Güzel İzmir, “kalpleri sıkıştıran” günlerinden biriydi...

Sıkıntılı haberi...

Bir saat içinde duymayan kalmadı...

İzmirliler, “Grev, filan kalmıyor...” demeye hazırlanırken...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay...

Yıldırım Harekat’ın düğmesine bastı...

Söyledikleri ise...

“Canlı yayın”da soluksuz izleniyordu:

Bin otuz emekçi işten çıkarılıyordu ve Başkan Tugay’a göre...

Bu çıkarmaların sorumlusu sendikaydı!

Önemli bir ayrıntı daha:

DİSK yöneticilerinin akrabaları da işten ayrılacaktı...

Yeni dönemde işe alınacaklarına halk komitesi karar verecekti...

Yani...

“Tanıdık out, Halk Komitesi in” ve...

Peşinden Belediye – İş’e mesaj:

“Bankamatikçi artık yok; unutun gitsin!”

***

Şu sıralarda...

Bu toprakların incisi İzmir’in...

158 yaşındaki belediyesi “düğmeye” basmıştı...

Güzel İzmir’in “Büyük kent” Belediyesi’nde yarınları n’olacak?

O’nu da zaman gösterecek...

***

Şimdilerde her türlü sendikal ataklar...

Ağırlıklı olarak...

Masada başlıyor ve masada bitiyor...

Ne var ki...

“30 küsur yıl önce”...

Emekçi ve arkasındaki sendika ile...

Asırlık İzmir Belediyesi...

Genel olarak “sıkıntılı ve akçeli” işler...

Hafiften uzun sürse de...

Bi’şekilde...

Masada... Anlaşma... Gayret... Uzlaşma... Ve...

“Hayırlı olsun...” dilekleriyle...

Sevinçli sonu getirecek gibiydi...

Ne var ki...

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kararlığı...

Bu kez...

İzmir’de

Dün başlayan ve “yürek hoplatan” yeni bir sıkıntıyı ilan ediyordu:

“Bundan sonra neler olacak?”

***

Göreceğiz...

Ne var ki, İzmir’in Belediyecilik tarihinde...

Unutulmaz...

Bir belediye ve işçi protestosu yaşanmıştı; “33 yıl” önce...

Üstelik...

Lapa lapa yağan karın altında...

Taaa, İzmir’den Ankara’ya...

Neredeyse 600 kilometre...

İzmir Belediyesi işçilerinin...

“Yürüyün arkadaşlar; hedef Ankara!”

Adı altında...

O güne kadar hiçbir belediyenin sergileyemediği...

“Rest’e rest...” planını...

İşçinin ve sendikanın koca İzmir Belediyesi’ne...

Sergileme başarısıydı...

***

İzmir Belediye işçilerinin “İzmir – Ankara Yürüyüşü”...

Bugünkü gibi...

Ücretle... Personel sayısı ile... Yoğunlukla...

İlgisi yoktu...

İzmir Belediyesi çalışanlarının protestosu...

“Özelleştirme ve taşeronlaştırmaya karşı iş güvencesi” için yürüyeceklerdi...

Takvimler “7 Ocak 1992”yi gösterirken...

Ankara’ya yola çıktılar...

Gündüz yürüyor...

Gece otobüse geçip, donmaktan kurtulmaya çalışıyorlardı...

28 gün diz boyu kar’a bata – çıka yürüdüler...

***

Eşi, benzeri olmayan bir “hak ve adalet” yürüyüşünün...

“Acı-tatlı” yanlarını...

Değerli meslektaşım Yaşar Eyice yazdı; o günlerde...

Şaşırarak ve gülümseyerek okuyacaksınız...

Başlıyoruz...

***

İddialara göre...

“Bütçe yetersiz iddiasıyla birçok personelin işine son verilmişti...

Türk-İş ve DİSK’e bağlı işçiler Ankara’ya “Hak Yürüyüşü”ne çıktılar...

Ben ve beş gazeteci arkadaşım da onlarla birlikte…

Gündüz yürüyor, akşam otobüslerde uyuyor...

Sabah tekrar yola koyuluyorduk...

Polis ve jandarma yolumuzu keserek bizi önlemeye çalışıyordu...

İlerleyen günlerde halk bize ve yürüyüşçü işçilere sahip çıktı...

Sofralarını açanlar…

Alkışlayanlar unutulacak gibi değildi...

Sonunda Ankara’da Başbakanı Süleyman Demirel bizi ve...

Seçilmiş işçileri kabul etti...

Yanımızdan Belediye Başkanı Yüksel Çakmur’u arayarak konuştu...

Başkan Çakmur...

Kesin bir dille tek işçiye bile verecek para olmadığını anlattı...

Sonunda...

Bu işçilerin tamamının belli yerlere yerleştirilmesi ve...

Maaşlarının genel bütçeden ödenmesi kararlaştırıldı...

Yani...

Bir aylık çileli yürüyüş olumlu sonuçlanmıştı...

O zamanlar...

Başbakan Süleyman Demirel, Adalet (Demokrat) partili...

İzmir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur ise CHP’li idi…

“Yüksel Çakmur acaba işçi düşmanı mıydı?” diyenler bile oldu ama...

Alakası yoktu...

En kısa ifadesiyle...

Başkan Çakmur...

İzmirli’nin ve belediyenin menfaatlerin koruyordu…

Ne günlerdi ama!

O tarihten bugüne İzmir büyüdü...

Tabii İzmir Belediyesi de…

Önce Büyükşehir sonra da Bütünşehir oldu...

30 ilçeye eşit hizmet götürmekle ve yatırım yapmakla sorumlu bir belediye...

Ülke ekonomisi ise gün gibi ortada...

Bu süreçte personel sayısı da büyüdü haliyle...

İster ihtiyaçtan deyin, ister başka nedenlerden dolayı...

Şu anda 35 bin civarında personeli olan...

Dev bir yapı oldu İzmir Büyükşehir Belediyesi...

Belediyede çalışan personelin maaşlarını zaten sağdan soldan herkes konuşuyor.

İzmir’in başkanı ise bu konuda çok net. “Bu maaşlarla bu kadar personel istihdam edemeyiz; bunu yaparsak İzmir’e hizmet edemeyiz”

Başkan haklı mı?

Sokaktaki vatandaşa göre haklı...

Sendikacılara göre de...

Yaşananların suçlusu işçiler değil...

***

Bitiriyoruz...

İzmir...

“8 bin 500” yaşında...

Dikkat!

Bu yazıda “rakam” yok...

Sendika ne istedi; işçinin kalbinden ne geçiyor?

Hepsinden önemlisi...

Bence...

Çatı’da şu olmalı...

Kalplere seslenilirse...

Anlaşmaların mutlaka “ortası” bulunur...

Yeter ki...

Ne çalışanlar üzülsün ne de İzmir’i yöneten koca belediye...

Bu arada...

(Bence önemli) İşçinin grev yaptığı İzmir’de Cemil Tugay Başkan’ın çöp toplamasını yadırgamak kalpleri incitir...

Nokta...

Sonsöz: “Gözyaşının bile görevi vardır... Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış... / Hz. Mevlana...