Oktay GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ- Alsancak'ta 12 Temmuz'da sağanak yağış sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak 11’i tutuklu 42 sanıklı davada yeni celse gerçekleştirildi.

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada tanıklar, sanıklar ve müşteki yakınları dinlendi.

Mahkeme heyeti tutuklu bulunan 11 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, yeni bilirkişi raporunun reddine ve Özge Ceren Deniz'in kardeşlerinin mahkemeye müdahil olma talebinin onaylanmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında adli kontrol şartının kaldırılmasına karar verildi.

DOSYA YENİDEN HEYET BİLİRKİŞİSİNDE
Mahkeme çıkışı açıklama yapan Özge Ceren Deniz’in ailesinin avukatı Ayşe Sarıçiçek “Özge Ceren Deniz’in ölümüyle ilgili bugün görülen davada gelen bilirkişi raporuna itirazda bulunduğumuz için dosya bilirkişiye gitmişti. Mahkemeye vermiş olduğumuz detaylı dilekçede bilirkişi raporunda tüm eksiklikleri dile getirdik. Bunun üzerine dosya yeniden heyet bilirkişine gönderildi. Kusur dereceleri belirlenmesine ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma 17 Temmuz’a ertelendi. Bu arada Özge Ceren Deniz’in tıp öğrencisi olan iki kızı kardeşi de davaya katılma talebinde bulunduk. Onlarda bu andan itibaren dosyada katılan durumunda. Müşteki sıfatıyla yer alacaklar” dedi.

MAHKEMEDE YAŞANANLAR...

3 MAZGAL ADI ALTINDA 3 MAYIN DÖŞENMİŞTİR
Mahkemede ilk olarak Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet Abi dinlendi. Ahmet Abi ifadesinde GDZ Elektrik ile belediye yöneticilerini hedef aldı.

Ahmet Abi ifadesinde “GDZ Elektrik 2019’dan beri elektrik kaçağı düzeltmemiş, gerekli onarımı yapmamıştır. Altyapı yapmak yerine insanların canını 1-2 milyon liraya alırız diyor. Kaçak akım rölyesi kullanılmamıştır. İZSU ise elektrik kaçağının olduğu yere 3 mazgal adı altında 3 mayın döşemiştir. Döşemeselerdi ölüm gerçekleşemeyecekti. Mazgalların temizliği neden yapılmıyor? Kendinize hiç sordunuz mu? Vicdanınız rahat mı? Burada vefat eden benim kızım değil sizin çocuğunuz olabilirdi. Neden bu kadar sorumsuzluk var? Bilirkişi raporuna göre İZSU aklanmaya çalışılmış. Adamlar mazgal döşüyor, yani mayın döşüyor ancak suçsuz. Benim gözümde GDZ yönetim kurulu üyeleri de GDZ yönetimi de İzmir’in ve Konak’ın eski ve yeni belediye başkanları da suçludur. Görevinizi yapın, insanları öldürmeyin! Kar gözeten bu 2 kurum daha kaç kişiyi katledecek? İnşallah hak eden cezasını alacaktır” dedi.

Savunmalar öncesi talebini ileten savcılık tutuklulukların devamı talebini mahkemeye iletti. Mahkemede ayrıca Özge Ceren Deniz’in 2 kız kardeşi de mahkemeye müdahil olma talebini sundu.

"BİLİRKİŞİDE YER ALANLARDAN BİRİSİ İKİ KEZ CHP’DEN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI"
Tutuklu sanık GDZ Elektrik Arıza Onarım Müdürü Ali Külak ifadesinde, “Bu 7’nci duruşmamız. Tam 10,5 aydır yani 310 gündür tutukluyum. Yargılamanın başından beri kendimi, görevimi ve sorumluluklarımı anlatmaya çalıştım. Diğer kurumlardan gelen bilgiler bile benim bilgilerimi doğruladı. Şirketimin benim için idari işlerden sorumlu olduğumu belirttiğini görmüşsünüzdür. Herhangi bir sorumluluktan kaçmaya çalıştığım yok. Yaşamını kaybeden 2 insanımızın acısını en az sizler kadar ben de yaşıyorum. Ancak zamanı geri almak gibi bir yeteneğim yok. Şimdi diyeceksiniz ki konuşuyorsun ama boşa. Ben 10,5 aydır cezaevindeyim. İnsanın düşünecek bol vakti olur. Dosyadaki onca evraka rağmen bilirkişinin bu sonuca varması, plansız ve düşüncesiz ve mazgal yapanlara kusur vermezken başında olmadığım iş için kusurlu olarak gösterilmeme çok şaşırdım. Altında imzam olmayan, işe girmemden çok önce imzalanmış projenin imzacısı olarak göstermiş bilirkişi beni. Söz konusu şirketlerde hiç çalışmadığım 2019’daki arızayı da bilmem gerektiğine karar vermişler. Kabullenemedim ve anlam veremedim. Ta ki bilirkişi heyetinde yer alan bir kişinin İzmir Büyükşehir’i kazanan partinin üyesi olduğunu ve 2 defa belediye başkan adayı olduğunu öğrenene kadar. Gördüm ki bilirkişi raporunda büyükşehiri aklamadaki sorumlu ben olmuşum. Çekinmeseler o gün yaşan yağmuru bile benim yağdırdığımı iddia edebilirlerdi. Ana raporu hazırlamak için 3 ay çalışan bilirkişi, ek raporu hazırlamak içinde aynı süreyi talep etti. İşe giriş tarihim belli. Nasıl sorumlusu olabilirim? Bilirkişilerin saha ile uzaktan yakın alakası olmadığı, belki hiç proje çizmedikleri, keşif gününe kadar hiç kazı yapıp yapmadıkları rapordan belli. Olay yerini bile doğru tespit edemedikleri kişilerden cadde-sokak ayrımı yapmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

