Tabip Odası’ndan '5 dakika' çıkışı ve ‘sivil itaatsizlik’ çağrısı: 20 dakika boyunca kalkmayın!

EGEDESONSÖZ – İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan Kaynak, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

SAĞLIKTA ŞİDDETİN BİR TERÖR OLAYI OLDUĞUNU GÖREBİLİYORUZ
Sağlıkta şiddet konusu hakkında konuşan Prof. Kaynak,“Bu konu çok kapsamlı bir sorun. Bu sağlık çalışanlarının sorunu değil, toplumun temel sorunlarından bir tanesi. Olayı sağlıkta şiddet çerçevesinde ele alamayız. Bu toplumdaki genel şiddet eğilimliğinin sağlığa terör derecesinde yansımasıdır. Biz buna sağlık alanındaki terör diyoruz. Torbalı’daki olayda hekimi bir nedenle 1,5 ay takip edip çalışma alanın dışında bir AVM’de 3 kişi bir araya gelerek darp ediyorlar. Bunun ardından kısa süre bir tutukluluk süresi oluyor ve serbest kalıyorlar. Buna baktığımızda bunun doğrudan doğruya terör olayı olduğunu görebiliyoruz. Bu tekrarlayıcı ve her gün olmaktadır. Sadece sağlık alanlarında değil her alanda bu terör olayına maruz kalmaktayız” diye konuştu.

Sağlıkçılara yönelik ücretsiz verileceği açıklanan ‘saldırganı kontrol altına alma’ eğitimi programını değerlendiren Kaynak, “Burada çok önemli iki sakat düşünce var. Birincisi hekimlerin ve sağlık çalışanlarının anayasal yaşam hakkını ben koruyamıyorum demektir. Bu bir itiraftır. Ben seni koruyamıyorum veya korumuyorum demektir. Bu sağlıkta şiddetin artmasının en temel nedenidir. Kamu yönetimi hem koruyamıyor hem sağlıkta terörü teşvik eden duruma düşüyor. Ben bir hekim olarak kendi kendimi korumak zorundaysam bunu nasıl yapacağım? Burada kamu görevlisini hekimi suça teşvik etmektedir. Sen beni devlet olarak koruyamıyorsan ve ben gidip bir kurs alacaksam bu bir suçtur” ifadelerini kullandı.

5 DAKİKADA BİR HASTA BAKMAK ÖZLÜK HAKKI SORUNUDUR
Özlük hakkı sorunu dile getirilmesi durumunda akıllara sadece maaşın gelmemesi gerektiğini belirten Kaynak, “Özlük hakları denince toplumun aklına para ve maaş gelmesin. Konuştuğumuz tüm sorunlar akla gelmeli. 5 dakikada bir hata bakımı da bir özlük hakkı sorunudur. İnsanlar durduk yere şiddete uğruyor. Sistem iyi çalışmadığı ve karşısında sizi gördüğü için  size saldırıyorlar ve siz kamu görevlinizi korumuyorsunuz” dedi.

OTURUP KALKMAYIN!
Vatandaşlara 5 dakikalık muayene süresi için çağrıda bulunan Kaynak, “Kovid döneminde kamu yönetimi değil, hekimlerin ve sağlık personellerinin fedakarlığı bu ülkeyi kurtarmıştır.  75 hasta bakmak yerine 100 bakarsan şu kadar para vereceğim gibi sayısal karşılaştırmalar son derece sakıncalı. Ben 200 hastaya bakarsam onlara sağlık hizmeti mi vermiş olacağım? Toplumumuzun buna reaksiyon vermesi azlım. ‘Beni 5 dakika da tedavi edemezsin, benim 20 dakika tedaviye ihtiyacım var, buradan kalmıyorum’ diyerek oturması lazım. Kamu yönetiminin de bu talebi dinlemesi lazım. Bu nedenle performans sisteminin bir an önce ortadan kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Sistem yeni baştan ele alınmalıdır. Sağlık hizmeti bir bütündür. Hekim sağlık sisteminin başıdır, ancak lider etrafında diğer çalışanlar ve iş arkadaşları olmadan hiçbir şey yapamaz. Hemşiresi, temizlikçisi, teknisyeni, morgcusu… Kim varsa. Hastanelerde 52 farklı meslek grubu var. Bu bir ekip işidir” ifadelerin kullandı.

KAMU YÖNETİMİ KENDİ HEKİMİNİ KORUMAKTAN İMTİNA ETMEKTEDİR
Mevcut tedavi sisteminin sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Kaynak, “Şu anda seçim düzlemine girilmiştir ve artık mevcut iktidar, kamu yönetimi bu süreç içinde sağlık sistemini ciddi bir oy kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle insanların sağlık sistemine istedikleri zaman istedikleri şekilde girebileceği suni önlemler almaktadır. Buna en net örnek. 5 dakika da bir hasta bakımıdır... Bunun adı sağlık sistemini seçimin için oy kaynağı olarak görmektedir.   Bir diğeri de hekim sayısını arttırılmaya çalışılması. Bunu yaparken bir takım maddi kolaylıklar sağlayarak yapmaya çalışıyorlar. Bu sürdürülebilir değildir. Seçim dönemi için yapılmış bir şeyidir. Bir diğeri de hekimlerin mesai sonrası tedavi yapmasıdır. Bütün bunlar sağlık sistemine yığılmaya neden olmuştur ve bu da şiddeti arttırmıştır.  Kamu yönetimi ise kendi hekimini korumaktan imtina etmektedir” dedi.

