Türk-İş’ten ayrılıp sınıf sendikacılığı yapmak için 1967’de konfederasyonu kurdular.
Ağır çalışma koşulları altındaki işçilerin ekonomik-demokratik hakları için mücadelenin ateşini harladılar.
15-16 Haziran Direnişleri, DGM’ye karşı verilen büyük mücadele ve yüzlerce fabrikada örgütlenen grevler, boykotlar…
Kurulduğu günden ’80 Darbesi’ne kadar ki evrede Genel Başkan Kemal Türkler’i suikast sonucu kaybettiler. Yine grevlerde, 1 Mayıs’larda ya da demokratik birçok eylemde onlarca arkadaşını toprağa vermiş bir sendika…
Adları sanları unutulmuş onlarca genç insan, işçilerin davası için toprağın altında…
En büyük darbeyi ise 12 Eylül’de yediler. Onlara vurulan darbe, işçilerin hakları için yürütülen mücadeleye vurulan darbe idi. Darbe sonrası patronlar mutlu, işçiler mutsuzdu. İşçiler üzerinden üretilen artı değer ceplere konurken işçiler daha fazla yoksulluğa mahkum edildi.
Bugün ağzı dili fabrikalarda yanan fabrika işçileri, evlatlarını işçi olmasını istemiyor. İşçi olup da köşeyi dönen varsa da alınteri ile kazanılmış para olma imkanı da yoktur zaten.
Konuya dönelim.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, (DİSK) yediği ağır darbenin etkisinden kurtulamadı. Geçmişte sosyalist sol ile yürüyen DİSK, daha çok sosyal demokrat temelli yada sosyal demokratlarla iş tutabilecek sosyalist kökenli kadroları yönetimlerine aldı. Sosyalist sola yakın ne kadar şube varsa gerektiğinde tasfiye etti, sosyalistleri sendikada barındırmadı. Haliyle DİSK artık eski DİSK de değil.
CHP ise artık arka bahçem dediği DİSK’i belediyelerine monte etti ve DİSK’e hayat verdi.
SEÇİMLERİN ARİFESİNDEKİ GREVLER… BİR NEVİ CHP’DEKİ GİBİ DELEGE AĞALIĞI!
Parantezi belediyelerde örgütlenen şubelere yani Genel-İş’e açmak gerekiyor. Sendika şubeleri seçim hazırlığı evresinde ve delege seçimleri birimlerde sürüyor. Bir yandan da belediyelerle TİS masaları kurulmuş durumda…
Çok enteresan ve çok karmaşık bir süreç atlatıldı.
Bunu biraz sadeleştirelim.
İzmir’de şube başkanlarının, temsilcilerin dahi haberi olmadan genel merkez eliyle SODEMSEN’le TİS’ler yapıldı, imzalanan sözleşmeler oldu. Çiğli, Gaziemir, Narlıdere ve Buca’daki TİS’ler bu şekilde imzalandı. Kuyruğun dik tutulduğu ve işçi sayısının çok olduğu belediyelerde ise (Konak ve Karabağlar) şube yönetimleri bir hayli direnç gösterdi, genel merkez diğer ilçelerin aksine kulağının üzerine yattı.
Bu bir tezatlıktı.
Biraz detaylandıralım.
Genel İş İzmir 5 No’lu Şube yakın zamanda TİS imzalayan belediyelerde örgütlü… Gaziemir, Buca, Karabağlar ve son olarak Konak’ta TİS’ler imzalandı. Gaziemir ve Buca’da TİS sonrası işçiler ve temsilciler ile sendika yönetimi arasında gerilim üst noktaya çıktı. İki ilçede de temsilcilere ve işçilere sorulmadan genel merkez eliyle SODEMSEN ile anlaşma sağlandı, sözleşmeler imzalandı. Gaziemir’de kapı önünde isyan koptu. Buca’da temsilciler toplu olarak istifa etti. Buca’da işçilerin başka bir sendikaya geçme düşüncesi oluşunca panik yaşandı ve Buca için ayrı bir şube kurulması noktasında sendika söz verince tartışma biraz olsun yatıştı. Ancak kaynama sürüyor.
5 No’lu Şube’de kalabalık olan iki ilçede yani Konak ve Karabağlar’da ise işler sıkı tutuldu. Karabağlar’de en düşük ücret 47 bin 800 TL olurken Konak’ta bu rakam 58 bin TL’yi gördü.