İZBAN seferlerinde düzenleme!
İZBAN seferlerinde düzenleme!
İçeriği Görüntüle

AVUKAT İLE MAHKEME BAŞKANI ARASINDA TARTIŞMA
Ali Külak müdafi Avukat Özkan Yücel, “Sayın savcım tutuklulukların devamını istedi. Biz buraya bir adet yerini bulsun diye gelmiyoruz. Mahkeme heyetine müvekkilimin karşı karşıya olduğu durumu anlatmak için geliyoruz. Müvekkilimin hiç çalışmadığı zamanda bilirkişi raporu ‘neden bilmiyorsun’ diye sorumluluk yüklüyor. Bunu söylemeyelim mi?” diye konuştu. Sunumlu savunma yapma talebini ısrarla ifade eden Yücel’in talebini değerlendiren mahkeme heyeti oy birliği ile talebi reddetti. Yücel ile mahkeme hakimi arasında ise salonda ‘yapılan yanlış’ tartışması yaşandı. Mahkeme hakimine ‘bilgisayar arkasında saklanıyorsunuz’ söylemi sonrası ise mahkeme başkanı ayağa kalkarak ‘neden saklanacağım. Ağır Ceza Hakimi Başkanına karşı konuşuyorsunuz’ tepkisini gösterdi. Yücel mahkeme başkanlığının reddine rağmen bilgisayardan video kaydı açarak mahkeme heyetine dinletti.

BIRAKTIĞIMIZ ŞEKİLDE DEĞİLDİ
İZSU'nun ihalesini alan Argan Mühendislik firmasının sahibi, tutuklu sanık Arif Kapuş ifadesinde “Daha önce bilirkişi raporuna ilişkin itirazımızı sunmuştuk. Yaptığım savunma aynen geçerlidir. Bilirkişi raporu teknik yönden beni 2’nci derece hatalı bulmuş. Ocak 2024 tarihinde bu işle birlikte 5 işim daha oldu. Birçok çalışanım olduğu göz önünde alındığında bazı kişiler hakkında çok fazla personele sahip olmasından bilmesi mümkün değil diyerek kusur atfedilmemiş bilirkişi raporunda. Bunun bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ocak 2024- Nisan ve Temmuz 2024 fotoğraflarında görüldüğü üzere ızgaralarda çökme söz konusu değil. Temmuz 2024’te kablo açıldığında asfaltın içinde olduğu 6-8 santim kalınlığında olduğu gözlemlenmiş. Bu süre içinde birçok işlem olduğu ve bunun bizim bıraktığımız şekilde olmadığı, yukarıya doğru çıktığı görünürken burada bana kusur atfedilmesi haksızlık. Suçsuzum ve beraatımı talep ediyorum” dedi.

ÖKTEMAY’IN MAĞDUR OBJEKTİFLİĞİ YOK
Kapuş'un avukatı ise, “İnanç Öktemay elektriğe çarpılmış, çarpıldığını anlamış buna rağmen geri dönmüş. Bu kahramanca bir hareket evet. Ancak kendi rızası ile yaptığı hareketle riski artırarak mağdur objektifliğini ortadan kaldırmıştır. Öktemay’ın ailesi şikayeti geri aldı. Benim müvekkilimin ne yaparak kusurlu olduğunun cevabı raporda yok” şeklinde konuştu.

