EGEDESONSÖZ – İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı, SONSÖZ TV’de Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’in programında sektörle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta yapılan ekmek zammını değerlendirirken, “Fiyatı artırırken amacımız çok para kazanmak değil, ayakta kalabilmek. Hak verirsiniz ki, biz fırıncıların da evlerine ekmek götürmesi lazım. Yeni fiyatın anlayışla karşılanmasını bekliyoruz” dedi.

TÜM GİDER KALEMLERİMİZE YÜZDE 100’E YAKIN ZAM YAPILDI
6 Ocak’ta 12,5 lira olan ekmeğin geçen hafta 15 lira olmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Sırtı, şunları söyledi:

“Öncelikle şunu söylemek isterim ki; ekmeğe zammı, daha çok para kazanmak için değil, ayakta kalmak için yaptık. Çünkü maliyetlerimiz gün geçtikte kat kat artıyor. Akşamdan sabaha elektrikten doğalgaza, sudan mayaya, undan tuza her şeye zam geliyor. Hiçbirisi sabit fiyatta durmuyor. Fırıncı esnafı, o zamların altında eziliyor. Bıçak kemiğe dayandığında, cansuyu olsun diye ekmeğe küçük bir zam yapıyoruz. Biraz önce dediğim gibi, amacımız ayakta kalabilmek, daha büyük kar etmek değil. Hak verirsiniz ki, bizim de evimize ekmek götürmemiz lazım! Ekmek fiyatında yapılan iyileştirme, fırıncı esnafını memnun da etmiyor, tatmin de etmiyor. En büyük girdi maliyetimiz un, su, enerji değil, bizim 41 kalem giderimiz var. Ocak ayından bu yana bir çuval una yüzde 20 zam geldi. Mayaya yüzde 21, suya yüzde 29, motorine yüzde 25, doğalgaza yüzde 25 zam geldi.”

YURTTAŞLARIMIZDAN BU FİYATI MAKUL KARŞILAMALARINI BEKLİYORUZ
“İşçilik, belimizi büküyor. İşçiye bırakın asgari ücreti, çok daha fazlasını ödüyoruz. Buna rağmen işçi bulamıyoruz. İşçilik giderimiz yüzde 50 arttı. Asgari ücrete zam gelmedi, personel gideri nasıl arttı, diyenler olabilir. Çalışanlarımız, asgari ücretin çok üstünde para alıyorlar. Hak ediyorlar mı? Tabii ki hak ediyorlar! Çünkü 300, 400 derece sıcağın karşısında çalışıyorlar, kolay değil. Poşeti, kese kağıdı ayrı… Tüm kalemleri toplarsak, yüzde 100’e yakın zam yapıldı ve biz yüzde 20 zam yaptık ekmeğe. Bunu da yurttaşlarımızın makul karşılamalarını bekliyoruz. Fırıncılar olarak halkımızı düşünüyoruz elbette ama bizim de evimize ekmek götürmemiz lazım. Biz zam heveslisi değiliz. Maliyet giderlerimiz yerinde dursun, biz hiç zam yapmayalım. İzmir’deki fırınlar, yüzde 30 kapasiteyle ekmek üretiyor. Her zamda işlerimiz azalıyor. Bir de günah keçisi oluyoruz.”

KULLANILAN SU 5 BİN LİRA, KATI ATIK BEDELİ 30 BİN LİRA
Başkan Kemal Sırtı, katı atık bedelinin yüksek oluşundan yakındı:

“En büyük şikayet konumuz katı atık bedeli. Gıda üretiyoruz, her şeyimizin hijyenik olması lazım. Su demek, temizlik demek. 5-6 bin lira su kullanan bir fırıncı, 30 bin lira katı atık bedeli ödedi. Bir fırıncıya 70 bin lira su faturası geldi. Kullandığı su bedeli, 10 bin lira bile değil. Birlik Başkanımız Yalçın Ata ile 3 kere dosya verdik belediyeye. Yıllar önce hamam tarifesi vardı. Fırıncılara, hamamcılara, kahvehane işletenlere, lokantalara, berberlere hamam tarifesiyle ucuz su verilirdi. Su fiyatında olmasa da katı atık bedelinde indirim bekliyoruz. Bugüne kadar su faturasının, elektrik faturasını geçtiğini hiç görmemiştik. Şimdi o da oldu, su faturası elektrik faturasından daha çok gelir oldu.”

