AK Partili Kaya’dan ‘Karabağlar’ çıkışı: Üniversite gelirse CHP gider!

EGEDESONSÖZ- AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, SONSÖZTV’ye konuk olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Kaya, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunarak, Cumhuriyet Halk Partili İzmir belediyelerine ve milletvekillerine ağır eleştiriler yöneltti.

Sözlerine Ankara-İzmir arasında yoğun çalışmaları olduğunu belirterek başlayan Kaya, yakın zamandaki çalışmalarına yönelik “Cezaevi Komisyonu İzmir’de, ben de onlara katılacağım. ‘Cezaevindeki hükümlü, tutukluların durumları; cezaevi şartları, bu noktadan çalışmalar nasıl gidiyor?’ konularında komisyon önemli değerlendirmeler yapacak. Geçen hafta Van’daydılar, bu hafta İzmir’deler. Önemli değerlendirmeleri var” dedi.

KONTROL ELDEN BIRAKILMAMALI
Aşı çalışmaları ve kontrollü normalleşme ile ilgili süreç değerlendirmesinde bulunan Kaya, Türkiye’nin milli gelirine oranla destek bütçesine en fazla kaynak ayıran ülkelerden biri olduğunu söyledi. Kaya, konuyla ilgili muhalefetin eleştirilerini hedef alarak şu ifadeleri kullandı:

“Geçtiğimiz yıl mart ayından beri devam eden bir süreç… Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında en iyi şekilde kalkınan ülkelerin başında geldi. Bu noktada zarar görmüş sektörlere yapılan desteğin milli gelir oranına göre baktığımızda Gayri Safi Milli Hasıla’dan önemli kaynağını ayıran ülkelerden biri oldu. Avrupa devletleri bile bu salgın sürecinde; hem yoğun bakımlarda hem de ilaç temini konusundaki sıkıntıları yaşarken, Türkiye bunları en az seviyede yaşayarak iyi bir sınavdan geçti. Zamanında çok eleştiriyordu, başta CHP Lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere şehir hastaneleri… ‘Bunlar boş kalacak, bu devasa tesisleri niye yapıyorlar?’ diye ama hep beraber gördük Türkiye’nin bu noktada AK Parti hükümeti döneminde yaptığı sağlık yatırımları ne kadar önemli olduğunu, böyle bir dönem içerisinde neredeyse yoğun bakım ünitelerinde hiçbir problem yaşamadık. Sahra hastanelerinin kurulmasına gerek kalmadı. Yoğun bakım ünitelerimiz bu süreçte kapasite artırımı yaptı. 3 aylık bir zamanda 2 tane kalıcı hastane yapıldı, vatandaşın kullanımına sunuldu. Bunlar Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gösteren önemli etkenler. Tabi hayatımızı ciddi anlamda etkiledi salgın. Artık yaraları sarıp, normalleşme noktasındayız tabi öncelik kontrol… Hafta sonları biz de vatandaşlarımızla beraber olduk, tabi bir anda da tedbirleri bırakmamak da önemli. Tamam rakamlar düşüyor ama Avrupa’da gördük tekrar çıkışlar oldu. Hemşerilerimizden en önemli ricam, kontrolü elden bırakmadan normal yaşama geçmeleridir.”

AÇTIKLARI DAVALARLA BEKLEYECEK HALİMİZ YOK!
Kaya, Karabağlar’daki üniversite alanına yapılması planlanan TOKİ toplu konut projesiyle ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karabağlar Belediyesi’nin tavrını değerlendirerek, Demokrasi Üniversitesi eğitiminin alanda bu dönem başlayacağını söyledi. Kaya, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Zamanında Aziz Bey’in ben İzmir’e TOKİ’yi sokmam inadı olmasaydı… Bugün geldiğimiz noktalarda yüzde 65’iyle plansız bir şehirde yaşıyoruz. Bir belediye Başkanı’nın kendi kentine üniversite yapılması noktasında sürekli dava açması… İstiyorum diyor da lafta istiyorum diyor. Davayı niye açıyorsun? Açma davayı! Şimdiye bitirecektik. Bitirdik aşağıyı, bu yıl öğretim yapılacak orada. Haberleri yok da… Biz orada prefabrik şekilde A’dan Z’ye ünitelerimizi de koyduk. Bunların bize açtıkları davalarla bekleyecek halimiz yok! Çünkü hemşerilerimize söz verdik. Demokrasi Üniversitesi’nin ana kampüs alanı burada olacak dedik. Bunun gereğini de yerine getirmek için, engellenince prefabrik yaptık. Bu yıl üniversitedeki öğrencilerimiz orada eğitimlerini yapacak. Git bir asfalt yap oraya, bir katkın olsun. Umurlarında değil. Engelleme! Çünkü, Karabağlar’da üniversite olursa, CHP kazanamaz. Çünkü Karabağlar’ın kültürel, sosyal gelişmesini sağlar, bundan sonra oy toplayabilme şansları kalmaz. Karabağlar büyürse CHP kazanmaz. İzmir için de aynı şey geçerli.