“BİR BAŞKASININ GÖREV VE SORUMLULUĞUNDAN KAYNAKLI 2’NCİ DERECE KUSUR VERİLMESİ ADİL DEĞİLDİR”
Tutuklu Ahmet Orhan Kaygısız ifadesinde, “Bilirkişi raporunda 2’nci derece kusurlu olduğum belirtilmiştir. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Kendi görev tanımımda mevcut hizmeti kontrol etme yükümlülüğüm bulunmamaktadır. Arıza onarım biriminde çalışmıyorum ve 9 Ocak çalışmalarında görevli değilim. 9 Ocak’taki saha çalışmalarında bildirim yapılmasından bilgim bulunmamaktadır. Fotoğrafların paylaşıldığı whatsaap grubunda yer almamaktayım. Arıza onarım şefi ile teknik onarım şefi olan görevim karıştırılmamalıdır. Bir başkasının görev ve sorumluluğundan kaynaklı 2’nci derece kusur verilmesi adil değildir. Söz konusu iştiraklerde İzBB asfalt birimi ile İZSU ilgili birimlerinin bilgisinin olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Kendi alt çalışanım olmamasından kaynaklı kendi çalışmalarımdan sorumlu tutulabilirim” dedi.

9 OCAK’TA ÇALIŞMA YAPAN İKİ KİŞİDEN BİRİYİM, VİCDANIM RAHAT
Arıza onarım personeli tutuklu sanık Fırat Akbay “9 Ocak’ta orada çalışma yapan iki kişiden biri benim. Benim işim arıza onarım personelliği. Ben bakım ve onarım personeli değilim. Arızaya müdahale ettim, kaçağı giderdim ve sonrasında dedektör testini yaptım. Ben fotoğraflarla zaten bildirdim. Oranın kapatılması konusunda ben bildirimlerimi yaptım. Arkadaşlara günah keçisi lazım… En son müdahale eden ben. Aslında o da ben değilim. Benden sonra asfaltlama çalışmaları yapılmamış. 6 ay süre geçtikten sonra Temmuz’da gözaltına alınıyorum. Ben haftanın 6 günü 8 saat çalışıyorum. Hepsini takip etmem mümkün değil ve işim değil. Ben Ahmet Abi’nin gözüne bakabiliyorum çünkü benim içim rahat. Ben ölümlere sebep vermediğimi biliyorum. Üstümüze düşeni gereğinden fazla yaptım. Benim için vicdan muhasebesi işidir bu. Ben sorumluluklarından kaçan bir insan değilim. Benim 2 çocuğum var. Dönüp onların gözünün içine bakabiliyorum bu işe sebep olmadığım için. Allah şahittir, ben buna sebep olduğumu bilsem çocuklarımın gözüne bakamazdım. Tutukluluğumun uzunluğu oğlumun okulu bırakmasına neden oldu. Ben işimi layıkıyla ile yapıyorum. Benim vicdanım rahat” şeklinde ifadesini verdi.

İSTERSENİZ YALAN MAKİNESİ GETİRİN VE BANA BAĞLAYIN
GDZ Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarım yöneticisi olarak çalışan tutuklu sanık Mehmet Fatih Tosun ifadesinde “Teknik olarak 2’nci derecede kusurlu bulundum. Nerede çalıştığımızı bile sorgulamayan bilirkişiler eksik bilgiler ile herkese aynı kusurları yazmıştır. Bilirkişiler hangi bilgi ve belgeye göre kusurları itham etmişlerdir. Bilgi gelmesine tarafımca gerek yokken hangi gerekçelerle bunlar yazmıştır. UKOME’ye kimin görev ve sorumluluğunun olduğunu sormuşlar mı? Konak içinde benzer işleri incelemişler mi? Bu soruların cevabı raporda yok. Ezber olacak şekilde bunları yazarak tutukluluğumun devamına zemin hazırlamışlardır. İddia makamı sanıkların üzerine atılan suçu işlediğini gösteren somut delillerden bahsedildi. Benim bu fotoğrafları bildiğime dair bir delil var mı? Açılan kayıtların onaydan geçtiğini düşünelim. Her kayıt 1 dakika alsa günlük 17 saat sadece kontrol için gereklidir. Saha faaliyeti sonlandırıldığında hiçbir onay gerektirmez. Saha ekibi arızayı gideremezse ilk amirine bilgi verir. Arıza çalışmaları tamamlandığında kayıt kapatılır ve kimsenin onayına düşmeden kayıt arşivlenir. İsterseniz yalan makinesi getirin ve bana bağlayın. Ben bu kayıtları görmediğimi biliyorum. Eğer yalan makinesi aksini söylerse beni en ağır ceza ile cezalandırın. 311 gündür tutukluyum ve bu mağduriyete neden olmuştur. Abimi kaybettim. Annemin ve babamın tek dayanağı ben kaldım. Öksüz kalan yeğenlerime kol kanat germeye çalışırken tutuklandım. Benim gibi 2’nci derece sorumlu tutulan 6 kişi tutuksuz yargılanıyor” dedi.

