İZMİR - Yaptığı değerlendirmede Gürkan 'İzmir Özel İdaresi'nin yapmış olduğu hizmetleri de, tabi ki İzmir Büyükşehir Belediyesi yerine getirecek. Özel İdare'nin personelinin önemli bir bölümü Büyükşehir'e tayin edilecek. Yani özetle söylemek gerekirse, İzmir Özel İdaresi'nin yükümlülüklerinden, İzmir Büyükşehir Belediyesi sorumlu olacak. Peki, Özel İdare'nin hakları ve malları ne olacak dersiniz? Doğal olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devredilir diye düşünüyor insan. Ama maalesef İzmir'e ve İzmirlilere ait bu malları İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devretmemek için bin dereden su getirmeye devam ediyorlar. Buradaki gözükmeyen paradoks ise Özel İdare'nin yerine getirmiş olduğu hizmetlerin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yerine getirilmesi istenirken, finansal kaynağının kesilmiş olmasıdır' dedi.

Valiliğin kurmuş olduğu komisyonu degerlendiren Gürkan 'İzmir'de bir vali yardımcısı başkanlığında kurulan komisyon söz konusu. Bu komisyon İzmir Özel İdaresi'ne ait malların hangi kuruma, nasıl devredileceğine karar verecek. Ama maalesef bu komisyon sadece bürokratlardan oluşturulmuş durumda. Neden bu komisyona seçimle gelmiş İl Genel Meclisi üyelerinden kimse alınmadı? Özel İdare'nin karar organına, İzmirlilerin seçmiş olduğu İl Genel Meclisi üyelerinin, bu komisyonca yok sayılması, İzmir halkının iradesinin yok sayılmasıdır. İl Genel Meclisi üyelerinin söz sahibi olmadığı bu komisyonun vereceği kararlar, İzmir halkının vicdanında bir yara oluşturacaktır' dedi.

İzmir Özel İdaresi'nin malvarlığının iştah kabartan bir mali büyüklüğü olduğunu dile getiren Gürkan, 'kamuoyunda tartışılan Sümerbank arazisi de dahil olmak üzere, İzmir Özel İdaresi'nin malvarlığının toplam güncel değerinin 4 milyar TL'ye yakın olduğu söyleniyor. Bu servet, kamu kuruluşlarına, Özelleştirme İdaresi'ne veyahut TOKİ'ye verilecek. Sonrası hepimizin malumu. Daha önce özelleştirilen kurumların başına ne geldiyse, İzmir'in alın teri olan bu malların başına da aynı şey gelecektir' diye söyledi.

Kamuoyunda gözden kaçan bir başka konunun da İzmir Özel İdaresi'nin hizmet alım sözleşmesiyle çalıştırdığı taşeron işçilerin durumu olduğunu belirten Gürkan, 'Kadrolu olan kamu çalışanları bir şekilde işlerine devam edebilecekler. Peki, bu taşeron işçiler ne olacak? Bu insanların da çoluk çocuğu var. Yangından mal kaçırır gibi bu mallar paylaşırken, bu işçilerin payına ise işsizlik, açlık ve yoksulluk düşecek. Bunu hiçbir İzmirlinin kabul edeceğini düşünmüyorum' şeklinde görüşlerini ifade etti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni sandıkta alamayan AKP'nin, iktidar gücüyle Chp'yi ve Aziz Kocaoğlu'nun engellemeye, bitirmeye çalıştığını belirten Gürkan, 'İzmir Büyükşehir Belediyesi bir kamu kurumu değil midir? 35 çılgın projeyle İzmir'e hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğunu söyleyen AKP kurmayları İzmir'in mallarını yine İzmirlilere hizmet eden Büyükşehir Belediyesi'ni dışlayarak İzmir'e verdikleri değeri ve bakış açısını göstermiş olmuyorlar mı?' diyerek sözlerini sürdürdü.

AKP'nin çifte standart uyguladığına dikkat çeken Gürkan, 'Trabzon örneği, Akp'nin gerçek yüzünü göstermektedir. Trabzon Özel İdaresi de yerel seçimler sonrası kapatılacak. Özel İdare'nin hizmet yükümlülüklerini, aynen İzmir'deki gibi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi üstlenecek. Trabzon Özel İdaresi'nin malvarlığı ise Trabzon Büyükşehir Belediyesi'ne devrediliyor. Bu aynı zamanda, İzmir'i alamayacaklarının da itirafıdır. İzmir ile Trabzon arasındaki fark nedir diye sormadan edemiyorum. Tabi ki aradaki fark, Trabzon Büyükşehir Belediyesinin Akp'nin elinde olması ama İzmir'in Aziz olması ve Aziz kalacak olmasıdır!' dedi.