HAZIMSIZLIKTAN İTİRAZ EDİYORLAR!
380 hektarlık alana üniversiteyi koyuyoruz. Üst tarafında da TOKİ konutları. TOKİ konutları da 3-5 kat yapılacak, geniş yeşil alan içerisinde. Bunu çok görüyorlar benim dar gelirli hemşerilerime. Kurası çekilmiş ya. Artık cehalet açılan davalar. Sahipleri belli. Alırsın listeyi çıkartırsın bakarsın, kimlere çıkmış. Dar gelirliye yapıyoruz ya, günahtır, yazık! Kurası çekildi, yazık... Haberleri yok. 31 bin kişi müracaat etti, haberleri yok. Belediye başkanı, meclis üyeleri Allah Allah ne zaman çekilmiş bu kura diyorlar. Evraklarını koyduk, 31 bin aile… Kuraya girebilmek için dar gelirli kıstası var, herkes giremiyor. 40 bin aile dar gelirliyse Karabağlar’da 31 bini duymuş gelmiş müracaat etmiş. Sonra da 750 hemşerimiz ev sahibi olacak. Tabi biz burada çok güzel bir proje yapınca, ‘Dar gelirliler burada olmasın, zengine verelim’ diyorlar. Çünkü bunlar hep zengine çalışıyorlar. Bunların derdi zenginle. Bunlar Hatay Mahallesi’nde çalışırlar, Karabağlar’da hiçbir işleri olmaz. Karabağlar’da zaten ne yol var, ne asfalt var, ne kanalizasyon var… Bizim dar gelirli hemşerilerimize yapacağım konutları layık görmüyorlar. Biz 3-5 katlı, geniş yeşil alana çok güzel evler yapıyoruz. 380 hektarına da üniversite yapıyoruz…  Neyine itiraz edersin? Neden itiraz edersin? Hazımsızlıktan edersin! ‘Ben yapamıyorum, AK Parti yapıyor’ diye.

İHALE İPTALİ HAKSIZ BİR KARAR!
Bunların adı sosyal demokrat ama sosyal demokrat falan değiller. Dar gelirliyle işleri yok. İşi gücü İzmir’in zengin muhitlerindekilere hizmet etmek. Şurada küçücük bir merkez dışında ne ilçe ne de büyükşehiri görebilirsiniz... Bu kardeşlerimiz buradan duysunlar, şu anda açtıkları davayla; ‘Plan yok’ dediler dava açtılar, ihaleyi iptal ettirdiler. Biz onlar gibi siyasi karardır demeyeceğiz. İşerine gelmedikleri zaman bunlar, siyasi karar diyorlar… Her ne hikmetse bunların açtığı davalarda hep görüyorsunuz, bu noktada bir karar çıkıyor... Tamam durdurdun. Ben bir hukukçuyum haksız bir karar. TOKİ’nin ihale kanunundaki hakkı maddesi var, mahkeme bunu değerlendirmemiş. Bence bozulacaktır. Hukukçu olarak söylüyorum. TOKİ’nin plan olmaksızın ihaleye çıkabilme hakkı kanunen var. Biz şimdi planı da yaptık, şimdi daha önce yapılan ihalenin tasviye işlemleri sürüyor. Çok yakında bitecek. Kurada çıkmış 750 aileye ifade ediyorum; ‘O konutlar orada yapılacak! Planı da yaptık’. Artık planı da var. Şimdi gidip neyine dava açacak? Açsın durmasın, ben çok çağrı yaptım, artık vazgeçtim. Bu meseleleri mahkeme mahkeme konuşacağına gel beraber konuşalım dedim. Hiç gelmedi. Çağrımıza bir karşılık vermedi. Sen uğraş mahkemeyle. Sen davayı açarsın, biz de yapar bitiririz. Karabağlar’daki 750 tane vatandaşımızın konutlarına ilişkin ihaleyi tekrar çok kısa zamanda yapıp bitiriyoruz.

ÜNİVERSİTE, BELEDİYEYE KOLTUĞU KAYBETTİRECEK
Eğitim bu yıl başlıyor, diyorlar ki ‘Bu alan küçük’ 380 bin metrekare üniversite alanı. Demokrasi Üniversitesi şu an 8 binlerde ve  10 bin kapasiteye çıkacak. Burası 1 Dokuz Eylül, Ege değil. Bunlar çok büyük üniversiteler… Hayatlarında bunlar üniversite mi yapmış?  Bunları izah etti; Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank. Türkiye’de üniversitelere yer tahsisi yapan komisyonun içinde bir üye. Diyor ki, ‘Siz bunun neyine itiraz ediyorsunuz?’, ‘E küçük’, ‘Ya siz nereden biliyorsunuz küçük olduğunu? Üniversite mi kurdunuz? Ben bu kadar kurulan üniversitelere yer tahsisi yaptım, burası iyi, güzel, geniş de bir alan.’ Biz ne yapıyoruz? Uzundere konutlarının yan tarafına TOKİ’yi, alt tarafına da üniversiteyi yapacağız. 10 bin öğrencinin okuyacağı üniversiteyi bütün İzmir’e mi yapacağız. Bütün Karabağları yıkalım, baştan bütün bunları mı yapalım? Böyle bir yaklaşım yok! Biz yapmak için uğraşıyoruz bunlar da yaptırmamak için uğraşıyorlar. Bütün engellemelere rağmen Karabağlar’da Demokrasi Üniversitesi öğrencileri bu yıl eğitime başlıyor. Onlara inat Karabağlar’da gelecek yıl Demokrasi Üniversitesi faaliyete başlıyor. Çatlasalar da patlasalar da yapacağız dedik. Çatlayacaklar da patlayacaklar da kıskançlıklarından. Gidiyor çünkü, koltuk gidecek. Karabağlar’daki bu üniversite CHP’ye bir daha kazanamamak üzere belediyeyi kaybettirecek.”