30 YILDIR BU FİRMADA ÇALIŞIYORUM, FOTOĞRAF ÇEKİLDİĞİNİ YENİ DUYDUM
Tutuklu Sanık Mehmet Zeki Aytulum, “Bana 2’nci derece sorumlu demişler. Benim hak edişte imzam var. Kontrol görevim var… Ben lise mezunu işçiyim. Firmanın sahibi burada, şantiye şefi burada, sözleşme önünüzde, gözlemci değilim ki. Kanal işlerinde çalışmayan kişileri geri işte çalıştırıyorlar. Firmanın 4 işçisi var böyle. Bunlar gözlemci olsa firma zaten ihaleye çıkmaz. Firma kendisi yaptığı işin fotoğrafını çekiyor. 30 yıldır bu firmada çalışıyorum, fotoğraf çekildiğini yeni duydum. Bunun bir bedeli var bunu ödemek zorunda, ilk yapılan işte Mustafa Atakan’dan başka hiç kimsenin imzası yok. Gün içinde 4 ekip olsa 15 noktaya gitmesi gerekiyor. Mümkün mü bu? Firma yapıyor, fotoğrafını çekiyor, getiriyor, hak edişini kuruma teslim ediyor. Ben 11 aydı cezaevindeyim ve kendime her gün ‘sen bu işin neresindesin?’ sorusunu soruyorum. Suçsuzum ve adalete inanıyorum. Beratımı talep ediyorum”

Tutuklu Sanık Doğal Kılıç ifadesinde “Keşif çalışmaları yapıldığında beton logar kadar geniş çalışma alanı olmadığı görülmektedir. Bu sebeple mevcutta birçok yerde uygulandığı şekilde imalat yapılmıştır. Bu sistem bir boşluk oluşturmak için kullanılır. Izgara ağırlık taşıyıcısı değildir. Izgara imalatımızdan sonra yapılan çalışmada asfaltın üstüne kadar çıkarılan kablonun ızgaraya temas ettiği görülmüştür. Tahliyemi istiyorum” dedi.

Tutuklu sanıklardan GDZ Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi Mert Ceylan, “Tek bir somut tespit ortada yokken, kabloların yüzeye yakın olduğunu bilmem kabul edilemez. Haberdar olmadığım durumun risk değerlendirmesini yapmam mümkün olmadığı gibi sahada yapılan işler benim onayıma sunulmaz. Tehlikeyi görmezden gelmek için tehlikeyi bilmek ve mevcut duruma hakim olmak gerekir. Yapılan suç değerlendirmesinde herhangi bir belge ve somut deliller ortaya konmadan tarafıma atfedilenler, sorulması ve sorgulanması gerekenler gözden kaçırılmıştır. Ellerini vicdanına koyarak avukatımın sunduğu belgelerin dikkate alınarak tutukluluk durumumu tahliye yönünde değerlendirmenizi dilerim” şeklinde ifade verdi.

TANIK KURU: 9 OCAK’TA ‘ARIZA GİDERİLDİ’ BİLDİRİMİ GELMEDİ DİYE BİLİYORUM
Tanıklar Volkan Bozdere, Özkan Kuru, Ali Gençay arıza bildirimi ve teknik konular ile ilgili yapılacak işlemlerde elektrik firması ile UKOME arasında bağ olduğunu ve karşılıklı bildirimler yapıldığını dile getirdi. Tanıklardan Özkan Kuru ifadesinde “Arıza kazıları ile ilgili süreç yetkililerin bulunduğu gruptan şifahi bildirim yapılır. Arıza onarım bittiği ve asfalt işlemi için yine buradan bildirim yapılır. Sonrasında yönetmelik gereği yazılı süreç başlar ruhsata ilişkin süreçle ilgili. Acil durumlarda gruplardan paylaşılır. Gece yarısı 3-4 gibi arıza bildirimi geldiğinde bildirim yapılamadığı olabiliyor. 9 Ocak’ta ‘arıza giderildi’ bildirimi gelmedi diye biliyorum. Grupta UKOME’den yetkili arkadaşlar var ve ona göre işlem yapılıyor” ifadelerini kullandı.