7 yıl önce işkenceyle öldürüldüğü ortaya çıkan işadamı Sezai Özden’’in ailesi, ’“hile ve tehditle hisse senetlerinin ele geçirilmesinin iptali’” için dava açıyor’…’
İZMİR - İzmir'de yaklaşık 7 yıldır kayıp olan ve polisin düzenlediği operasyonda öldürüldüğü ortaya çıkan iş adamı Sezai Rahmi Özden'in ailesinin avukatlarından Mürsel Ünlü, iş adamının 2 milyar doları bulan servetinin çıkar amaçlı suç örgütünün eline geçtiğini savunarak, ''Hile ve tehditle hisse senetlerinin ele geçirilmesinin iptali için dava açacağız'' dedi.
İş adamı Sezai Rahmi Özden'in oğlu Süleyman Özden, aile avukatları Mürsel Ünlü, Bülent Koçar ve Hüseyin Küçük ile basın toplantısı düzenledi.
Avukat Ünlü, olayın ''iş adamının çıkar amaçlı suç örgütüne bulaşması sonrası değerlerinin ve sonunda kendinin yok edilişinin öyküsü'' olduğunu, iş adamının kaybolmasının ardından açılan ve henüz 5 yıllık bekleme sürecinde bulunan ''gaiplik davası''nın DNA test sonuçlarının mahkemeye sunulmasıyla kalkacağını söyledi.
Avukat Ünlü, şöyle devam etti:
''Ceza davasının yanı sıra aile adına üzerinde durduğumuz iki konu var. Biri, Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil tarafından Sezai Özden'in ayağından vurdurularak Say Metal'deki hisselerinin yasa dışı yollardan el değiştirmesi, diğeriyse yine Sezai Özden'in sahibi olduğu Sözer Demir Çelik ile Sözden Demir Çelik'in hisselerinin şirkette çalışan M.E. ve avukat T.T. tarafından kurulan komployla ele geçirilmesi. 2 milyar doları bulan servet, çıkar amaçlı suç örgütünün eline geçti. Borçlar Kanunu'na göre 'Hile ve tehditle hisse senetlerinin ele geçirilmesinin iptali' için dava açacağız.
Çakıcı ve Evcil, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılanıyor. Say Metal'e de Evcil'in olduğu gerekçesiyle TMSF tarafından el konularak yönetimi kayyuma devredildi. İstanbul'da 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki bu davaya müdahil sıfatıyla katılacağız.''
Yaşanan olayların aileye büyük etkisi olduğunu belirten Ünlü, ''İş adamının oğlu okulunu yarım bırakmak zorunda kaldı, evliliği sona erdi. Yaşadıkları evleri dahi icra marifetiyle satıldı. Ailenin elinde bir şey olmaması hukuken ayıptır'' dedi.
İş adamının sahibi olduğu şirketlerin içinin hilelerle boşaltılıp mal varlığının başka şirketlere kaydırıldığını iddia eden Ünlü, Sözer ve Sözden Demir Çelik şirketlerinin bugün milyonlarca lira borcu bulunduğunu söyledi.
Avukat Ünlü, olayın içinde bir de avukatın bulunmasını son derece üzüntüyle karşıladıklarını belirterek, ''Fakat avukat arkadaşın sağlık durumundan dolayı suçu onun üzerine attıklarını tahmin ediyoruz'' diye konuştu.
İŞ ADAMININ OĞLU SÜLEYMAN ÖZDEN
Süleyman Özden de 7 nesildir demirci bir aile olduklarını, babası Sezai Rahmi Özden'in de dedesinin yanında işe girerek demircilikle uğraşmaya başladığını söyledi.
Babasının, annesiyle evlenmesinin ardından da Denizli'deki fabrikanın başına geçtiğini ifade eden Süleyman Özden, şunları kaydetti:
''Babamın düzgün bir ticaret ve aile yaşamı vardı. Bize hep zaman ayırırdı. Fakat o dönemdeki adıyla Ege Metal'i almasından 5 gün sonra kurşunlanınca film koptu. O olaydan sonra neredeyse 2 yıl doğru düzgün yanımıza gelmedi ancak günde 5-6 kez telefonla arardı. Ardından da ortadan kayboldu.''
Olayın 2.5 yıl süren teknik takibin ardından ortaya çıkarıldığını öğrendiklerini, dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle inceleme yapamadıklarını ancak suç örgütü üyelerinin iç çatışmaları sonucu dinlemeye yakalandıklarını tahmin ettiklerini bildiren Özden, şöyle konuştu:
''Operasyon kapsamında tutuklanan M.E, 2000 yılında maaşlı pazarlama ve muhasebe personeli olarak yanımızda çalışmaya başladı. Babamın kaybolduğu dönemde polise verdiği ifadede, 'Atletimle Sezai ağabeyin yanına geldim, yanında takım elbise giydim' demiş. Bu doğru, babam onu giydirdi, dişlerini yaptırdı, ev sahibi yaptı.
İstanbul'da okuduğum dönemde, ailem yanımdayken şirketin muhasebecisi M.E. evimize gelip Çakıcı ve Evcil'in adlarını kullanarak, 'Aliağa kan gölüne dönecek, yoğun baskı kurdular. Ailenize zarar verecekler. Hisseleri benim üzerime devretmenizi istiyorlar. Emanetçi olacağım. Yıllardır sizinleyim, değerlerini almadan hisseleri devretmem' diyerek annem ve babam üzerindeki hisseleri kendi üzerlerine kaydırdı. Şirketin hisselerinin emanet verilmesi karşılığında bize ayda 10 ile 20 bin dolar arasında ödeme yapıyordu. Babam kaybolduktan 10 gün sonra kendisiyle görüştüm. 'Baban beni mafyanın içinde bıraktı, ben de onu arıyorum. Gerekli bedelleri ödedim, bir daha buraya gelme' diyerek, daha sonra da şirketin güvenlik görevlileri aracılığıyla tehdit ederek fabrikaya yanaştırmadılar. Muhasebeci M.E. daha sonra Foça Demir Çelik'i kurdu. Bir muhasebeci nasıl olur da böyle bir serveti yapar?''
Sezai Rahmi Özden'in kaybolmasının ardından suç örgütü üyelerinin hedef yanıltmak için iş adamının Rusya'da yaşadığını, Fransa'da olduğunu ortaya attıklarını, bazen telefonla arayıp Çakıcı ve Evcil'in adını kullanarak tehdit ettiklerini, suç örgütü üyelerince öldürüldüğünü söylediklerini savunan Özden, ''O dönem açılan telefonların takibini yaptık, sahte kimliklerle alınmış sim kartlar çıktı. Polisin operasyonu bunların doğru olmadığını, bazı kişilerin isimleri kullanılarak olayların yanlış yönlendirildiğini ortaya koydu'' dedi.
Dayısının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sınıf arkadaşı olduğunu belirten Süleyman Özden, ''Onun aracılığıyla Başbakana ulaşmaya çalıştık ancak olmadı. Daha sonra basın yoluyla konuyu Başbakan'a mektup yazacağımızı söyleyerek gündeme taşıdık ancak mektup göndermedik'' diye konuştu.