ŞEHİR HASTANESİ 29 EKİM’DE AÇILACAK
Kaya, kurulan şehir hastanelerinin Danimarkalı bir şirkete devredildiği ve sağlık hizmetlerinin de bu şirkete verildiği iddialarına cevap verdi ve Bayraklı’da inşa edilen şehir hastanesiyle ilgili müjdeyi duyurdu. Kaya, “Bizim hedefimiz Bayraklı’da 29 Ekim. Bu yıl 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde hastanemizi faaliyete açma konusunda yoğun bir çalışma gerçekleşiyor. Süreçte şu anda normal gözüküyor. O tarihe doğru geldiğimizde resmi açılışı da gerçekleştirebileceğiz gibi gözüküyor. İzmir’e çok büyük bir kazanım olacak. İzmir’deki vatandaşlarımızın daha konforlu sağlık hizmeti alması noktasında çok önemli bir tesis bu kazandırıyoruz. 29 Ekim’e inşallah yetiştireceğiz. Diğer tartışmaya artık girmeye gerek dahi duymuyorum. Maalesef Türkiye’deki siyaset öyle bir noktaya doğru gidiyor ki, özellikle CHP içini somut bilgi, belgelerle doldurmadan her gün yeni iddia ortaya atıyor ama bizim o iddialarla kaybedecek vaktimiz yok. İzmir’de de Türkiye’de de yapılması gereken pek çok şey var. Vatandaşlarımızın ihtiyaçları çok farklı yönde… Biz işimize bakacağız” dedi.

İŞ YAPMAYANIN MANTIĞINI ANLAMASI ZOR!
Vatandaşların “Sağlık paralı mı olacak?” endişesine yönelik konuşan Kaya, “Yurt dışında birçok ülkede sağlık hizmeti ücretli. Sosyal devlet ülkesi olma gereğini en önemli uygulayan ülkelerden biri Türkiye. Bizde koronavirüs pandemisi sürecinden kimsenden 1 TL dahi ücret alınmadı. Alt yapımız ve sağlığa ayırdığımız yatırım çok kuvvetli. AK Parti hükümetleri döneminde bütçemizde sağlık yatırımları bu şekilde artarak devam edecek. Bu işin mantığını anlayamıyorlar. Tabi kolay değil, iş yapmayınca ya da iş yapmaya niyetiniz olmayınca bunun mantığını da anlamak için de bir gayret göstermiyorsunuz. Muhalefet partisinin en önemli hadisesi bu ve bu şekilde iddialı da olamazsınız siyasette… İçini dolduramadığınız iddialarla ya da mantığını anlayamadığınız bir sistemi eleştirmek… Kılıçdaroğlu’nu hep beraber gördük, yap-işlet-devret modeline ilişkin; İstanbul Belediye Başkanı olsaydı bu modeli uygulayacağını söyleyip daha sonra bizim İzmir-İstanbul Otoyolu olmak üzere bizim bu şekil gerçekleştirdiğimiz gibi yatırımlarımızı eleştiriliyor… “ diye konuştu.

CHP’NİN TÜRKİYE’DE İKTİDAR OLABİLME ŞANSI YOK!
Kaya, Kanal İstanbul tartışmalarında yer alan, “Müteahhit firmalara ve bu işlere giren ülkelere parasını verilmeyeceğine” dair muhalefet değerlendirmelerine yanıt vererek, “Bu devlet geleneğinde var mıdır? Bu ortaya niyeti koyuyor… Türkiye’nin aslında meselesi şu; biz tam bağımsız bir cumhuriyetiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ortaya koyduğu irade neyse bu noktada biz tam bağımsızlığımız; kendi kararlarımızı kendimiz almamız noktasında duruş gösteriyoruz. Ama özellikle dış etkenler; İngiltere’deki gazetelerde yazanlar, ABD’deki gazetelerde yazanla bu durumdan rahatsız…  Gel gelelim maalesef CHP’deki herkes dışarıdaki söylemleri aynı şekilde Türkiye’de tekrar ediyor. Bunu doğru bir yaklaşım olarak ben değerlendirmiyorum. Bunun için de bu kadar yıldır girdikleri her seçimleri kaybediyorlar. Biz Konak Tüneli’ni yapmışızdır siz de çıkarsınız dersiniz ki ‘Ben 3 tane Konak Tüneli yapacağım’ ama hep beraber gördük, CHP Konak Tüneli’ni de engellemek için çaba gösterdi o zaman için… Bu siyasi yaklaşım artık bir karşılık bulmuyor. Zaten yüzde 25’e sıkışmış bir vaziyette… Kendi içlerinden de partiler çıkıyor. Bu tabi artık 25’ten de aşağıya doğru gidiyor. İzmir’de yaşıyoruz, parti kuran insanlara da bakıyoruz; Memleket Partisi’nin il başkanı, CHP’nin il başkanı adayıydı… Yönetimlerde eski belediye başkanları var… Mutlaka ki orada bir eksilme söz konusu olacak. Ama ben asıl eksilmenin CHP’de, başta İzmir’deki yerel yönetim anlayışından dolayı tüm Türkiye’ye sirayet edeceğini düşünüyorum. Bu noktada uyguladıkları genel siyaset, şu an ellerindeki başta büyükşehir olmak üzere; hizmet üretememek, vatandaşın gündelik sorunlarına çözüm üretememek kaynaklı çok ciddi bir şekilde iniş olacağını düşünüyorum. Siyasi söylemleri de yok, aynı şeyleri sürekli söyleyip, muhalefet ederek; Türkiye’de iktidar olabilme şansınız yok zaten” dedi.