KAYIT DIŞI ÜRETİMİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ LAZIM
Kayıt dışı ekmek üreten fırınlara yapılan denetlemelerin yetersizliğinden şikayet eden Başkan Kemal Sırtı, bu durum nedeniyle haksız rekabet oluştuğunu, vergisini ödeyen fırınların kapanmaya başladığını açıkladı:

“Kayıt dışı ekmek üretimi o kadar çok arttı ki, 10 yıl önce 980 olan fırın sayısı, kayıt dışı fırınlar nedeniyle 610’e geriledi. Bu kapanmaların birinci sebebi, eleman sıkıntısıdır. Artık hiçbir fırıncı, çalıştıracak personel bulamıyor. İnsanlar fırında çalışmayı tercih etmiyor. İkincisi de kayıt dışı çalışanların fırınların artması. Adam 40 metrekarelik yere bir fırın koyuyor, orada ekmek yapıyor. Vergi ödemiyor, sigorta ödemiyor, hijyen koşullarına uymuyor. Tarım İl Müdürlüklerine, belediyelere şikayetlerde bulunuyoruz, denetliyorlar ama denetlemeler yeterli olmuyor. Bu sorunun önüne mutlaka acilen geçilmesi lazım. Yoksa elimizde fırın kalmayacak. Denetlemede büyük sorunlar var. Diyoruz ki, gelin denetlemeyi beraber yapalım! İzmir dışından ekmeği arabaya yüklüyorlar, kapı kapı dolaşıp ekmek satıyorlar! Nerede üretildiği belli değil. Hayvan yeminden ekmek yapıldığı ortaya çıkmıştı geçtiğimiz yıllarda. Ödemiş’te birisi bahçede ekipman kurmuş, fırın yapmış, ekmek çıkarıyor, pazarlarda satıyor. Denetimi yapanlar maalesef bu işte başarılı olamıyorlar. Bundan sonra Fırıncılar Odası Başkanı olarak ben de çıkacağım denetime. Biz vergisini ödeyen, ayakta kalma mücadelesi veren fırıncılar, o kaçak üretim yapanlar yüzünden uçuruma itiliyoruz. 10 sene 300 fırın kalacak bu gidişle… Sisteme kayıtlı fırınlara her hafta denetlemeye geliyorlar, gelsinler, memnun oluyoruz. Hangi fırına giderseniz gidin, imalat alanını da, satış noktasını da pırıl pırıl bulursunuz, her yeri görebilirsiniz. Bize denetlemeye gelen ekipteki arkadaşlara diyorum ki, şurada burada kayıt dışı ekmek üreten yerler var, oraya da gidin! Aldığım cevap karşısında şaşkına dönüyorum: Onlar bize kayıtlı değil! Olur mu böyle şey? Asıl oraları denetleyeceksin arkadaş! Bana gel, ama oraya da gitmen lazım.”

ZABITA, PAZARDA AÇIKTA SATILAN EKMEĞE KARIŞMIYOR, NEDEN?
Pazarda açıkta satılan ekmek konusunda da değerlendirmelerde bulunan Sırtı, “Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum ama hangi pazara giderseniz gidin, ekmekler açıkta, yerlerdedir. Adam yere branda seriyor, ekmeği onun üstüne koyuyor, satış yapıyor! Neymiş Kula ekmeğiymiş, Alaşehir ekmeğiymiş! O açıkta satılan ekmekleri görünce zabıtaya gidiyorum, diyorum ki, arkadaş bak şurada açıkta ekmek satılıyor, müdahale et! Aldığım cevap, yine şaşırtıcı: Biz ondan işgaliye parası alıyoruz, yaptığı satışa karışamayız! Halk sağlığıyla oynuyorlar, ne işgaliyesi? Onları toplaman lazım! Sistemde denetim kuralları doğru işletilmiyor. Oda olarak yol gösteriyoruz, şu kanun maddesine istinaden şöyle yapman lazım, böyle yapman lazım, diyoruz ama bir sonuç alamıyoruz. İzmir’deki denetimlerde yetersiz kalındı maalesef. Vatandaşlara tavsiyemdir; sağlıklı ekmek yemek istiyorlarsa, ekmeklerini kesinlikle mahallesindeki veya başka bir mahallede de olsa fırından alsınlar. Fırınlardan ekmeği gönül rahatlığıyla alabilir, güvenle yiyebilirler. Çünkü İzmir’deki fırınların hepsi dört dörtlüktür, tertemizdir, hijyeniktir. Ama kesinlikle çarşıdan pazardan ekmek almasınlar. Onların nerede üretildiği belli değil. Her zaman söylüyorum, açıkta satılan ekmek alınmaz. Fırınlara güvenin, çünkü her hafta denetleniyorlar, fırınlarda yanlış olmaz. Pazarda satılan ekmek, fırında satılan ekmekten ucuz değil üstelik. Neden? Çünkü köy ekmeği adı altında satıyorlar. Köy havasının cazibesine kapılan vatandaşlar, o ekmeği alabiliyor. Oysa köy ekmeği diye bir şey yok.”

