Yeni Türkiye söylemiyle dile getirilen meselelerin ele alınış biçimi, kritik bir yol ayrımını düşündürüyor.

Çünkü kontrolden çıkan Yeni Türkiye’de süreç yönetimi sürekli erör vermeye başladı. Artık her türlü baskı devrede. Muhalefet potansiyeli olan kim varsa iktidarın hedefinde…

1923 kanlı darbesinin hesabını soranlar… 1908’den itibaren İttihatçı dönemin hesabını soranlar… Harf devriminden sonra cahil kaldıkları için hesap soranlar… Hilafeti geri getirmek için Cumhuriyet devrimi ile hesaplaşanlar… ABD Büyükelçisi’nin “Osmanlı İmparatorluğu millet sistemi” ile iktidarın savunduğu Arap-Kürt-Türk Federasyonu fikri arasındaki benzerlik ve “en üst kimlik, Müslümanlık” açıklaması… İslam normlarıyla kuşatılan seküler topluma dayatılan Arap kültürü… Türk kimliğine ve Atatürkçü düşünceye karşı örgütlenen husumet…

Özetle, Osmanlıcılık oynayan vasatların dayattığı Yeni Türkiye kimliğinden zuhur eden Batı mandacılığının getirdikleriyle bir kere daha karşı karşıyayız.

Sevr Antlaşmasına direnen, Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren Türk kimliği, İslamcılar tarafında yargılanıyor. Bu tutum, kritik bir ayrışma habercisidir.

Sanayi devriminin yol açtığı değişim sonucu üniter devletin öne çıkışını ve sanayi devrimini okuyamayan hanedanın çöküşünün hesabını Türklerden sormaya yeltenen İslamcı zihniyetin kötü niyeti sınır tanımıyor.

Kurtuluş Savaşı yıllarında da bağımsızlık mücadelesine karşı şeriat bayrağı açarak Anadolu’nun sömürgeleşmesinden yana tavır alan İslamcılar, ABD desteğinde yeniden şanslarını deneyecek. Açıklamalarından öyle anlaşılıyor.

Yeni Türkiye operasyonu sürüyor. Hedef, Türk kimliğinin Cumhuriyet’in kuruluşundaki rolünü geri plana itmek olabilir… Tam bu aşamada, bölgesel güç olma iddiası taşıyan devlet politikasının nasıl oluşacağı hayati önemdedir.

Erdoğan yönetimi, Araplar ve Kürtlerle İslam Federasyonu oluşturmanın şartlarını zorluyor. Kürtler ve Araplar, her ikisi de “1923 kanlı darbesinin hesabını sormak”, “1924 Anayasasını yok saymak” konusunda çok istekli. Bu ahvalde, federasyon fikrine Türkleri ikna etmek için ne söyleyecekler, merak konusu...

Cumhur İttifakı, gerileme ve yıkılış dönemlerinin Osmanlı İmparatorluğu millet sistemini, ABD Büyükelçisinin de tavsiyesiyle, çözüm modeli olarak halka sunmak üzere hazırlık yapıyor.

PKK’nın silah bırakma operasyonu, federasyon projesine Kürtlerin dahlidir. Piyangodan çıkan Türkiye’ye Araplar zaten hazır. Devamında, Kürtlerin ve Arapların 1924 Anayasası ile yüzyıllık hesaplaşma talepleri kimseyi şaşırtmaz.

Bu ahval ve şerait içinde, Cumhur İttifakı ile Türklerin yol ayrımında olduğunu düşündüren koşulları yok saymak mümkün değil.

Ancak bu süreçte ilginç bir başka husus var; CHP’nin sürecin neresinde durduğu meçhul. Yönetim, İmamoğlu ve belediyeler dışında kalan konulara mesafeli. Oysa, yeni toplumsal mutabakatın yolunu açan fikirlere öncülük yapması beklenirdi.

Hazin ama gerçek; Reklam arası bitti, Türk devrimi yargılanıyor.