Metehan UD / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde binlerce işçinin dört gözle beklediği yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ediyor.

Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEM-SEN) yetkilileri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları öğleden sonra ise İZELMAN'da örgütlü Genel-İş İzmir 1 ve 3 Nolu Şube yöneticileri ile bir araya geldi.

Oturumda temsilci izinleri ve disiplin cezaları ile ilgili maddeler geçerken parasal maddelerde anlaşma sağlanamadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzde 26’luk zammı yeniden masaya getirirken sendika bir kez daha teklifi reddetti.

ANLAŞMA YOKSA GREV
TİS sürecinin tıkanması üzerine Genel-İş grev kararını asmış ve anlaşma olmazsa 29 Mayıs 2025 tarihinde greve çıkılacağını ilan etmişti. 1 hafta içerisinde anlaşma sağlanmazsa başta ESHOT hatları duracak.

Bayraklı'da ilaçlama seferberliği!
Bayraklı'da ilaçlama seferberliği!
İçeriği Görüntüle

Sendikadan devir tepkisi: Bunun adı eylem kırıcılık! - Ege'de Sonsöz

TOPAL: GREVSE GREV
Genel İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal "Masada kalan 18 maddenin 16’sı ücretlerle ilgili ve bize önerdikleri yüzde 26,19’luk teklifi hepsine öneriyorlar. Bu yıl TİS’in şeklini şemalini değiştirdiler. Böyle bir TİS bizim anlayışımızda yok. Bizim bunu kabul etme şansımız yok. Geçtiğimiz gün Başkan Tugay’ın sendikaya yaptığı iyi niyet ziyaretinde kendisine de anlattık. Greve 5-6 gün TİS’in 20 maddesini greve taşımak akıl karı bir şey değil. Belediyenin ekonomik sürecini anlıyoruz. Bunu hepimiz hissediyoruz. Destek çıkmaya çalışıyoruz. Ücretler konusunda mutlaka düzeleceğiz. Hep böyle gitmeyecek. Biz de biliyoruz. Adını ne koyarsanız koyun ağır saldırılara rağmen zammı bekliyoruz. Burası bizim ekmek teknemiz. Ama kapılar kapalı. İZELMAN’da tarihinde ne grev yaşandı ne de böyle bir TİS yaşandı. Biz adım atıyoruz ama onlar duruyor. ‘Sen bir adım daha at’ diyorlar. Karşılıklı adım atarak bu sorunu çözersiniz. Böyle bir anlayış yok. İstediğimiz rakamlar noktada. Biz bu rakamları belirlerken belediye zora sokmak için istemedik ki. Biz bu rakamları CHP’nin açıklamış olduğu ücret politikası üzerinden bir tablo belirledik. İktidar sırtımıza taşıyacağımızdan daha fazla yük bindirdi. Hükümetin ücret politikasını sadece masada eleştirmiyoruz ama masada biz bu rakamları istediğimizde ülkenin ekonomik şartları gerekçe gösteriliyor. Bizi bir an önce halkla karşı karşıya getirme politikasından vazgeçilmesi lazım. Bizlerin bir grev tecrübesi yok ama biz bunun altında kalacak bir sendika değiliz. Bugüne kadar nasıl bu zorlu süreçlerin üstesinden geldiysek yine geliriz. Grevse grev. 2 aydır 26.19’a takıldılar. Yahu bu şekilde TİS biter mi? Bitmez! Bizler gibi onlar da tecrübesiz. ‘İzmir duracak, ESHOT duracak, otoparklar duracak’ diyoruz. 6 aydır sürdürdüğümüz TİS’i masada bitirme derdindeyiz. Önümüzde 5-6 gün zaman var. Masadan hala ümidim var. Buradaki tabloyu görüp ümitlenemiyorum. Greve kadar bu TİS biter diyemiyorum. O masayı asla terk etmeyeceğiz. Son saate kadar masada olacağız. Buradayız ama ben masada olumlu tabloyu çıkaramadım. Herkes kendini ona göre ayarlasın. Biz ekmeğimizi büyütmenin kavgasını sonuna vereceğiz. Bize bu kötü gidişatın faturasını kesmekten vazgeçsinler” dedi.


Büyükşehir'de maaş ve TİS krizi... İşçiler yarım gün iş bırakacak! - Ege'de  Sonsöz