CHP’Lİ BELEDİYELERİN, BELEDİYE KAYNAKLARIYLA YAPTIKLARINI GÖRDÜK…
Kaya, CHP’li milletvekillerinin, “Yapılan sosyal yardımların AK Partililere verildiği” iddialarını üzerine konuşarak konuyla ilgili şu sözleri söyledi:

“Çok komik iddialar bunlar. Artık altını doldurmadan somut bilgi... Her birimiz siyasette sorumluluk sahibi insanız. Bir milletvekili bir iddiada bulunuyorsa bununla ilgili somut bir evrak ortaya koyması gerekiyor. Ben de gördüm ve güldüm. Böyle bir şey olabilir mi? Aşağı yukarı 400 milyara yakın kaynak kullanıldı bu dönemde. Kullanıldığı yerler belli. Bu noktada İzmir Valiliğimiz de orada; İzmir’deki sosyal yardım konusunda koordinasyonu sağladı,  Aile Bakanlığı orada, kayıtlar orada... Gerçekten bunlar komik iddialar. Tabi kendilerinden biliyorlar işi. CHP, ellerindeki belediyelerle sadece CHP’lilere yardım ettiği için… Bunları biliyoruz, kendileri de ifade ediyorlar, delegeleri eliyle verildiği noktasında pek çok yaşanmış hadiseler var. Bakkalların hesabının kapatılmasında nasıl yapmacık bir süreç yönetildiğini hep beraber gördük. Bir belediye başkanının, belediye kaynaklarıyla kendisine reklam yapmak amacıyla oraya giden insanların kameraya alıp, bir teşekkür et Tunç Soyer’e dediklerini gördük…

CHP 20 YILDIR AYNI MANTIKTA!
Kendilerini böyle bildikleri için acaba bunlar da böyle yapıyor mudur şeklinde değerlendirme yapıyorlar. Bu yardımların her biri kalem kalem verilmiş. Verirsiniz bu noktada bir soru önergesi, milletvekili olarak bunlara ulaşma şansınız yüksek. Ya da en kolayı, Sayın Valimizin de kapısı herkese açık, sorarsınız ya da ilçe kaymakamlıklarına gidersiniz… Tabi bir yalan at, devam ettir, oradan bir sonuç elde et mantığındalar. 20 senedir sonuç elde edemiyorlar ama aynı kafayla siyasi yaklaşıma da devam ediyorlar.  Türkiye, büyük sosyal devlet anlayışıyla bu noktada dokunmadığı kısım kalmamıştır. Daha çok yapılabilir miydi? Tabi ülkemizin kaynakları daha geniş olsa, gönül ister ki daha çoğunu yapmak. Ama ekonomik olarak baktığımız zaman diğer ülkelerle kıyasladığımız zaman GSMH’na göre kendi vatandaşına ekonomik destek noktasında en büyük katkıyı sunan devletlerin başında Türkiye geliyor. Bu noktada da ekonomisi de büyüyen 2 ülkeden birisi Türkiye. Bu rakamları da biz vermiyoruz, resmi rakam. Çin ve Türkiye dışında ekonomisi büyüyen ülke yok.”

BANA YETİŞEMEZLER!
Salgın döneminde ekonomide meydana gelen sıkıntılarla ilgili CHP’li milletvekillerinin sahada gördüklerini anlatarak, “Vatandaş AK Partilileri sokakta görmüyor” iddialarında bulunmalarına yönelik konuşan Kaya, çarpıcı bir iddiada bulundu. Kaya, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Benim sosyal medya hesabım 1 yıllık açılsın, gittiğim, gezdiğim yerlerdeki paylaşımlar var… İddia ediyorum tüm İzmir’deki CHP’li milletvekillerininkini toplayın, inanın benimkine yetişemezler. Sadece benimkileri toplayın, diğer arkadaşlarımı katmıyorum bile… İzmir’deki esnaf, vatandaşa bakılsın. Böyle bir iddiada bulunuyorum! Bu belli kayıt ortada. Ben diyorum ki açalım, İzmir’deki tüm CHP’li milletvekillerinin hesaplarını da açalım, onların gezilerine de bakalım. Nereleri dolaşmışlar… Diğer arkadaşlarımızı da eklersek çok daha fazla ezilirler. Bizim ilçe, il teşkilatları çalışmalarımız var. İl başkanımızın hazırladığı bir model var; karınca modeliyle geçen hafta Ödemiş’teydiler. İl ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, Ödemiş teşkilatı; 300 kişiye yakın... Bölgelere dağılıyorlar dokunmadıkları o ilçede yer bırakmıyorlar. Gittikleri yerde 1 kişi seçim demez mi? Demiyor. Vatandaşın gündeminde seçim falan yok. Biz gidiyor, geliyor, dolaşıyoruz. Böyle bir gündem yok ülkede. Vatandaşın gündemi, salgından çıkmış; esnafın gündemi ekonomik destekler… Tabi ki daha fazla olmasını isteyecek, gayet de normaldir. Çünkü bu son süreçte dükkanlar açıldı, kapandı. Verilen tedbirler iyidir, biraz daha üstünde bir şeyler olmasını istiyorlar, yapılandırmalar istiyorlar. Bunu da TBMM’de değerlendiriyoruz. Dolayısıyla vatandaşın gündeminden uzaklıklarını görüyoruz.

Bunu dillendirenleri de gördük; sosyal medya hesaplarında hem CHP hem İYİ Parti’nin nasıl bir senaryo yaptıklarını... Sonra çıktı ki, CHP’li siyasi bir genci genel başkanlarına gönderiyorlar. Adam, dükkan sahibi bile değil! Gelmiş orada ‘yandık, battık, bittik, seçim olsun’ diyor. Sonra bir çıktı ki CHP’li siyasetçi bir genç. Böyle kurgularla, bu yaklaşımla olmaz. Gerçeklerin çabuk ortaya çıkmak gibi maalesef sıkıntısı var. Bunları ben amatörce işler olarak görüyorum.”

