Hayat pahalılığından hep şikayet ediyoruz ya…

Memleketi yönetenlerin bunu anlaması için, tebdili kıyafetle mutlaka pazara gitmeleri lazım.

Başka bir yolu yok!

AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. Murat Cahid Cıngı, bir pazara gitti, yaşadıklarını televizyonda anlattı.

Pazar tezgahındaki fiyatları görünce, 230 bin lira milletvekilliği maaşı alan Cıngı, “Bu ne ya!” demiş!

O an yaşadığı şoku, gülerek, hatta kahkaha atarak anlattı!

Koskoca vekil fiyatlar karşısında o kadar büyük bir şaşkınlık yaşıyorsa, isyan ediyorsa…

Asgari ücrete zam alamayan işçiler, maaşına TÜİK zammı yapılan emekliler ne yapsın?

Doktor vekil, 25 liraya aldığı ilacın 250 liraya çıkmasına o kadar çok şaşırmış ki!

Muhalefet, istediği kadar pahalılığı anlatsın…

Geçim sıkıntısını anlatan vatandaşın gözyaşları sel olsun…

Nafile!

İlla ki pahalılığı her vekil, her bakan, pazara giderek test etmeli, ondan sonra konuşmalı!

***

İster inanın, ister inanmayın!

Eski günleri çok arıyoruz.

Hatta Nureddin Nebati’li günlerimizi bile özlüyorum.

2021 yılının Aralık ayında çıktığı bir televizyon programında Nebati, ekonomimizin düzlüğe çıkacağını müjdelemişti!

Ağzı kulaklarında, gözleri ışıl ışıl halde, “Ekonomi, gözlerdeki ışıltıdır” demişti.

Ne güzel günlerdi Nebati’li günler!

Çünkü…

O zaman motorinin litresi 11 lira, dolar 12 liraydı.

Bugün motorin 55 liraya dayandı, dolar 40 lirayı geçti.

Motorin, doları sollayıp geçti!

Enflasyon o zaman yüzde 36 civarıydı.

Bugün TÜİK enflasyonunu da, pazarda hissedilen gerçek enflasyonu da biliyorsunuz.

Elektrik, doğalgaz ücretlerine hiç bakmayalım, tansiyonumuzu yükseltmeyelim.

Eskiden bir kilo kıyma alıp bir hafta yiyen aileler, artık yemekte et kokusu olsun diye 200 gram anca alabilir hale geldi.

Pazarda fiyatlar çıldırmış durumda.

Ayşe hanımefendi fasulyesi 100 liradan aşağıya hiç inmedi.

Börülce desen öyle…

Hıyarın en ucuzu, 25 lira…

Kirazı tatmadan mevsimi geçirdi millet…

Yahu bir demet maydanoz 7 lira olur mu?

4 tane şeftali…

İthal etmiyoruz, kendi ülkemizde yetişiyor bu mübarek meyve!

“170 lira” dedi pazarcı!

Yiyebilene aşk olsun!

Yumurtanın en ucuz 8 lira olacağını kim tahmin edebilirdi?

***

Nebati, “Şöyle uyusam da altı sonra uyansam” demişti ya...

6 ay sonra her şeyin düzeleceğini umuyordu.

Umudun da ötesine geçmiş, iddia ediyordu.

O günden bugüne bir değil, iki değil, 195 hafta geçti!

Güne vurursak, 1310…

Ne düzelen bir ekonomimiz var, ne de vatandaşın iyileşeceğine olan umudu…

Ne diyordu Nebati?

“Neo-klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır!”

Maalesef…

Ekonomimiz de aynen bu cümle gibi anlamsız ve içinden çıkılmaz halde.

Gelen, gideni aratır, derler ya…

Ne kadar doğruymuş meğer!

Gelenler, gidenleri arattı.

Ne diyeyim?

Kaderde Nureddin Nebati’yi özlemek de varmış!