YILMAZ: GREVDEN KORKMUYORUZ
Genel İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz “19 Mayıs’ta İzmir’de milyonlar ‘hak-hukuk-adalet’ dedi. CHP’nin kalesi olduğu İzmir’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde hak-hukuk-adaleti istiyoruz. Biz emek veriyoruz arkadaşlar. İşveren grevden kokmuyorsa biz de korkmuyoruz. Bu TİS masasına oturduğumuzda bu işin hakkını vereceğiz. 30 gün çalışıp 1 gün maaş alıyoruz. Bize SGK, vergi borçları diyorlar. Zaten onları da ödemiyormuşsunuz. Ödemediğimiz vergilerin sıkıntısını biz çekmeyeceğiz. Öyle bir dünya yok. Eşitliği sağlayana kadar alandayız. Biz de grev tecrübesi edineceğiz. Bu dönem farklı bir dönem. Hiç kimse korkmuyor. Ücretlerimizi taksitle alıyoruz. Bizi halkın önüne attılar. Biz aynı yerde çalışıyorsak, aynı işi yapıyorsak eşitliği sağlayana kadar masada mücadele edeceğiz. Masada bitmezse 28 Mayıs gecesi üzerimize düşeni yapacağız. Buradan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin basın danışmanına bir kez daha söylüyorum. Halkla-işçileri karşı karşıya getirmeye gerek yok. İzmir vatandaşını yanıltmaya bırakın. Biz istediğimizi vatandaşa tek tek anlatıyoruz çünkü siz vatandaşları görmüyorsunuz. Biz gün boyu vatandaşlarla iç içeyiz. O yüzden yalanlara gerek yok. Biz ne istediğimizi biliyoruz. ” ifadelerini kullandı.

Gene İş İzmir 3 Nolu Şube konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

2025 yılı başından itibaren süregelen toplu iş sözleşmesinde artık son hafta içerisindeyiz. Aylardır süren görüşmelerimizde emeğin temsilcileri olarak sınıfımıza yakışır şekilde iyi niyet gösterdik. Çünkü masanın diğer tarafında oturanları işveren olarak değil, ekmek kapımızın temsilcileri olarak gördük. Ancak ne yazık ki görüşmelerimiz belli bir noktadan sonra tıkandı. Elbette bunun en önemli sebebi, şu an tüm yurttaşlarımızı sıkıntıya sokan yüksek enflasyondur. Ama tıkanıklığın tek sebebi bu durum değil. Masanın diğer tarafından oturanların İZELMAN emekçileri olarak bizi, yine bizimle aynı işi yapan diğer mesai arkadaşlarımızın altında bir ücretle çalıştırmak istemesidir. Biz, bugüne değin mevcut enflasyonun yarattığı ağır koşulların İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni nasıl etkilediğini biliyoruz. Hükümetin silkeleme politikasıyla belediye bütçesine ne kadar yük bindirildiğinin de farkındayız. Kaldı ki bu durumları bildiğimiz için biz, emekçiler olarak üzerimize düşen fedakarlıkları fazlasıyla yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Ama eğer bu iyi niyetli tavrımız, bizimle aynı yapan mesai arkadaşlarımızdan daha düşük ücretle çalıştırılabileceğimiz izlenimi yaratıyorsa ve bu durum bize dayatılıyorsa, bu durumda gerekli duruşu da sergileriz.

Biz sürekli olarak eşit işe, eşit ücret dedik. Belediye bütçesinin tamamı bize tahsis edilsin demedik. Öyle bir tavrımız asla olmadı. Biz sadece insanca yaşayacak bir ücret talep ettik. Ama bugüne kadar olmadık rakamlarla, bizim bile hayal etmediğimiz rakamlar konuşuldu. Üstelik bu rakamları konuşurken, resmi kıyafetle iş yapmak zorunda olan arkadaşlarımızın kıyafetlerini dahi bu rakamlara dahil ettiler. Bizi bıkmadan usanmadan vatandaşla karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Kamuoyu nezdinde olmadık algılar yaratmaya çalıştılar. Oysa bizim bir gerçeğimiz varsa o da maaş günü bankamatikten çektiğimiz tutardır. Bugün en küçük esnaf bile yanında çalışan personelinin SGK primini ve vergisini öderken, bu rakamlar sanki bizim cebimize giriyormuş gibi lanse edilmesi en basit deyimle samimiyetsizliktir.

Ayrıca biz kararlı adımlarla adım adım greve giderken, alaylı gözlerle durumu izlemeyi tercih ediyorlar. Aslında biz bu görüşmelerin masada tamamlanmasından yanayız. 28 Mayıs gecesine kadar da bu yöndeki tutumuzu devam ettireceğiz. Fakat bu tutumuz gerekli karşılığı görmezse bu işin şakası olmadığını, 29 Mayıs sabahı bin 300’den fazla otobüs sefere çıkmadığında, bine yakın aracın bulunduğu otoparklar çalışmadığında, binlerce çocuğun eğitim gördüğü 23 tane anaokulu çalışmadığında, kısacası İzmir’de hayat durduğunda hep birlikte göreceğiz. Bu yöndeki hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Gerekli görevlendirmelerimizi yaptık ve son aşamaya geldik. Yine söylüyorum biz kimsenin hakkını değil, emeğimizin hakkını istiyoruz, eşit işe eşit ücret istiyoruz. Kısacası, meydanlarda sürekli dillendirilen hak, hukuk ve adalet istiyoruz. Son olarak şunu ifade edeyim, biz de bu kentte yaşayan vatandaşların bir parçasıyız, İzmirlilerin emek mücadelesi verdiğimizin, ekmek mücadelesi verdiğimizin farkında olduklarını biliyoruz ve bu mücadelede yaşanacak olası sıkıntıların sorumluluğunun bizim değil, bize emeğimizi vermekten imtina edenlerin olacağını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.