ARTIK İZMİR İDARE EDİLEBİLİR BİR NOKTADA DEĞİL!
Kaya, CHP’li milletvekillerinin sık sık İzmir ziyareti gerçekleştirmesi hakkında konuşarak, bu ziyaretlerinin sıklığını İzmir’in sıkıntılarının çok olmasına bağladı. Kaya, İzmir trafiğinde bulunan araç sayısını açıklayarak, “Bugün sahaya çıkamayan CHP’liler İzmir’de… Yayına bile 5-10 dakika geciktik, çünkü trafik! Artık İzmir idare edilebilir bir noktada değil, trafik noktasında… İzmirli hemşerilerimizin aklıyla alay eder gibi açıklamalar yapıyorlar... Büyükşehir belediye başkanı, bu işin sorumluluğundaki kişi diyor ki; kontak kapatalım, araç sayısı arttı. Araç sayısında sadece otomobilleri alırsak, 2019’da 780 bin araç var. Bunun için de kamyon ve traktörler var. Zaten gün içi trafikte kamyonları belirli saatlerde belirli noktalarda girişi yasak… Şu an ise 2021 yılı itibariyle 830 bin araç var İzmir’de. Çok büyük, devasa bir artış yok. Trafikteki tescilli araç sayısı ortada. Vatandaşa yalan söyleniyor.  Birinci yaklaşım bu; bir gün tek, bir gün çift plaka yapalım diyorlar... Bu hangi tarihte var? Bunlar 20-30 sene önce konuşulurdu. Ama şunu diyemiyorlar, ‘Ben İzmir’e şu alternatif yolları yaptım.’ Ya İzmir’in, hatırlayın, Aziz Bey döneminde de çok dile getirdim; Ulaşım Master Planı yok. 20 yıldır CHP’li belediye var, 20 yıldır İzmir’de bir Ulaşım Master Planı hazırlanamamış. İzmir trafiği 3-4 noktada tıkanıyor. Yok ki alternatif! Biz alternatif yollar üretmek için çabalıyoruz.

Bugün biz çevreyolunu yapmamış olsak, Çandarlı Kuzey Otoyolu’nu yapmamış olsak, Konak Tüneli’ni yapmamış olsak… Bunların hepsi yerel yönetimlerin görevi ama biz yine diyoruz ki 2’nci çevreyolunu yapalım. ‘Ooo, ağaç kesilir orada, aman’ diyor Tunç Soyer. Güzergahını bilmiyorsun daha! Ağaç kesilmeyecek, bunların çevrecilikle bir alakaları olmadığını da biliyoruz. Şu an Avrupa’da ağaç sayısı en çok artan ülke Türkiye, çevrecilikse biziz’ Flamingolardan bahsediyorlar da orayı kim yaptı? Koruma altına kim aldı? Belediye yapmadı, biz yaptık. Veysel Bey’in bakanlığı döneminde biz yaptık. Bunların en güzel şeyleri ne? Çıkıyorlar böyle böyle bir sorun var, çevre şu bu… E icraatına bakalım, çevrecilik adına ne yaptın İzmir’de?

İZMİR’İN AKLIYLA ALAY EDİYORLAR
Gaziemir’de de görüyorum… Şimdi gidiyor belediye başkanları duruyorlar… Bunun sebebi kimdir? Kimin zamanında yapıldı, kaç senelik mevzu bu? CHP’li belediyeler yok muydu buralarda? Büyük kısmında bunun CHP’li belediyeler var. Buna bir dur dediler mi? Demediler. Biz duralım diyorlar. ‘Biz duralım AK Parti yapsın’ böyle bir siyaset anlayışı yok. Büyükşehir Belediyesinin 10 milyar bütçesi var. yap kardeşim temizle, seni tutan mı var? Yapabilir, niye yapmayacakmış? Bunun sebebi sensin zaten. Oradan da fabrika gitti Torbalı’da açtı,  ruhsatı kim verdi? CHP’li belediye verdi. Organize Sanayi Bölgesi’nde yine benzer bir tesisi açmak istediler, sağ olsun oda başkanları hep beraber inisiyatif oluşturdu ve geçit verilmedi. Hem ruhsatları ver, bu tesisleri yaptır, ondan sonra da gel ‘ben durayım’, zaten durmaktan başka yaptıkları bir şey yok. Hareket yok, icraat yok. Bu İzmir’in aklıyla alay etmek. Biz trafikle uğraşıyoruz, altyapıyla uğraşıyoruz; Tunç Bey’in gündemi ‘Sakin Şehir İzmir’, İzmir’in aklıyla alay ediyorlar. Yaptıkları açıklamayla İzmirli buna ulaşamaz, sanki İzmirliyi eğitimsiz, cahil bir kesim gibi görüyorlar. CHP’nin yaklaşımı bu ‘Biz İzmirliye ne söylesek zaten tutar, biz araç sayılarını dolduralım, şişirelim; trafikle ilgili konuyu vazgeçirelim, sakin şehir diye bir hikaye uydurayım, dün dalış yaptım’ Yüzülebilir hedefi için ne yapıyorsun ki? Samut bir çalışma yok ki. Artık İzmirli CHP’nin ve Tunç Soyer’in soyut, gündelik yaşamını etkilemeyen bu yaklaşımlarından bıktı, sıkıldı. Biz bunu gittiğimiz her yerde görüyoruz. Artık somut, gündelik sorunlarını çözecek öneriler bekliyor İzmirli” dedi.

