”, “İçme ve Kullanma Suyu Orta/Uzun Mesafeli Koruma Alanı” sınırları içinde kaldığı, doğal alanlarda habitat kayıplarına ve habitat parçalanmasına yol açacağı, zeytin ve mera alanlarına kurulması planlanan türbinlerin tarım ve hayvancılığı olumsuz etkileyeceği, ekonomik değeri olan arıcılığın da bundan etkileneceği, 41 adet türbinin yapımı sırasında toplam 20243.75 m2 bir alanın üzerindeki bitki örtüsünün sıyrılacağı, yapılacak olan 28.00 km uzunluğunda ve 5 mt genişliğinde yolun yapımı sırasında ise 140000.00 m2 alanın üzerindeki bitki örtüsünün kaldırılacağından saha üzerinde bulunan ağaç ve ağaççıkların hayatını kaybedeceği, RES türbinlerinin 35 tanesinin kızılçam ormanı içinde ve planlanan sahanın 1 derece yangına hassas bölge içinde olduğu, proje sahasında yapımı planlanan türbinlerle birlikte türbin yoğunluğunun artması nedeniyle, kulenin görüşünün olumsuz etkileneceği ve orman yangınlarına hava araçları ile müdahalenin yapılmasının engelleneceği.." açıklanmıştır.
Kapasite Artışı, Yarımadada Habitat Parçalanmasına Yol Açacak !..
Yarımada’nın %61'ini kiralayan Lodos A.Ş. 2024 yılında, Karaburun – Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanından sonra, 2. RES kapasite artışı ve GES projesi “ÇED Olumlu” onayını aldı. Daha önce Lodos A.Ş tarafından kurulan 50 rüzgar türbini ile Yaylaköy gözden çıkarılmış ve Afet Bölgesi ilan edilmişti. Ardından RES kapasite artışı projesi (37 türbin) ile Yarımada’da firmaya ait türbin sayısı 87’ye ulaşmıştı. Şimdi de 2. RES kapasite artışı ( 41 türbin ) projesi onayıyla Lodos Enerji türbinlerini 8 mahalleye kurmayı planlamaktadır.
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Ülkemizde 14 Mayıs 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Biyolojik çeşitlilik sözleşmesine göre her ülke sahip olduğu ve zenginliklerimizden sayılan Biyolojik çeşitliliği korumakla yükümlüdür. Biyolojik çeşitliliğin korunmaması insanoğlunun “ortak endişesi”dir. Bu yüzden canlıları sürekli olarak bulundukları doğal ortamlarında, koruma öncelikli olmalıdır.
Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen dünyanın en nadir türlerinin yaşam alanlarından biridir. Karaburun RES Kapasite Artışı projesine onay verilerek Türkiye, uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altına aldığı bu bölge ve türlere devlet kurumlarının eylemleriyle zarar verilmesinin önünü açarak yükümlülüklerini yerine getirmemektedir.
Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin yönetim planı yapılmadan yatırım girişimlerine yönelik kısıtlayıcı kararlar alınmadığı takdirde Yarımada’nın doğal, sosyal ve kültürel değerlerine geri dönüşü olmayan zararlar verilecektir. Tüm bu nedenlerle Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından Karaburun İlçesi sınırları içerisinde planlanan Karaburun RES kapasite artış projesi “ÇED Olumlu” kararı Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi kararları tekrar göz önüne alınarak iptal edilmelidir...” denildi.

Açıklamada;
Davaya konu Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Karaburun Rüzgar Enerji Santrali RES Kapasite Artışı projesi hakkında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca verilen ÇED Olumlu kararı ile ilgili Bilirkişi İnceleme Raporu’nda;
“..Karaburun RES kapasite artışı projesiyle yeni kurulacak 41 adet RES türbinleri kuzey, güney ve batıdaki doğal alanlarda habitat kayıpları ve habitat parçalanmasına neden olacaktır. Bu durum hayvanların yaşamsal faaliyetleri olan yuvalama, beslenme ve üreme alanlarının gerçekleştiği habitatların kaybolmasına veya azalmasına neden olacaktır. Tüm bu veriler baz alındığında, alandaki ekosistemlerin devamlılığı ve ekolojik dengenin tüm alanlarda bütüncül korunması gerektiğinden ve tüm alanların ekolojik birliktelik oluşturması, zengin bir biyoçeşitlilik yapısına sahip olması, proje sahasının kuş göç yollarının üzerinde bulunması ve doğal dengenin ve biyoçeşitliliğin korunması gerektiği nedenleriyle Karaburun RES Kapasite Artışı Projesi’nin fauna, flora, orman, ziraat, elektrik mühendisliği ve ornitoloji dallarında ÇED raporunun önemli eksiklikler ve projenin olumsuzlukları içermesi nedenleri ile "ÇED Olumlu" kararı işleminin iptal edilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır..” denilmiştir.

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ..
*Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından İzmir İli, Karaburun İlçesi sınırlarında, Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip Mahallelerinde halen 87 türbin işletiliyor.
*28.12.2022 tarihinde ÇED süreci başlatılan RES kapasite artışı projesi kapsamında 41 RES türbin ilavesi ile toplamda 128 türbinin işletilmesi düşünülüyor.
*Bakanlık 18 Eylül 2023 tarihinde İDK ( İnceleme, Değerlendirme Komisyonu) toplantısında projeyi ele aldı. Bu toplantı öncesi 8 Mahalle Muhtarlığı projenin onaylanmaması için görüş bildirdi.
*8 Mayıs 2024 tarihinde Lodos Enerji' nin 41 Res kapasite artışı projesine Çevre Bakanlığı " Nihai Onay" verdi. Mahalle Muhtarlıkları 15 Mayıs 2024 tarihinde süresi içinde İzmir Çevre İl Müdürlüğü' ne itirazda bulundu.
*6 Eylül 2024 tarihinde Çevre Bakanlığı Lodos A.Ş’nin kapasite artışı RES projesine “ ÇED Olumlu” kararı verdi.
*Nihai Rapor' a göre;
41 RES TÜRBİNİNİN DAĞILIMI;
12 Merkez Mahalle,
1 Saip,
3 Bozköy,
6 Küçükbahçe,
7 Yaylaköy,
7 Parlak,
4 Tepeboz,
1 Hasseki




