MHP’li Kalyoncu’dan müsilaj değerlendirmesi: İzmir Körfezi bu olaya açık!

EGEDESONSÖZ- 2020’nin Kasım ayında Marmara Denizi’nde ortaya çıkarak, endişe verici bir şekilde işgal altına alan müsilajı temizleme çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın koordinesinde başlatılmıştı.

Oldukça büyük bir alana yayılan ve ekosistemi tehdit etmesi sebebiyle vatandaşlarda endişe uyandıran müsilaj hakkında değerlendirmelerde bulunan MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, geçmişe dair hatırlatmalarda bulunarak İzmir Körfezi’ni de tehdit edebileceği değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Kalyoncu, deniz suyu sıcaklığındaki artışın birçok olumsuzluğu beraberinde getirebileceğini söyleyerek, kaynakların sıkı denetim altında tutulması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Kalyoncu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Alglerin aşırı çoğalması sonucu oluşan etkiler çoğalan alg türlerine ve yan ürünlerine göre farklılıklar göstermektedir. Bu Marmara’da müsilaj olarak ortaya çıkarken 2018’de İzmir körfezinde renk değişimi olarak kısmen ortaya çıkmıştır.

Özellikle su sıcaklığının artması ve öncelikli olarak azot miktarının yükselişi ve besleyici elementlerin sulara deşarj edilmesi, sudaki durgunluğun artması ile özellikle Körfez gibi alanlarda alglerin aşırı çoğalmasına sebep olacaktır. İzmir körfezi bu olaya açık durumdadır.

Bu sebeple alınacak önlemler sadece Marmara Denizi üzerinde düşünülmemeli ve kirleticilere maruz kalan körfezlerde de bu önlemler alınmalıdır. Denizlerimize giren kirlilik kaynaklarının bir an önce kontrol altına alınması gerekmektedir. Tüm kıyılarımız İçin önlemler öngörülmeli

Benzer durumla göllerimizde, barajlarımızda karşılaşma ihtimali de oldukça yüksektir. İç sularda özellikle fosfor miktarındaki artış diğer besleyici maddeler ile ötrofikasyona yani alglerin aşırı çoğalmasına sebep olmaktadır. Sıcaklıkların artışı bu durumu tetikleyebilecektir.

İç sularda özellikle toksik madde üreten alglerin artışı hem ekosistemi hem de çevreyi etkileyebilecek durumdadır. Bu sebeple özellikle durgun sular İçin acil önlem planları ve takip sistemi oluşturulmalıdır. Su sıcaklığındaki artış birçok olumsuzluğu da tetikleyecektir.

Özellikle içme suyu kaynakları çok sıkı denetim altında tutulmalıdır. İçme suyu havzalarında muhtemel kirlilik kaynakları dikkatle ele alınmalı tümü kontrol altında tutulmalıdır. Herhangi bir karışım değil kirletici karışma ihtimali dahi ortadan kaldırılmalıdır.”