EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gediz Havzası’ndaki kirlilik ile mücadele kapsamında ilk programını Manisa’da gerçekleştirdi.
Büyük Saruhan Otel'de gerçekleştirilen basın toplantısına Soyer'in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi bürokratları, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban ile parti yöneticileri, İYİ Parti Manisa Başkanı Hasan Eryılmaz ve Saddet Partisi Manisa İl Başkanı Zekai Yıldız katılım sağladı.
ACİL ÇÖZÜM GEREKİYOR
Başkan Soyer toplantıda yaptığı konuşmada "Bu toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkan olarak değil Ege Belediyeler Birliği Başkanı olarak bulunuyorum. Büyük bir kuraklık ile karşı karşıyız. Bu tehdide karşı acil çözüm gerektiriyor. Bir yandan yer altı su kaynaklarının daha derinlere çekildiğini, bir yandan nehirlerin su miktarının azaldığını, kaynakların kirlendiğini biliyoruz. Dünya iklim değişikliği nedeniyle su kaynakları konusunda sorun yaşarken yanlış tarım politikaları nedeniyle suyun yanlış kullanımı devam ediyor" dedi.
EL ELE ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ
İzmir Körfezi'nin temizliği için yoğun çaba sarf ettiklerini söyleyen Soyer, Gediz'in temizlenmemesi durumunda körfezin de temizlenemeyeceğine vurgu yaptı. Soyer açıklamasında "Gediz Nehri, İzmir’e, Ege Denizi’ne dökülüyor. Bir yandan körfez temizliği için arıtma tesisleri, ıslah çalışmaları sürüyor. Körfezin yüzülebilir olması için çalışmalar yürüyor. Ancak Gediz’in önünü kesemezsek temiz denizi sağlamamız mümkün değil. Gediz’in doğduğu yerden döküldüğü yere kadar el ele çalışmak zorundayız. İzmir dışında Gediz’in aktığı mecralarda birlikte çalışma lazım. Gediz Havzası’nda Türkiye’de tarım üretiminin yüzde 10’nu yapılıyor. Sebzenin ve zeytinin yüzde 10, üzümün yüzde 16’sı Gediz Havzası’nda yetişiyor. Nehrin temizliği ve kirliliği İstanbul’daki, Ankara’daki vatandaşı da etkiliyor. Pandemi gösterdi ki birbirimize ihtiyacımız var. Birimiz dışında kaldığımız toplu halde tedavi olmamız mümkün değil. Gediz’de de durum aynı" dedi.
Yaklaşık 1800 kilomertre alanı gezeceklerini söyleyen Soyer, "Gediz’de yapacağımız maratonda 4 günde 1800 kilometre yol yapacağız. Her noktaya girip çıkacağız. Kirlilik yaratan her yeri tespit edeceğiz. Bu maratona İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları ile birlikte katılıyor. Yerinde değerlendirme yapıp çözüm üretmeye çalışacağız" dedi.
MİLLİYETÇLİK HAMASETLE BÜYÜMÜYOR
Milliyetçilik vurgusu da yapan Soyer, "Öncelikle nehirlerimizin ne kadar kıymetli olduğunu topraklarımıza can verdiğini bilmemiz lazım. Milliyetçilik dediğimiz şey hamasetten geçmiyor. Milliyetçilik dediğimiz şey nehirlerimizi, doğamızı korumaktan geçiyor. Milliyetçilik hamasetle büyümüyor. Bu güzelim toprakları birlikte sahip çıkmamız gereken topraklar. Aksi durumda atalarımızın mirasına ihanet etmiş oluruz. Gediz giderek yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Bir bedendeki can gibi direnmeye çalışıyor. Bizim onu korumamız kendimizi korumamız, geleceğimizi kurtarmamız demek. 401 kilometrelik güzergahta nerede, nasıl tedbir alınması gerekiyor, nerede paket arıtma tesisi yapılması gerekiyor yerinde tespit yapacağız. Sorunları gidermek için çalışmalara başlayacağız. Gerektiği noktada hükmet yetkililerinden de çözüm isteyeceğiz. Yerel yöneticiler olarak bizler el ele vererek görev yaptığımız topraklarda doğamızı korumak, tarım alanlarını korumaya çalışacağız. Bu asli görevimizdir" dedi.
GEDİZ ERGENE, KÖRFEZ MARMARA OLMASIN
Doğanın korunması için her şeyi yapmaktan çekinmeyeceklerini söyleyen Başkan Soyer, "Biz bu vatanı seviyoruz, canımız gibi koruyacağız. Bu vatan için canımızı feda etmeye hazırız. Vatanımızın can damarlarının kesilmesine, kopmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda doğal kaynaklarımıza, zenginliklerimize sahip çıkmamızın bedelini ödüyoruz. Marmara’da ortaya çıkan müsilaj har burup harman vurduğumuz doğamızın, kirlettiğimiz derelerin, mahvettiğimiz Ergene’nin nehirlerin sonucudur. Bu yolculuk “Gediz Ergene olmasın, Körfez Marmara olmasın” gezisidir. Temiz deniz, temiz körfez, temiz nehirler atalarımızın mirasıdır ve biz bu mirası çocuklarımız tertemiz bırakmalıyız. Bir belediye başkanının asli görevi görev yaptığı şehrin kültürel, tarihsel, doğal zenginliklerini korumaktır. Asfalt da çöp de yol da sonradan gelir. Çünkü hepimizi bir nöbeti yerine getiriyoruz. Görev yaptığımız yerler babamızın malı değil. Nöbetin asli unsuru korumak ve sahip çıkmaktır. Bizde ağacımıza, dağımıza, nehrimize sahip çıkacağız. Bu duygularla sahip olarak hareket edeceğiz. Asıl milliyetçilik, yurtseverlik budur. Bu vatanı sonuna kadar koruyarak bizden sonraki nesillere devredeceğiz" dedi.
KANAL İSTANBUL ELEŞTİRİSİ: HESAP SORMAK ZORUNDAYIM
Kanal İstanbul Peojesi'ni de eleştiren Soyer, "Gediz boyunca yapılacak çalışmalar için mutlaka bir bütçe ayrılmasını gerekiyor. İlave kanalar, paket arıtmalar yapılması gerekiyor. Bunlar sır değil, devletin bildiği gerçekler. Neden yapılmıyor? Tercihler başkan yönde de onandan. Bu kaynağı buraya değil de Kanal İstanbul’a ayırırsanız bunun hesabını sormak mecburiyetindeyiz. İzmir Körfezi, Türkiye’de üretimin yüzde 10’unu yapan Gediz Havzası kirleniyorsa ve siz bu kaynağı Kanal İstanbul’a ayırırsanız bunun hesabını sormak zorundayım. Niye oraya, buraya değil? Bizim 1800 kilometrelik maratonumuzda çok daha fazla sorun tespit edip çözüm için kafa yoracağız. Çözümleri teker teker üreteceğiz. Kimseyi çaresiz bırakmayacağız. Biz varız gereğini de yaparız" dedi.