EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de gündeme dair değerlendirmelerde bulundular.
Programın gündeminde İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin eylemleri ve işten çıkarmalar konusu vardı.
İŞTEN ÇIKARILACAKLARIN SAYISININ 3 BİNİ BULACAĞI KONUŞULUYOR
Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK arasında bayram öncesinde grev ile sonuçlanan süreç yaşandığını hatırlatarak, “Pazarlık oldu, eylem oldu, yüzde 50’lik bir oranla toplu sözleşme kabul edildi. Onun ardından Büyükşehir Başkanı Cemil Tugay, sendikayla, fazla maaş talebine karşı çıkınca, İzmirlilerin kendisine sahip çıktığını gördü. Dedi ki, İzmirliler benim arkamda, aldığım kararları kararlı bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğim. Bir maaş skalası ve personel tablosu, diğer taraftan da ekonomik gelişim ve mali hesaplamalar yaparak istihdam politikasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yeni sözleşmede yüksek zam talebinizden vazgeçin, yoksa 1000’den fazla kişiyi işten atacağım, dedi. İlerleyen zamanda bu rakamın 2 bin, 3 bini bulacağı konuşuluyor. İşten çıkarmalar, tebligatlar başladı” dedi.
YÜZDE 49 OYU ALAN DA CEMİL TUGAY, 4 YIL SONRA HESAP VERECEK OLAN DA CEMİL TUGAY
Ümit Yaldız ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tebligatların başlaması, şakamız yok, demek anlamına geliyor. DİSK ile yürütülen sürecin başında, 1030 kişinin işten çıkarılması konusunun kararı alınmış, SGK’ya bildirilmiş. İşçi haklı. İşini doğru yapan işçinin yaşayacağı travma büyük. Belediyeye bakıyorsunuz, belediye de haklı. Belediye başkanı da haklı. Ben bu maaşı verirsem, iş barışını bozarım, adalet sergileyemem, diyor ve sendikaya yeni sözleşme dayatıyor. Büyükşehir Başkanı olarak buna hakkı vardır. 5 senenin sonunda Cemil Tugay, sen maaşları verebildin mi diye sormayacak, üstgeçit yaptın mı, yol yaptın mı diye soracaklar. Gerçi bugün maaş ödeyebilen başkanları başarılı olarak kabul ediyoruz ama iki sene sonra, bunlar maaş ödemekten başka bir şey yapmadı diye muhalefet tarafından eleştirilecek. Dolayısıyla yumurta küfesi Cemil Tugay’ın sırtında. Yüzde 49 oyu alan Cemil Tugay’dır. 4 sene sonra hesap verecek olan da Cemil Tugay’dır. İzmirli ile grev sürecinde kurduğu güçlü bir bağ var. Belediyenin parasını korumaya çalışan bir başkan profili görüyoruz. Gerekirse İzmir’in çöpünü kendi elleriyle kaldırma niyeti olan bir başkan profili var. Bu da İzmirlilerden destek gördü. Bu destek, bir adım daha ileriye gider mi, bilemiyorum ama doğru yerde durduğunu düşünüyorum.
SENDİKA ‘BU SENE FEDA YILIMIZ’ DESEYDİ HALK KAHRAMANI OLURLARDI
Sendika, bu noktada, biz de biraz fedakarlık yapalım demeli bence. Belediye başkanı, bu indirimleri yaparsanız, işçi çıkarmayı durdururuz diyor, net konuşuyor.