BATTI ÇIKTILARI YAPMADILAR, YAPAMAZLAR DA!
“Bunların sorumlusu kim?” sorusuna yanıt veren Kaya, “Trafiğin sorumlusu CHP. Şehir içindeki sorumlusu büyükşehir. En büyük raylı sistemi biz yaptık, büyükşehirle birlikte işletiyoruz. Bugün Bergama’ya kadar uzayacak. Türkiye’nin başka bir yerinde yok böyle bir yatırım. Hep bunlar başka başka söyler ya, değil. Çevreyolu’nu biz yaptık, Konak Tüneli’ni biz yaptık. Belediye ne yaptı? Sayın Soyer Belediye Başkanı oldu, ‘Karabağlar Yeşillik Caddesi’ni istiyorum’ dedi. Biz arkadaşlarla değerlendirdik o zaman, ‘Hiç mazeret bırakmayalım’ dedik. Karabağlar Yeşillik Caddesi verildi, tarih 2019 Haziran. 2 yıl geçti, battı çıktının ihalesi yok. Hani yapacaktın? Bu trafiğe çözümdür değil mi? Nerede? Bizden istemişti bizde verdik... Yapmadılar, yapamazlar da, çünkü İzmir’in aklıyla alay etmeye devam ediyorlar…

CHP İZMİRLİYİ EĞİTİMSİZ VE CAHİL OLARAK DEĞERLENDİRİYOR
‘Bu salgından insanlar otobüslere binmiyor, araçlarına biniyorlar’ diyorlar. Şimdi salgında bitiyor durumun böyle olamadığını anlayacağız. CHP, İzmirli'yi eğitimsiz ve cahil olarak değerlendiriyor. ‘Biz İzmirliye ne söylesek tutar’ diyor. Seçimlerde aldıkları sonuçlara göre öyle görüyorlar. Kesinlikle doğru bir yaklaşım değil. Maalesef sonuçlara göre baktığında, hiçbir şey yapmadan; çantada keklik gibi görüyor İzmir’in iradesini. Ne oldu sularımız? Yahu çeşmedeki su koktu ya! Olabilecek bir şey mi bu ya! ‘Bir bardak su da fırtına kopartıyorlar’ dediler, çoğu yerde çeşmeler akmıyor da… Bakın bu da İzmirlinin aklıyla alay etmektir. Ama nedir Sayın Soyer’in gündemi; Sakin şehir… ‘Ben dalayım, bisikletime bineyim gezeyim’ Aziz Bey’den de duydum geçen, ‘İzmir’de olmaz bu işler’ diyor… Artık pratik, somut çözümler gerekiyor. 2 yıl oldu bir konu da daha pratik çözüm göremedik. Görebileceğimizi de zannetmiyorum” diye konuştu.

İZMİR’İN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortak yürüttüğü proje olan, Ege Turizm Projesi hakkında son gelişmeleri aktaran Kaya, proje hakkında gelen eleştirilere de yanıt verdi. Kaya, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Çalışmalar birlikte yürüyor, çok şeffaf bir süreç yürüttük. Büyükşehir ve Çeşme Belediyesi işin tam içinde bu projenin. CHP’li İzmir’de ikamet eden 3 milletvekili arkadaşımızla toplantı yaptık Ankara’da. Onlar da görüşlerini dile getirdiler, güzel verimli bir toplantı oldu. Parsellerin belirlenmesi bakanlığın teknik olarak yapacağı bir hadise, son aşamaya doğru geliyor. Burada 100 bin istihdam sağlanacak. İzmir’in çehresini değiştirecek önemli bir proje. Yazın bitiminden sonra doğru ortaya çıkar, sona doğru geldi proje. Odalar İzmir’in Kanal İstanbul’u diyor ama demek ki çok faydalı işler ki sesler bu taraftan geliyor. Onu görmüş oluyor. 100 bin kardeşimiz burada nitelikli istihdama katılacak. Doğayı etkileyen hiçbir şey yok. Projeyi de ortaya koyduk, golf tesisleri çok büyük yeşil alan gerektiren bir şey. Sahil şeridini hemen hemen dünyada çok az örneği olduğu şekilde vatandaşın kullanımına koymak amacıyla belirledik, otellere ayrılmıyor. Neye karşılar? Dediğim gibi istemezükçülük.”

BİZ BU İŞİ BU YIL İÇİNDE BİTİRİRİZ
Kaya, İnciraltı’ndaki süreç hakkında da ”İnciraltı’nda sağlık turizm temalı, İzmir’in en büyük yeşil alanı olacak. Süreç devam ediyor. Geçtiğimiz hafta da Tayfun Bey’le sayın genel müdürümüzü ziyaret ettik. Oradaki çalışmalar da artık son noktaya doğru geliyor. Toprak sahiplerinin taleplerini genel müdürümüze izah etti Tayfun Bey. Son bir toplantı daha yine Tayfun Bey ile birlikte gerçekleşecek. Zaten Balçova ve Büyükşehir Belediyesi sürecin içindeler. İki bakanlığın bürokrasisi ve büyükşehir bürokrasisi sürekli görüşüp temas halinde. Plan noktasında da yol alıyorlar. Orada da bir konsensüs sağlanıyor. Önümüzdeki günlerde Tarım Bakanımızla da bir değerlendirme yapacağız. Tarım Bakanımız da İzmirli, burayı tanıyor. Tarımın olmadığını sadece biz değil, CHP’li Belediye başkanı da ifade etti. Orada çok önemli bir yeşil alanı korumak istiyoruz ve olabildiğince şeffaf ve istişare ile tutalım istiyoruz. Burada da bizim düşüncemiz; yakın zamanda CHP’li milletvekili arkadaşlarımızla aynı şekilde, görüşlerini alıp son noktaya getirip bitirme hadisesi var. Planların bitmesi teknik bir süreç. Bakanlık bunu işletirken; bir yeri planlarlarken bir yandan da bütün prosedürleri yerine getirmek gerekiyor. Daha önce 2 defa plan yaptık. Maalesef büyükşehirin açtığı davalarla iptal edildi. Yerel yönetimler zaten işin arkasında, büyükşehir de ılımlı bir yaklaşım gösteriyor şu anda. Bu noktada çalışmaların sona doğru geldiğini görüyoruz. Önce binlik planlar, sonra 5 bin yapılacak… Sürekli bir teknik… Hızlı yapıp bir dava süreci yaşamak istemiyoruz. Çünkü bunlar en ufak açıkları bile takip ediyorlar. Ufacık bir şey bulurlar, şuradaki süreç yerine gelmedi, görüş alınmadı gibi değerlendirmelerle sakatlık yaşanmaması adına çok hassas, biraz ağır gidiyor ama biz bu işi bu yıl içinde bitiririz” dedi.