5 No’lu Şube yakın zamanda seçime gidecek. Konak ve Karabağlar’daki delege sayısı şubenin geleceğini de tayin ediyor. Burada alınacak sonuç ile delege çoğunluğu sağlama niyetinde olan sendika şubesi kendisini yapılacak seçimde garanti altına almış oldu.
Buca ve Gaziemir’de muhalefet gelse dahi seçim cepte… DİSK’in sisteminde işyerlerinde seçilen delegeler marifetiyle şube yönetimi seçiliyor.
Bir nevi CHP’deki gibi delege ağalığı!
*
10 No’lu Şube’de ise Çiğli Belediyesi ve Karşıyaka Belediyesi örgütlü… Geçen sene Karşıyaka Belediyesi’nde maaşların ödenmemesi sebebiyle yaşanan iş bırakma eylemi sonrası çok sayıda işçi işten çıkarıldı. Kapı önü eylem alanına döndü, sendikaya da tepki büyüktü. Çünkü sendika, iş bırakma eyleminin desteklemediğini, sonlanmasını gerektiğini istemiş ve tepki görmüştü. Sendika, önlem olarak 8 No’lu Şube’de olan Karşıyaka için 10 No’lu Şube’yi kurdu ve Çiğli ile Karşıyaka belediyesini bu şubelere bağladı. 10 No’lu Şube’ye genel merkezden bir isim atandı.
Yeni bir şube olması sebebiyle Çiğli’de sözleşme süreci, yeni şube yönetimi tarafından sıkı tutuldu ve greve çıkıldı. Grev yine genel merkezin müdahalesi ile temsilcilerden habersiz olarak sözleşme imzalandı. Tabi tepki büyüdü ve işçiler uzun süre iş başı yapmadı, sendikaya tepki gösterildi. Çiğli’de yapılan delege seçimi sandığından ise muhalefet çıktı.
Karşıyaka’da ise bir şirkette mevcut yönetimi destekleyen liste kazanırken bir şirkette daha heterojen bir listenin kazandı. Haziran ayında bu şubede de seçim olacak. Çoğunluk ise Karşıyaka Belediyesi’nde…
*
Narlıdere Belediyesi’nde imzalanan TİS’te de yine temsilcilerden bağımsız bir sözleşme imzalandı. Temsilciler ‘işçilere soralım, kararı öyle verelim’ dedikleri noktada sandık kurulmadan genel merkez yöneticileri sözleşmeyi imzalamıştı bile…
**
Özetlersek;
-CHP’nin AK Parti iktidarının ücret politikasına karşı alternatif olarak yürüttüğü “belediyelerde yüksek ücret politikası” sürdürülemez bir hale gelmiş ve iflas etmiştir.
-Artı değer üretmekte zorlanan, İller Bankası ve büyükşehirin vereceği katı atık bedellerine bel bağlayan belediyelerde bir sonraki TİS süreci çok daha zor geçecektir.
-DİSK’e bağlı Genel-İş, sınıf sendikacılığından tamamen uzaklaşmış ve ücret sendikacılığına kendisini evriltmiştir. ‘D’si bence silinmelidir.
-Genel-İş, delege ağalığı ile yönetilen, CHP’nin arka bahçesine dönüşen ve kapalı kapılar ardında anlaşmalar yaparak işveren ile iş tutan bir yapıya bürünmüştür.
-Temsilciler-şube yönetimi-genel merkez bütünlüğünde bozulmalar yaşanmıştır.
--Delege sistemli seçim sebebiyle Buca’daki işçi ile Konak’taki işçiyi, Çiğli’deki işçi ile Karşıyaka’daki işçiyi birbirinden ayıran bir sistematik kurulmuştur ve bu sürdürülebilir bir durum değildir.
-CHP’li belediyelerin “silkelendiği” ve baskı altına alındığı bir ortamda DİSK, bunu bir kenara atmış ve başta Konak olmak üzere zor durumdaki belediyeleri daha da zor duruma düşürmüştür. Bir nevi CHP’li bazı belediyeleri, Erdoğan ile birlikte DİSK de silkelemiştir. Genel-İş burada her belediyede eşit bir tutum alsaydı belki de bu yazıyı hiç yazmayacaktım. Bir yerde yüksek talep istenirken başka ilçelerde arka planda anlaşmalar yapılmıştır. Dert tamamen delege ağalığı… Örneğin Konak Belediyesi’nin SGK’ya devretmeyi kararlaştırdığı taşınmazları SGK almazsa belediyenin maaş ödeyemez bir hale düşeceği biliniyor. Yarın maaşlar ödenmez hale geldiğinde sonuç yine grev olacaktır.