Aralarında Han Tiyatrosu’nun da bulunduğu çok sayıda tiyatro “İzinsiz olarak eğitim öğretim faaliyetinde bulunmak” iddiası ile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği gerekçe gösterilerek para cezasına çarptırıldı ve binaları mühürlendi. Mühürlenen tiyatrolardan biri de Han Tiyatrosu. Konak Belediyesinden gelen zabıtalar 10 Temmuz’da yapılan tebligata istinaden Alsancak’taki binayı mühürledi. Aynı gerekçe ile mühürlenen tiyatro sayısı dokuz.

İzmir Tiyatroları Derneğinin konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada tiyatro atölyelerinde Milli Eğitim Bakanlığı uhdesinde düzenlenmesi gereken bir eğitim verilmediğine dikkat çekilerek, buna dair bir yasal mevzuat da bulunmadığı belirtildi. Atölyelerdeki faaliyetlerin tiyatroların kendi oyuncularına yönelik ve sahneleyecekleri oyunlar için gerekli çalışmaları içerdiğine değinilen açıklamada “CİMER şikayetleri üzerine yürütülen işlemlerde, ihtaren süre verme de dahil olmak üzere, tiyatrolar lehine herhangi bir yasal hak gözetilmediği gibi, üstelik ‘şüphe’ gibi, ‘düşünülmektedir’ gibi yaklaşımlar ile tiyatroların kapatılması endişe vericidir. Tüm bu süreçlerde, derneğimiz üyesi olsun veya olmasın bu işlemlere tabi tutulan her bir tiyatronun ve tiyatro emekçilerinin yanında olacağımızı beyan ederiz” denildi.

Mühürlenen Han Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve İzmir Tiyatroları Derneği Başkanı Rüçhan Gürel, Evrensel Gazetesi'nden Emine Uyar'a açıklamalarda bulundu. Devlet tiyatrolarından emekli bir tiyatro sanatçısı olan Gürel iki okul müdürünün müfettiş olarak görevlendirilerek tiyatroya geldiğini ve “Sizin burada eğitim verdiğinize dair şikayet var” dediklerini belirtti. Özel Eğitim Kurumları Kanununun gerekçe gösterildiğini ifade eden Gürel “Biz bir tiyatroyuz ve oyun hazırlıyoruz. Oyuna ön hazırlık süreci var, provalar var. Örneğin mizansen çalışmaları, akış provaları, genel provalar yapılıyor. Sonra oyun seyirci ile buluşuyor. Bunu eğitim olarak kabul ediyorlar” dedi.

2025 yılı ocak ayında yayınlanan, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e dayanılarak sadece tiyatrolar değil, kişisel yaşam koçları, psikologlar gibi kesimlere yönelik de haklarında gerekli işlemin yapılması, bütün bu faaliyetlerin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde olması düşüncesi bulunduğunu dile getiren Gürel, “Halbuki güzel sanatların bağlı olacağı yer Kültür Bakanlığı olmalı. Burada yasal düzenleme eksiği var” dedi.

İzmir Tiyatroları Derneği olarak toplantı yapıp ortak bir fikre vardıklarını belirten Gürel, “Biz Kültür Bakanlığının veri tabanına kayıtlı tiyatrolarız. Milli Eğitim Bakanlığı ile herhangi bir bağımız yok. Üstelik sahnelediğimiz oyunlar için çalışma yaparken ‘Size sertifika vereceğiz’, ‘İş bulma garantisi veriyoruz’şeklinde bir söylemimiz de yok” dedi. Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun her şeyi eğitime sokabilecek şekilde düzenlendiğini belirten Gürel “Ben size tavla ya da satranç oynamasını öğretirsem bunun için Milli Eğitim Bakanlığından izin mi almam gerekecek?​” diye sordu.

"Bir nevi operasyon"
Tiyatroların kendi alt yapılarını oluşturmak üzere çalışma yürüttüklerini dile getiren Gürel, “Ben niçin dört sene Mimar Sinan Konservatuar’da okudum? Niçin pedagojik formasyonum var? Neden 30 yıl Devlet Tiyatrosunda çalıştım? Bir edebiyat öğretmeni de çok kıymetli ama benim yaptığım işlere dair karar verebilir mi? Oyuncu yetiştirmek benim işim” dedi.

CİMER’e başvuruların aynı kalemden çıkmış gibi yapıldığını dile getiren Gürel “Bir nevi operasyon yapılıyor. Tiyatro oyuncusunu tiyatrocular yetiştirir. Bırakın güzel sanatlarla güzel sanatlar ilgilensin. Ama o çuvalın içine sokmaya çalışıyorlar. Kültür Bakanlığına yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Ama bizim koruma kalkanımız kim?​” diye sordu.

Özel tiyatrolara tacir gözü ile bakıldığını ve sorunun buradan doğduğunu dile getiren Gürel, “Aslına bakarsanız biz kamu hizmeti yapıyoruz. Tiyatrodan kim para kazanmış? Herkes cebinden koyuyor” dedi. Avrupa’dan örnek veren Gürel “Orada oyunculara, yönetmenlere devlet şunu söylüyor: Size burayı veriyoruz, dayayıp döşüyoruz. Gerekli koşulları sağlıyoruz, iki yıl sizden vergi almayacağız, elektriğinizi, suyunuzu her türlü giderinizi biz ödeyeceğiz. Elde edeceğiniz gelir de sizde kalacak. İki sene sonra yeniden görüşürüz, yeter ki bize oyuncu yetiştirin. Burada ödül görmediği gibi bir de 550 bin lira para cezası kestiler” dedi.

"Babam mezarından kalkar"
Uygulanan işlem ile ilgili İdare Mahkemesine dava açtıklarını dile getiren Gürel, kendilerine Milli Eğitim Bakanlığına bağlanma teklifi yapıldığını ifade etti: “Milli Eğitim Bakanlığına bağlandığınız anda bu binada ikinci bir ticari faaliyet yapma şansınız kalmıyor. Sahneniz olacak ama oyun oynayamayacaksınız. Ancak çıkıp başka salonları kullanacaksınız. Kendinizin olan yeri kiralayamazsınız bile. Bunu kabul edersem babam mezarından kalkar iki tane çakar tekrar geri yatar” şeklinde konuştu.

Rüçhan Gürel aynı zamanda sinema oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Ünal Gürel’in oğlu. Herşey bir tarafa babasının anısına ve mücadelesine saygısızlık edemeyeceğini ifade eden Gürel, “Babam İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosunda idi. 12 Eylül’de Celile Toyon, Mustafa Alabora, Ersan Uysal gibi isimler 1402’den uzaklaştırılmıştı. Babamın üye olduğu bir kooperatifi, dört de çocuğu vardı. Borca girmemek için emeklilik dilekçesi verdi. Benim bütün devlet tiyatrosu maaşlarım, ikramiyelerim bu tiyatroya aktı. Şimdi mühürlendi. Bu sadece bir tiyatronun meselesi değil açılan dava bütün tiyatrolar için olumlu ya da olumsuz emsal olacak” dedi.

Kaynak: Evrensel