SAYIN SOYER BAŞKA BİR DÜNYADA YAŞIYOR!
Kaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer’in yönetim şekline eleştiriler getirerek, “Dalıyorsun şehrin dibinde, İzmirlinin gündemi ben bugün ‘trafik, suyum temiz akacak mı? Suyum kokmadan akacak mı?’ dalmış o, ohh çok güzel… ‘Aaa denizin dibi çok güzel, yüzülebilir körfez hedefimize ulaşıyoruz’ geçeceğiz bunları ya. Başka bir dünyada yaşıyor Sayın Soyer. Yaşadığı İzmir’le bizim yaşadığımız İzmir bir değil. Rüya aleminde. Ya bizle dalga geçiyor, İzmirlilerle ya da dediğim gibi Seferihisar’daki hadise ortadaydı, maalesef bizlerin Aziz Bey’e çok sert eleştirilerimiz oldu, hala daha eleştiririm ama en azından belediyeyi mali olarak sağlam temeller üzerine oturtturdu. Ben geçen Seferihisar’da bir haber okudum, Seferihisar Belediye Başkanı, Sendika Başkanı toplantı yapmışlar; ‘Seferihisar’da bir ilk’, Allah Allah dedim habere bir baktım… İlk defa bütün belediye işçilerinin borcu ödenmiş. Yahu oranın belediye başkanı Tunç Soyer değil miydi 10 yıl? Yani Tunt Soyer dönemi borca alışmış Seferihisar, zaten biliyorduk iflas etme noktasına geldiğini… Şimdi aynısını da İzmir’de görüyoruz. İzmir’de de çok ciddi bir borçlanma söz konusu. İzmir’in asıl problemlerine; Trafiğe ilişkin projeye borçlan, altyapıya ilişkin borçlan biz de destek verelim ama bunlara ilişkin değil başka başka ütopik, şehrin gündeminden uzak şeylere pek çok kaynak harcanmış oluyor…” diye konuştu.

GENEL SİYASETE LAF YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR!
Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan eleştirilerine yönelik konuşan Kaya, şu sözleri söyledi:

 “Burada üslup çok önemli. Siyasette beraberce hareket edecek üslubu yakalamalıyız. Geçtiğimiz günlerde yine başka bir çağrı gördüm mesela… Ben Torbalılıyım bana en yakın ilçe de Selçuk’tur. Selçuk’a çok büyük yatırım yaptık. Özellikle son AK Parti döneminde, 600 trilyona yakın yatırım yaptık. Bin TOKİ konutu yapıyoruz bakın Selçuk’a. Hastane projesi CHP’lilerin itirazlarıyla ertelendi gitti. Geçen bir çağrıyı görüyorum, ‘bizden isteyin’ ama bu çağrıyı yaptığı akşam da (Başkan Sengel’i kastederek)  bir belediye başkanı, 84 milyonun Cumhurbaşkanına hiç hoş olmayan bir tarzla, bir hanımefendi eleştiri getiriyor… Ya sen ilçe belediye başkanısın, bizler genel siyasetçiyiz bakın, biz bile siyasette kullandığımız dile tarza dikkat ediyoruz. Ya şimdi sen belediye başkanlığı yapacaksın ya genel siyaset yapacaksın. İzmir’deki mesela diğer belediye başkanları öyle bir dil kullanmıyor. Tenzih ediyorum… Ülkenin cumhurbaşkanı, hanımefendi de bakıyorum Cumhurbaşkanımız bir açıklama yaptı mı, hemen laf yetiştirme durumu. Ondan sonra da gelin arkadaş, benim şurada bir konum var yapalım.

NİYETİ GENEL SİYASET YAPMAK!
Ben belediye başkanı hanımefendiye demiyorum, Selçuk’taki herkeste benim cep telefonum var.  Gitsin, gelir arardı... Burada bize basın üzerinden çağrılar falan. Ben şunu görüyorum ki, bu hanımefendinin niyeti genel siyaset yapmak, yerel siyaset değil, Selçuk’un menfaati değil. Kendi kişisel ikbalini Selçuk’un geleceğinin önüne koymuş. Milletvekili olacağım diyor, zaten yaşı genç olabilir. Öyle bir heves var ki ha bire genel siyaset. Ya sen ülkenin cumhurbaşkanına laf yetiştirmeyi bırak, biraz belediyecilik yap ya! Senden önceki dönemlere biraz bak ya! Ona çalış ama artık o almış kişisel ikbalini, Selçuk’un geleceğinin önüne koymuş; ‘Ya gelin bütün partiler bu konuda bir şey yapalım’ bunlar samimi değil ya! Sen kimden istiyorsun bunu? Ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan istemiyor musun? Neticede ben AK Parti milletvekiliyim, benim Genel Başkanım Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizin Cumhurbaşkanı; ondan sonra da bir bakıyorsunuz 29 belediye başkanından bir şey yok, bu hanımefendi işi gücü bırakıyor, cumhurbaşkanımıza laf yetiştiriyor. Böyle iş yok. Bu üsluba biz karşılık vermeyiz. Hepimiz kendi işimizi yapacağız. Belediye Başkanı arkadaşım, niye seçildin sen orada? Oradaki yerel olarak getirilecek hizmetleri gerekirse AK Parti, gerekirse Büyükşehir ile koordine edip yapmak için!