Tüm bu yaşananlar, özel sektörün iş barışını da tehlikeye soktu. Özel sektörde çalışanlar, diyorlar ki, belediyede çalışan, işe devam primi alıyor, rapor almadığı için prim alıyor, ben de isterim. Bir kere böyle abuk sabuk maddeleri kaldırmak lazım. Sonuç itibariyle belediyede 30 bin kişi çalışıyor belki ama İzmir’de farklı yerlerde çalışan 1 milyondan fazla işçi var. Zamanında punduna getirilmiş, toplu iş sözleşmesine böyle bir şey konmuş ama kesinlikle kaldırılması lazım. Bugünün koşulları, bunu gerektirmiyor. Belediyeyi silkeleme operasyonu var, bunu herkes görüyor. Böyle bir talimat dururken, belediyenin bütçesi taleplere yetmezken, sendikanın hala attığım imzadan geri adım atmam demesi halinde Cemil Tugay, 1030 değil, 5 bin 30 işçiyi işten çıkarsa, İzmir halkı onun arkasında durur. Siz o anlaşmayı yaparken, silkeleyin talimatı yoktu. Bu sene bizim feda yılımız olsun, seneye durumlar iyi olursa telafi ederiz dese sendika, o zaman sendika halk kahramanı olurdu. Aynı işi yapıyoruz, ikimiz de çöp topluyoruz; Türk-İş’li 180 lira alıyor, DİSK’li 80 lira alıyor! Bu çalışanların zoruna gider bir kere. İş barışını sağlamak gerekir tabii ki.”
DÖNEMİN GENEL SEKRETERİ BARIŞ KARCI İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPMIŞ
Gazeteci Fatih Yapar, seçimden önce Tunç Soyer’in imzaladığı toplu sözleşmeden Cemil Tugay’ın bilgisi olduğunu söylerken, Başkan Cemil Tugay’ın döneminde işe 1900 kişinin alındığını açıkladı:
“Geçmiş dönem İzmir Milletvekili Tacettin Bayır diyor ki, işçinin bir suçu yok. Ancak suçlu aranacaksa, sendikanın kullandığı üslup ve eski başkanın seçime 5 gün kala yaptığı zam irdelenmelidir. Cemil Tugay, seçim öncesi Tunç Soyer sözleşmeyi imzaladı, bombanın pimini çekip benim kucağıma bıraktı, diyor. Tugay ayrıca, fark çok yüksek oldu, biz bunun ceremesini çekiyoruz, dedi; Soyer’i sorumsuzlukla suçladı, aymazlık olarak değerlendirdi.
Geçen haftaki meclis toplantısında, Cemil Tugay’ın bu konudan bilgisi vardı, iddiası ortaya atıldı. Cemil Tugay aday olduktan sonra Hamza Dağ ile makas kapanmıştı, panik olmuştu ve bir an önce bu sorunun halledilmesiyle ilgili temas kurduğu isimler var, kendi ifadesiyle. Dönemin Genel Sekreteri Barış Karcı ile telefon görüşmesi yapmış, sözleşmeyi imzalayın, sıkıntıya girmeyelim, diye. Oran nedir, sözleşmenin maddelerini bana gönderin, bir bakayım; yarın başkan olduğumda sorun yaşar mıyım demesi gerekirdi ama o atmosferde bu adımları atmamış olabilir. Nitekim bunları bilmediğini ifade etti. Sayın Başkan, doğrudan sorumlu olmasa bile o toplu sözleşmeden haberinin olduğunu kamuoyu öğrenmiş oldu.
FİŞLEME, SÜREK AVI, ADAM TAKİBİ VAR
Gelelim işçi çıkarma meselesine. 1030 işçinin 800’ü İZDOĞA’dan, 100’ü İZBETON, 100’ü de İZULAŞ’tan. Cemil Tugay, baştan beri, Soyer bana enkaz bıraktı, diyor. O zaman, Soyer dönemiyle ilgili bir çalışma yapmak lazım. Başkan, göreve geldiğinde de, benim adaylığım açıklandığı halde işçi alımına devam edildi, demişti. Kampanya yürütürken işçi alındığı iddiasında bulundu. 3 yıllık, 17 yıllık çalışanlar da var işten çıkarılan. Bu doğru bir şey değil. Hakkaniyete, adalete uymuyor. İzmirliler, Cemil Tugay’a destek verirken, Başkan bu devam ettirmek zorunda ve şunu yapması gerekiyor: Cemil Tugay’ın aday ilan edildiği takvim belli; 29-30 Ocak 2024… Mazbatayı 5 Nisan’da aldı. Seçimden sonra, mazbata alınıncaya kadar işe alınan belki 1000 kişi var. Hikaye burada. Bir yıl önceki kurultaya gidin, onu da takvim olarak belirleyin. Tuhaf gerekçelerle belediyeye yıllarını vermiş insanlar işten çıkarıldı. O dönemin genel müdürünü çok seviyordu, bugünkü genel müdürü sevmiyor, onu işten atalım! Fişleme, sürek avı, adam takibi var. İşten çıkarılacakların listesini kim çıkardı? Başkan, kendi döneminde 1900 kişinin işe alındığını söyledi. Alımlar devam ediyor, 2 bini geçti. Kalifiye eleman aldık diyor ama öyle değil.”