BİR KİŞİ YILDA 13 DEFA SAĞLIK SİSTEMİNE GİRİYOR
Sağlık sisteminin 20 yıl içinde uygulanan programlar ile değiştiğini vurgulayan Kaynak, “Türkiye'de sağlık sistemi 20 yıldır sağlıkta dönüşüm programına tabi tutuluyor. Bunun amacı sağlığın ticaretleşmesidir. Mevcut iktidar sağlıktan kar edebileceğini ve buradan oy kazanabileceğini görerek sağlığı dizayn etmiştir. Temel özelliği hastanın müşteri haline sokulmasıdır. Bir yerde ticaret varsa onun başarısı müşterinin çokluğu ile ölçülür. Sağlıkta dönüşüm programı topluma sağlık değil hastalık vaat eden bir programdır. Özellikle 3’ncü basamak sağlık sisteminin önünde büyük bir hasta yoğunluğu oluşturulmuştur. 1’nci ve 2’nci basama yatırım yapılmayarak bu sağlanmıştır. Sağlık sistemi ticaretleştirilmiştir. Yılda 1,3 milyar civarında insan sağlık sistemi ile temas etmektedir. Bir vatandaşımız yılda 12-13 defa sağlık sistemine girmektedir. Bunun yüzde 10'luk kısmı da doğrudan acil servislere giriş yapmaktadır. Bunlar Türkiye gibi 85-90 milyon civarı nüfuslar için inanılmaz yüksek rakamlardır” ifadelerini kullandı.

LÜTFEN MASKENİZİ KULLANIN
Kovid-19’un eski hızını kaybettiğini belirten Kaynak, “Kovid konusunda gerek aşı sayıları, gerekse kovid geçirmiş popülasyon açısından baktığımızda toplum bağışıklığını ortaya çıktığından bahsedebiliriz. Kovid kaybolmadı,devam ediyor, bir takım risk gruplarında farklı etkilerler ölümlere yol açıyor. Ancak bu ölümler farklı şekilde kendini gösterdiği için kovid ölümleri düşük gözüküyor. Risk gruplarında ölümler devam ediyor. Ancak tabii ki eski hızını kaybetti. Gözden uzak tutulmaması gereken bir husus var. Diğer viral enfeksiyonların en az kovid kadar tehlikeli hale gelmiş olmasıdır. Grip virüsleri dediğimiz virüslerin etkin olduğunu biliyoruz. Maskenin kural olarak konulmaması bu dönemde büyük bir eksiklik... Lütfen maskenizi kullanınız” diye konuştu.

İZMİR’DE HASTANELER KAPANIRSA ACİL SAĞLIK HİZMETİNDE SORUNLAR ÇIKABİLİR
Yeni hastanelerin açılmasına karşı olmadıklarını belirterek sözlerine devam eden Kaynak, “Biz tabip odası olarak hastane açılmasına asla karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz yapım süreci, yapım formülü, yer seçimi. Şehir Hastaneleri projesi 2013 yılından bu yana hayatımıza girdi ve ilk başlangıçta 34 şehir hastanesinden bahsediliyordu. Bunlar 18'e düşürüldü zamanla. 14 tanesi açıldı ve 4 tanesinin yapımı ise devam ediyor.  Bu hastane 2 bin 60 yataklı bir hastane. Dünyada artık bu kadar büyük hastane kompleksi yapılmıyor. Yapım ve işletme açısında son derece verimsiz ve pahalı. Bunlar yerine maksimum 600 yataklı hastaneler tercih ediliyor. Bu hastaneler kamu-özel ortaklığı ile yapıldı. Özel tarafına bir takım sözleşmeler ile kamu kendisini bağlamış oluyor. Kabaca çok önemli iki unsur var. Birincisi bu hastaneler çok pahalıya mal oldu. 2-3 yıllık kirası ile bu hastanenin masrafı çıkıyor. Bu hastaneler 25 yıllığına kiralandı. Ankara'da şehir hastanesi için kapatılan hastaneler vardı. İzmir’de de bu plan varsa, toplumun acil sağlık hizmetine ulaşması için sıkıntılar yaratılabilir. Büyük kompleks yapılırken şehrin dengeleri, acil ulaşımlar ve ulaşım yollarının önceden belirlenmesi lazımdı. Bu saatten sonra ne yapılır bilmiyoruz tabii ki. Büyük kentlerde genelde metro ile ulaşım sağlanır, burada da umarım bu sağlanır” diye konuştu.