Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı'nın da aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuklu sanıklar, Habur'dan gelen teröristlerin serbest bırakılmasına isyan ettiler. ’Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin ile dün akşam Çınar ilçesinde yol aramasında yakalanan ve hakkında tutuklama kararı bulunan Kuktel Atağ katıldı. Atağ "Habur'dan gelen teröristler serbest bırakılıyor, biz tutuklu kalıyoruz. Bu bizi rahatsız ediyor." dedi. Bu arada Cizre'de yapılan kazılarda bulunan kemiklerin hayvan kemiği olduğu tespit edildi.
DİYARBAKIR - Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin ile dün akşam Çınar ilçesinde yol aramasında yakalanan ve hakkında tutuklama kararı bulunan Kuktel Atağ katıldı.
Kuktel Atağ sorgusunda, sanık olarak değil terör mağduru olarak ifade vermek istediğini belirterek, bugüne kadar tek sabıka kaydının bulunmadığını söyledi. Kendisinin hiçbir zaman illegal bir yapılanma içerisinde yer almadığını öne süren Atağ, şöyle dedi:
HABUR'DAN GELENLER SERBEST BİZ TUTUKLUYUZ
''Ben devletime ve bayrağıma sahip çıkmak için köy korucusu oldum. Bir köy korucusu olarak kendi başıma hareket etmem mümkün değildi. Üzerime atılı suçları işlemedim. Kamil Atağ ağabeyim beni telefonla arayarak duruşmaya katılmamı istedi. Gelirken yolda durduruldum. Habur Sınır Kapısı'nda Irak'tan gelip teslim olan teröristler serbest bırakılıyor, biz tutuklu kalıyoruz. Bu bizi rahatsız ediyor. Tahliyemi istiyorum.''
Sanık Temizöz'ün avukatı Ünsal Aktaş, her duruşmada yeni mağdurların ortaya çıktığını ve bunun yargılamanın uzamasına neden olduğunu ifade ederek, ''Duruşmanın kamera sistemiyle kayıt altına alınmasını talep ediyoruz. Bizlere yönelik hakaret ve tehdit içerikli beyanlar söyleniyor. Bu konuda hassasiyet gösterilmediği taktirde Hakimler ve Savcılar yüksek Kurulu dahil gerekli mercilere şikayet yapacağız'' dedi.
Temizöz'ün diğer avukatı Mustafa Olcay Özhan ise bu mahkemenin yargılamaya bakmakla görevli olmadığını iddia ederek, görevsizlik kararı verilmesini talep etti.
Müdahil avukat Tahir Elçi ise yargılamanın kayıt altına alınması talebini kendilerinin de istediğini söyledi.
CİZRE'DEKİ KEMİKLAR HAYVAN KEMİĞİ ÇIKTI
Dava dosyasına eklenen yeni belgeler hakkında tarafları bilgilendiren mahkeme, Cizre'deki kazılarda ortaya çıkan kemik parçalarıyla ilgili Adli Tıp Kurumunun gönderdiği raporda kemiklerin ''hayvan kemikleri'' olduğunun belirtildiğini kaydetti.
Mahkeme, telefon kayıtlarının tespiti için sanıklardan son olarak kullandıkları telefon numaralarını aldı.
Duruşmada, öldürülen Yahya Akman'ın babası İsa Akman, İbrahim Danış'ın ağabeyi Abdurrahman Danış ve Abdullah Efelti'nin oğlu Mesut Efelti mağdur ve şikayetçi olarak ifade verdi. İfade veren mağdurlar, yakınlarının öldürülmesiyle ilgili bildiklerini mahkemede anlatarak, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirttiler.
Müdahil avukat Tahir Elçi, mağdurların anlatımlarının dosyadaki belgelerle uyumlu olduğunu kaydederek, ''Cemal Temizöz önemli bir kamu görevlisidir. Dosyada adı geçen ve gerçek kimlikleri bilinmeyen emniyet görevlileri Selim Hoca, Cebbar, Ramazan hoca, Yavuz ve Tuna kimdir?Bize bunların kim olduğunu söylesin. Neden bunların adlarını mahkemeye sunmuyor. Temizöz, bu kişilerin adını söylemediği sürece savunmasını inandırıcı bulmuyoruz'' dedi.
