Oktay GÜÇTEKİN/ EGEDESONSÖZ - İzmir’de 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihinde gerçekleştirilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi politikalarının belirleyen İzmir İktisat Kongresi’nin 100’ncü yıl dönümünde kongrenin yeniden düzenlediği İzmir İktisat Kongresi start aldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açılış konuşmaları ile başlayan kongrenin ilk gününde kürsüye gerçekleştirmesi sonrası kürsüye Ekonomiden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Işın Çelebi çıktı. Konuşmasını gerçekleştiren Çelebi, kongrenin önemine dikkat çekti.
TÜRKİYE’NİN KADINLARA SAHİP ÇIKMASI LAZIM
Geçmişten önerilere vererek Türkiye’nin mevcut durumunu değerlendiren Çelebi, “"Biz deprem sonrası yeni iktisat politikasına ihtiyaç var mı yok mu onu tartışmak istiyorum. Bu kongrenin 1923’deki iktisat kongresi ile benzerliği beni çok etkiledi. 1922 yılında Atatürk ve İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak bir toplantı yapıyorlar. Atatürk diyor ki arkadaşlar biz baskın bir taarruz planlamamız lazım ve yapmamız lazım. ‘Bunu nasıl yapacağız’ ve ‘birinci orduyu Yunan kuvvetlerin arkasında geçirmek’ istiyor. Bunu düşününce demir yoluna ihtiyaç var. Hiç olmayan bir demiryolunu kurmak için düşünüyorlar. Behiç Bey'i çağırıyorlar TCDD Genel Müdürü'nü ve karar veriyorlar yeni bir demiryolu yapacaklar. Kadınlar günde 20 saat çalışarak bu rayları döşüyorlar. Atatürk demiryolunu kullanarak büyük taarruzu başlatıyor. Bu zaferde kadınların emekleri var. Türkiye'nin bunu görerek Afganistan'daki , Suriye'deki kadınlara sahip çıkması lazımdı. Depremdeki çürümüşlük, sistemdeki çürümüşlüğü gösteriyor. Biz bu toplantıyı yaparken 6 Şubat'ta yaşadığımız olayların bir nevi değerlendirmesini yapacağız” dedi.
YÖK EĞİTİM SİSTEMİNİ FRENLEYEN BİR SİSTEM DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA
Mevcut sistemi ‘çürümüş’ olarak değerlendiren Çelebi, “Bu çürümüşlük karşısında çok geç müdahale etmekten tutun, birçok konuda aktif girişim yapılmadı, eğitim sisteminin yap boz tahtasına dönmesi bu çürümüşlüğünün göstergesi. Yeterli hazırlığın yapılanması bir rastlantı değil, çürümüşlüğün sonuncu. Bu bağışların dekontları ile gösterilmesi gerekiyor. Yönetim demoralize olmuş durumda. Neden yeni iktisat politikasına ihtiyaç var? Zaman çok önemli. Yeni iktisat politikasında en önemli nokta teknolojinin gelişmesi ile hızlı karar alma ve uygulama anlayışının gelişmesi. Türkiye yeni iktisat politikasında mevcut uygulanan çağ dışı politikayı bir kenara bırakıp, enflasyon ve para politikalarını disiplin içinde yürümesi gerekiyor. Ancak mevcut yapı yeni iktisat politikaların uygulanmasını da engelliyor. Merkez bankası bağımsız değil. Hemen bağımsızlığın sağlanması lazım. Demokrasi, hukuk ve adalet çalışmıyor. Bunların işletilmesi lazım. Adalet ve hukuk iyi çalışmazsa, ekonominin iyi çalışmasının imkanı yok. Bizim mutlaka ek bütçeye ihtiyacımız var. Deprem bölgesinde de Türkiye'nin kendi giderleri için de ek bütçeye ihtiyaç var. Merkez bankasını aldığı karaların gerçekle ilgisi yok. Biz Haziran'dan itibaren Türkiye'nin gerçeklerini ve problemlerini çözmemiz lazım. Eğitim sisteminde YÖK'ün mutlak kaldırılması lazım. YÖK eğitim sistemini frenleyen bir sistem dönüşmüş durumda” diye konuştu.
AB ÜYELİĞİNDEN VAZGEÇİLMEMELİ
Yeni bakanlıkların önemine vurgu yapan Çelebi, “Siz deprem sonrası kur fiyatlarını sabit tutuyorsunuz. Bu da Türkiye'nin döviz kazanmasına engel oluyor. Türkiye tüm sorunlarını çözebilir. Çünkü genç nüfusu, tarihi birikim, su kaynakları, tarihsel birikimleri var. Biz bunları geliştirmemiz ve Türkiye’nin potansiyelini hayata geçirerek bu sorunların çözülebileceğini göstermemiz gerekiyor. Enflasyonu düşürmek parasal istikrar ve bütçe disiplini ile olur. Biz 50-55 enflasyon rakamlarını normal görüyoruz ancak bunun 10’lara indirmemiz lazım. Dünyada teknoloji hızla gelişiyor. Fiber optik altyapı döşememiz lazım ancak Türkiye Telekom'un elinde çocuk oyuncağına döndü. Depremde haberleşmeyi gördük. Bütün altyapı iflas etti. İz dijital altyapıyı geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için teknoloji bakanlığını kurmamız lazım. Böylece hem yazılım sektörünü hem dijital sektörü hem de verimlilik sağlayan bir yapı kurmamız lazım. Türkiye mutlaka insan hakları ve eşitlik bakanlığı kurmak zorunda. Türkiye AB Üyeliği konusunda tam kararlılık ile yürümeli. Bundan vazgeçmeli. Bunun için insan hakları ve uluslararası hukuka uygun hareket etmeli” dedi.