BU ÜSLUBA BİZ KARŞILIK VERMEYİZ
Biliyorsunuz Küçük Menderes’in temizliği… Biz temizliyoruz, onlar kirletiyor. Çevreci sözde bu! Hala Pamucak ortada, gördük kanalizasyonu... (Başkan Sengel tarafından yapılan toplantı esnasında, yanında AK Partili meclis üyelerinin de bulunması hakkında) Sabah o toplantıyı yapıyor, akşam da gidiyor eleştiriyor. Yok öyle. Ben buradan açık ifade ediyorum, kendi adıma söylüyorum; bu üsluba biz karşılık vermeyiz. Ben zaten 2 yıldır milletvekiliyim, dibindeyim Selçuk’un. Selçuk ve Torbalı çok yakındır birbirine, kız alma kız vermeler olmuştur. Selçuk bir de göç almaz, daha içine kapalı bir ilçe. Biz zaten Selçuk’un gelişmesi için çalıştık; İZBAN, Otoyol gibi çalışmalarla… Ama dediğim gibi biz bu üsluba değişmediği sürece karşılık vermeyiz. Böyle bir siyaset anlayışı yok. Sabah gel topla ‘Aman Cumhurbaşkanımız bu işi yapsın’ , sonra akşam git Cumhurbaşkanımıza laf söyle! Sen genel siyasetçi misin ya? Sen milletvekili misin? CHP’li vekiller bunu zaten yapıyor, sen belediye başkanısın, Selçuk’u düşünüyorsan işini yapacaksın. Selçuk’un sorunlarının çözümü için siyasi partilerle ortak çalışacaksın. Bu makamlara seçildikten sonra herkesin başkanısın.”

TORBALI’DAKİ İŞLEM HUKUKEN SAKAT!
Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatının ardından yapılan seçimlerde yaşanan usulsüzlüklere ilişkin konuşan Kaya, mahkeme tarafından verilen ara karar hakkında, “Benim katıldığım bir karar değil. Oradaki olanlar, herkes biliyor... Açık bir seçim oldu, normalde kapalı seçim... Hep beraber gördük yaşadık… Ortaya çıkan belgeler, dokümanlar bunu ortaya koydu. Ben şunu da yapmayacağım, adetimiz de değil CHP’liler gibi; iptal olursa siyasi karardır, hemen ret falan… Menemen’de biliyorsunuz aynı süreç oldu. Ki istinaftaki karara bakın, Menemen’deki kararı veren iki üyeyle Torbalı’daki kararı veren iki üye aynı üye; üç kişilik heyetler biliyorsunuz… Aynı üyeler. Menemen’de siyasi karar verdiler, Torbalı’da nasıl kararı verdiler? Öyle diyorlardı Menemen’dekiler… Ben bu yaklaşımı yapmıyorum ama hukuken orada bu işlem sakat bir işlemdir. Çünkü seçimin gizliliği ihlal edilmiştir. CHP kendi meclis üyesi, bunu Torbalı ölçeğinden ayırıyorum, İl başkanının büyükşehir belediye başkanının demokrat olmayan tavrındadır. Yoksa Torbalı’da ben o meclis üyesi arkadaşların her birini de tanıyorum. Kendi meclis üyelerine güvenmediler. Burada çıkan sonuç ortada, yani ilk turda çıkan sonuç ortada, ilk turda Cumhur İttifakı’nın adayı Özgür Erman Çağlar, 12 meclis üyemiz varken 15 oy aldı. Ki seçimi alacağı belli. Seçimi yaşamış insanlar olarak aslında Özgür Erman Çağlar’ın kazanacağı ortada. Mahkeme böyle bir karar verdi. Yargının kararına da netice de hepimizin saygı göstermesi gerekiyor. Bu tabi ön karar, süreç devam ediyor. Ben karara katılmıyorum bir hukukçu olarak, katılmıyorum. Neticede verilen yargı kararına da herkes uyacak” dedi.

‘EY ÇEVRECİ SOYER, SEN NASIL YAPIYORSUN?’
Kaya, Menderes’te İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı planladığı Katı Atık Bertaraf Tesisi hakkında, “Ben yaptım oldu anlayışı bu büyükşehirdeki… Bunlar demokrat değil diyorum bakın. Halk diyor ki olmaz… Bu plan da yapıyor, çalışma da yapıyor. ÇED olmayan bir yere plan yapıldığı görülmüş mü? Böyle bir projede… Olmaz ki teknik olarak ama işte apar topar bir iş var. ÇED olmadan ihaleye çıktı, plan yapıyor… Nerede olmuş bu? Hani bunlar çevrecilerdi? ÇED dediğimiz şey de; Çevresel Etki Değerlendirmesi. Çevresel etkisini değerlendirmeden, ey çevreci Soyer, sen nasıl yapıyorsun? Hani ya senin çevreciliğin? Bir bak? Çevresel olarak bunun zararı var mı yok mu araştırmaktan niye korktun? Teknik olarak ihaleye çıkman için de plan yapman için de bunlar zaruri olduğu halde tık tık tık geçiyorsun bu işi… (Sonuca yönelik) Bizim tavrımız belli. Vatandaş istemiyor. Oradayız. Teknik olarak da orası İzmir’in su havzası, İstanbul’u besliyor orası. İzmir’in giriş kapısı Menderes. Bizim üniversite kenti olarak tasavvur ettiğimiz Menderes, gel gelelim bakın bunların ortaya koymuş tablo… Yangından mal kaçırır gibi iş yapıyorlar. Duruşumuz da konumumuz da belli bizim; vatandaşların görüşlerini dillendirip, onların yanında olmaya devam edeceğiz. Bakan Bey’de ‘Vatandaş istemiyorsa ben de istemem’ dedi. Sayın Bakanımız da İzmirli, yakın takip ediyor projeyi. Burada da görüşünü baştan itibaren net bir şekilde ortaya koydu. CHP’nin her zaman ki gibi yaptıkları, İzmirlinin aklıyla alay etmek” ifadelerini kullandı.