Elçi, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı bahçesinde çekildiği ileri sürülen plakasız beyaz renkli bir otomobilin fotoğrafını mahkemeye sundu.
Bu arada sanıklardan Fırat Altın (Abdulhakim Güven) söz alarak, dosyada mağdur olarak sadece avukatların bulunduğunu ileri sürerek, ''Avukatların acısı var. Bize kin kusuyorlar'' dedi. Bunun üzerine avukatlar ile sanık Güven arasında tartışma çıktı. Mahkeme Başkanı, tartışmaya müdahale ederek, yaşananları duruşma zaptına geçti.
Bu arada sanıklardan Kukel Atağ'ın söz alarak konuştuğu sırada şeker hastası olduğu bildirilen sanık Hıdır Altuğ fenalaştı. Altuğ, görevliler tarafından duruşma salonunun dışına çıkarıldı.
''KULAK KESİP, TESBİH YAPIP DOLAŞTIM''
Müdahil avukat Rıdvan Dalmış da Soner Yalçın tarafından yazılan ''Binbaşı Cem Ersever'in itirafları'' kitabında sanık Adem Yakin'den bahsedildiğini belirterek, kitabı dava dosyasına konulmak üzere mahkemeye sundu.
Daha sonra söz alan sanık Yakin, üzerine atılı suçlamalarla ilgili dosyada yeterli delilin bulunmadığını tekrarladı.
Kitapta kendisiyle ilgili yazılanlara değinen Yakin, ''Ben efsane bir adamım. PKK'da bulunduğum süre içerisinde terör makinesi haline getirildim. 22 Temmuz 1990 tarihinde Uludere Şenoba Karakolu'nda verdiğim ifademde 'PKK'da yer aldığım süre içerisinde Dilsiz Mahmut diye bilenen kişinin emrindeydim. Onun talimatları doğrultusunda hareket ederdim. Ajanlıkla suçlanan bir çobanın kafasını kıl testere ile kestim. Silahlı çatışmalarda öldürdüğüm insanların kulaklarını kesip, kaynatıp, ardından tuzlayıp tesbih yaptım. Köy köy dolaştırdım. Bu yaptıklarımın haddi hesabı yoktur. Ben bunları terör örgütü PKK'da bulunduğum esnada yaptım'' dedi.
Sanıklardan Kamil Atağ da dinlenen mağdurların bir çoğunun kendi akrabası olduğunu iafede ederek, ''Burada herkesin birbirine saygılı olmasını istiyorum. Bundan sonraki duruşmalarda hukuk dışına çıkıldığında Kamil Atağ olarak cevapsız kalmayacağımı söylüyorum. Suçsuzum ama tahliyemi talep etmiyorum'' diye konuştu.
''HER GÖREVİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRDİM''
Duruşmada savunma yapan sanık Cemal Temizöz de müdahil avukatlar Rıdvan Dalmış, Tahir Elçi ve Güray Dal'ın savunma yaparken avukatlık sınırını aştığını ve şahsına yönelik hakaret ettiklerini belirterek, söz konusu avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunmak istediğini söyledi.
Kendisinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şerefli bir subayı olduğunu anlatan Temizöz, şöyle dedi:
''Bana verilen her görevi başarı ile yerine getirdim. Neredeyse Cizre'de tüm mezarlıklardaki cesetlerden bizi sorumlu tutacaklar. O dönem PKK'ya milislik yapan kişiler terör örgütüyle birlikte bizimle çatışmaya giriyordu. Çatışmada öldüğü zaman eğer terör örgütü cesedini götürmemişse sivil vatandaş olarak kalıyordu. Ceset örgüt tarafından götürülmüşse bu sefer kayıp listesine giriyordu. Eğer gömüldüğü yerde bulunmuşsa o bölgedeki güvenlik güçleri töhmet altında bırakılıyordu.''
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarının ardından, verdiği kısa bir aradan sonra sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İSTENEN CEZALAR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''Adam öldürmek'', ''Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''Adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İddianamede, sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu'' ileri sürülüyor.
''Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı'' ifade edilen iddianamede, grubun, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.