TUGAY DÖNEMİNDE İŞE ALINAN 1000 KİŞİYİ ANLAMLANDIRMAK MÜMKÜN, ANCAK…
Ümit Yaldız ise bu konudaki görüşlerini şu sözlerle dile getirdi:
“Seçim öncesi işe alınmış olmak da o insanı işten çıkarmak için tek gerekçe olamaz. Doğru yere alınmışsa, sorun yok. Başkan Cemil Tugay’ın DİSK’le yürüttüğü süreçte bazı aydınlanmalar yaşadığını düşünüyorum. Karşıyaka’daki günlerinden bugüne yaptığı hatalarla da yüzleşti bence. Öğreniyor ve öğrenme süreci devam ediyor. Cemil Tugay’ın öyle ya da böyle, geçmiş başkanların ve kendisinin yaptığı hatalardan da ders çıkararak, bundan sonra hatalarını minimize etmek istediğini düşünüyorum. En azından İzmirli bir vatandaş olarak buna inanmak istiyorum. EYT süreciyle beraber ciddi sayıda emekli olanlar var. Buradan boşalan alanlara yeni personel almak zorunlu olabilir. Cemil Tugay döneminde alınan 2 bin kişinin 1000’ini bu noktada anlamlandırmak mümkündür. Fakat diğer 1000’inde Kadın Kolları, Gençlik Kolları, İl kongrelerinin etkisi olmuş mudur? Karşıyaka’dan ekibiyle gelme işi abartılmış mıdır? Bunun özeleştirisinin yapılması lazım.
TUGAY, HAKKANİYETTEN UZAKLAŞIRSA KAZANDIĞI HER ŞEY KAYBOLUR
Cemil Tugay, son düzlükte İzmir halkının dikkatini çekti, alkışlandı. Halkın desteğini ilk kez hissetti. Bu güzel bir şey. Bunun altını sağlıklı bir şekilde doldurursa, Cemil Tugay, kendi siyasi markalaşma sürecine yönelik adımlar atabilir. Ama işten çıkarmada fişleme, hakkaniyetten uzaklık söz konusu olursa, bugün kazandığı ne varsa hepsini kaybeder. O zaman iş başka noktaya gider. Siyaset, nankör bir iştir. Bir yanlış, 100 doğruyu götürür. Sağlıklı bir liste oluşturulması gerekir. Mesela yılın 6 ayı rapor kullanan biriyle yollarını ayırabilir. Şunu diyebilir Cemil Tugay; 2 bin arkadaşla yollarımızı ayırmak zorundayız, bu arkadaşların iş bulması için bir birim kurduk; sanayicilerle irtibata geçip onlara iş sağlayacağız! Ayrıca, yeniden işçiye ihtiyacımız olduğunda, işten çıkardığımız bu arkadaşlara öncelik tanıyacağız diyebilir. Şahsileştirilmiş bir işten çıkarma listesi hazırlanıyorsa, orada handikap ortaya çıkar. Cemil Tugay’ın özellikle dikkat etmesi gereken yer burasıdır. Liyakatten, adaletten şaşılmamalı. Bir liste çıkarılmalı.”