KURSTA 20 KİŞİYİ YETİŞTİRDİK, YARISI İŞİ BIRAKIP GİTTİ
Fırıncılık sektörünün en önemli sorunlarından birinin de personel sıkıntısı olduğuna vurgu yapan İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı, şu bilgileri aktardı:

“Fırıncılar artık ailecek çalışıyor. Eşi çalışıyor, oğlu çalışıyor, kızı çalışıyor, gelini çalışıyor. Yüzde 80’imiz bu durumda. Neden? Çünkü eleman yok. Çaresizlikten ailecek çalışmak zorunda kalıyorlar. Benim dedem de fırıncıydı, babam da fırıncı. Babam Fikri Sırtı, yeri geldiğinde bize omuz veriyor. Diyorlar ki işsizlik var! Bence işsizlik falan yok. İş beğenmeme var. Fırıncı eleman bulamıyor, lokantacı, hatta kahveciler bile eleman bulamıyor. Herkes masa başı iş istiyor. Oysa bu ülkenin en çok esnafa, üretime ihtiyacı var. Biz fırıncılar vatandaşın sofrasına sabah, öğlen, akşam kaliteli ekmek koyuyoruz. 10-15 yıl önce, okullar kapandığında mahalledeki dostlar çocuğunu esnafa getirir, eti senin, kemiği benim der, çocuğunu çırak verirdi. Şimdi öyle bir şey yok. Devir değişti. 4+4+4 belimizi büktü. Bu sistem böyle devam edemez. Eskiden usta-çırak ilişkisi vardı, ustanın sözünden çıkılmazdı. Şimdi usta, çırağa tek kelime edemiyor. Bir de bizim gece çalışacak ekibe ihtiyacımız var. Gece çalışacak eleman hiç bulamaz olduk. Gecenin 1’inde, 2’sinde biz ayaktayız; bu çalışma durumu kimseye cazip gelmiyor. Eski ustalarla işi götürüyoruz. Meslek okullarının yaygınlaşması lazım. Geçen yıl bir kurs açtık. Ege Üniversitesi içindeki fırındaydı kursumuz. 20 kursiyer mezun ettik. Kadın istihdamı olsun dedik, kadının olduğu yer daha temiz olur, ürettiği daha leziz olur, dedik. 20 kadın fırıncıya iş verdik ama sıcağın karşısına geçen geri adım attı. 20 kadından yarıya yakını anında işi bıraktı, ben bu mesleği yapamayacağım, dedi.”

ASKIDA EKMEK, TOPLUMUN VİCDANIDIR

Askıda ekmek uygulamasına İzmirli tüm fırıncıların destek verdiğini hatırlatan Başkan Sırtı, “İzmir’deki tüm fırıncı arkadaşlarımız askıda ekmek uygulamasında vardır. Askıda ekmek, bu toplumun vicdanıdır. Bu güzel dayanışmayı suiistimal edenlere de yazıklar olsun. Fırıncı esnafı vefalıdır, ekmek alacak parası olmayan hangi fırına giderse gitsin, askıda ekmek olsun olmasın, o ekmeği alır. Fırıncı paran yoksa ekmek de yok demez asla. Her fırıncı, her gün 50 ile 100 arasında ekmeği bu şekilde bedelsiz verir. Hepsinden Allah razı olsun. Bu konuda mütevazı olamayacağım, tüm fırıncı arkadaşlarımla birlikte vatandaşı hep düşünüyoruz, yardım konusunda her fedakarlığı yapıyoruz” dedi.

