Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türk yatırımcılar, ülkemizde yapamadıkları konut yatırımını yurtdışında yaptı. Toplam 2,2 milyar dolar, gayrimenkule yatırıldı. İzmir Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, “Yatırımcı yurtdışına kaçıyorsa, sebebi var” dedi ve öncelikle vergisel boyutta düzenlemelerin yapılması gerektiğini, aksi takdirde yurtdışına daha çok paramızın kaçacağını ifade etti.
YATIRIMCININ PARASI ATİNA, KIBRIS VE DUBAİ’YE GİDİYOR
Türkiye’de gayrimenkule yatırım yapmak istediği halde bazı gerekçelere dayanarak rotasını yurtdışına çeviren yatırımcıların ülkemizde karşılaştıkları zorlukları dile getiren Başkan Mesut Güleroğlu, “Zamanında uyardım. Vergisel boyutta düzenlemeler bir an önce yapılmalı. Aksi takdirde yatırımcıların Atina, Dubai ve Kıbrıs’a konut yatırımları devam edecek, paramız oralara gidecek, diye… Sonuçta dediğim noktaya gelindi” dedi. Başkan Güleroğlu, Egedesonsöz’e konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
KIBRIS’TA 8 YIL, BİZDE 22 YIL SONRA EVİNİZİ AMORTİ EDİYORSUNUZ
“İnsanlarımız neden yurtdışına yatırım yapıyorlar? Birincisi Golden vize alabilmek için... Çünkü belli bir miktarda yatırım yaptığında vize sorun olmaktan çıkıyor, hatta AB ülkelerindeki tüm kapılar açılıyor.. İkincisi; yatırımcı Türkiye’de bir mülk satın aldığında onu 5 yıl boyunca satamayacak. Vatandaş, satın aldığı konutu 5 yıl satamama sıkıntısını çekmek istemiyor. Satarsa da yüzde 40 dolayında ekstra vergi ödeyecek. Üçüncüsü de alım satım vergilerinin yüksekliğidir. Yatırımcılarımız, yurtdışında yatırım yapıyor, kira gelirini euro olarak alıyor, daha düşük vergi ödüyor ve daha çok kazanç sağlıyor. Bir de amorti etme süresi var. Yurtdışında geri dönüşler daha kısa. Mesela Kıbrıs’ta bir ev aldınız, size dönüşü 8 yıldır. 8 yıl içinde yatırdığınız parayı çıkarırsınız. Fakat Türkiye’de bu süre, 22 yıldır. Bu şartlarda insanlar neden Türkiye’de konuta yatırım yapsın?”
EMLAK VE ALIM SATIM VERGİLERİNİ, MAKUL SEVİYEYE ÇEKMEK ŞART
Başkan Güleroğlu, mesajlarını örneklerle anlatarak detaylandırdı:
“Konut fiyatlarını düşürmekten öte, vergisel boyutları makul seviyelere çekmek lazım. Emlak vergisi ve alım satım vergilerinin astronomik seviyeden aşağılara çekilmesi gerekiyor. Bir konut aldınız diyelim, 3 milyon liraya… Fakat siz tapuda 500 bin lira gösterdiniz. Üçüncü yılın sonunda bu konutu 5 milyon liraya satmak için ilana çıktınız. Kendi kendinizi ihbar etmiş oluyorsunuz bu ilanla. O zaman aradaki 4,5 milyonluk farkı baz alarak, yüzde 40 vergi ödemenizi istiyor devlet. Bugün yüzde 2 satıcıdan, yüzde 2 alıcıdan vergi alınıyor. Bu oranların yüzde 0,5, yüzde 0,5 olsun önerisinde bulunduk. Bir kereye mahsus vergi barışı yapılsın, dedik. Düşük bedel gösterilmiş konutlar için, imar barışı gibi vergi barışı da düzenlensin, insanlar imar barışındaki gibi makul bedel ödeyerek konutunun gerçek değerini yükseltsin, dedik. O zaman herkes konutunun değerini gerçek değer üzerinden gösterir. Bu şekilde devlet, satış olmadan da bir gelir elde eder. Ne yazık ki şartlarımız ağır. Paramız, bu olumsuz şartlar yüzünden dışarı kaçıyor. Bu şartlar değişmediği sürece daha çok paramız yurtdışına kaçar.”