TEKRAR SEÇİLİRSEM, NÖBETÇİ FIRIN UYGULAMASINI BAŞLATACAĞIM
İzmir Fırıncılar Odası’nın genel kurulunun 5-6 ay sonra yapılacağını belirten Kemal Sırtı, birinci dönemde önemli işler yaptıklarını, yeniden başkanlığa aday olacağını açıkladı. Sırtı, en önemli projesiyle ilgili şunları söyledi:

“İzmir Fırıncılar Odası’nın seçim takvimi henüz belli değil. Önümüzdeki haftalarda belli olacak. Birinci dönemi tamamlamak üzereyim, yeniden aday olacağım. İlk adayım dediğimde şunu söylemiştim; ben koltuğa değil, hizmete talibim! Arkadaşlar teveccüh gösterdiler, beni seçtiler ve İzmir haritasını önüme koydum, üyemiz olsun olmasın tüm fırıncıları bir çatı altında topladım. Çünkü hepimizin derdi ortak ve aynı. Hijyen eğitim kursları düzenledik, tamamladık. İşçi yetiştirme kursları açtık. Haksız rekabetle mücadele ettik, kayıt dışı fırınlara savaş açtık. Fırıncı esnafını ayağa kaldırdık. Seçimde esnafımız beni tekrar başkanlık görevine getirirse, nöbetçi fırın uygulamasını başlatacağım. Biz öyle bir sektörüz ki, gecemiz yok, gündüzümüz yok. Tatilimiz yok! Tatile çıkmak, haftada bir gün de olsa eşimizle, çocuğumuzla kahvaltı yapma hakkımız yok mu? Bu uygulamanın başlatılması amacıyla bakanlığa dosyamızı verdik. Her mahallede 4 tane, 5 tane fırın var. Hafta sonunda veya hafta içinde biz de eczaneler gibi nöbetçi sistemine geçelim. O gün evimizde kahvaltı yapalım, sonra yine fırınımıza gidelim, temizliğimizi yapalım, ilaçlamamızı yapalım, çalışanlarımız da dinlensinler. Tekrar seçilirsem, bu konunun üzerine gideceğim ve tatil hakkını kazanmak için tüm gücümle çalışacağım. Amacımız örgütlü, itibarlı fırıncı esnafı olmak. Bugüne kadar yaptığım gibi, fırıncı esnafının sorunlarına çözüm aramaya ve onlara destek olmaya devam edeceğim.”

5 MİLYON EKMEĞİN YÜZDE 25’İ İSRAF EDİLİYOR
Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı, İzmir’de günde 5 milyon civarı ekmek üretildiğini ve bunun yüzde 25’inin çöpe atıldığını açıkladı:

“Maalesef İzmir’de ekmek israfında zirve yapmış durumdayız. Bu israf ekonomiye de zarar, fırıncıya da zarar. En çok da ihtiyacından fazla ekmek alarak onu çöpe atan vatandaş zarar görüyor. İzmir’de günde 5 milyon civarı ekmek üretiliyor ve bunun dörtte biri, yani 1 milyon 250 bin kadarı çöpe gidiyor. Çöp konteynerlerinde süt, peynir, sucuk, et görüyor musunuz? Göremezsiniz. Peki neden ekmek çöpe atılıyor? Günah değil mi? Her çöp kutusunda mutlaka ekmek vardır. Tarım İl müdürlüğüyle bir kitapçık hazırlıyoruz. Bu kitaptan amacımız, halkı ekmek israfı konusunda bilinçlendirmek. Afişler hazırlayıp fırınlara asacağız, ekmek israfından kaçınılması çağrısı yapacağız. Bayat ekmeği nasıl değerlendirmek lazım? Kitapta bunlar da olacak. Vatandaşın çoğu ekmeği bilinçsiz bir şekilde tüketiyor. Çöpe ekmek atmak, bizim kültürümüzde yoktur. Yerde bir ekmek gördük mü onu yerden alırız, önce öperiz, sonra başımıza koyarız. Yiyeceğimiz kadar ekmek alalım ve torbanın ağzını kapatıp buzdolabında saklayalım. Ekmekten yapılan çok güzel tatlılar var, onlardan yapalım. Yakında bir kampanya başlatarak tüm fırınlarımızda ekmek israfına karşı duyuru afişlerimizi asacağız.”